III. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde Sürdürülebilirlik Liderleri Ödüllendirildi
Türkiye'nin sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm gündeminin tüm boyutlarıyla ele alındığı III. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi, kamu, iş dünyası, finans sektörü, akademi ve sivil toplum temsilcilerini aynı platformda buluşturdu. Gün boyu süren oturumlarda iklim politikaları ve regülasyonlar, yeşil finansman modelleri, döngüsel ekonomi uygulamaları, atık yönetimi ve değişen tüketici davranışları çok boyutlu bir bakış açısıyla değerlendirilirken zirve kapsamında düzenlenen Sürdürülebilirlik Liderleri Ödül Töreni ile sürdürülebilirlik alanında iyi uygulamalar geliştiren, dönüşüme öncülük eden kurum ve liderler kamuoyu nezdinde takdir edildi. Zirvede yapılan değerlendirmelerde, sürdürülebilirliğin artık yalnızca çevresel bir başlık değil, ekonomik rekabet gücünü, yatırım kararlarını ve toplumsal dönüşümü doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma alanı olduğuna vurgu yapıldı.
Sürdürülebilirlik alanında fark yaratan kişi ve kurumlara III. Sürdürülebilirlik Liderleri Ödülleri sahiplerini buldu. Kültürel değerlere sahip çıkma, milli kültürümüzü yaşatma ve gelecek nesillere aktarma konusunda yaptığı çalışmalara ve ortaya koyduğu somut projeler, Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışı için bestelenen Sinan Operası, Unesco Yunus Emre yılı çerçevesindeki çalışmalar ve Cumhurbaşkanlığı Çocuk Orkestrası'nın kuruluşu gibi çalışmalarından dolayı ödüle Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulu Üyesi Fecir Alptekin ödüle layık görüldü.
Ödül alan bir diğer isimse ATV ekranlarına yayınlanan "Müge Anlı ile Tatlı Sert" programının sunucusu ve gazetesi Müge Anlı oldu. Anlı, özellikle dezavantajlı kadınlar için bir "sivil denetim" ve "adalet arayışı" mekanizması kurarak, sosyal dokunun sürdürülebilirliğine verdiği büyük destek dolayısıyla ödüle layık görüldü.
Ayrıca, Türkiye'nin ilk karbon nötr kredi kartı Paraf Doğal kartıyla Halkbank, Global SAF Deklarasyonu katılımcılarından biri olması ve SAF'lı sefer sayısı artırılarak emisyon tasarruf oranın artırılması vesilesiyle THY, sürdürülebilir ürün satışlarının toplam içindeki payının yüzde 20'nin üzerine çıkması ve 2024'te geliştirilen yeni sürdürülebilir ürünler vesilesiyle Kimpur, "Yüksek Katkılı Düşük Emisyonlu Ürünler" portföyü ve şirketin çimento ürününün tonu başına emisyon azaltım konusundaki taahhütleri ve başarısı üzerine Oyak Çimento, tekstil endüstrisinde 'sıfır atık' vizyonuyla hayata geçirdiği döngüsel ekonomi modeli, atıklardan yüksek performanslı yeni nesil pamuk ve polyester üretimiyle sağladığı katma değer ve operasyonel kapasitesini 200 kilotona çıkarma hedefiyle sergilediği ölçeklenebilir sürdürülebilirlik başarılarıyla Re&Up, Antalya Havalimanı'nda SAF yakıtını kullanmaya başlaması, gelecek sene SAF yakıt kullanımını en az 2 kat, beş yıl içinde ise 10 kat artırma hedefi ve IATA Fly Net Zero 2050'yi desteklemesi vesilesiyle Corendon Airlines, 2022-2024 yılları arasında kişi başı kimyasal tüketimini büyük oranda azaltması ve sürdürülebilir turizm ile yerel sürdürülebilir yerel kalkınmayı destekleyecek projelere imza atması vesilesiyle Duja Hotels ödüle layık görüldü.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar: "Yeşil dönüşüm, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü belirleyecek"
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel'in moderatörlüğünde gerçekleşen Türkiye'nin Yeşil Dönüşüm Yol Haritası oturumu T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar'ın katıldığı oturumda, Türkiye'nin iklim politikaları doğrultusunda yeşil dönüşüm yol haritasının kamu stratejileri, regülasyonlar ve uygulama adımları çerçevesinde ele alındığına odaklanıldı.
Yeşil dönüşümün, Türkiye için çevresel bir zorunluluktan öte; küresel ticaret, yatırım ve teknoloji üretimi açısından stratejik bir rekabet alanı olduğu vurgulayan Prof. Dr. Halil Hasar, "Yeşil dönüşüm artık yalnızca çevreye duyarlı olma meselesi değil; küresel ticaretin, finansmanın ve yatırım kararlarının merkezinde yer alan çok boyutlu bir dönüşüm süreci. Bugün dünyada yatırımlar, yeşil taksonomiye uyum, karbon ayak izi, kaynak verimliliği ve iklim riskleri üzerinden sorgulanıyor. Türkiye'nin 2053 Net Sıfır hedefi doğrultusunda yeşil dönüşümü yalnızca enerji dönüşümüyle sınırlamadan, sanayiden finansmana, kentleşmeden ulaştırmaya kadar tüm sektörleri kapsayan bütüncül bir kalkınma modeli olarak ele alması gerekiyor. Bu süreci teknoloji üreten, istihdam yaratan ve küresel rekabet gücünü artıran bir fırsata dönüştürmek, önümüzdeki dönemin en kritik stratejik başlıklarından biri olacak" dedi.
Türkiye Çevre Ajansı Başkanı Nurullah Öztürk: "Ulusal depozite sisteminde hedef yüzde 70"
Zirvenin "Atık Yönetiminin Geleceği" oturumunda yaptığı konuşmasında Türkiye Çevre Ajansı'nın çevre politikalarının sahadaki uygulayıcı gücü olarak yürüttüğü projelere değinen Türkiye Çevre Ajansı Başkanı Nurullah Öztürk, ulusal depozito sisteminin bu dönüşümün en kritik adımlarından biri olduğunu vurguladı. Alüminyum, PET ve cam ambalajları kapsayan sistemle bugün yüzde 10 seviyesinde olan toplama oranının, uygulamanın hayata geçmesiyle üç yıl içinde yüzde 70'in üzerine çıkarılmasının hedeflendiğini belirten Öztürk, tamamı yerli yazılım ve mühendislikle geliştirilen altyapının 2026'nın ikinci yarısında ülke genelinde devreye alınmasının planlandığını aktardı. Göcek–Dalaman koylarında başlatılan mapa şamandıra uygulamasıyla deniz çayırlarının korunmasına yönelik somut adımlar atıldığını, Kocaeli Körfezi'nde yürütülen dip tarama çalışmalarının ise diğer körfez ve göllere yayılacağını ifade eden Öztürk, COP31 sürecinin Türkiye'nin depozito sistemini dünyaya örnek bir başarı hikâyesi olarak sunması için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Sistemin yıllık yaklaşık 520 milyon euro tasarruf sağlayarak sanayinin hammadde ihtiyacında dışa bağımlılığı azaltmasının ve karbon ayak izini düşürmesinin beklendiğini sözlerine ekledi.
Future Bright Research Genel Müdürü Karolin Kuyumcu: "Kuşaklar değiştikçe tüketim değil, değerler konuşuyor"
Awen For Us Kurucusu ve Sosyal Fayda Danışmanı Aylin Löle'nin moderatörlüğünde Future Bright Research Genel Müdürü Karolin Kuyumcu'nun katılımıyla gerçekleşen "Yeşil Tüketici Davranışının Kodlar: Geleceğin Pazarını Şekillendiren Trendler" oturumunda, tüketici davranışlarının sürdürülebilirlik ekseninde nasıl dönüştüğü, yeşil tercihlerin satın alma kararlarına etkisi ve geleceğin pazarını şekillendiren yeni beklentiler ele alındı.
Tüketici davranışları kuşaklar arasında radikal biçimde dönüştüğüne dikkat çeken Kuyumcu, "Baby Boomer kuşağı için sahip olmak bir başarı göstergesiyken, X kuşağı fiyat–performans dengesini gözeten rasyonel bir tüketici profili çiziyor, Y kuşağı deneyimi merkeze alıyor, Z kuşağı ise kullandığı ürünleri kendi kimliğinin ve değerlerinin bir yansıması olarak görüyor. Özellikle Z kuşağı için sürdürülebilirlik yalnızca çevresel bir hassasiyet değil; toplumsal fayda, adalet, şeffaflık ve markanın samimiyetiyle doğrudan ilişkili bir tercih kriteri. Bu kitle 'mış gibi' yapan markalara karşı son derece eleştirel; sürdürülebilirlik iddiasının altının doldurulmasını, markaların gerçek sorumluluk almasını bekliyor. Araştırmalarımız, tüketicilerin sürdürülebilir ürünlere daha fazla bedel ödemeye her zaman hazır olmadığını ancak kaliteli, uzun ömürlü ve güven veren markalarla daha güçlü bir bağ kurduğunu ortaya koyuyor. Bu da bize gösteriyor ki geleceğin pazarında rekabet, yalnızca fiyatla değil; güven, değer uyumu ve gerçek etkiyle kazanılacak" dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANSIN GELECEĞİ
InBusiness Dergisi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler'in moderatörlüğünde gerçekleşen "Yönetişim ve Finansal Sorumlulukta Etki Yaratmak" oturumunda, Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye
Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin ve Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Cem Avcı bir araya geldi. Oturumda, güçlü yönetişim anlayışı ve finansal sorumluluğun sürdürülebilir büyüme, yatırım kararları ve kurumsal güven yaratmadaki belirleyici rolü çok boyutlu bir perspektifle ele alındı.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin: "Finans; yeşil dönüşümün en kritik kaldıraç noktası"
Konuşmasında, finans sektörünün yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi ve altyapı yatırımları üzerinden yeşil dönüşümü hızlandıran en kritik kaldıraç olduğuna vurgu yapan Ebru Dildar Edin, sözlerine şöyle devam etti: "Sürdürülebilirlik yolculuğuna yaklaşık 20 yıl önce, finans sektörünün bu alandaki riskleri ve dönüştürücü etkisini fark ederek başladık. İlk aşamada odak daha çok uyum ve risk yönetimiyken, zamanla yenilenebilir enerji başta olmak üzere somut projelerin finansmanına evrilen güçlü bir dönüşüm yaşandı. Bugün hâlâ bankacılık sektörü özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarında çok aktif; ancak enerji verimliliği, su yatırımları ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda dönüşümün istenen hızda ilerleyebilmesi için ölçümleme, raporlama ve düzenleyici teşviklerin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Döngüsel ekonomi, bir kurumun atığını başka bir kurumun girdisine dönüştürerek hem maliyetleri azaltan hem de çevresel etkiyi düşüren çok güçlü bir model sunuyor. Bu dönüşümün ölçeklenebilmesi için finansman araçlarının çeşitlenmesi, bankaların ve düzenleyici otoritelerin daha cesur adımlar atması büyük önem taşıyor. Önümüzdeki yıllarda devreden çıkacak kömür santralleri, batarya teknolojileri ve elektrik altyapısı yatırımları düşünüldüğünde, finans sektörü yeşil dönüşümün hızını belirleyen en kritik aktörlerden biri olmaya devam edecek."
Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cem Avcı: "Finansmanda asıl risk, taahhütlerin sahada karşılık bulması"
Cem Avcı, sürdürülebilir finansmanda en büyük riskin kredi onayı değil, çevresel ve sosyal taahhütlerin proje süresince sahada eksiksiz uygulanması olduğuna dikkat çekti. Avcı konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Bugün bankaların çevresel ve sosyal politikaları son derece gelişmiş durumda; projelerin kredi onayı alması artık büyük ölçüde bu kriterlere uyumla mümkün oluyor. Ancak sahada gördüğümüz en büyük risk, verilen taahhütlerin uygulama ve işletme sürecinde yerine getirilmemesi. Uluslararası finansmanla yürütülen büyük altyapı projelerinde, kredinin onaylanmasından çok, inşaat ve işletme boyunca sürdürülebilirliğinin sağlanması kritik hale geliyor. Düzenli denetimler yapılmadığında, taahhütlerin kağıt üzerinde kalması kredi durdurmaya kadar varan ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle çevresel ve sosyal uyumun yalnızca raporlamayla değil, sahada uzman insan kaynağıyla ve sürekli denetimle güvence altına alınması gerekiyor."
Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız: "Su riski, finansal kararların merkezine yerleşti"
Konuşmasında, iklim kriziyle birlikte su riskinin yatırım ve kredi kararlarının merkezine yerleştiğini ve yeşil dönüşümün daha güçlü finansmanla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Seçil Yıldız, "İklim krizinin etkileriyle birlikte Türkiye, önümüzdeki yıllarda en yüksek su stresi yaşayacak ülkelerden biri haline geliyor ve bu tablo, yatırım ve finansman kararlarını kökten değiştirmek zorunda bırakıyor. Artık yalnızca karbon emisyonlarını değil, su risklerini de merkeze almadan herhangi bir yatırımın sürdürülebilirliğinden söz etmek mümkün değil. Avrupa Birliği Taksonomisi'nin de ortaya koyduğu gibi, suyla ilgili riskler doğru analiz edilmeden verilen krediler orta ve uzun vadede ciddi finansal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle yatırım yapılacak bölgenin gelecekteki su durumu, karar alma mekanizmalarının temel unsurlarından biri haline geldi. Türkiye'de kamu regülasyonlarının iklim ve sürdürülebilirlik alanında oldukça hızlı ilerlediğini görüyoruz; İklim Kanunu ve yeşil finans düzenlemeleri bunun önemli göstergeleri. Ancak dönüşümün hızlanabilmesi için sanayi ve bankacılık tarafında yeşil finansmanın ölçeğinin büyümesi, finansörlerin daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Sürdürülebilirlik yalnızca enerji yatırımlarıyla sınırlı değil; çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarının tamamını kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılıyor" dedi.
KAMU PERSPEKTİFİ
Marmara Üniversitesi, STKAM Direktörü ve Sürdürülebilir Üniversite İç Denetim Birimi Danışmanı Prof. Dr. Esra Yüksel Acı'nın moderatörlüğünde, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı Çevre ve Şehircilik Uzmanı Ece Tinsel ve T.C. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Ticaret Uzmanı Ekrem Ozan Bahçeci "Üretimin ve Ticaretin Dönüşümü" oturumunda bir araya geldi.
T.C.Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Uzmanı Ece Tinsel: "Döngüsel ekonomi, rekabet gücünü artıran stratejik bir dönüşüm alanı"
Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle yürürlüğe giren Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı'nın kapsamı ve hedefleri detaylarıyla aktaran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı Çevre ve Şehircilik Uzmanı Ece Tinsel, "Türkiye'de döngüsel ekonomi çalışmaları uzun yıllardır gündemimizde ve Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle yürürlüğe giren Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı ile bu alanda somut ve ölçülebilir bir yol haritası oluşturduk. Amacımız; kaynakların daha verimli kullanıldığı, atık ve emisyonların en aza indirildiği ve ekonomik değerin mümkün olan en uzun süre sistem içinde tutulduğu bir üretim ve tüketim yapısını yaygınlaştırmak. Bu strateji sürdürülebilir kaynak yönetimi, yenilikçi iş modelleri ve istihdam yaratma potansiyeli olmak üzere üç temel bileşen üzerine kurulu. Tekstil, plastik ve ambalaj gibi güçlü olduğumuz sektörlerin yanı sıra inşaat, batarya, elektronik ile gıda ve biyokütle alanlarında da döngüsellik potansiyeli oldukça yüksek. Ekim ayında yayımlanan eylem planında yer alan 53 somut adımın hayata geçirilmesini sağlamak üzere izleme ve raporlama altyapısını oluşturduk; ilgili tüm kurumların altı ayda bir ilerlemelerini paylaşacağı bir mekanizmayı devreye alıyoruz. Döngüsel ekonomi yalnızca çevresel bir yaklaşım değil aynı zamanda sanayimizin rekabet gücünü artıran, ekonomik değeri güçlendiren stratejik bir dönüşüm alanıdır" dedi.
T.C. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Ticaret Uzmanı Ekrem Ozan Bahçeci:Yeşil dönüşüm artık doğrudan rekabet ve maliyet meselesi"
Oturumun bir diğer konuşmacısı olan T.C. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Ticaret Uzmanı Ekrem Ozan Bahçeci konuşmasında, yeşil dönüşüm sürecinde rekabetçiliğin artık fiyatın yanı sıra emisyon performansı, karbonsuzlaşma ve döngüsel ekonomi kurallarına uyum üzerinden şekillendiğine dikkat çekti. Bahçeci, "Kendi adıma döngüsel yeşil ekonomiyi iki ana başlıkta ele alıyorum: karbonsuzlaşma ve döngüsel ekonomi. 1 Ocak itibarıyla Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın mali yükümlülük dönemine giriyoruz ve bu tarihten sonra Avrupa Birliği'ne ihraç edilen belirli ürünlerde emisyon yoğunluğu kadar bir maliyetle karşılaşacağız. Bu durum, ihracatçılarımız açısından artık rekabetin yalnızca fiyatla değil, emisyon performansıyla belirleneceği yeni bir döneme işaret ediyor. Varsayılan emisyon değerleri yüksek maliyetler doğurabileceği için firmalarımızın gerçek emisyonlarını ölçmesi ve raporlaması kritik hale geliyor. Orta vadede şirketlerin emisyon azaltımına yönelik net yol haritaları oluşturması, uzun vadede ise temiz teknolojilere yatırım yapması kaçınılmaz. Döngüsel ekonomi boyutunda ise artık yalnızca ucuz olmak yeterli değil; ürünlerin belirlenen çevresel ve sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olması ticarete girişin ön koşulu haline geliyor. Bu nedenle Türkiye'nin hem karbonsuzlaşma hem de döngüsel ekonomi alanında kendi düzenlemelerini güçlendirerek, küresel ticarette rekabetçiliğini koruması gerekiyor" dedi.
Zirve, Halkbank, Rams, Türk Telekom, Ziraat Bankası platin sponsorluğunda, Borsa İstanbul, Cengiz Holding, Türk Hava Yolları, Vakıf Leasing gold sponsorluğunda, Duja Hotels, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Getir destek sponsorluğunda ve Trendyol'un yaka sponsorluğunda düzenlendi.