Enflasyon beklentilerinde gerileme sürüyor

GİRİŞ TARİHİ: 02.10.2025 GİRİŞ TARİHİ: 11:04 SON GÜNCELLEME: 02.10.2025 11:04
Eylül’de 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi piyasa katılımcılarında yüzde 22.25’e, reel sektörde yüzde 36.80’e, hanehalkında ise yüzde 52.99’a geriledi. Beklentiler reel sektörde 43 ayın en düşük seviyesini gördü. Gözler, 3 Ekim’de açıklanacak Eylül ayı enflasyon verisine çevrildi.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Tüm kesimlerin enflasyon beklentilerinde düşüş devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıkladığı verilere göre Eylül'de 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri aylık bazda piyasa katılımcıları için 0.59 puan azalarak yüzde 22.25, reel sektör için 0.90 puan azalarak yüzde 36.80, hanehalkı için 1.08 puan azalarak yüzde 52.99 oldu. Sektörel enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları, iktisadi yönelim anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş birliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hanehalkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentilerinden elde edildi. Piyasa katılımcılarının enflasyon beklentileri son 45 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşirken, reel sektörün enflasyon beklentileri ise son 43 ayın en düşük seviyesini gördü. Hanehalkının 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi ise en son 2025 Haziran'da 52.99 seviyesinde gerçekleşmişti. Eylül'de gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 1 puan artarak yüzde 27.35 seviyesinde gerçekleşti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda enflasyon beklentilerindeki düşüşün Eylül'de de devem ettiğini vurgulayarak, beklentilerdeki iyileşme, mali disiplin ve yapısal reformların dezenflasyon sürecini desteklemeyi sürdürdüğünü kaydetti.

YD-ÜFE YÜZDE 1.32 ARTTI

Söz enflasyondan açılmışken TÜİK'in geçen hafta açıkladığı yurt dışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE) ve tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) verilerine de bir göz atalım. Belirli bir dönemde ülke içerisinde üretimi yapılıp üreticiler tarafından yurt dışına ihraç edilen ürünlerin üretici fiyat değişimlerini ölçmeyi amaçlayan YD-ÜFE, Ağustos'ta aylık yüzde 1.32 artarken, yıllık enflasyonu bir önceki aya göre 2.05 puan artışla yüzde 28.01 oldu.

Çiftçinin üretimini gerçekleştirmek için ara tüketim olarak kullandığı mal ve hizmetler ile yatırım amaçlı aldığı mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarındaki değişimi ölçmek amacıyla hesaplanan Tarım-GFE, Temmuz'da aylık yüzde 3.68, yıllık yüzde 34.22 artış gösterdi. Temmuz'da yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 63.52 artış ile veteriner harcamaları, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup ise yüzde 9.89 artış ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu.

Öte yandan 3 Ekim'de Eylül ayı enflasyon verisinin açıklanması bekleniyor. TÜİK verilerine göre, Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Ağustos'ta aylık yüzde 2.04, yıllık yüzde 32.95 artış göstermişti. Piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların Eylül ayı TÜFE beklentisi yüzde 2.04 olmuştu.

GÜVEN ENDEKSLERİ AÇIKLANDI

Şimdi de güven endekslerine bir göz atalım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Eylül'de güven endeksi hizmet sektöründe azalırken, perakende ticaret ve inşaat sektöründe arttı. Eylül'de bir önceki aya göre, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.4 artışla 109.2, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3.6 artışla 88.3 düzeyinde gerçekleşti. Eylül'de hizmet sektörü güven endeksi ise aylık yüzde 0.1 azalışla 111 oldu. Tüketici güven endeksi ise Eylül'de bir önceki aya göre yüzde 0.4 oranında azalarak 83.9 düzeyinde gerçekleşti.

İstanbul Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman'a göre güven endeksleri görece dengeli bir yaklaşım içerisinde. Tedbirli bir vatandaş ve sektör beklentisi görülüyor.

Reel kesim güven endeksi ise mevsimsellikten arındırılmamış verilerle Eylül'de bir önceki aya göre, 0.4 puan azalarak 100.2 seviyesinde gerçekleşti. Reel kesimin güveni bir önceki aya göre gerilese de, endeksin 100 değerinin üzerinde olması anketin kapsadığı reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güvenin arttığı görünüme işaret etti. TCMB'nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 821 iş yerinin iktisadi yönelim anketi sonuçlarına göre, Eylül'de mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise aylık bazda 0.2 puan artarak 100.8 seviyesinde gerçekleşti.

İMALAT SANAYİ KAPASİTE KULLANIM ORANI ARTTI

Geçen hafta imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) verileri de açıklandı. TCMB'nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 821 iş yerinin iktisadi yönelim anketine verdiği yanıtlardan elde edilen sonuçlara göre, imalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO, aylık bazda 0.2 puan artarak yüzde 73.8 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO, bir önceki aya göre 0.5 puan artarak yüzde 74 seviyesinde gerçekleşti.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldıran, kapasite kullanım oranlarında küçük seviyelerde olsa da dipten dönüş başladığını gösteren ipuçları olduğunu vurguladı. Yıldıran, "Kapasite kullanım oranın yüzde 75'lere ulaşması durumunda ekonomik büyümede sıçrama olacağı anlamına gelecektir. Fakat henüz bu işaretler yok. Özellikle ihracat, kapasite kullanımlarını da desteklemeye devam ediyor. Eğer faizlerde düşme ve döviz kurlarında yukarı doğru kısmi bir yükseliş yaşanırsa, ihracat pazarlarından gelecek daha güçlü destekle kapasite kullanımlarında artış olacaktır. Verilerde en çok dikkat edilmesi gereken değişken olan makine ekipman imalatındaki kapasite kullanım düşüklüğü, bu gösterge yatırımların düşük seviyede ilerlediğini gösterdiği için dikkat edilmesi gereken risk faktörü olarak düşünmek gerekir" dedi.

FİRMALARIN NET DÖVİZ POZİSYONU AÇIĞI AZALDI

TCMB verilerine göre, Temmuz 2025 döneminde finansal kesim dışındaki firmaların varlıkları 3 milyar 796 milyon dolar artarken, yükümlülükler ise 17 milyon dolar arttı. Temmuz'da net döviz pozisyonu açığı bir önceki aya göre 3 milyar 779 milyon dolar azalışla 182 milyar 629 milyon dolar oldu.

Temmuz 2025 döneminde kısa vadeli varlıklar 137 milyar 759 milyon dolar iken, kısa vadeli yükümlülükler 131 milyar 106 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası ise 6 milyar 654 milyon dolar olarak gerçekleşerek Haziran 2025 dönemine göre 2 milyar 240 milyon dolar arttı. Kısa vadeli yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içindeki payı yüzde 37 düzeyinde gerçekleşti.

KOOPERATİFLERİN FİNANSMANI ERİŞİMİ KOLAYLAŞACAK

Şimdi de kooperatiflerin finansmana erişiminin daha da kolaylaştırılması amacıyla atılacak adımlara bir göz atalım. Önceki hafta açıklanan 2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı'nda kooperatiflerin finansal yapılarının güçlendirilmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması hedeflerden biri olarak yer aldı. Toplam 5 politika ekseni altında belirlenen; 2 amaç, 6 hedef, 23 eylem ve bunlara ilişkin 121 adet performans göstergelerini içerecek şekilde hazırlanan Eylem Planı'na göre, kooperatifler için sürdürülebilir destekleme mekanizması oluşturulması amacıyla çalışmalar yürütülecek. Kooperatiflerin finansman ihtiyacının sürdürülebilir şekilde karşılanmasına alternatif çözüm olarak 2026'da kitle fonlaması sisteminden kooperatiflerin yararlanabilmesine yönelik araştırma raporu hazırlanacak. Tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin ürün alımlarını desteklemek ve takibini yapmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kararı'nda yer alan yetki çerçevesinde bir uygulama yönetmeliği hazırlanacak. Eylem Planı'nda bu adımın takvimi 2027 olarak belirlendi. Ortaklık payı değerinin artırılması ve belirli kooperatiflerde en çok pay taahhüt sınırının kaldırılmasına ilişkin mevzuat değişikliği çalışmaları yapılacak. Kooperatiflerin katılım finans alanında faaliyet göstermesinin sağlanması yönünde çalışmalar yürütülecek. Kooperatif sigortacılığı katılım finans mevzuatı çerçevesinde geliştirilecek.

Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı'nın (KOOP-DES) daha verimli ve etkin hale getirilmesi yönünde çalışmalar yürütülecek. KOOP-DES kapsamında kullandırılan desteklere ilişkin bilgi sistemi oluşturulacak. Kooperatiflerin özsermayelerinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapılacak. Hatırlanacağı üzere KOOP-DES kapsamında şimdiye kadar 772 kooperatifin 826 projesine 110.5 milyon lira tutarında hibe desteği sağlandı. Kooperatiflerin proje tutarlarının yüzde 75'ine kadarı destekleniyor. Bu arada 2026'da KOOP-DES bütçesi kayda değer ölçüde artırılacak. Destek programından bir kere destek alan kooperatiflerin 5 sene geçmeden tekrar başvuru yapmaması kuralı 5 yıldan 4 yıla indirilecek.

3.1 MİLYAR LİRALIK KREDİ HACMİ

Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında destek paketi oluşturulması için çalışmalar yürütülecek. 2026'da kredi garanti kurumları bünyesinde kooperatiflere özgü portföy oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılacak. Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın açıklamalarına göre, Kredi Garanti Fonu (KGF) ve fon sağlayıcısı Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) tarafından yapılacak iş birliği ile KGF bünyesinde kooperatiflerinin kullanımına özgülenmiş yeni bir destek mekanizması oluşturuluyor. TESKOMB tarafından 100 milyon liralık bir fon kaynağı sağlanabildiği ve fonun 25 katına kadar kefalet sağlanabileceği düşünüldüğünde -kefalet miktarı yüzde 80'ine kadar sağlandığından- 3.1 milyar lira civarında kredi hacmi oluşturulabilecek. Bu destek mekanizmasına ilave olarak, ihracat desteklerinden kooperatiflerin yararlanabilmesi için de ayrı bir çalışma yürütülüyor.

Kooperatiflerin el emeği ile üretmiş oldukları yöresel ürünlerinin perakende sektöründeki payının artırılması amacıyla, büyük mağaza ve zincir mağazaların satış alanlarında yöresel ürünlere ayrılan en az yüzde 1'lik raf oranını, kooperatifler tarafından üretilen ürünlere ayırılacak ve bu oran yüzde 2'ye çıkarılacak. Kadın kooperatiflerinin ürettikleri ürünleri satabilmek için e-ticaret pazar yerlerine ödedikleri komisyon oranlarının düşürülmesi ve kadın kooperatiflerin bu pazar yerlerinde görünürlüğünün artırılması noktasında ise Ticaret Bakanlığı ile e-ticaret firmaları arasında iş birliği protokolü yapılacak.

Prof. Dr. Murat FERMAN / İstanbul Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Beklentiler görece bir iyileşme gösteriyor"

TCMB'nin sektörel enflasyon beklentisi anketi sonuçları, 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinde görece bir iyileşme gösteriyor. Buna karşın enflasyon gidişatında önemli bir kırılma veya aşağı yönlü trendin varlığına işaret etmiyor. Eylül ayı sonuçlarına göre, aylık bazda 0.59 puanlık gerilemenin olduğu piyasa katılımcıları en iyimser kesimi oluşturuyor. Reel sektörde 0.90 puanlık gerilemeye karşın, beklentiler yine piyasa katılımcılarının oldukça üzerinde. Hanehalkının beklentilerinde 1 puanlık bir gerileme var, ancak beklentiler piyasa katılımcılarının yine 2-2.5 katından fazla olmayı sürdürüyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (BETAM) açıkladığı Eylül ayı hanehalkı enflasyon beklenti anketine bakıldığında, 12 ay sonrası enflasyon beklentisini yüzde 54.1 düzeyinde. TCMB'nin anketindeki hanehalkı beklentilerine yakın bir veri. Bu sonuçlar, hanehalkının enflasyon beklentilerini hala yüzde 50'nin altına inmediğini gösteriyor. BETAM'ın verilerine göre, iş durumuna göre yapılan ayrıştırmada 12 ay sonrası için en yüksek enflasyon beklentisi yüzde 60.7 ile öğrencilerin, en düşük enflasyon beklentisi ise yüzde 45.7 ile devlet çalışanlarının. Düşüncem, Eylül'de manşet enflasyonun yüzde 2.8'in üzerinde geleceği yönünde.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Politika tasarımında değişiklik gerekiyor"

Eğitim ve ulaşım gibi alanlardaki fiyat artışları enflasyonun aşağıya doğru evrilmesine engel. Gıda fiyatlarında da beklenen iyileşmeler gerçekleşmiyor. Ayrıca kamu kaynaklı fiyatlarda da yükseliş eğilimi devam ediyor. Merkez Bankası'nın faizler üzerinde enflasyon politikası toplam talebi dizginlemesine rağmen, enflasyonun maliyet ve yapısal faktörlerinin kuvvetli olması nedeniyle enflasyon direncini destekliyor. Dolayısıyla politika tasarımında değişiklikler gerekiyor. Güven endeksi, gerektiği kadar toparlanma göstermiyor. Ekonomide güven endeksi göstergeleri toplumun halen, ekonomi programının performansından emin olmadığına işaret ediyor. Toplam siparişlerde minimal seviyede artış olmasına rağmen, Temmuz'dan beri yatay eğilimde devam ediyor. Aynı zamanda bu veri ekonomide kısa dönemde bozulma veya ani yükselişler olmayacağını gösteriyor. Sanayi endeksindeki artış eğiliminin ihracat yönelimli gelişmelere bağımlı olması nedeniyle sanayideki büyümenin sınırlı kalmasına neden oluyor. Ayrıca Avrupa'da özellikle Almanya ekonomisindeki durgunluk da sanayi endeksinin ihracat destekli artışının sınırlı olacağını gösteriyor. İç piyasadaki talebin artışını tetikleyecek gelişmeler yakın gelecekte görünmüyor. Dolayısıyla sanayide büyüme de sınırlı olacaktır. Yine kamu otoritesinin vergi politikasındaki sıkı duruşu da ekonominin talep yönünde gelişmesini sınırlamaktadır.

Prof. Dr. Haşim ÖZÜDOĞRU / Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, kooperatifler için fırsat"

2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı, kooperatifleri ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir kalkınmanın merkezine yerleştiriyor. Planın temel hedefleri; kooperatiflerin finansal yapısını güçlendirmek, mevzuatı güncel ihtiyaçlara uyarlamak, kurumsal kapasiteyi artırmak, yeşil ve dijital dönüşüme uyumu sağlamak ve kooperatifçilik bilincini yaygınlaştırmak. Güçlü yönler arasında anayasal güvence, köklü imece ve ahilik kültürü, KOOPBİS bilgi sistemi ve dış denetim mekanizması yer alıyor. Kadınların ve gençlerin karar alma süreçlerine katılımını teşvik etmesi planın kapsayıcı niteliğini artırıyor. Zayıf yanlar ise sermaye yetersizliği, küçük ölçekli yapı, finansmana erişimde sorunlar ve toplumda düşük farkındalık olarak öne çıkıyor. BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyum, kooperatifler için fırsat yaratırken; küresel ekonomik krizler, iklim riskleri ve uygulamada koordinasyon eksikliği tehdit oluşturuyor. Planın başarılı olması, etkin izleme-değerlendirme, sürdürülebilir finansman modelleri, şeffaf yönetişim ve kamu-özel sektör iş birliğinin geliştirilmesine bağlıdır. Doğru uygulanması halinde kooperatifler, Türkiye'nin sosyal ekonomisinde stratejik bir kalkınma aracı olacaktır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.