Tuz savaşları: Çankırı tuzu Himalaya'ya karşı!

Türkiye tuz zengini bir ülke. Kaya tuzunun Türkiye'deki en önemli rezervi ise Çankırı'da bulunuyor. Çankırı tuzu ile Himalaya tuzunu kıyaslayan uzmanlara göre, Çankırı kaya tuzunun içindeki mineraller insan sağlığı açısından yararlıyken, Himalaya tuzu insan sağlığını olumsuz etkileyen birçok mineral içeriyor.
19.09.2022 18:58 GÜNCELLEME : 20.09.2022 00:00

PARA ARAŞTIRMA/ MERVE YILMAZ GERGİN Tuz deyince, nedense aklımıza hep sofralık tuz gelir. Oysa ki bir sürü çeşidi var. Özellikle son yıllarda raflarda; deniz tuzu, kaya tuzu, salamura tuzu derken farklı tuzlar da yer almaya başladı. Yani sözkonusu tuzlar sadece sofrayla sınırlı değil. Tuz; tarım alanı, hayvan yemi, arıtma ve yumuşatma, tıp sektörü, trafik ve kimya endüstrisi, kozmetik, tekstil ve dericilik gibi sanayinin pek çok dalında kullanılıyor. Sofra ve sanayide kullanımının yanı sıra ise son yıllarda kaya tuzuna şekiller verilerek hediyelik eşya üretiminde de yoğunluk kazanmış durumda. Kısacası kaya tuzu ekonomisi, sofraların dışına da çıkarak giderek büyüyor.

Kaya tuzu yatakları, jeolojik devirlerde buharlaşma sonucu denizlerin ya da kapalı iç havzaların kurumasıyla oluşmuş yapılar. Doğal bir mineral olduğu için üretilmiyor, madenlerden çıkarılıyor. Ancak işlenip çeşitli amaçlarla tüketime hazırlanabiliyor. Değişik devirlerde ülkemizin birçok yöresinde bu şekilde oluşan kaya tuzu yatakları mevcut olmakla beraber, ülkemizde önemli kaya kaya tuzu yatakları Kars (Kağızman), Iğdır (Tuzluca), Nevşehir (Gülşehir), Yozgat (Sekil) ve Erzurum (Oltu) illerinde bulunuyor. Gıdadan bazı sanayi alanlarına kadar pek çok sektörde değerlendirilen kaya tuzunun Türkiye'deki en önemli rezervi ise Çankırı'da bulunuyor.

Hatta, Hipnotuz Kaya Tuzu Ürünleri Satış ve Danışmanlık Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Haliloğlu, üretimin yarısının Çankırı'dan karşılandığını söylüyor. Çankırı kaya tuzu, Çankırı'da yer alan tuz ocaklarındaki kaya tuzu kütlelerinden imal ediliyor. En önemli özelliği ise rafine edilmemiş ve çevresel kirlenmeye maruz kalmamış olması. Kaya tuzu ürünlerini alırken menşe sorulmadan satın alım yapılmamasına da dikkat çeken Aktuz Lamba Kurucusu İlyas Ak, piyasada ithal ve yerli olmak üzere iki çeşit kaya tuzu bulunduğunu söylüyor ve ithal tuzların Çankırı tuzu olarak satılmasından şikayetçi olduğunu dile getiriyor.

TUZ ZENGİNİ TÜRKİYE

Çankırı Tuz Lamba İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti yaklaşık 10 yıldır sektörde faaliyet gösteriyor. Firma, kaya tuzu ile alakalı akla gelebilecek tüm ürünlerin satışını gerçekleştiriyor. Gıda için kullanılan kaya tuzu, dekoratif ve faydalı özellikleri ile tercih edilen tuz lambaları, bulaşık makinelerinin tuz haznesi için kullanılan tablet tuz, tuz kolyeler, tuz tesbihi, sabun şeklinde tuz kalıbı, yol ve hayvan tuzu, saunalar ve etin yaşlandırma sürecinde kullanılan tuz tuğlası, tuz kili olmak üzere farklı amaçlarla kullanılan ürün çeşitleri yer alıyor. Bunlar içinde de en çok talep edilen gıda amacıyla kullanılan; kaya tuzu çeşitleri ve tuz lambaları oluyormuş. Türkiye'nin tuz üretim miktarının yaklaşık 2 milyon 500 bin ton seviyelerinde olduğunu belirten Çankırı Tuz Lamba İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Kurucularından Merve Özata, bu veri doğrultusunda Türkiye'nin tuz üretimi açısından dünyada 19. sırada yer aldığını söylüyor. Çankarı'nın Türkiye tuz zenginliği içinde önemli bir yere sahip olduğunu da dile getiren Özata, Çankırı'nın tuz mağaralarında günlük bin 500 ton üretim gerçekleştiğini de ifade ediyor. Çankırı kaya tuzunun en önemli özelliği temiz içerikli tuz olmasıymış. Yapılan analiz çalışmaları sonucunda insan vücudunu olumsuz etkileyecek şekilde ağır metal içermediği tespit edilmiş. Bunun yanında sahip olduğu elementlerin diğer tuzlara oranla daha dengeli olduğu söyleniyor. Kaya tuzu üretiminin "rafine edilerek üretim" ya da "rafine edilmeden üretim" olmak üzere iki farklı şekilde yapıldığını da vurgulayan Özata, "Bizim sattığımız kaya tuzunun üretim modeli 'rafine edilmeden üretim' kapsamında yer alıyor. Bu üretim biçiminde yerin metrelerce altında yer alan tuz mağarasından kaya tuzu, kütle olarak seçiliyor. Daha sonra bu kaya tuzu gıda için, tuz lambası üretimi için, hayvan tuzu, yol tuzu, arıtma ve yumuşatma tuzu gibi farklı kategorilerde ayrıştırılıyor" diyor. Gıda için seçimi yapılan ve diğer kategorilerden farkı daha temiz ve berrak olan kaya tuzunun ise dış faktörlere maruz kalma ihtimali gözönünde bulundurularak yıkanma sürecine girdiğini sözlerine ekleyen Özata, daha sonra öğütücü makinelerde salamura veya yemeklik ince tuz şeklinde öğütüldüğünü, son aşamada ise ambalajlanan kaya tuzunun satışa hazır hale geldiğini belirtiyor. Kaya tuzunun kullanım alanları arasında akla ilk olarak gıda gelse de birçok farklı alanlarda kullanılabileceğini söyleyen Özata, bu alanları; tarım, hayvan yemi, arıtma ve yumuşatma, tıp sektörü, trafik ve kimya endüstrisi, kozmetik, tekstil ve dericilik gibi sanayinin pek çok dalı şeklinde sıralıyor. Özata, geçen yıl pandeminin etkisiyle sofralık kaya tuzu satışlarının hedefleri üzerinde gerçekleştiğini söyleyerek, "Gelecek beş yılda Türkiye'de kaya tuzu üretimi ve satışında yüzde 60-65'lik seviyeye ulaşmayı ve öte yandan gerçekleştirdikleri sofralık tuz ihracat rakamları ile dünyanın ilk beş firması arasında yer almayı hedeflediklerinin altını çiziyor. Çankırı Tuz Lamba olarak, kaya tuzu ürünlerinin pek çok çeşitini dünyanın farklı ülkelerine ihraç ettiklerini belirten Özata, bu ülkeler arasında özellikle Avrupa ve Amerika kıtası ülkelerinden çok fazla talep geldiğini de kaydediyor.

"ÜRETİMİN YARISINI ÇANKIRI KARŞILIYOR"

Dünyada tuz üretiminin 220 milyon ton civarında olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Hipnotuz Kaya Tuzu Ürünleri Satış ve Danışmanlık Merkezi Kurucusu Mustafa Haliloğlu; en büyük üreticinin ABD olduğunu, bu ülkeyi sırasıyla Çin, Hindistan ve Kanada'nın izlediğini, Türkiye'nin ise dünya sıralamasında 19. sırada yer aldığını belirtiyor. Türkiye'nin toplam tuz üretimi yaklaşık 2 milyon 500 bin ton. Bu miktarın büyük çoğunluğu ise Tuz Gölü havzasından karşılandığı, verilen bilgiler arasında. Tuz Gölü'nün yıllık tuz üretim kapasitesi 1.5-2 milyon ton civarında. Sözkonusu değişim iklim şartlarından kaynaklanıyor. Türkiye'de tuz üretiminin yüzde 64'ü Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve Palas Gölü'nden, yüzde 28'i İzmir-Çamaltı'nda deniz suyundan, kalanı da kaya tuzu yataklarından yapılıyor. Türkiye'de şu anda deniz tuzu havzası olarak İzmir Çamaltı Tuzlası faaliyet gösteriyor ve kapasitesi 500 bin ile 600 bin ton civarında. Türkiye'de Karabük'ten başlayıp Çankırı, Çorum, Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars üzerinden İran'a bağlanan tuz yataklarında 30'u aşkın kaya tuzu madenleri mevcut. Ancak en nitelikli üretim Çankırı, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Kars-Kağızman havzalarında yapılıyor. Çankırı, en yüksek kaliteye ve kapasiteli tuz havzasına sahip bir bölge. Türkiye genelinde üretilen yaklaşık 600 bin ton kaya tuzu üretiminin yarısını Çankırı karşılıyor. Burada bulunan ocaklarda ise günlük 600 ile bin 500 ton arasında üretim yapılıyor. Üretilen kaya tuzunun yüzde 95'inden fazlası, kimya sanayinde ve yüzde üçü ise sofra tuzu olarak kullanılıyor. Bunların da büyük çoğunluğu rafine edilerek kullanılıyor. Kaya tuzlarının büyük çoğunluğu, hayvan yalama tuzu, kış şartlarıyla mücadele tuzu olarak kullanılıyor. Haliloğlu'na göre, Çankırı bölgesinde bulunan kaya tuzunun rezerv miktarı tam olarak bilinmemekle birlikte işletmeye açılan dört tuz maden sahasında çıkarılmaya uygun yaklaşık 5 milyar ton kaya tuzu olduğu tahmin ediliyor. Maden sahası olarak belirlenmeyen birçok alanda da çok miktarda kaya tuzu bulunuyor. Bir başka ifadeyle sadece dört sahadaki kaya tuzu, Türkiye'nin 400 yıllık tuz ihtiyacını karşılayacak kapasitede.

TUZ PASTİL PATENTİNİ ALDI

Hipnotuz Kaya Tuzu Ürünleri Satış ve Danışmanlık Hizmetleri'nin bir markası olan Tuz Pastil, uzun yıllar kaya tuzu üzerine araştırma ve çalışmalar yapan Mustafa Haliloğlu tarafından geliştirilmiş, patenti alınmış ve kullanımına sunulmuş. Tuz Pastil tadılarak tüketiliyor. Tadılmasıyla birlikte içinde ağız içi hijyeni sağlama ve üst solunum yolu rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olduğu söyleniyor. Haliloğlu, tadıldığı andan itibaren ağız içinde bulunan bakteri, virüs ve mikropları yok edip, ağız kokusunun giderilmesinde, diş eti rahatsızlıkları, dil pası, aft ve uçukların iyileşmesinde yardımcı olduğunu belirterek, "Tuz Pastil tadıldığında, içindeki mineraller, dilaltındaki sinirler vasıtasıyla anında kana karışır ve vücudun mineral eksikliğini gidererek elektrolize dengesini düzenler. Tuz Pastil, spor yapan, kas ağrısı ve kramplardan muzdarip olanların, aşırı enerji tüketenlerin vazgeçemeyeceği bir ürün. İstenildiği vakit kullanılabiliyor, ancak yemeklerden önce ve sonra kullanılması öneriliyor. Yemek öncesi tadıldığında midede oluşan salgı sayesinde hazım kolaylaşıyor. Yemek sonrası tadıldığında ise ağız içindeki organizmaların oluşumunu engelliyor. Bu özelliğiyle kilo kontrolü için de kullanılabilir" diyor.

Tuz Pastilin yeni bir ürün olduğunu da söyleyen Haliloğlu, üretim kapasitesini talebe göre belirlediklerini ve talebe göre aylık 10 bin adet üretim yapabilecek altyapıya sahip olduklarını belirtiyor. Haliloğlu, üst yolunum hijyenini sağladığı için koronaya karşı çok kullanıldığını ve tüketicilerden olumlu dönüş aldıklarının da altını çiziyor. Büyüme hedeflerine de değinen Haliloğlu, 2023'te iç piyasadaki daralmaya karşın, yurtdışına satışı hedefliyoruz. Özellikle Amerika, Kanada ve Almanya'dan talep geliyor. Taleplerle ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Bu bölgelere ağırlık vereceğiz" diyor. Ar-Ge çalışmalarının halen devam ettiği bilgisini de paylaşan Haliloğlu, aksesuar yapımı konusunda çalışmalarını hızlandırdıklarını, tuz kolye denemelerinin mevcut olduğunu, Ayrıca tuz masaj topu, çeşitli hediyelik objeler de planladıklarını dile getiriyor.

"İTHAL TUZLAR YERLİYMİŞ GİBİ SATILIYOR"

Bu işe 2002'de tuz fabrikasında muhasebeci olarak başlayan ve 2016'da kendi işletmesini kuran Aktuz Lamba Kurucusu İlyas Ak, taş değirmende yüzde 100 Çankırı tuzu çeken tek işyeri olduğunu iddia ediyor. Piyasada ithal ve yerli olmak üzere iki çeşit kaya tuzu bulunduğunu söyleyen Ak, ithal tuzların İran ve Pakistan'dan geldiğini, piyasada Çankırı tuzu olarak satılmasından şikayetçi olduğunu dile getiriyor. İthal tuzların içinde, tuzun oluştuğu bölgelerden dolayı insanlara zarar verecek ağır metal ve kükürt kalıntıları bulunduğu için işlenmesinin kolay ve görsel olarak daha güzel olduğu görüşünde olan Ak, insanların menşe sormadan veya araştırmadan aldıklarını, bu işin denetimi de olmadığı için şekilli tuzları tercih ettiklerini ifade ediyor. Sonrasında müşterilerin bu tuzlardan memnun kalmadıklarını ve bu durumda yerli tuzun da imajının kötülendiğini de ekliyor. Ak, Çankırı tuzunun içinde sadece kil ve tuz olduğunu bu sebeple en kaliteli tuzlardan birinin Çankırı'dan çıkarıldığının da bilgisini veriyor.

GURBETÇİLER SATIŞI ARTIRDI

İlyas Ak, Kaya tuzu lamba da satıyor. Bu ürünleri özellikle astım hastaları ve nefes darlığı olanların tercih ettiğini ve yıl içinde beş bin adede yakın tuz lambası sattıklarını belirtiyor. Doğal kaya tuzu, dünyanın birçok yerinde üst solunum yolu rahatsızlığının yanı sıra kanser, astım, bronşit, alerji, polen alerjisi, kalp damar, migren, tansiyon ve obezite gibi birçok hastalıklarda tedavi amacıyla kullanılıyor. Stres, fiziksel, ruhsal yorgunluk, uykusuzluk, egzama, sedef hastalığı, deri iltihabı ve ağrılara iyi geliyor. Bağışıklık sistemini güçlendirip, canlılık, zindelik veriyor. Ayrıca kemik yapısını güçlendirerek vücudu zehirli artıklardan temizliyor. Doğal tuzun titreşim frekansının aynı bizim bedenimizin frekansı gibi olduğundan, tuz kristal lambalarının da bu konuda çok önemli görev yaptığını sözlerine ekleyen Ak, "Negatif iyonlar havaya tazelik, canlılık verir ve havadaki bakterileri azaltır. Evlerimiz bilgisayar, televizyon gibi cihazların yaydığı pozitif yüklü iyonlarla doludur. Havadaki artı iyon, elektronlarını hava kirliliği yoluyla kaybetmiş, metalleşmiş bir moleküldür. Kristal tuzun içindeki lamba yandığı zaman tuz hafif ısınır ve odadaki nemi lamba üzerinde toplar. Bu, kristal tuzun yüzeyinin hafif ıslanmasına yol açar. Ve böylelikle Kristal tuz çevreye negatif yüklü iyonlar saçar. Negatif yüklü bu iyonlar, çevrenin pozitif yüklü iyonlarıyla birleşerek ortamın nötr hale gelmesine yardımcı olur. Yüksek enerji ve pozitif bir ruh hali için negatif iyon gereklidir" diyor. Ak'a göre, kaya tuzu lambalarının taklitleri çok üretildiği için alırken iyi araştırılmalı. Çankırı'dan renkli veya beyaz tuz çıkmıyormuş. Oluşum sadece kil ve tuz olduğundan gri bir tabakadan meydana geliyormuş. Bu tuzlar da genellikle yemek ve salamura için kullanılıyormuş. Gurbetçiler sayesinde bu sene satışların biraz daha arttığını da ifade eden Ak, fiyatların 40 ile 300 TL arasında değiştiğini de söylüyor. Ayrıca ürün gamının içinde yalama tuzu da sattıklarını söyleyen Ak, "Bu tuzlar iki çeşit. Biri insanlar için. Genelde vücudunda mineral eksikliği olanlar ve ağız içi yarası olanlar alıyor. Çok hızlı bir etkisi oluyor iyileşmede. Diğeri ise hayvanların yalayacağı gri taş kaya, onların da vücudunu mineral olarak besliyor. Deri ve tüylerin parlamasına yağ oranın azalıp et oranını yükseltiyor" diyor. Ak, son olarak "Kaya tuzunda coğrafi işaret alınırsa ve tuzlar kanuna göre menşe ile satılır ve denetim yapılırsa bizler de yerli tuz üreticileri olarak hak ettiğimiz noktaya geliriz" diyor.

"SAHTESİNE DİKKAT"

Çankırı Tuz Lamba İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Kurucularından Merve Özata'ya göre, doğal ve gerçek kaya tuzunu sahtelerinden ayırabileceğiniz pek çok yöntem mevcut. Bunlardan ilkini denemek için ihtiyacınız olan malzemeler; üzüm sirkesi ve test etmek istediğiniz kristal tuz. Yarım çay bardağı üzüm sirkesine bir tatlı kaşığı tuz atarak 5 veya 10 dakika kadar beklemeye bırakabilirsiniz. Süre sonunda karşımınız aşağıdan yukarıya doğru gazlı bir içecek gibi köpürme yapıyor ve sonra bulanık bir hal alıyor ise tuzunuz doğal tuz değildir. Bunun dışında Çankırı Tuz Lamba'nın tavsiye ettiği yöntemin uygulaması daha kolay. Bu yöntem de kaya tuzunun akışkan bir yapıya sahip olmaması yani oda sıcaklığında katılaşmaya başlaması, öğütüldükten sonra taneciklerin un gibi değil daha iri olması, doğal kaya tuzunun doğallığının göstergesi.

EN FAZLA 'SOLE TUZ' ŞEKLİNDE KULLANILIYOR

Toz haldeki doğal kristal tuz çeşitlerini, doğrudan yemeklerinize atabilirsiniz. Ancak tuzun doğal yapısını bozmamak için yemek pişmeden önce değil piştikten sonra kullanılmalıdır. Eğer tuzu, sofrada öğütme tuzu şeklinde iri taneli olarak aldıysanız seramik bıçaklı tuz ve baharat öğütücü değirmenleri yardımıyla incelterek kullanabilirsiniz. Yer altından (tuz mağarasından) çıktığı haliyle kütleler halinde aldıysanız, tokmak yardımıyla tozlaştırıp gıdalarınız için kullanabilirsiniz.

Son zamanlarda en çok kullanım biçimi de soledir. Sole tuz olarak ifade edilen tuz, yer altından çıkan kaya tuzunun en saf ve kristal halidir. Kaya tuzunun en değerli bölümüdür ve nadir olarak çıkmaktadır. Cam kavanoz ya da sürahi içine çeyrek miktarda sole tuz ve 3/4 içme suyu koyup 24 saat bekletilip hazır hale gelen soleyi, sıvı tuz misali yemeklerinize damlatarak kullanabilirsiniz. Öte yandan ödem atıcı olarak kullanmak isteyenler, yaygın kullanım biçimi olarak sabah kahvaltıdan önce bir bardak içme suyuna bir çay kaşığı kadar koyup bardaktaki suyu düzenli olarak içerek kullanabilmektedir. Ayrıca bu kullanım, cilt sağlığı ve güzelliği için de uygulanabiliyor. Yağlı ve kuru haldeki ciltler için de doğal kil maskesi içine sole ilave edilerek kullanılabilir.

"SIVI TUZLARIMIZ ÇOK SEVİLİYOR"

Sibel Gözüyukarı EYİLER / Mayi Tuz Kurucu Ortağı ve CEO'su

Mayi Tuz, bir doğal kaynak tuzu markası. Doğal kaynak tuzu ise yer altından sıvı halde çıkan tuz çeşidine verilen isim ve bulunduğu bölgeye göre kalitesi farklılaşıyor. Bizim tuzumuz Kırıkkale Delice bölgesinde yerin bin 300 metre altında bulunan fay kırığından çıkan sıcak suyun yukarı doğru çıkarken, yer altında bulunan tuz kayalarından tuzluluğunu, kırmızı topraktan da minerallerini almasıyla oluşur. Yer yüzüne yüzde 28 tuzluluk oranında, yüksek mineralli doğal kaynak tuzu olarak çıkar. Ayrıca yer altından çıktığı için çevre kirliliğinden etkilenmez, dolayısıyla mikroplastik ve ağır metal gibi sağlığa zararlı maddeler bulundurmaz. Biz de Mayi Tuz olarak tuzlarımızı bu tertemiz doğal kaynak suyundan üretiyoruz. Üretim sırasında kesinlikle rafine işlem uygulamıyoruz. Bu da tuza beyazlatıcı, akışkanlığı artırıcı gibi maddeler eklemediğimiz anlamına geliyor. Tuzlarımızı sadece hijyenik sera tipi havuzlarımızda, güneşte kurutarak üretiyoruz. Bu havuzlar da gerçekleştirdiğimiz yıllık üretim miktarımız, şu anda 60 bin ton tuz. Ama kaynağımızdan günde 200 bin litre doğal kaynak suyu yeryüzüne çıkıyor. Yani bu da yıllık üretim miktarımızın potansiyel olarak aslında çok daha fazla olabileceğini bize gösteriyor. Tuzumuz aslında kaya tuzundan üretilmiyor, ama kaya tuzuyla dolaylı yoldan bağlantısı var. Çünkü doğal kaynak suyu, yer altından yeryüzüne çıkarken kaya tuzlarını eriterek tuzluluğunu bu kaya tuzlarından alıyor. Tuzlarımızın her çeşidi yemeklerde kullanım için hem sağlıklı hem de lezzetli. Özellikle sıvı tuzlarımız ve aromalı sıvı tuzlarımız yemeklerde, salatalarda hem pratik hem de lezzet sağlıyor. Ayrıca bu tuzlarımızı sunum yaparken kullanıp, yaptığı sunuma renk katan aşçılar da var. Sıvı tuzlarımız tüketiciler tarafından farklı amaçlarla da kullanılıyor. Özellikle sade sıvı tuzu ayak banyosu, ağız bakımı, alkali su yapımı gibi amaçlarla çok fazla tercih ediliyor. Son çıkan ürünlerimizden biri olan tuzlu karamel ise tatlılarda ve kahvelerde çok tercih edilen bir ürün ve harika bir lezzete sahip. Markamızı kurduğumuz günden bu yana üretim kapasitemizle paralel olarak satış miktarımız da her geçen yıl artış gösterdi. 2021 yılını 5 bin ton satışla kapattık. 2022 yılı için hedefimiz ile 7 bin 500 ton. Kurulduğumuz günden bu yana ihracat yapıyoruz. Ürünümüzü yurt dışına göndermek, Türkiye'nin tuzunu yurt dışına tanıtmak, bizim için çok önemli. Hollanda, ABD, Almanya ve Rusya, ihracat yaptığımız ülkeler arasında ve buralarda da tuzumuzun oldukça sevildiğini söyleyebiliriz. Yıllık ihracat rakamımız yaklaşık 2,5 milyon dolar. Şu anda Ar-Ge'de olan ürünümüz bir banyo tuzu. Aromatik yağlarla birleştirerek ortaya harika bir sonuç çıkarıyoruz. Sonrasında da yeni ürünler gelmeye devam edecek.

"KAYA TUZUNUN ORİJİNALLİĞİNE DİKKAT EDİN"

Suna DUMANKAYA / Bitki Bilim Uzmanı

Öncelikle kaya tuzunda her zaman iyisini ve orijinalini bulmamız gerekiyor. Vücuttaki bütün hücreler, mineralle çalışır kaya tuzu da oldukça mineral içerir. Hazmı kolaylaştırmakla beraber, gaz gidericidir. Mide yanmasını önler. Gastriti önler ve vücuda giren minerallerin hücrelere girmesini hızlandırır. Günlük tüketilmesi gereken miktar 1.5 çay kaşığı olmalıdır yani 6 gr. Ayrıca doktor önerisi olmadan iyotsuz tuz kesinlikle kullanılmamalıdır. Fiziksel ve mental gerilimlere neden olur. Gerçek kaya tuzu kristal yapıda ve beyaz bir renge sahiptir. Pembe ve gri olanlar ise doğal tuz değildir. Satın alırken bu noktada dikkat edilmesi önerilir. Kaya tuzu vücudun bütün ihtiyacını karşıladığı gibi, kaya tuzu lambasının da birçok faydası vardır. Havada bulunan pozitif iyonlara karşı negatif iyon yayarak ortamdaki elektriği ve zararlı bakterileri azaltır. Televizyon, telefon, bilgisayar olan odanızda bulundurabilirsiniz.

"ORGANİK BESLENMEK İSTEYENLERE ÖNERİYORUZ"

Gözde ÇELİK / Uzman Diyetisyen

Endüstriyel adıyla 'halite' olarak da bilinen kaya tuzu, sofra tuzu olarak tüketilen tuzun rafine edilmemiş, mineral bir sodyum klorür formudur. Kaya tuzu kabaca yüzde 40 sodyum ve yüzde 60 klordan oluşur. Kaya tuzu, doğal haliyle, demir, kükürt, magnezyum, kalsiyum ve potasyum dahil olmak üzere 80'den fazla farklı mineral içerebilir. Kaya tuzu son yıllarda en çok tercih edilen tuzlardandır. Bu tercihin sebebi doğal ve organik beslenmeye olan ilginin artması ve halk arasında içerdiği elementlerin vücut için daha yararlı olduğu inancına dayanmaktadır. Kaya tuzu radyasyon emici özelliğe sahiptir. Tuz lambaları yapılarak etraftaki havanın kalitesi artırılabilir. Dünya Sağlık Örgütü, günlük tuz tüketiminin 5 g/gün (2 bin mg/gün sodyum) ve altında olmasını önermektedir. Bunun yarısı iyotlu, yarısı kaya tuzu olarak tüketilebilir. Kaya tuzlarının çok sayıda mineral içerdiği, sağlık açısından önemli olduğu ve birçok hastalığın önlenmesinde yararlı olduğu görüşü doğru değildir. Kaya tuzlarının bileşiminde insan sağlığı açısında riskli olan maddeler ve alüminyum, kurşun vb. ağır metal içeriği olduğunu gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Sofra tuzu yerine kaya tuzu tercih edilmesinin tek faydası, katkı maddelerinden kaçınmak olacaktır. 'Eat clean' dediğimiz beslenme tipini benimsemiş kişiler, özellikle temiz beslenmede rahatlıkla kullanabilir. Kaya tuzu kullanılırken iyotlu sofra tuzunun da günlük iyot ihtiyacını karşılamada önemli olduğu unutulmamalıdır. Hangi hastalıklara iyi geldiğiyle ilgili yeterli çalışma bulunmamaktadır. Ancak sofra tuzları gibi işlemlerden geçmediği için kanser hastaları ya da nötropenik diyetler için uygun olabilir. Organik beslenmek isteyenlere kaya tuzu önerilebilir, çünkü iyodu diğer besinlerden de alabiliriz ama sadece kaya tuzu tüketmek olmazsa olmaz değildir. Kaya tuzuyla birlikte iyotlu sofra tuzunun tüketimi, en idealidir.

ÇANKIRI TUZU VE HİMALAYA TUZU ARASINDAKİ FARKLAR

Çankırı tuzu ve Himalaya tuzunun her ikisi de yüksek element ve mineral içerir. Ancak Çankırı kaya tuzunun içindeki mineraller insan sağlığı açısından yararlıyken Himalaya tuzu; bor, bakır, krom, flor, manganez, çinko, selenyum, molibden gibi insan sağlığını olumsuz etkileyen daha birçok mineraller içerir. Çankırı tuzu ve Himalaya tuzu arasındaki farklardan biri de renk ve görünüşlerindeki farklılıklardır. Çankırı kaya tuzu içindeki elementlerin dengeli oluşu sebebiyle şeffaf ve kristal yapıda bir tuz iken himalaya tuzu içerisindeki demir elementinin çok fazla oluşu nedeniyle pas rengini anımsatan pembe renklidir. İçerisinde ağır ve sağlıksız metaller bulundurmamasıyla da Çankırı kaya tuzu emsallerine göre yine en faydalı tuz çeşidi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan birçok araştırmaya ve bilimsel analizlere göre Çankırı kaya tuzunun emsallerine oranla daha sağlıklı ve kaliteli olduğu anlaşılmıştır. Kaya tuzu kükürt içeriği nedeniyle hafif kahverengimsi pembeden koyu mora yarı saydam bir renk tonuna ve güçlü bir kokuya sahiptir. Müshil özellikleri içerir. Bundan dolayı, sindirim sağlığına yardımcı olmaktadır.

"LÖSEMİ HASTALARI DİKKATLİ KULLANMALI"

Niko GERMİYAN / Alaçatı Reçelcisi

Kaya tuzu, birçok bileşenleri olan dengeli kullanımda çok yararlı bir maddedir. İçinde fosfor, potasyum, magnezyum, kalsiyum, gibi çok değerli kimyasalları taşır. Birçoğu canlılar için önemlidir. Özelikle kemik ve kas gelişimi için değerlidir. Sindirim sistemi üzerinde çok etkilidir, taşıdığı kimyasallar, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Çok büyük ve doğal bir hava temizleyicidir. Havadaki nemi emme özelliğinden dolayı, toz taneciklerinin yere düşmesini sağlayarak, temizlenmiş hava oluşturur. Böylece solunum yolları daha temiz bir hava ile çalışır. Ayrıca ağız ve diş sağlığı için çok yararlıdır. Taşıdığı antiseptik kimyasallar sayesinde, zararlı bakterilerin üremesine engel olur. Tuz canlılar için çok yararlıdır ancak aşırıya kaçmadan, günlük minimum miktarda kullanılmalıdır. Genellikle kan hastalıkları için kullanmak doğru değildir. Özellikle lösemi hastaları bu konuda çok hassas olmalı. Kristal yapısı ve beyaz rengi ile gerçekliği kolay anlaşılır. Beyaz haricindeki renkler, büyük bir olasılıkla gerçek kaya tuzu değildir.

BİZE ULAŞIN