Halk Yatırım Fonlabüyüsün Kitle Fonlama Platformu ana sponsorluğunda Para Dergisi'nin düzenlediği "Kitle Fonlama Zirvesi" ile kitle fonlamanın Türkiye'deki potansiyeli, regülasyon ve yatırımcı-girişimci ilişkilerindeki fırsatlar ve uygulamaya dönük çözümler ile sektörün beklentileri ele alındı.
Kitle Fonlama Zirvesi'nin ikinci paneli Vatut Teknoloji Kurucu Ortağı ve Para Dergisi Yazarı Doç. Dr. Ali Efe İralı moderatörlüğünde yapıldı. "Kitle Fonlamanın Yıldızları" başlığını taşıyan panelde Mapla Biotechnology Kurucusu & CEO'su Merve Canpolat, Non Nocere Kurucu Ortağı & COO'su Tolga Güngör, Inlog Kurucusu Murat Taşkıran, Badgeway Kurucusu Serkan Arı ve AvionX Pazarlama ve İletişim Koordinatörü Osman Samed Bütüner kitle fonlama konusundaki deneyimlerini paylaştı.
Panelde ilk sözü alan Mapla Biotechnology Kurucusu & CEO'su Merve Canpolat, Malatya Teknokent girişimi olan Mapla Biyoteknolojı̇'nin gıda atıklarından biyoplastik malzeme (hammadde granülleri) üretilmesi ve bu biyoplastikten yüksek mukavemetli biyokompozitlerin yapılmasıyla ilgili çalışmalar yaptığını anlattı. Aslına Mapla, 6 Şubat depreminden olumsuz etkilenen bir şirket. Depreme kadar biyoteknolojik ar-ge yapan şirket, 6 Şubat sonrasında tüm 'sermayesini' kaybetmiş. Canpolat o günleri şöyle anlatıyor: "Mikroorganizmalardan katma değerli ürünler geliştiriyorduk. Biyoteknolojik ar-ge'de sermayeniz mikroorganizmalarınızdır. Depremde uzun elektrik kesintileri oldu. Eksi 20 derecede olması gereken malzemelerimiz bir anda yok oldu. Motivasyonumuz düştü, her şeyimizi kaybettik."
Deprem sonrasında Malatya'dan çıkıp Eskişehir'e gitmişler. Eskişehir'de biraz daha proses odaklı ilerlemeye başlamışlar. Kayısı çekirdeği kabuğu aslında öncesinde çalıştıkları fakat yan ürün olarak kullandıkları bir malzemeymiş. Deprem sonrasında ana ürüne dönüşmüş. Ama herşeyi değiştiren Emine Erdoğan Hanımefendi'nin desteği olmuş. Canpolat, "Depremden önce Üçüncü Sıfır Atık Zirvesi'nde Emine Erdoğan Hanımefendi'den teknoloji girişimciliği ödülü almıştık. Eskişehir'deyken Emine Erdoğan Hanımefendi'nin danışmanının bize ulaşması, 'bir şeye ihtiyacınız var mı' demesiyle Eskişehir'deki üniversitelerin kapılarını açmasıyla sekiz aylık çok verimli bir süreç geçirdik. Ardından Fonlabüyüsün ile tanıştık ve tam her şeyimizi kaybetmişken Anka Kuşu gibi yeniden doğduk. 784 yatırımcının katılımıyla yaklaşık 150 bin dolar topladık. Üstelik bu fonlama sadece finansman kaynağı değil bir güvenoyu oldu, projemizi ispatlamış olduk" diye konuştu.
Mapla'nın kitle fonlamayı tercih etmesinin en büyük sebebi erişilebilir, şeffaf ve hızlı bir finansman aracı olması. Canpolat, "Geleneksel yatırımcılarla olan süreçte uzun toplantılar, sürekli belgelerin sunulması, geri dönüş için uzun zaman beklenilmesi gibi handikaplar var. Kitle fonlamada ise çok sayıda küçük yatırımcıya ulaşabiliyorsunuz. Bu hem zaman hem de motivasyon açısından da büyük avantaj sağlıyor. Muazzam bir network kuruyorsunuz" dedi. Mapla kitle fonlamadan gelen kaynakla proses sürecimiz oturtmuş, 4 ton kapasiteli üretim tesisini kurmuş, endüstriyel ölçekli denemelerini gerçekleştirmiş. Canpolat, "İlk ihracatımızı da yaptık, şimdi Avrupa'da katıldığımız bir fuarda tanıştığımız bir otomotiv ve bir kozmetik firmasıyla ar-ge iş birlikleri kurduk, onlarla projeler geliştiriyoruz. Dolayısıyla geldiğimiz noktada kitle fonlama sadece finansal olarak değil, marka bilinirliği ve güven açısından da bize ciddi bir ivme kazandırdı" dedi.
İLK MEZUN
Panelde konuşan Non Nocere Kurucu Ortağı & COO'su Tolga Güngör ise 2020'de kurduğu Non Nocere'nin sanal gerçeklik ortamında bir cerrahi eğitim platformu olduğunu ve sağlık eğitiminde önemli bir değişim yaratmaya çalıştıklarını söyleyerek kitle fonlamanın şirketinin bugün geldiği noktada kritik bir rolü olduğunu ifade etti. "Biz Fonlabüyüsün'ün ilk mezunuyuz, lansman projesiyiz" diyen Güngör sözlerine şöyle devam etti: "Kitle fonlamada hedeflenen miktarın 1 TL altında kalırsanız kampanya iptal oluyor; hedefin üzerine çıkılması durumunda ise en fazla yüzde 20 fazlasını alabiliyorsunuz. O nedenle hedefin iyi belirlenmesi lazım. Biz, 7,5 milyon lira hedefiyle ve biraz endişeyle yola çıktık ama 10 günde hedeflenen miktarın 3 milyon lira üzerine çıktık. Ancak içimiz kan ağlayarak 1,5 milyon lirayı geri verdik. Dolayısıyla hedefi iyi belirlemek çok önemli."
Non Nocere'nin kuruluş yer aslında Almanya. Kitle fonlama sonrası Türkiye'ye dönmüşler. Tolga Güngör, Almanya'da görüştükleri birkaç hızlandırıcının yöneticisinin kendilerine "CEO'nun işinin para bulmak olduğunu" söylediğini anlatarak "Bir girişim kurduğunuz zaman ürün çıkartıyorsunuz, tohum yatırımınızı alıyorsunuz sonra ölüm vadisinin içine düşüyorsunuz. Ürünü satması, pazarlaması, insan kaynakları, finans yönetimi bunlar gerçekten insanın başına bela oluyor. Çünkü bu konuları bilmiyorsunuz. Çalışan bulmanız lazım ama zaten küçüksünüz. O kaynağınızı ürün geliştirmeye ayrılmanız lazım" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Evet, CEO'nun işi para bulmaktır. Ama kaynakları sınırlı bir girişimde aynı zamanda ürünü mü geliştireceksin, ilişki mi kuracaksın, ekibini mi büyüteceksin… Dolayısıyla Fonlabüyüsün sayesinde gelen para enjeksiyonu önümüzü açtı, bizi sıfırdan 100'e 4 saniyede çıkarttı. Açık söylüyorum aksi durumda bugün geldiğimiz noktada olamazdık."
SADECE BİR FİNANSMAN DEĞİL
Panelin bir diğer konuşmacısı olan Inlog Kurucusu Murat Taşkıran ise, otonom sipariş hazırlama ve depolama sistemi olan Inlog'un depo lojistiğinde çok önemli bir katma değer sağladığına işaret ederek, Aralık 2023'te kampanyaya çıktıklarını ve 742 yatırımcının katıldığı turla 3.6 milyon liralık bir kaynak topladıklarını söyledi. Taşkıran girişimler açısından başlangıçta bir darboğaz olduğuna dikkat çekerek, "Fikriniz var, geliştirmeniz gerekiyor. Teori olarak doğrudur hatta pratik olarak da bunun yazılımını hazırlamışsınızdır ama sonuçta test edilmesi lazım ki, bu da kaynak gerektiriyor" dedi.
Girişimleri destekleyen başka kaynakların da olduğunu söyleyen Taşkıran sözlerine şöyle devam etti: "Banka kredisinden, melek yatırımdan, girişim sermayesinden yararlanabilirsiniz ancak en faydalısı bana göre kitle fonlama çünkü gelen finansmanı öz sermaye olarak alıyorsunuz. Ölüm vadisini kitle fonlama ile çok daha sağlıklı aşabiliyorsunuz" dedi. Taşkıran kitle fonlamanın bir diğer avantajının da geliştirdiğiniz fikir için erken bir doğrulama imkanı bulmanız olduğunu söylüyor. "Bizim katılımcı sayımız 700'ün üzerindeydi ve bu doğrulama. Bir fikrim var, bunun mantıklı olup olmadığını çevreme, arkadaşlarıma sorabilirim elbette ama burada öncelikle Fonlabüyüsün ile bu değerlendirmeyi yapıyorsunuz, onlar akıllarına takılan noktaları, eleştirilerini ifade ediyor. Sonra kapsamlı bir hazırlık sürecinden geçiyorsunuz. Yatırımcılara şeffaf bir şekilde büyüme beklentilerinizi, hedeflerinizi hatta yolda çıkabilecek problemleri ve bu riskleri nasıl aşabileceğini aktarıyorsunuz. Kampanyanın başarılı olursa da fikrinizin potansiyeli hakkında bir doğrulama elde ediyorsunuz" diyen Taşkıran kitle fonlamaya yeni girecek girişimcilere de iyi bir hazırlık yapmalarını öneriyor.
Taşkıran, "Kitle fonlamaya yeni gireceklerin şu soruya cevap verebilmeleri lazım: Yatırımcı bana niye güvensin?" Bunu net bir şekilde anlatabilmesiniz. Yatırımcılarını aynı zamanda sizin destekçiniz, gönüllü marka elçiniz haline geliyor. Sadece fonlama elde etmiyorsunuz, erken bir doğrulama, gönüllü katılım ağı, bir kitleyle iletişim kurma imkanı da elde ediyorsunuz" dedi.
TİCARİLEŞME KOLAYLAŞIYOR
Panelin dördüncü konuşmacısı olan Badgeway Kurucusu Serkan Arı, eğitim kurumları ve iş dünyası arasında bir köprü kurarak yetkinlik doğrulama ve paylaşma süreçlerini güvenilir ve kolay hale getirmeyi amaçladıklarını anlatarak sözlerine başladı. Arı da Türkiye'de yazılım ve teknoloji geliştiren girişimlere, KOSGEB, kalkınma ajansları gibi birçok kurum üzerinden finansman kaynağı sunulduğunu hatırlatarak "Bu noktada kitle fonlamanın mevcut finansman yöntemlerine göre birçok avantajı var. Biz iki başarılı kampanya oluşturduk. Aralık 2023'teki ilk fonlamamız 2,5 günde kapandı. Aralık 2024'teki ikinci fonlamamız da aynı şekilde çok hızlı kapandı. Bu şekilde başka bir hızlı nakit akışını, kaynağı bulabilme imkanı yok" dedi.
Fonlabüyüsün ekibinin sürecin her aşamasında yanlarında olduğunu aktaran Arı, "Bu özellikle ticarileşme aşamasındaki girişimler için çok kıymetli çünkü karşınızdaki ekip finans tekniğini çok iyi biliyor. Yani ticarileşme sürecinde hangi adımların atılması gerektiği konusunda çok doğru bir yönlendirme alıyorsunuz. Benim aklımda iki tur fonlama yokken Fonlabüyüsün ekibi bunu önceden öngörmüştü" diye konuştu.
GÜVEN EN ÖNEMLİ KRİTER
Panelin son konuşmacısı olan AvionX Pazarlama ve İletişim Koordinatörü Osman Samed Bütüner, AvionX'in otonom araçların, hava, deniz, kara dronlarının kendi kendilerini kontrol etmelerini sağlayan otopilot yazılımı ve donanımı ürettiklerini anlatarak halihazırda çıktıkları kampanyanın devam ettiğini aktardı. Bütüner, "Büyüme hedeflerimiz doğrultusunda farklı finansman araçlarını da değerlendirdik ancak bizim için en doğrusunun kitle fonlama olduğuna karar verdik çünkü amacımız sadece finansman değil aynı zamanda markamızı daha geniş kitlelere tanıtmak ve yatırımcıyla doğrudan bir bağ kurmaktı. Kitle fonlama sadece sermaye sağlamıyor aynı zamanda şirketinizi sahiplenen, geleceğine ortak olmak isteyen geniş bir yatırımcı topluluğu da sunuyor" diye konuştu.
Bütüner, kitle fonlamayı seçmelerindeki temel nedenin bu anlamda "güven" olduğunu vurguladı. Bütüner, bunu şu sözlerle açıkladı: "İnsanlar sunduğumuz sistemleri aldıkları zaman araçlarına entegre edecekler ve burada güvenlik, performans ve verimlilik çok çok önemli. Çünkü rakip olduğumuz firmalar yıllardır bu sektörün içinde ve tekel haline gelmiş durumdalar. AvionX olarak bir anda 'uygun maliyetle, rekabet seviyesi yüksek ve karlı bir ürün ortaya koyuyoruz' dediğimiz zaman, ister istemez soru işaretleri oluşacak. Üstelik geliştirdiğimiz sistemler denendi ve denenmeye devam ediyor. Ancak bunlar elektronik komponent olarak bir nevi mevcut sistemin taklidi. Bu bağlamda kitle fonlama müşterilerimize ve yatırımcılarımıza aynı şekilde bizimle ilgilenen insanlara bir nevi güven unsuru sağlıyor."