III. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde yeşil dönüşümün yol haritası konuşuldu

GİRİŞ TARİHİ: 26.12.2025 GİRİŞ TARİHİ: 18:10 SON GÜNCELLEME: 26.12.2025 18:10
Turkuvaz Medya ev sahipliğinde düzenlenen III. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nin açılış bölümünde; iklim kriziyle mücadeleden döngüsel ekonomiye, yerel yönetimlerin yeşil dönüşümünden iş dünyasının ESG sorumluluklarına uzanan geniş bir çerçevede kritik mesajlar verildi. Zirvenin açılışında konuşan isimler, sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil, ekonomik ve toplumsal bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'nin sürdürülebilirlik gündeminde önemli bir buluşma noktası haline gelen III. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi, iş dünyası, kamu, yerel yönetimler ve sivil toplum temsilcilerini aynı platformda bir araya getirdi. Zirvenin açılış bölümünde yapılan konuşmalarda; iklim değişikliğiyle mücadelede daha kararlı adımlar atılması gerektiği, yeşil dönüşümün rekabet gücü ve kalkınmayla doğrudan ilişkili olduğu ve sürdürülebilirliğin tüm paydaşların ortak sorumluluğu haline geldiği vurgulandı. Açılışta söz alan konuşmacılar, sürdürülebilirlik başlığının çevresel boyutunun ötesine geçerek; ekonomi, toplumsal dönüşüm, yönetişim ve yerel uygulamalarla bütüncül bir perspektifle ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin: "Yeşil dönüşüm, niyetle değil doğru planlama ve cesur uygulamalarla olur"

Zirve kapsamında "Yerelden Küresele Yeşil Kalkınma Modeli: Üreten ve Dönüşen Şehirler" özel oturumu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in konuşmasıyla gerçekleşti. Havayı kirleten en büyük unsurlardan biri ulaşım olduğunu belirten Şahin, Biz önce eski ve yüksek emisyonlu araçları sistemden çıkardık, CNG'li otobüslere geçtik, ardından elektrikli otobüsleri devreye aldık. Bugün filomuzdaki elektrikli araçların yüzde 80'i hibe kaynaklarla finanse edildi. Bunu başarabilmenin yolu çok net: İşi ehline vermek, güçlü proje ekipleri kurmak ve dış fonları doğru okuyarak şehrin lehine çevirmek. Şimdi bir sonraki adım olarak hidrojenli otobüsleri konuşuyoruz. Avrupa'daki örnekleri inceledik, teknolojiyi yakından takip ettik ve bu alanda da ilk adımları atıyoruz. Aynı yaklaşımı su, toprak ve enerji yönetiminde de uyguluyoruz. İçme suyu krizini hızla çözdük, sanayi suyunu Fırat'tan ayrı bir hatla getirdik, atık suyun yüzde 98'ini yeniden sisteme kazandırıyoruz. Yenilenebilir enerjide 41 megavat kurulu güce ulaştık; güneş, atık ve enerji geri kazanımıyla döngüsel bir yapı kurduk. Sıfır Atık vizyonunu sadece çevresel bir başlık değil, ekonomik bir kaldıraç olarak ele alıyoruz. Atığı ayrıştırarak sanayiye kazandırıyor, çöpten enerji üretiyor, hatta atık ısıyla tarım yapıyoruz. Kadın kooperatifleriyle ata tohumlarını yeniden üretime kazandırıyor, yerel ürünlerimizi Avrupa Birliği coğrafi işaretleriyle koruma altına alıyoruz. COP31'i ise Türkiye için çok büyük bir fırsat olarak görüyorum. Özel sektör, sivil toplum ve kamu güçlü bir koordinasyonla hareket ederse; yeşil ekonomide bu ülkenin önünün ne kadar açık olduğunu hep birlikte göreceğiz. Artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı olan ayakta kalıyor. Bizim de bilgi ekonomisiyle, doğru planlamayla ve cesaretle çok hızlı yol almamız gerekiyor" dedi.

UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü: "Daha kararlı ve bütüncül bir dönüşüme ihtiyacımız var"

Zirvenin açılış bölümünde konuşan UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü, iklim krizi, jeopolitik gerilimler, ekonomik kırılganlıklar ve teknolojik sıçramaların aynı anda yaşandığı günümüzde, iş dünyasının rolünün daha belirleyici hale geldiğini söyledi. Dördüncü, "Çok net bir gerçek var: Sürdürülebilir, kapsayıcı ve dayanıklı bir gelecek; tek tek aktörlerin değil, ilkeler etrafında birleşen, sorumluluk alan ve birlikte hareket eden bir iş dünyasının eseri olabilir. UN Global Compact olarak 25 yıldır bu anlayışla çalışıyoruz. Bugün dünyada ÇYS'ye yönelik eleştiriler, regülasyon baskıları ve şirketleri taahhütlerini açıklamaktan geri tutan greenwashing (yeşil yıkama) eğilimi artsa da gerçekler değişmiyor; dünya ısınıyor, biyolojik çeşitlilik kayboluyor, eşitsizlikler derinleşiyor. 1,5 derece hedefi için 2030 yarın demek ve bu tablo bize çok daha kararlı, çok daha cesur adımlar atmamız gerektiğini söylüyor. Türkiye'de İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesi, Emisyon Ticaret Sistemi ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması; sürdürülebilirliğin artık çevresel olduğu kadar rekabet ve ticaret başlığı haline geldiğini açıkça gösteriyor. Yeşil dönüşüm, raporlama, şeffaflık, yenilenebilir enerji ve tedarik zincirlerinin dönüşümü şirketlerimiz için kritik bir eşik. Aynı şekilde sosyal sürdürülebilirlikte, özellikle kadınların iş gücüne ve karar alma mekanizmalarına katılımında hâlâ aşmamız gereken ciddi eşikler var. ÇYS'den geri dönüş yok; tam tersine hesap verebilirlik, insan hakları, güçlü yönetişim ve çevresel sorumluluk temelinde daha bütüncül bir sürdürülebilirlik yaklaşımına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var" dedi.

Sıfır Atık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Samed Ağırbaş: "Sıfır atık, evlerde başlayan ve dünyaya yayılan bir ortak akıl hareketi"

Zirvenin "Sıfır Atıktan Döngüsel Ekonomiye" oturumunda konuşan Sıfır Atık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Samed Ağırbaş, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel bir başlık değil; ekonomi, toplumsal dönüşüm ve rekabet gücüyle doğrudan ilişkili bütüncül bir kalkınma alanı olduğuna dikkat çekti. Ağırbaş, "2017 yılında daha yaşanabilir bir Türkiye ve daha adil bir dünya için başlatılan Sıfır Atık yolculuğu, en başından itibaren toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilen bir dönüşüm hareketi oldu. Bu hareketin merkezinde özellikle kadınlar var; çünkü Sıfır Atık evlerde, ailelerde başlıyor. Biz Sıfır Atık Vakfı olarak bu süreci 7'den 70'e herkesin dahil olduğu, eğitimle, bilimle ve ortak akılla büyüyen bir yapı olarak ele alıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızla Sıfır Atık'ı müfredata dahil ettik, YÖK iş birliğiyle üniversitelerde kulüpler ve akademik programlar başlattık. Bugün Birleşmiş Milletler paydaşlığında, İstanbul Teknik Üniversitesi çatısı altında kurduğumuz Sıfır Atık Enstitüsü ile bu alanda lisansüstü eğitimden akademik üretime uzanan kalıcı bir altyapı inşa ediyoruz. Bu yıl ilk kez düzenlediğimiz ve 108 ülkeden katılımla dünyanın en büyük Sıfır Atık buluşması olan Sıfır Atık Forumu, bu vizyonun küresel karşılığını açıkça ortaya koydu. Önümüzdeki yıl COP sürecine giden yolda, Sıfır Atık ve kadın, enerji, sanayi, tasarım ve yeşil dönüşüm gibi başlıklarda çok paydaşlı çalışmalarla bu yolculuğu derinleştirmeyi hedefliyoruz. Kendimizi İstanbul'da 16 milyonun, Türkiye'de 86 milyonun ve dünyada milyarlarca insanın vakfı olarak görüyoruz. Çevre meselesinin siyaset üstü bir konu olduğuna inanıyor, eleştiriye açık, katılımcı ve kapsayıcı bir anlayışla Türkiye'nin 81 ilinde, köyden sanayiye tüm paydaşlarla birlikte yol yürümek istiyoruz. Çünkü Sıfır Atık ancak birlikte düşünür, birlikte üretir ve birlikte hareket ederse gerçek bir dönüşüme dönüşebilir" dedi.

ATMA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Pervin Ersoy: "Sürdürülebilirlik, günlük hayatın içinde başlayan bir sorumluluk"

ATMA Derneği'nin yola çıkış noktasının çok basit ama bir o kadar güçlü bir çağrıya dayandığını ifade eden ATMA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Pervin Ersoy konuşmasına şöyle devam etti: "Atma! Amacımız, yaşadığımız çevreye saygıyı günlük hayatın doğal bir parçası hâline getirmek ve bu bilinci toplumun her kesimine yaymak. Dayanıklı, yeniden kullanılabilir, onarılabilir ve geri dönüştürülebilir ürünleri merkeze alan; döngüsel ekonomiyi üretim süreçlerinin kalbine yerleştiren şirketlerin artması hepimiz için umut verici. Çünkü biliyoruz ki yere atılmayan her atık, doğru tasarlanmış her ürün ve daha az tüketilen her kaynak; şehirlerimizin temiz kalmasına ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmamıza katkı sağlıyor. ATMA Derneği olarak hedefimiz yalnızca sokakları temiz tutmak değil; bireylerin, kurumların ve yerel yönetimlerin birlikte hareket ettiği güçlü bir farkındalık ekosistemi oluşturmak. Belediyelerle, özel sektörle ve sivil toplumla kurduğumuz iş birlikleriyle 'Atma!' çağrısını toplumsal bir refleks hâline getirmek istiyoruz. Bu zirvede bir araya gelen tüm kurumlar aslında aynı mesajı veriyor: Daha az atık, daha çok sorumluluk; daha temiz bir çevre, daha güçlü bir gelecek. Biz de herkesi, elindeki çöpü yere atmadan önce bir kez daha düşünmeye ve yaşadığı kente sahip çıkmaya davet ediyoruz. Çünkü inanıyorum ki Türkiye, çöp atılmayan sokakları ve döngüsel ekonomiyle güçlenen üretim anlayışıyla çok daha güzel olacak."

ATMA Derneği Başkan Yardımcısı Şila Gök: "Sürdürülebilirlikte asıl dönüşüm Atık yönetiminden başlıyor"

Konuşmasında, sürdürülebilirliğin Türkiye'de son yıllarda daha fazla gündeme gelse de uygulama tarafında henüz yolun başında olunduğuna dikkat çeken ATMA Derneği Başkan Yardımcısı Şila Gök, dünyada yeşil dönüşüm ve karbon ayak izi konularının artık ticaretin ön koşulu haline geldiğini vurguladı. Atık yönetiminden ambalaj kullanımına kadar tüm süreçlerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını belirten konuşmacı, bireylerin ve kurumların bu alanda daha bilinçli ve denetleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti. Toplumsal farkındalık arttıkça her bireyin çevresi için bir "müfettişe" dönüşebileceğini söyleyen konuşmacı, hedeflerinin Türkiye genelinde temiz şehirleri görünür kılan, farkındalığı ödüllendiren bir sürdürülebilirlik haritası oluşturmak olduğunu dile getirdi.

Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdürü ve Turkuvaz Medya İcra Kurulu Üyesi Yasemin Gebeş "Sürdürülebilir yüzyıl zirvesi, bir etkinlikten çok bir dönüşüm alanı"

Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi'nin temellerinin pandemi günlerinde Inbusiness Dergisi öncülüğünde başlatılan Küresel Umut Festivali ile atıldığını belirten Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdürü ve Turkuvaz Medya İcra Kurulu Üyesi Yasemin Gebeş, "28 Aralık 2020'de, Türkiye'nin en büyük medya kuruluşlarından biri olarak sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlama sorumluluğuyla yola çıktık. Pandemi koşullarında bir webinar serisi olarak başlayan bu yolculuk, 2023 yılında Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi adıyla, Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde fiziksel bir platforma dönüştü. Üç yıl önce bu zirveyi yalnızca bir etkinlik olarak değil; sürdürülebilirlik alanında güncel meselelerin tartışıldığı, iş dünyasıyla kamuyu aynı zeminde buluşturan kalıcı bir platform olarak hayal etmiştik. Bugün geldiğimiz noktada, bu hayalin büyük ölçüde gerçeğe dönüştüğünü görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Artık sürdürülebilirlik, dünyada bir tercih olmaktan çıktı; rekabetin, marka değerinin ve tüketici güveninin temel belirleyicisi hâline geldi. Bu dönüşümün en güçlü lokomotiflerinden biri de, Sayın Emine Erdoğan'ın liderliğinde küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık vizyonu oldu. Bizler InBusiness olarak sürdürülebilirliği teknik bir kavram değil, bir yaşam kültürü olarak görüyoruz. Çünkü biliyoruz ki üretim modellerini dönüştürmek kadar, tüketim alışkanlıklarını da değiştirmeden gerçek bir başarıya ulaşmak mümkün değil. Bugün bu zirvede ele alınan her başlık ve paylaşılan her deneyim, gelecek nesillere daha adil, daha dengeli ve doğayla barışık bir Türkiye bırakma kararlılığımızın somut bir ifadesidir" dedi.

Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler: "Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; ortak bir sorumluluk"

Bu sene üçüncüsü düzenlenen Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi'nin, Türkiye'nin yeşil dönüşüm yolculuğunda önemli bir eşik niteliği taşıdığını belirten Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler, "Pandemiyle birlikte insanlığın doğayla kurduğu ilişkinin yeniden sorgulandığı bir dönemde doğan InBusiness'ın sürdürülebilirliği bir dosya konusu değil, bir varoluş biçimi olarak ele aldığını vurgulayan zirve yetkilileri; bugün ekonomi ile ekoloji arasındaki çizginin tamamen ortadan kalktığına dikkat çekiyor. Sanayiden tarıma, finanstan girişimciliğe uzanan geniş bir ekosistemi kapsayan zirve, yalnızca sorunları tartışmayı değil, kalıcı ve uygulanabilir çözümler üreten iyi örnekleri görünür kılmayı amaçlıyor. Türkiye'de başta İklim Kanunu olmak üzere atılan yapısal adımların ve Emine Erdoğan'ın liderliğinde küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık vizyonunun, sürdürülebilirlik mücadelesine yön verdiği bu dönemde; zirvede paylaşılan her deneyim, "başka bir dünyanın mümkün olduğuna dair güçlü bir hatırlatma niteliği taşıyor" dedi.

III. Sürdürülebilirlik Liderleri Ödülleri sahiplerini buldu

Halkbank, Rams, Türk Telekom, Ziraat Bankası platin sponsorluğunda, Borsa İstanbul, Cengiz Holding, Türk Hava Yolları, Vakıf Leasing gold sponsorluğunda, Duja Hotels, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Getir destek sponsorluğunda düzenlenen ve yaka sponsoru Trendyol olan, zirve kapsamında ayrıca, sürdürülebilirlik alanında fark yaratan kişi ve kurumlara III. Sürdürülebilirlik Liderleri Ödülleri verildi.

"Sürdürülebilir Liderle Ödülleri" kapsamında Gaziantep'i Türkiye'nin 'Yeşil Şehri' haline getirme yolundaki kararlı adımları, yenilenebilir enerji yatırımları, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki vizyoner projeleri, Gaziantep'in köklü kültürel mirasını dünya sahnesine taşıyarak şehri küresel bir cazibe merkezi haline getirmesi ve kentsel kalkınmayı doğa dostu politikalarla harmanlayarak yerel yönetimlerde çizdiği ilham verici liderlik profili vesilesiyle Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ödüle layık bulundu.

Vakko'nun kumaş ağartma, boyama ve baskı gibi proseslerinde LCA yaklaşımını benimseyerek, ham madde temininden bertarafa kadar çevresel etkilerini izlemesi ve atık yönetimi uygulamaları vesilesiyle ödüle layık görüldü. Ödül, Vakko CEO'su Jaklin Güner'e takdim edildi.

Atık kirliliğiyle mücadelede geliştirdiği yenilikçi iletişim stratejileri, toplumsal davranış değişikliği yaratma konusundaki başarısı ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu "Temiz Şehirler" modelini destekleyen çalışmaları vesilesiyle ATMA Derneği ödüle layık görülürken, ödül dernek başkanı Pervin Ersoy'a takdim edildi.

Zirvede ayrıca InBusiness Dergisi'nin 5'inci kuruluş yıldönümü de davetlilerin katılımıyla kutlandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.