Yenilenebilir enerjide roller değişiyor…

Vakıf Leasing özellikle son iki yıldır başta yenilenebilir enerji olmak üzere reel ekonominin birçok alanında inisiyatif alan bir şirket olarak dikkat çekiyor. 2022’deki zorlu süreci ve 2023 öngörülerini konuştuğumuz Vakıfleasing Genel Müdürü Mustafa Erdin, yenilenebilir enerjide rollerin değiştiğine işaret ediyor.
16.12.2022 18:17 GÜNCELLEME : 02.01.2023 14:24

PARA RÖPORTAJ/ Zorlu bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Pandemi koşullarını tam atlatmışken 2022'ye Rusya Ukrayna savaşı ve büyük bir enerji krizi ile başladık. Çin merkezli emtia piyasalarındaki volatilite ve enerjideki arz talep dengesizliği ise son 50 yılda görülmemiş bir küresel çaplı enflasyon ve karşılığında da sıkı makro ekonomik tedbirleri beraberinde getirdi. Bu zorlu koşullarda Vakıf Leasing'i özellikle son iki yıldır başta yenilenebilir enerji olmak üzere reel ekonominin birçok alanında inisiyatif alan bir şirket olarak görüyoruz. Vakıfleasing Genel Müdürü Mustafa Erdin ile bu zorlu süreci ve 2023 öngörülerini konuştuk.

Böylesine zorlu bir dönemeçte Vakıf Leasing Genel Müdürü olarak siz resmi nasıl okuyorsunuz? 2022 gerek dünya gerek ülkemiz açısından nasıl bir yıl oldu?

Sizin de ifade ettiğiniz gibi pandemiye dayalı olarak iki yıl gibi uzun süreli bir tedarik zinciri aksamasının ardından dünya tam nefes almaya başlamışken Ukrayna-Rusya çatışmasıyla ciddi bir jeopolitik risk olgusu ortaya çıktı. Hatta hazırlıksız yakalanmış olmak sorunun ciddiyetini daha da öne çıkarıyor. Özellikle Avrupa'nın fosil yakıt ve nükleer enerji payını düşürüp, yenilenebilir enerji, karbon emisyonu gibi daha uzun vadeli planlamalara, taahhütlere girmeye hazırlandığı bir dönemde enerji arzı sorunu ile karşı karşıya kalınca farklı refleksler ortaya çıktı. Bu, sadece enerji arzı değil, tüm mal ve hizmet gruplarında "daha kötü günler" için ilave stok telaşına dönüştü. Bence, birinci olgu bu. İkinci olgu ise mali piyasaların enflasyon tepkisi. Para arzında daralma, tüketim harcamalarının kısılması ve anti enflasyonist politikalar ani ve sert bir şekilde devreye alınmaya başlandı. Konunun sadece Ukrayna Rusya ile sınırlı kalmayacağı da düşünüldüğünde Dünya ekonomisi genelinde üretim, fiyat, maliyet yönetimi gibi konulara jeopolitik parametreler de eklenmeye başlandı. Dünya böyleyken ülkemizin ise enerji arzının arttırılmasına dönük attığı yapısal adımlar var. Bunun altını çizmek lazım. Türkiye savaş vb. olsun olmasın bu gelişmeleri önceden görmüş bir ülke. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların bugün meyvelerini almaya başlıyoruz. Ülkemiz artık günlük enerji tüketiminin yarısını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmeye başladı. Yıl ortalaması bazında yenilenebilir enerji kaynaklarının tüketimi karşılama oranı geçen yıl yüzde 35'ti. 2022'de bu oran yüzde 40. Bu belki de sessiz sedasız oldu ama bu süreci kamu regülasyonlarıyla, özel sektör teşebbüs kabiliyetiyle, biz finansçılar da sağladığımız uzun vadeli ucuz kaynaklarla destekledik. Biz de karınca kararınca sektör olarak bu sürecin bir parçası olmaya çalıştık.

Sn. Erdin, yenilenebilir enerji konusunda leasing olarak nasıl bir pozisyondasınız?

Leasing bilindiği üzere şirketlerin yaratacağı gelir akımlarına uygun olarak bir yatırım ve ödeme planlaması yapar. Konu malın ikinci el değeri, şirket kredibilitesi vb. gibi faktörler de göz önüne alınmakla birlikte asıl olarak kendi kendini ödeyen bir yapı bizim için çok cazip. İşte tam da bu noktada aylık elektrik üretiminin leasing taksitlerini karşıladığı GES ve RES gibi projeler leasingin daha çok konusu olmaya başladı. Belirli bir rakamın üzerindeki projelerde yurt dışından cazip satıcı kredileri ile hem maliyeti düşürüp, hem de uzun vadeli finansman temini de leasingi avantajlı hale getirdi. Sonuçta bu yatırımlar en azından 4-5 yılda kendini amorti eden yatırımlar. Ayrıca ithalatından teşviğine, finansmanından tahsilatına kadar tüm süreci biz yönetiyor, yatırımcıya ise sadece işine odaklanmak kalıyor. Bu nedenle leasingle finansman son derece cazip bir ürün haline geliyor. Biz de artık süreç yönetiminde iyice uzmanlaştık. Diğer projelerde yaşadığımız tecrübeler bir sonraki projeyi hem değerlendirmemize, hem de süreci daha hızlı bitirmemize yardımcı oluyor. Hukuki danışmanlığımız da cabası. Yatırımcı ile satıcı ile gümrükçü ile aynı dili konuşmak çok önemli. Bu nedenle çok daha büyük projelerde bu uzmanlığımızdan dolayı birçok yenilenebilir enerji projesi bankaların ağır kredilendirme ve proje finansman süreçleri yerine bizlerin önüne geliyor. Biz de yarattığımız katma değere, sürdürülebilir çevre misyonumuza uygun hareket etmenin gururunu yaşıyoruz.

Vakıf Leasing olarak 2022 nasıl bir yıl oldu diye sorsak?

Göreve geldiğim 2021 Yılı Mayıs ayında katıldığım bir canlı yayında bir söz vermiştim. Projesi olan herkesi dinleyeceğim, demiştim. Bu sözümü yerine getirdiğimi düşünüyorum. Neredeyse her bölgeden, her sektörden bazen biz gittik, bazen onlar geldiler. Çok keyifli ama yoğun çalıştık. Şirket aktiflerimizi 2,5 kat artışla 10 Milyar TL'in üzerine taşıdık. Bu da bize 400 milyon USD'lik yeni işle birlikte sektör payımızın yüzde 4'ten Ekim 2022 itibarı ile 2,6 kat artışla yüzde 10,5'e çıkmasını sağladı. Küçük büyük demeden herkesi dinledik. 3. Çeyrek KAP bildirimimize göre 281 milyon TL net karla 1 milyar TL özkaynak sınırını da aşmış olduk. Bu nedenle tüm paydaşlarımızın Vakıf Leasing'in sürdürülebilir büyüme politikasının sonuçlarından faydalandığını, bu faydanın önümüzdeki yıllarda artarak süreceğini düşünüyorum.

2023 için hangi sektörlerin öne çıkacağını düşünüyorsunuz?

Konumuz enerji ve çevre ise bunu 2023'te daha çok hissedeceğiz. Bildiğiniz gibi 2021 ve 2022 GSMH Büyümesinin dinamosu imalat sektörü oldu. Bu çok gurur verici bir şey. Türk sanayicisi tehditleri daima fırsata çevirmesini de bilmiştir. Bu nedenle pazara yakınlık, maliyet avantajı, kalite ve imalat tecrübesi özellikle ihracatçımızı motive eden unsurlar oldular. Ancak yapılan her yeni yatırım ek enerji ihtiyacı demek. Az önce ifade ettiğim jeopolitik gelişmelerin enerji maliyetleri üzerindeki baskısı ile Türkiye'de de kısa vadede enerji maliyetleri elektrik ve doğalgaz faturalarının kabarmasına sebep oldu. 2022 yılının ikinci yarısında çok sayıda fabrikanın çatı üstü güneş enerjisi yatırımının finansman talebi ile karşı karıya kaldık. Bu talep sadece maliyet düşürme değil, gerektiğinde kesintisiz enerji tedariki için de gerekli hale geldi. 2023'te bu taleplerin katlanarak geleceğini öngörüyoruz. Ayrıca elektrikli araç kapasitesinin de artması ile araç şarj istasyonlarının ülke genelinde kurulumu başladı. Çok sayıda yatırımcı ile görüşmelerimiz sürüyor. Tabii ki uzun vadeli finansman gerektiren işler. Bu konuda sektör olarak sıkıntılarımızdan da bahsetmek gerekecek.

O zaman fon çeşitliliği, vade ve finansa ulaşım 2023'ün ana gündem maddelerinden biri olacak diyebilir miyiz?

Evet, 2022 boyunca uzun vadeli uluslararası fon kaynaklarına ulaşmak az önce bahsettiğim jeopolitik konjoktürün getirdiği belirsizliklerden kaynaklı olarak gittikçe zorlaştı. Her ne kadar leasinge konu malların çoğunluğu ithal olsa da, leasing talep edenlerin borçlanma tercihleri Türk Lirasından yana oldu. Arz da talep de TL lehine kaydı. Leasing sektörü olarak uzun vadeli planlamalarımızı ister istemez çevresel etki analizlerinin öne çıktığı, Dünya Bankası, EBRD gibi tematik kredilere kaydırmak üzere yapıyor, şirket istihdam politikalarımızı bu yönde güçlendiriyoruz. Eğer ucuz ve uzun vadeli fon kaynaklarını temin edemez isek rekabet açısından sektörümüzü zor günler bekliyor.

Bu denli motive bir sektör ve şirket profili içerisinde rekabet avantajlarınız ya da dezavantajlarınızdan da kısaca bahsetmek gerekecek o zaman. Sektörün gelişimi açısından nelerin daha iyi yapılabileceğini düşünüyorsunuz?

Bir defa bizim tek bir ürünümüz var. Yurt içi finans kurumlarından sağladığımız fonları belirli bir kar marjı ile üretime, istihdama çevirmek için finansal kiralama yapıyoruz. Faiz ve operasyon maliyetini karşılayacak kadar komisyon geliri dışında başkaca çapraz ürünümüz ve gelirimiz yok. Yurt içi değişken faizli Türk Lirası borçlanmanın olası riskleri bizler gibi sabit faizli ve uzun vadeli finansmanla kredi veren şirketlerin risk birimlerini haklı olarak tedirgin ediyor. Örneğin leasing işlem adetlerinde maliyet tabanları itibarı ile rekabette oldukça öne çıkan katılım bankalarının, yurt dışından ucuz maliyetli fonlanan ana sanayi finansman şirketlerinin karşısında rekabet etmenin güçlüğünün altını çizmek istiyorum. Hala bankalara uygulanan KKDF istisnası leasing sektörüne uygulanmıyor. Ama sektör olarak şunu da biliyoruz ki finanse ettiğimiz her bir makina ek bir istihdam sağlıyor, bir ya da birkaç ailenin evine ekmek olarak giriyor. Elimizden geldiğince farklı enstrümanları devreye sokarak daha çok Kobi'ye ulaşmak, daha çok projeyi dinlemek ve finanse etmek istiyoruz. Bu vesileyle 2023'ün ülkemize sağlık, huzur ve bereket getirmesini diliyorum.

BİZE ULAŞIN