“Latin Amerika çok güzel, siz de gelin!”

Borsaya açılmaya hazırlanan Honest Holding, turizmde katlanarak büyürken Latin Amerika’nın ünlü yeme-içme markalarını da ülkemize getiriyor. Latin Amerika’daki iş olanaklarına dikkat çeken genç patron Cengiz Deveci’ye göre, Türkiye’ye Latin Amerika’dan gelen turist sayısı 1 milyonu bulacak…
05.05.2022 12:09 GÜNCELLEME : 05.05.2022 12:09

PARA RÖPORTAJ/ ÖZLEM KAPAR BAYBURS Isparta'dan göç etmiş bir ailenin iki çocuğundan biri olarak İstanbul'da dünyaya geldi; henüz 35 yaşında. Babası oturdukları Eyüp'teki Alibeyköy semtinin sütçüsüydü; ailesi halen orada yaşıyor. Çocukken çırak olarak Kapalıçarşı'da deri ve tekstil mağazalarında çalışarak iş hayatına başladı. Çıraklığın peşi sıra, kalfalık ve ustalık geldi. İlkokuldan itibaren eğitim hayatı boyunca, hem okuyup hem çalıştı. Kapalıçarşı'daki Latin Amerikalı müşterileri sayesinde ilgi duyduğu bu kültürün dilini öğrendi. 20'li yaşlarının başında Honest markasını satın aldı ve Latin Amerika'dan turist getirmeye başladı. Honest şu an holding oldu ve borsaya açılmaya hazırlanıyor. Latin Amerika ile iş yapmak konusundaki deneyimlerini pek çok meslek örgütünde paylaşıyor. Paraguay İstanbul Fahri Konsolosluğu unvanıyla Türkiye'nin en genç fahri konsolosu oldu. Meksika vatandaşı. Pandemide yatırıma ağırlık verdiği Honest Holding'in çatısı altındaki şirketleri, otelleri ve son satın aldığı gemisiyle turizmin neredeyse her dalına hizmet veriyor ve yıllar içinde katlanarak büyüme hedefiyle yoluna devam ediyor. Bir yandan da Latin Amerika'nın ünlü yeme-içme markalarını da teker teker ülkemize getiriyor. Kolombiya'nın en büyük kahve markası Juan Valdez'in ilk şubesini İstanbul'da açtı, sırada Brezilya'nın ünlü restoran markası 'Fogo de Chao'yu getirmek var.

Latin Amerika ile iş yapmaya nasıl başladınız?

Kapalıçarşı'da sekiz yaşında çırak olarak ilk işe girdiğimden itibaren, 90'lı yılların sonlarına doğru İstanbul'a gelen turistik gemilerle İspanyol ve Latin müşterilerimiz olmaya başladı; işte benim o kültüre ve İspanyolcaya olan ilgim de o günlerde baş gösterdi. Hiç ders filan almadan kendi kendime İspanyolcayı öğrendim, yıllar içinde de epey geliştirdim. Çalıştığım dükkanın bulunduğu sokaktaki esnaf, İspanyolca konuşan bir müşteri geldiği zaman beni çağırırdı. İyi iletişim kuruyor ve her geçen gün o kültürü daha iyi tanıyordum. O zamandan bu yana Latinlerle çalışıyorum.

Kapalıçarşı'dan Honest Holding'e uzanan hikayenizi anlatır mısınız?

Kendimi bildim bileli çalışıyorum, okul sonrası, hafta sonları, yaz tatilleri hep iş başındaydım. İzzet Baysal Üniversitesi'nde İngilizce Fizik bölümünde okurken devletten katkı kredisi alıyordum, ikinci sınıfta bursumu kestiler. Bağkur'lu olduğum için burs kesiliyormuş meğer, bilmiyordum. Turizmde çalışıyordum ve kendi işimi yapmak istiyordum. Honest, o zamanlar İstanbul merkezli Ukrayna Havayolları'nın sadece bilet kesen bir acentesi olarak çalışıyordu, satışa çıkmıştı. 2008 yılında komşumuzdan aldığım borçla 15 bin TL'ye Honest'ı aldım. İstanbul, Kapadokya, Kuşadası, Çanakkale merkezli kültür turları yapmakla işe başladık, ilk yıl sadece 168 misafir getirebildik.

Turist getirmekle başladığımız işte, her turistik işletmede olduğu gibi, bir tedarik zinciri oluştu. Otel, rehber, müze bileti, balon uçuşu, mağazalar, restoranlar ve otobüsler, bu zincirin vazgeçilmez halkasıdır. İşte biz de yavaş yavaş iştirak halinde tedarikçilerimizi satın almaya ya da yeni tedarikçi oluşturmaya başladık. 2011 yılında bir minibüs, 2012'de bir otobüs aldık; bunları da borçla yaptık. 2016 yılında Kapadokya'da Göreme ve Delüks balon markalarını satın aldık. Bugün filomuzda tamamının sermayesi ödenmiş, hiç borcu olmayan 62 tane toplam aracımız mevcut. Otel tarafında da 2019 yılında bir marka yarattık: Signature. Hediyelik eşya, tekstil, kuyum ve halı mağazalarımız var. Şu an 100 bin misafire ulaşmanın gururunu yaşıyoruz.

Bu kadar genç yaşta büyük işlere atılıp başarıya ulaşmanızın sırrı nedir? Çalışma ilkelerinizden söz eder misiniz?

Kazandığım parayı yatırıma dönüştürmek, hep ana ilkem oldu. Şirketin filosunda 10 tane Mercedes varken benim şahsi Mercedesim yoktu. Ne alıyorsam ilk önce hep şirkete aldım. Bu süreçte üç krizle baş ettik. İlk kriz, 2013'teki Gezi Parkı olaylarıyla başlayan rezervasyon iptalleri oldu; yüzde 50 kayıp yaşadık. 2016'da İstanbul'da bombaların patlamasıyla başlayan süreçte yeniden bir krize maruz kaldık; o zamanki kaybımız da yüzde 80'e yakın oldu. Son olarak da dünyayla eş zamanlı yaşadığımız pandemi kriziyle karşılaştık. 2013'ten 2014'e kadar pazar payımızı yüzde 8'den yüzde 30'a büyüttük. 2016'dan 2017'ye geçerken pazar payımızı yüzde 40'tan yüzde 55'e çıkardık. Ve bugün de 2020'den 2021'e ve 2021'den 2022'ye payımızı yüzde 78-80 bandına yükseltmiş durumdayız. Türkiye'ye gelen her 100 Latin Amerikalı ve Amerikalı turistin 80'ini biz taşıyoruz. Piyasa bilgisi, doğru yönetim, krizlerden fırsat çıkarma konularında ekibimle birlikte olağanüstü gayret sarf ederek normalin üzerinde rakamlara ulaşmayı başardık.

Pandemi sürecinden ilk etkilenen sektör olan turizmde çalışıyorken, nasıl büyümeye devam edebildiniz?

Pandemiyle biz de zora girdik elbette, ancak önceki krizlerden çıkardığımız dersler ve öngörülerimiz vardı. 2019 turizmde çok parlak bir yıldı bu yüzden pandemiye borçsuz başlamıştık, yapımına devam etmekte olduğumuz bir otelimiz ve mevcut açık bir otelimiz; 500'e yakın da çalışanımız vardı. Pandemi öncesi yatırım yapma planımız olan bazı kalemlerde, mesela arsa ve otel maliyetlerinde, fiyatların neredeyse yarıya düşmesi avantajımıza oldu; yatırımlara yüklendik. Latin Amerika'dan bir kahve markası getirmeyi zaten düşünüyorduk, bunu da o süreçte başlattık.

Otelcilik tarafında yarattığınız Signature markasından da söz eder misiniz? Latin Amerikalı turistlerin profiline uygun seçeneklere mi odaklanıyorsunuz?

2019'da başladığımız otelcilik sektöründe halihazırda altı otelde 570 odaya ulaşmış durumdayız. Pamukkale'de Mayıs ayında açacağımız bir otel daha olacak, satın aldık şu an restorasyon yapıyoruz. Sadece Latin Amerikalı ağırlamıyoruz; tüm dünyadan misafir alıyoruz. "Kötü komşu mal sahibi yapar" derler ya, bizim otelciliğe giriş hikayemiz de buna benzer oldu. Getirdiğimiz turist sayısı arttıkça servis kalitesinde çok titiz olduk ve bu noktada hizmet almaktansa direkt kendimiz hizmet vermek amacıyla otelci olduk. Örneğin getirdiğimiz Latin Amerikalı turistler otellerdeki kahvaltılardan memnun değillerdi; çünkü zeytin, peynir, salatalık vs. yemezler; meyve veya patatesli yumurta diyebileceğimiz sadece tortilla yerler. Bunları çalıştığımız otellerden hep talep ettik, ama yaptıramadık bir türlü. Şikayetler gelmesin artık diye de otel işine girdik. Otellerimizde halihazırda Latinlere yönelik özel seçenekler hep var, çok memnunlar. Kapadokya'daki otelimizin memnuniyet puanı dört yıldızlı olmasına rağmen dört buçuk.

İş hayatınızda rol modeliniz, ilham aldığınız kişiler var mı?

Sekiz yaşından beri ticaret yapıyorum, satış, pazarlama ve tüccarlık konusunda ilerlemeyi seçtim. İş yaparken yanınızda doğru yön gösteren, iyi insanlar olması bir şans. Kapalıçarşı'dan başlayan serüvenle birlikte karşılaştığım herkesten aslında bir ilham aldım. Arkadaşlarım hep benden 15-20 yaş büyükler oldu; 20 yaşındayken de öyleydi şimdi de öyle. Arkadaşlarımın anlattıklarını hep kulağıma küpe ederek bu noktalara geldim. Para kaybetmeden tecrübe sahibi olmamı, buna borçluyum belki de. Aynı zamanda çevreme örnek olmaya çalıştım. Kapalıçarşı'da, hayatımın 10 senesi olan çocukluk dönemim geçti; orada kiralardan tutun, birbirlerine verilen borçlara kadar herkes sözüyle iş yapar. Bu benim iş hayatımda bir ilhamdır. Sözümüz senettir, güven olmazsa ticaret de olmaz!

Latin Amerika pazarı, hem turizm hem ticaret olarak ne vaat ediyor? Türkiye bundan ne kadar pay alıyor?

İstanbul Paraguay Fahri Konsolosu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Brezilya İş Konseyi Başkanı, DEİK Amerika Kıtası Koordinatör Başkan Yardımcısı, DEİK Türkiye - Paraguay İş Konseyi Kurucusu, Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD ) Diplomatik İlişkiler Komitesi Meksika Başkanı sıfatlarımla bulunduğum her platformda bunları anlatmaya çalışıyorum.

Latin Amerika, iş yapmak için fırsatlar bölgesi; derya/deniz. Türkiye olarak atılım yaptığımız Afrika'ya göre çok daha büyük imkanlar mevcut. İnsan gücü Afrika gibi ucuz noktaları var, son 10 senedir ekonomileri stabil. Bugün Tanzanya'ya para göndermek istemezsiniz belki ama Brezilya'ya gönderirsiniz çünkü demokratik bir ülke. Banka sistemleri güçlüdür, paranıza el koyma riski yoktur. Öte yandan Latin Amerika ham madde, sanayi, tarım ve hayvancılık bakımından da gayet gelişmiş durumda.

Turizme gelince; Latin Amerika'yı, Asya'nın 15 sene öncesine benzetiyorum. 2009 yılında THY'nin Sao Paulo uçuşuyla ülkemize yönelik turizm ivme kazandı. O zamana kadar direkt uçuş yoktu, dolayısıyla misafir azdı. THY bugün; Buenas Aires, Bogota, Panama, Mexico City, Cancun, Karakas ve Havana'ya uçan, neredeyse Latin Amerika'nın her yerine ulaşan bir yapıya dönüştü. Turizmde gelecek görüyoruz ki bu uçuşlar artıyor. Latinler ülkemize genelde 15 günlük seyahat için geliyorlar. Türkiye'den Dubai, Mısır, İsrail, Rusya'ya gidenler oluyor. Honest olarak da tüm bunların ışığında bu bölgeyle daha fazla iş yapma niyetindeyiz, yatırımlarımıza devam edeceğiz. Son olarak bir gemi de satın aldık.

Ülkemize her yıl yaklaşık 100 bin paket turla Latin turist geliyor, bu sayının önümüzdeki 10 yıl içinde 1 milyona ulaşacağını düşünüyorum. Çünkü bölgedeki ülkelerin nüfusları çok yüksek, turist potansiyeli var. Brezilya 235 milyon, Meksika 130 milyon, Kolombiya ve Arjantin 50'şer milyon nüfusa sahip.

Latin Amerika ile iş yapmak neden cazip? Çalışmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Dünyada ham madde krizi var; ahşap, cam, maden, çelik, demir vs. bulunamıyor. Pek çok sektörde durum böyle. İşte Latin Amerika'da bunlar gibi ne arıyorsanız herşey var. Örneğin Paraguay'da 14 milyonluk büyükbaş hayvan var. Brezilya ve Kolombiya'da da durum benzer. Kahve, buğday, arpa, derseniz hepsi bol. Meyve çeşitleri sayılamayacak kadar çok. Hangi sektöre ne lazımsa mevcut. Fiyat olarak da çok makul. Ulaşım uzak, dil engeli ve güvenlik tehlikesi var diye düşünenlere de sözüm var: Çin de uzak! İspanyolca, Çince öğrenmekten daha kolay! Yıllardır o bölgeye seyahat ederim, hiç güvenlik sorunuyla karşılaşmadım. Üstelik Afrika'dan daha güvenli olduğu kesin.

Gelecek hedeflerinizde neler var?

Borsaya açılmayı düşünüyoruz. Holding yapımızın tüm altyapısını tamamladık. Toplam altı otelimiz var; yeni bir kahve markasını getirdik, bir gemi aldık. Yeme-içme sektörüne de girdik; ilk olarak Kolombiya'nın Juan Valdez kahve markasını getirdik, iki marka daha getireceğiz. Gelecek beş sene içinde bu alanda daha çok yatırımlarımız olacak. Brezilya'da, Amerika'da ve şimdilerde Avrupa'da yaygınlaşmaya başlayan 'Fogo de Chao' restoran zincirini getireceğiz. 'Fine dining', yani kaliteli yemek restoran zinciri olarak hizmet verecek. Öte yandan ülkemizde olan bir markayı daha satın alıyoruz. Amerikalı zincir bir marka; satın alma işlemleri tamamlanmadığı için ismini açıklamıyorum henüz.

Otelcilik tarafında da hedefimizde dört otel daha açmak var. Bunların biri Türkiye'de, üçü Avrupa'da olacak. Prag, Budapeşte ve Madrid'de açacağız; bu üç şehre gözümüzü diktik. Uluslararası bir otel zinciri olmak istiyoruz. Özellikle 2023 ve sonrasında, turizmde yüzde 100 büyüme bekliyoruz. Holding bünyemizde 22 şirket var, bu sayıyı 42'ye çıkarmak hedefindeyiz.

JUAN VALDEZ'DE HEDEF 100 ŞUBE

Kolombiya'nın premium kahve markası Juan Valdez'in İstanbul Harbiye'deki ilk mağazasının açılışını; Kolombiya Büyükelçisi Julio Anibal Riaño Velandia, Paraguay Cumhuriyet Büyükelçisi Ceferino Valdez Peralta gibi önemli isimlerle yaptık. Juan Valdez, Kolombiya'da ve dünyada 500'den fazla mağazası olan premium bir marka. İş birlikteliğimizin kahve sektörü ve istihdama büyük katkısı olacak. Ülkemizde 100'e yakın şube açmayı planlıyoruz; ilk beş senede 60 dükkan hedefliyoruz. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu, dünyanın en önemli ülkelerini seçerek, yeni bir küreselleşme stratejisi oluşturduk. Türkiye, genişleme politikamızın merkezi konumda.

"EGE'DE DE REKABETE GİRDİK"

Daha önce vizesiz Yunan adaları turu yapan Miray Cruise Line'a ait M/V Gemini isimli geminin yarısını, Miray International CEO'su Vedat Uğurlu'dan 25 milyon dolara satın aldık. Ege ve Akdeniz'de hizmet verecek olan gemimizle, dünyanın dört bir yanından on binlerce turisti ülkemize taşıyacağız. Satış pazarlamada çalışmalara hızlı başladık; Ege'de hâkim olan Yunanistan firmalarıyla rekabete giriyoruz. Dövizler ülkemizde kalacak. Bir sezonda turizm ekonomisine 50 milyon euro katkı sağlayacağız.

BİZE ULAŞIN