Faizde dengeli indirim
HÜLYA GENÇ SERTKAYA /Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz'da 300 baz puanla başladığı politika faiz oranı indirim sürecine, Eylül'de 250 baz puanla devam etti. TCMB, 11 Eylül'deki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan indirerek yüzde 43'ten yüzde 40.5'e çekti. TCMB ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46'dan yüzde 43.5'e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını yüzde 41.5'ten yüzde 39'a indirdi. Ağırlıklı beklenti, TCMB'nin 23 Ekim ve 11 Aralık'taki toplantılarında indirim sürecine devam edeceği, politika faiz oranının yıl sonunda kademeli olarak yüzde 35 bandına kadar gerileyebileceği yönünde.
PPK toplantısı sonrasında yayımlanan karar metninde, enflasyonun ana eğiliminin Ağustos'ta yavaşladığına dikkat çeken TCMB, ikinci çeyrekte büyüme öngörülerin üzerinde gerçekleşirken nihai yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğunun değerlendirildiğini belirtti. TCMB, yakın döneme ilişkin verilerin talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğunu gösterdiğini vurguladı. Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemlerinin enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tuttuğunu ifade eden TCMB, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmelerin dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğinin altını çizdi.
ORTA VADELİ PROGRAM VE SIKILAŞMA VURGUSU
Karar metninde dezenflasyon sürecine Orta Vadeli Program'ın (OVP) yapacağı katkı ile sıkılaştırma vurgusu dikkat çekti. Karar metninde, fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendireceğini ifade eden TCMB, OVP'de öngörülen makroekonomik çerçevenin bu sürece katkı sağlayacağını dile getirdi. Metinde, "Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır" denildi.
TCMB, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizmasının ilave makro ihtiyati adımlarla destekleneceğini vurgulayarak, likidite koşullarının yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçlarının etkili şekilde kullanılmaya devam edileceğini kaydetti.
YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 29.86
Şimdi de beklentilere bir göz atalım. Piyasa katılımcılarının Eylül ayı enflasyon beklentisi yüzde 2.04 olurken, yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi ise yüzde 29.69'dan yüzde 29.86'ya çıktı. TCMB'nin reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 69 katılımcı tarafından yanıtlanan piyasa katılımcıları anketine göre, katılımcıların 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 22.84 iken, bu anket döneminde yüzde 22.25'e geriledi. Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 43,96 TL iken, bu anket döneminde 43,85 TL oldu. Katılımcıların GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 2.9 iken, bu anket döneminde yüzde 3.2 olarak gerçekleşti.
CARİ DENGE 1.8 MİLYAR DOLAR FAZLA VERDİ
Temmuz'da cari işlemler hesabı 1.8 milyar dolar fazla kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 6 milyar 29 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4.64 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB verilerine göre, cari işlemler hesabı 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde yıllık yüzde 64.6 artışla 21.2 milyar dolar açık verdi. Yıllıklandırılmış verilere göre, Temmuz ayında cari açık yaklaşık 18.8 milyar dolar olurken, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 62.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 9 Eylül'de yayımlanan "Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri, 2024" bülteni çerçevesinde, hizmetler dengesi kalemi 2023-2024 yılları ve 2025 yılı Ocak-Haziran dönemi için revize edildi. Yapılan revizyon, hizmetler dengesi net gelirlerini 2023'te 1 milyar 592 milyon dolar ve 2024'te 623 milyon dolar negatif yönlü etkilerken, 2025 yılı Ocak-Haziran döneminde ise 154 milyon dolar pozitif yönlü etki yaptı. Temmuz'da hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 8 milyar 24 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş olup, bu kalem altında taşımacılık hizmetleri ve seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler sırasıyla 2.4 milyar dolar ve 6.2 milyar dolar oldu. Temmuz'da doğrudan yatırımlar kaynaklı net girişler 1.2 milyar dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları Temmuz'da 5 milyar 97 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Temmuz'da resmi rezervlerde 18.6 milyar dolar net artış oldu. Net hata noksan kaleminde Temmuz'da 582 milyon dolar kaynağı belirsiz para çıkışı yaşanırken, yılın ilk 7 ayında çıkış 4.9 milyar dolara ulaştı.
"TEMMUZ'DA TABLO OLUMLUYA DÖNDÜ"
A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden, 2025 yılının ilk yarısında jeopolitik gelişmeler ve yüksek enerji fiyatları cari dengeyi baskılasa da, Temmuz itibarıyla tablonun olumluya döndüğünü vurguladı. "İhracattaki yüzde 11'lik artış, sınırlı ithalat yükselişi ve gerileyen petrol fiyatları dış ticaret açığını daraltarak 1.8 milyar dolarlık cari fazla sağladı" diyen Özden, turizm gelirlerinin katkısıyla yaz ayları boyunca fazla verme sürecine girildiğini belirterek, yıl sonunda cari açığın 20 milyar dolar civarında gerçekleşmesini beklediğini dile getirdi.
Bu arada, TCMB'nin Eylül ayı piyasa katılımcıları anketine göre, katılımcıların 2025 yılı sonu cari açık beklentisi 20.9 milyar dolar oldu. Yeni açıklanan OVP'de 2025 yılı sonu cari açık hedefi 22.6 milyar dolar olarak belirlenmişti.
SANAYİ ÜRETİMİ YILLIK BAZDA ARTTI
Büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi Temmuz'da yıllık bazda yüzde 5 artarken, aylık bazda ise yüzde 1.8 azaldı. Sanayinin alt kırılımlarına baktığımızda, Temmuz'da madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yıllık yüzde 0.5, aylık yüzde 1.5 azaldı. TÜİK verilerine göre, imalat sanayi sektörü endeksi yıllık yüzde 5.5 artarken, aylık yüzde 2.3 daraldı. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yıllık yüzde 5.8, aylık yüzde 4.5 artış gösterdi. Temmuz'da sermaye malı endeksi aylık yüzde 2.3 gerilerken, yıllık yüzde 20.1 arttı. Ara malı endeksinde ise aylık bazda yüzde 1.7 azalış, yıllık bazda yüzde 4 artış yaşandı. Yüksek teknoloji üretimi ise Temmuz'da aylık bazda yüzde 18.8 gerilemesine karşılık, yıllık bazda yüzde 58.8 arttı.
Geçen hafta ciro endeksleri ile ticaret satış hacim endeksleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, Temmuz'da sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi yıllık yüzde 38.8 artarken, aylık yüzde 2.1 azaldı.
Temmuz'da ticaret satış hacmi yıllık yüzde 11.6 artarken, aylık yüzde 6.5 azaldı. Perakende ticaret satış hacmi ise Temmuz'da yıllık yüzde 13 arttı, aylık yüzde 0.2 geriledi.
İHRACAT İKLİMİNDE ILIMLI İYİLEŞME
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye imalat sektörü ihracat iklimi endeksi 2025 Ağustos'ta bir önceki aya göre 0.6 puan artışla 51.9'a yükseldi. Endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye. 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Ağustos ayı verisi, dış talep koşullarındaki iyileşmenin ılımlı olmakla birlikte Mayıs 2024'ten bu yana en güçlü düzeyde gerçekleştiğine işaret etti. İhracat iklimindeki kesintisiz güçlenme eğilimi 20'nci aya ulaştı. Türk imalat sektörünün 10 büyük ihracat pazarının çoğunluğunda üretim arttı. Toplam ihracatın yüzde 8'inin gerçekleştirildiği Almanya'da ekonomik aktivite üst üste üçüncü ay sınırlı büyüme gösterdi. ABD'de üretim bir kez daha belirgin bir artış sergiledi. Birleşik Krallık'ta da ekonomik aktivite yaklaşık son bir yılın en belirgin artışını kaydetti. Rusya'da ekonomik aktivite gerilemekle birlikte bozulma Temmuz ayına göre hafifledi. BAE'de petrol dışı ekonomi ağustosta güçlü bir şekilde genişlemeyi sürdürdü.
AĞUSTOS'UN EN ÇOK KAZANDIRANI BORSA
Geçen hafta açıklanan verilerden biri de finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları oldu. TÜİK verilerine göre Ağustos'ta aylık en yüksek reel getiri yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4.15, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 4.60 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti. BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede de en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olarak kayda girdi. Altı aylık ve yıllık değerlendirmede ise en çok külçe altın kazandırdı. Ağustos'ta en çok kaybettiren finansal yatırım aracı euro oldu.
Hande ŞEKERCİ / İş Portföy Baş Ekonomisti
"İndirim piyasa beklentisinin hafif üzerinde"
Merkez Bankası'nın 2.5 puanlık indirimi piyasa beklentisinin hafif üzerinde. Bununla birlikte son dönemde GSYH ve enflasyon verilerinin tahminlerin üzerinde kalması ve yurt içindeki oynaklıklar nedeniyle piyasanın faiz indirimi tahminleri de törpülenmişti. TCMB tam dengede bir indirim yapmış oldu. Metinden TL'deki reel değerlenme şartına dair ifade çıkarıldı. Bu da halihazırda sepet bazında TL bu sene reel olarak değerlenmediği için, daha gerçekçi bir duruşa işaret ediyor. TCMB'nin enflasyona ve büyümeye dair yorumları yukarı yönlü riskleri içeriyor. Kalan son 2 toplantıda indirimlerin sürmesini ve yılsonunda faizin yüzde 35 olmasını bekliyoruz. Eylül ve Ekim ayı TÜFE verileri ise kısa vadede faizin ne kadar düşeceğini gösterecektir.
Tonguç ERBAŞ / Ahlatcı Portföy Genel Müdürü
"TCMB ihtiyatlı bir tutum benimsedi"
Haziran ayındaki PPK toplantısında politika faizinin sabit bırakılmasının ardından, Temmuz'da başlayan faiz indirimi Eylül ayında da devam ederek kademeli bir indirim döngüsüne işaret etti. Temmuz karar metninde enflasyonun ana eğiliminin 'yatay' seyrettiği vurgulanırken, Eylül kararında 'yavaşlama' ifadesinin öne çıkması, dezenflasyon sürecini destekleyici bir gelişme olarak değerlendirildi. Buna karşın, ikinci çeyrekte büyüme verileri beklentilerin üzerinde gelse de, yurt içi talebin zayıf seyrini koruduğuna dikkat çekildi. Eylül toplantısı sonrası yayımlanan metinde öne çıkan bir diğer unsur, 'ara hedeflerden sapma halinde sıkılaştırma yapılacağı' yönündeki açık politika mesajı oldu. Ayrıca, Orta Vadeli Program'ın dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağına dair vurgu, para politikasının makroekonomik çerçeveyle uyumlu şekilde ilerleyeceğini gösterdi. Genel olarak değerlendirdiğimizde, Merkez Bankası'nın son kararında ihtiyatlı bir güvercin tutum benimsediğini söyleyebiliriz. Faiz indirimleri devam ederken, enflasyonla mücadele kararlılığı korunmakta ve gerektiğinde sıkılaştırma seçeneğinde göz önünde bulunduğunu söyleyebiliriz.
Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti
"Yeni riskler oluşmadığı sürece faizde gerileme devam eder"
Sanayi üretimi Haziran'daki yüzde 8.3'lük güçlü artışın ardından Temmuz'da yıllık bazda yüzde 5 yükselirken, aylık bazda yüzde 1.8 geriledi. Bu gelişme, yılın üçüncü çeyreğinde sınırlı bir yavaşlamaya işaret ediyor. Özellikle giyim, gıda ve tekstil gibi dayanıksız tüketim mallarında yaşanan daralma Temmuz'daki gerilemede etkili oldu. Ancak bunun karşısında inşaat bağlantılı sektörlerdeki güçlü görünüm dikkat çekici. İnşaat sektörü yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10.9'luk yıllık büyümesiyle yalnızca sektörün değil, metal ve yapı malzemeleri gibi ilişkili sanayilerin de canlanmasına katkı sağladı. Bu çerçevede 2025 yılı için büyüme tahminimi yüzde 3.5 seviyesinde koruyorum. Kredi büyümesinde yavaşlama ve tüketici eğilimlerindeki dengelenme sinyalleri olumlu olsa da, iç talep halen büyümenin ana taşıyıcısı. Bu nedenle 2026'da faiz indirimlerinin daha ihtiyatlı ve kademeli adımlarla ilerlemesini bekliyorum. Enflasyon tarafında ise hizmet fiyatlarındaki katılık ve beklentilerdeki yavaş iyileşme, enflasyonun öngörülen patikanın üzerinde kalmasına yol açıyor. Yine de yılsonu enflasyonunun yüzde 30 seviyesinde olacağını, yeni riskler oluşmadığı sürece faiz indirim sürecinin devam edeceğini düşünüyorum. Sanayi üretimindeki canlılık ve Merkez Bankası'nın faiz indirimleri bir arada okunduğunda, 2025 yılı için büyüme-enflasyon-üretim üçgeninde dengeli bir tablo öne çıkıyor. Faiz indirimi kararı, hem piyasada güveni korurken hem de enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü teyit ediyor.
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Dolar/TL'de yukarı yönlü hareket biraz daha gevşetilebilir"
TCMB, enflasyon ana eğiliminin Ağustos'ta yavaşladığını söylese de, gıda fiyatları ve hizmet kalemlerinin enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskılarından endişe ediyor. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmeleri de, dezenflasyon süreci açısından yukarı yönlü riskler olarak değerlendiriyor. Nihai yurt içi talebin zayıf bir seyirde devam ettiğine işaret ediyor. Nihai yurt içi talebin zayıf bir seyirde devam ettiğini, büyüme verisinin (çeyreklik değişiminde) görmüştük. TCMB bunu kendi politika metni içerisine de almış. En önemli değişiklik ise daha önceki karar metinde yer alan 'Türk lirasındaki değerlenme' ifadesinin çıkarılması. TCMB'nin daha önceki söylemi, fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun talepte dengelenme, TL'de reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelmeyle dezenflasyon sürecini destekleyeceği yönündeydi. Yeni metinde talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecinin güçlendirileceği ifade ediliyor. Bunu, dolar/TL'de yukarı yönlü hareketin yıl sonuna doğru biraz daha gevşetileceği şeklinde algıladım. Bu da, ihracatçıların temelde bekledikleri bir haber olarak da değerlendirilebilir.