İDRİZ ÇOKAL/ Tatil Sepeti'nin satışına onay çıktı… Damat'ın binası kiracı bekliyor… Petimo'ya yeni rakipler... Kültürel miras yük değil…
Tatil Sepeti'nin satışına onay çıktı
Tera Yatırım Holding'in Tatil Sepeti'ni alacağına ilişkin duyuru Kasım ayında KAP'a yapılmıştı. Tera Yatırım'dan yapılan açıklamada "DLT Turizm ve Ticaret A.Ş.'nin (Tatil Sepeti) paylarının devralınmasına yönelik olarak mevcut pay sahipleriyle görüşmelere ve proje sözleşmelerinin müzakerelerine başlanmıştır" denilmişti. Yaklaşık bir aydır süren görüşmelerle ilgili önemli bir eşik aşılmış. Rekabet Kurulu'ndan onay çıkmış. Rekabet Kurulu'nun kararında, "DLT Turizm ve Ticaret AŞ'nin sermayesinin yüzde 100'ünü temsil eden payların ve tek kontrolünün Tera Yatırım Teknoloji Holding AŞ tarafından devralınması işlemine izin verildi" deniliyor.
Rekabet Kurulu'nun bu kararı ile www.tatilsepeti.com portalının yüzde 100'ünün Tera Yatırım Holding'e geçmesinin önünde bir engel kalmadı. Öğrendiğimize göre devir işlemlerinin yılbaşından önce tamamlanması öngörülüyormuş.
1996 yılında Galatasaray Lisesi'nde öğrenci olan Kaan Karayal, Suat Gücel ve Nedim Paltura, katıldıkları bir Uludağ turunda 'Biz daha iyisini yaparız' düşüncesiyle yenilikçi, eğlenceli ve en önemlisi vaat ettiklerini katılımcılara sundukları turlar düzenlemeye başlamışlar. Tatilsepeti.com fikri de işte o yıllarda şekillenmeye başlamış. 2002 yılında henüz üniversite öğrencisi olan bu ekip, şirket kurmaya karar vermiş ve ismi Daltons'tan gelen DLT Turizm ve Ticaret A.Ş'yi kurmuşlar. Şirket kurulduktan bir süre sonra emeklerinin karşılığını aldıklarını görmeleri ve aynı zamanda daha büyük kitlelere ulaşma isteği Kaan Karayal ve arkadaşlarını cesaretlendirmiş ve tatilsepeti.com fikrini hayata geçirmeye karar vermişler. 2004 yılında DLT Turizm ve Ticaret A.Ş.' ye bağlı olarak tatilsepeti.com tatil severlerin hizmetine açılmış. 2006 yılına gelindiğinde internet turizm pazarında tatilsepeti.com lider konuma gelmiş. 2010 yılında ürün portföyünü genişleterek yurtdışı otel rezervasyon ve uçak bileti satışı da yapmaya başlamışlar. Bu vesiliyle genç girişimcilerin bu başarı hikayelerini de hatırlatmış olalım.
Damat'ın binası kiracı bekliyor
Süleyman Orakçıoğlu, hazır giyim sektöründe markaya yatırım yapan ilk girişimcilerden. Damat Tween ve D'S Damat markalarının sahibi. 1986 yılında Osmanbey Zaferhan'da, sadece 7 metrekarelik bir alanda başlayan serüven, bugün dünya çapında 400 mağazaya dönüştü. Orakçıoğlu 38 yılda Türkiye'nin en bilinir markalarından birini oluşturdu. Orakçıoğlu'nun hem yurt içinde hem yurt dışında büyüme planları devam ediyor.
Orka Holding'in merkezi İstanbul Okmeydanı'nda idi. Holding ve 14 şirketi Sarıyer ilçe sınırlarındaki Vadi İstanbul Park B Blok'a taşındı. Bir süredir boş olan Okmeydanı'ndaki eski binada uzunca bir süredir inşaat devam ediyordu. Bu binada inşaat tamamen bitti. Bina depreme karşı güçlendirildi. Sıfırdan yapılmış gibi yenilendi. İnşaat tamamlanınca burası nasıl değerlendirilecek diye merak ettik. Öğrendiğimize göre Orka Holding'in patronu Süleyman Orakçıoğlu binayı deprem riski olmamasına rağmen daha dayanıklı olsun diye renevasyona sokmuş. Ancak holding şirketleri geri dönmeyecekmiş. Bu bölge Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi'ne çok yakın. Bölgede başka hastaneler de var. Bir nevi hastane bölgesi. Büyük bir ihtimalle bir hastane grubuna kiraya verilecekmiş. Bu konuda Re/Max ile de anlaşma yapılmış. Re/Max aracılığıyla yenilenmiş binaya kiracı aranıyormuş…
Petimo'ya yeni rakipler...
Evcil hayvan pazarı Türkiye'de katlanarak büyüyor. Amerika başta olmak üzere gelişmekte olan birçok ülke, evcil hayvan sektörü pazarında önemli bir yere sahip. Bu bölgelerdeki evcil hayvan popülasyonu arttıkça evcil hayvan ürünlerine yönelik taleplerin de sürekli olarak yükselişe geçeceğine işaret ediliyor. Çeşitli araştırmalara göre Türkiye'deki yaklaşık 1.5 milyon hanede 10 milyona yakın evcil hayvan bulunuyor. Bu rakamlar sektörün Türkiye'de önünün açık olduğunu gösteriyor. Özellikle pandemi döneminde evcil dostların sağlığına yönelik artan hassasiyet, evcil hayvan ürünleri pazarının büyümesinde ciddi rol oynadı. Araştırmalara göre Türkiye'de 2 milyar dolar olan evcil hayvan ürünleri pazarında 2028'e kadar 2 milyar dolarlık ek ihracat fırsatı öngörülüyor. Global pazara göre üç kat hızlı büyüyen bir pazardan bahsediyoruz. Neredeyse her mahallede, sokakta patili dostlarımız için gerekli ürünleri satan mağazalar açılıyor. Şimdiye kadar zincir mağaza yoktu. Daha bireysel yatırımcılar tarafından açılan dükkanlar vardı. Ancak şimdi büyük market zincirleri bu alana girmeye başladı. Daha çok online tarafta olan market zincirleri fiziki mağaza açılışları yapmaya başladı. Bu alanda ilk adımı Petimo ile Migros attı. Migros'u Patifour markası ile CarrefourSA izledi. Patifour'un ilk mağazası Migros gibi İstanbul Göztepe'de açıldı. Şimdi üçüncü bir zincir daha mağaza açmak için hazırlık yapıyormuş. Öğrendiğimize göre A101 de diğer rakipleri gibi Göztepe'de patili dostlara özel mağaza açacakmış. Öğrendiğimize göre A101 kısa sürede uygun lokasyonlarda yeni mağazalar açarak, zinciri büyütecekmiş…
Kültürel miras yük değil!
İzmir'de gerçekleştirilen bir etkinlikte, kültürel miras, yalnızca korunması gereken bir geçmiş değil; toplumla birlikte dönüştürülen ve ortak geleceği şekillendiren canlı bir değer olarak ele alındı.
Arkadaşımız Kerem Köfteoğlu'nun duyumlarına göre, İzmir'de Kültürel Miras Kulübü öncülüğünde düzenlenen "Agora 2030 Katılımcı Kültür ve Yaşayan Miras Çalıştayı"nda, kentin kültürel değerlerinin geleceğe nasıl taşınması gerektiği tartışıldı.
EGİAD'ın da destek verdiği, İzmir Kültürel Miras Kulübü 2025-2026 Dönem Başkanı Ece Toprakdeviren'in liderliğinde yürütülen etkinlikte kültürel mirasın bir yük değil, geleceği kurmanın en güçlü imkânı olduğu yaklaşımı merkeze alınmış. Konuşmacılar, mirasın sadece uzmanların sorumluluğunda olmadığı; gençlerin, kadınların, sanatçıların, zanaatkârların ve mahalle topluluklarının aktif katılımıyla yeniden üretilebileceği fikrine vurgu yapmış. Kulağımıza gelen bilgilere bakılırsa, etkinlik boyunca topluluk temelli üretim, miras okuryazarlığı, rejenerasyon, ekonomi ve sürdürülebilirlik, dijital miras ve inovasyon ile girişimcilik ekosistemleri gibi temalar çok yönlü bir bakış açısıyla tartışılmış.
Kulislerde; İzmir'in farklı ilçelerinden gelen geleneksel zanaatkârların katılımının etkinliğin en ilginç yanlarından biri olduğu konuşuluyormuş. Alanda açılan özel stantlarda üretimlerini sergileyen minyatür, antika halı, kaligrafi, parşömen, çini ve keçe ustaları, kültürel mirasın yaşayan temsilcileri olarak etkinliğe ilham vermiş. Uzmanlara göre, üretimleriyle geçmişin tekniklerini bugüne taşıyan zanaatkârlar, çalıştayda "yaşayan miras" ruhunu yansıtmış.