Asgari ücret maratonu başladı

Asgari ücret görüşmeleri “işçi” temsilcisi olmadan başladı. 2026 yılı asgari ücretini, “hükümet ve işveren” temsilcileri belirleyecek. Görüşmelerde, asgari ücret artış oranı ve işverene asgari ücret desteği en önemli başlıkları oluşturuyor. İkinci toplantı 18 Aralık’ta (bugün).
18.12.2025 12:52 GÜNCELLEME : 18.12.2025 12:52

HÜLYA GENÇ SERTKAYA/ Yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları, ilk defa "işçi" temsilcisi olmadan başladı. 12 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısında, masada işveren ve hükümet temsilcileri yer aldı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısı değişmeden masada olmayacağını açıklayan işçi kesimi temsilcisi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), toplantıya katılmadı. Komisyon toplantısına Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkanlık etti. Bilindiği üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 5'i hükümet, 5'i işveren, 5'i de işçi kesimini temsil eden toplam 15 üyeden oluşuyor. Komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıyor ve kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde, farklı bir gelişme olmazsa, 2026 yılı asgari ücretini "hükümet ve işveren" temsilcileri belirleyecek. Uzmanlara göre, görüşmelerde, asgari ücret artış oranı ve işverene asgari ücret desteği en önemli başlıklardan olacak. Bu arada Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısı 18 Aralık'ta (bugün) yine Bakanlık'ta yapılacak.

KOMİSYON ÖNCESİ GÖRÜŞME

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyon toplantısı öncesinde, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ile görüştü. Bakan Işıkhan, Ağar'ın asgari ücreti belirleme çalışmaları ile ilgili taleplerini dinledi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakan Işıkhan, görüşmede her iki tarafın da yaklaşım ve değerlendirmelerinin Komisyon'un çalışmaları açısından önemli olduğunu belirterek sosyal diyalog ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.

Bakan Işıkhan'a talep dosyası sunduktan sonra Bakanlık'tan ayrılan Ağar, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, TÜRK-İŞ'in 1974'ten bu yana Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçileri temsil ettiğini vurgulayarak, "Ancak komisyonun mevcut yapısı, yıllardır işçilerin karar süreçlerinde etkili bir şekilde yer almasına imkan tanımamakta; kararlar, çoğunlukla hükümet ve işveren kesiminin oylarıyla alınmakta. TÜRK-İŞ, 24 Aralık 2024'te aldığı kararla komisyon gerçek anlamda adil ve demokratik bir yapıya kavuşturulana kadar komisyon çalışmalarına katılmayacağını kamuoyu ile paylaşmıştır. Yaklaşık 1 yıllık sürede komisyonun yapısı ve işleyişine ilişkin hiçbir iyileştirme yapılmamıştır. Bu nedenle Türk-İş, almış olduğu kararın arkasındadır ve 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına katılmayacaktır" dedi.

"TİSK ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücret toplantısı öncesinde Komisyon'da işverenleri temsil eden TİSK'e çağrıda bulunarak, TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediklerini söyledi. Erdoğan, TİSK'in 29. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, işçilere yönelik atılacak her olumlu adımın, verimlilik, kazanç ve bereket olarak döneceğini vurguladı. 2025 yılı için işverenlere asgari ücret desteği olarak her bir işçi için bin lira verildiğine dikkat çeken Erdoğan, 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandırıldığını açıkladı.

YÜZDE 30 BEKLENTİSİ AĞIRLIKTA

1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek asgari ücret zammına ilişkin farklı senaryolar gündemde. JP Morgan tarafından yayımlanan raporda asgari ücret için yüzde 25'lik bir artış öngörüldü. Asgari ücrete yüzde 20-25 aralığında artış beklentileri dillendirilmeye devam ederken, yüzde 30 artış beklentisi ağırlık kazanıyor. Bilindiği üzere, 2025 yılında yüzde 30.01 artışla net asgari ücret 22 bin 104 lira 67 kuruş, brüt asgari ücret 26 bin 5 lira 50 kuruş olarak uygulanıyor. Olası senaryolara göre, artışın yüzde 20 olması durumunda 2026 yılında net asgari ücretin 26 bin 526 liraya, yüzde 25 olması durumunda 27 bin 630 liraya, yüzde 30 olması durumunda 28 bin 736 liraya çıkması söz konusu. Ancak bu rakamların, Kasım'da TÜRK-İŞ'in açıkladığı açlık sınırın altında olduğuna dikkat çekelim. Yüzde 35 zamla 29 bin 841 liraya çıkacak asgari ücret ise açlık sınırının ancak birkaç lira üzerine çıkabiliyor. TÜRK-İŞ, 2025 Kasım ayında açlık sınırı olarak ifade edilen dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarını 29 bin 828 lira olarak açıkladı. Yoksulluk sınırı olarak ifade edilen gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı ise 97 bin 159 lira olarak hesaplandı.

İŞ DÜNYASININ BEKLENTİLERİ

Bağımsız araştırma şirketi Loginsight tarafından reel sektör yöneticileriyle gerçekleştirilen yeni araştırma, asgari ücret tartışmalarının yalnızca ücret artışı perspektifiyle değil; kamu politikaları, enflasyonla mücadele ve şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliği çerçevesinde ele alındığını ortaya koyuyor. 202 iş dünyası temsilcisiyle, online yöntemle gerçekleştirilen araştırmanın saha çalışması 4-5 Aralık 2025'te tamamlandı. Yapılan açıklamaya göre, araştırma kapsamında katılımcıların verdiği yanıtlar doğrultusunda, 2026 yılına yönelik ortalama asgari ücret beklentisi 27 bin 800 lira olarak belirlendi.

"Asgari ücret belirlenirken en çok hangi denge gözetilmeli?" sorusuna verilen yanıtlar, iş dünyasının yaklaşımını net biçimde ortaya koydu. Katılımcıların yanıtlarına göre öncelikler, çalışan refahı (yüzde 46.5), enflasyonla mücadele yüzde 24.8, işveren maliyeti dengesi yüzde 10.9, istihdamın korunması yüzde 8.9 ve ekonomik büyüme yüzde 8.9 olarak sıralanıyor. Araştırmada katılımcılar tarafından çalışan refahı önceliklendirilse de, asgari ücretin 2026 yılında reel olarak çalışan refahını artırıp artırmayacağı sorulduğunda yüzde 54.5'lik bir kesim "hayır" cevabı veriyor. Kısmen diyenlerin oranı yüzde 36.6 olarak dikkat çekiyor. Evet diyenlerin oranı ise yüzde 8.9 ile sınırlı kalıyor.

Gürsel BARAN / Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Çalışanların refahı ve işletmelerin sürdürülebilirliği gözetilmeli"

Türkiye'de milyonlarca kişi asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret diğer ücretlerin belirlenmesinde de referans niteliği taşıdığı için toplumun tamamını yakından etkiliyor. Bizler, çalışma hayatının tüm paydaşları olarak, çalışanlarımızın enflasyon karşısında korunmasını elbette arzu ediyoruz. Ancak küresel enflasyonun etkileri, hammadde ve girdi maliyetlerindeki artışlar iş dünyasını da doğrudan etkiliyor. Yükselen maliyetler ister istemez fiyatlara yansıyor. Asgari ücretin seviyesi, yeni yatırımların hayata geçirilmesinden istihdam kapasitesine, kayıt dışılıkla mücadeleden işletmelerin rekabet gücüne kadar birçok alanı doğrudan ilgilendiriyor. İnsanca yaşamak, geçinebilmek herkesin hakkıdır. Bununla birlikte işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri de istihdamın devamı ve ekonominin sağlıklı işleyişi açısından hayati öneme sahiptir. Bu çerçevede asgari ücret, ekonomik ve sosyal hassasiyetlerin kesiştiği bir denge noktasıdır. Doğru belirlenmiş bir asgari ücret, hem çalışanların refahını gözetmeli hem de işletmelerin sürdürülebilir faaliyetlerini destekleyerek ülkemizin büyüme ve istihdam hedeflerine katkı sunmalıdır.

Prof. Dr. Aziz ÇELİK / Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Yoksulluk sınırının yarısından az olmamalı"

Asgari ücret tespit edilirken çalışanların geçim şartları ve ülke ekonomisindeki büyüme esas alınmalıdır. Asgari ücret tespit edilirken esas olan çalışanın korunmasıdır. Türkiye'de asıl sıkıntı asgari ücretin sınırlı bir ücret olmaktan çıkıp ortalama ücret olmasıdır. Bu nedenle küçük firmalar da orta ve büyük ölçekli firmalar da asgari ücret durumuna gelmiştir. Olması gereken asgari ücretin sınırlı bir ücret olması ve ücretlerin büyük ölçüde toplu pazarlıkla belirlenmesidir. Devlet burada asgari ücreti ortalama ücret olmaktan çıkaran politikalar izleyebilir. Çalışanların geçim şartları belirlenirken, uluslararası standartlarda olduğu gibi işçinin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. Bunun için sendikalar ve çeşitli kurumlar tarafından açıklanan dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını esas alan yoksulluk sınırı dikkate alınmalıdır. Yoksulluk sınırı bir ücret düzeyi değil hane gelirini ifade eder. Bu nedenle asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısından az olmaması ilkesi benimsenebilir. Asgari ücret kişi başına GSYH'nin belirli bir oranına bağlanmalı. Asgari ücret bunun altına düşmemeli. Kamu işçilerinin en düşük ücretinin, asgari ücret için bir çıpa olması, hem asgari ücretin toplu pazarlıkla bağının kurulması hem de eşitlik ilkesi açısından önemlidir.

Doç. Dr. Okan Güray BÜLBÜL / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Asgari ücrete yüzde 30, işverene destekte yüzde 50 artış masada olacak"

İşçi kesimi temsilcisinin masada olmaması, Komisyon'un karar almasına engel değil. Komisyon, masada yer alan 10 üyenin çoğunluğuyla karar alabiliyor. Dolayısıyla teknik olarak bu yıl asgari ücreti işveren ve hükümet belirleyecek. TİSK asgari ücretteki artış oranı konusunda hükümetle bir pazarlık yürütecektir. Ancak beklentilerin yüzde 20-25 bandında olduğunu ifade edebiliriz. Tahminim asgari ücretteki artış oranının en az yüzde 30 olacağı yönünde. Bu oranın üzerine çıkılması çok kolay olmayacaktır. Diğer taraftan TİSK asgari ücret artışının yanı sıra, işverene asgari ücret desteği konusunda da pazarlık yürütecektir. Hali hazırda bin lira olarak uygulanan asgari ücret desteğinin ocak ayından itibaren hem malullük, yaşlılık, ölüm sigorta kollarına ödenecek primin 1 puan artması hem de imalat dışı sektörlerde yüzde 4 olarak uygulanan hazine desteğinin yüzde 2'ye inmesi bu anlamda TİSK'in pazarlığını şiddetlendirici unsurlar olacaktır. TİSK, en az bu rakamın yüzde 50 artarak bin 500'ye yükselmesi yönünde pazarlıklar yürütecektir. Dolayısıyla asgari ücretteki yüzde 30'luk bir artışın, asgari ücret desteğinde de yüzde 50'lik bir artışın masada konuşulacağını söylemek mümkün. Bu yıl TÜRK-İŞ toplantılara katılmayacağı için 3'üncü toplantıda asgari ücretin belirlenmesi söz konusu olacaktır. Kısa sürede Komisyon yapısında bir değişiklik olma ihtimali elbette var ama çok kuvvetli değil. Böyle bir değişiklik olmazsa bu yıl 10 kişinin imzasıyla hükümet ve işveren temsilcilerinin imzasıyla asgari ücret belirlenecek.

BİZE ULAŞIN