PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Uzun bir süre boyunca masaüstü dijital oyunların oyun endüstrisi için olan öneminden bahsedip duruyoruz. Aslında çift yönlü olacak şekilde, hem dijital oyun masaüstünü hem de masaüstü dijital oyunları tesiri altına alıyor. Masaüstünden kastımız da kutu oyunları. Yani kızma biraderin çok daha girift bir halde, hikâyeleştirilmiş ve çeşitli kurallarla süslenerek, mistik havalara bezendirilmiş halleri. Hem edebiyattan hem de sinemadan pek çok uyarlama olmakla birlikte, bu oyunların dijital oyun endüstrisinin en önemli gelir kalemlerinden biri olduğunun da altını çizmemiz gerekiyor. Kaldı ki, oyunun sürdürülebilirliği ve yeni tüketicilerin sahaya kazandırılması anlamında, yaştan bağımsız bir yayılım sahası sunabiliyorlar. Bu süreci yine gelenekselin sahip olduğu büyük atari ya da oyun makineleriyle de benzeştirebiliriz. Dünyaca ünlü ATARI firmasından jenerik isim olarak hayatımıza girdiğini varsaydığımız sistemler, bugün kendilerini dijitalin gereksinimlerine farklı biçimlerde konumlandırmaya devam ediyorlar. Tıpkı kutu oyunlarında olduğu gibi…
KUTU OYUNU İÇİN ÖZEL BİLGİSAYAR
Büyük oyun makinelerinin üretimiyle bilinen Arcade1Up isimli firma, geçtiğimiz günlerde yeni bir ürünü pazara sürdüğünü duyurdu. Aslında mevcutta bulunan Infinity Game Table isimli ve bir ailenin hep birlikte oynayabileceği biçimde tasarlanan, 32 inç, yani yaklaşık 81 cm ekran boyutundaki ürünün daha da portatif hale getirilmişi diyebiliriz bu yeni ürün için. CNET'ten Jared DiPane'nin haberine göre satış fiyatı 500 dolar olan yeni ürününse, Arcade1Up sitesindeki özelliklerinden anladığımız kadarıyla 18.4 inç yani yaklaşık 46.7 cm ekran boyutu mevcutmuş. Portatif olmakla beraber mücadeleye dönük veya bulmaca odaklı 50 en tanınmış eğlence temalı oyunu içinde bulunduruyor. 16 GB belleği ve 1920x1080 çözünürlük değerini destekleyen bir deneyim sunuyor. Böylece ister tek başınıza isterseniz de yine iki kişilik bir oyun deneyimine kavuşabiliyorsunuz. Bu tür sistemlerin, halihazırda geçmişten bugüne cep oyun konsollarının geçirdiği değişimi de bizlere gösteriyor olması ayrı bir heyecan verici. Ancak bu sistem de tek üretim değil. Benzerleri pazarda kendisine farklı anlamlarda yer arıyor durumda. Örneğin, Tilt Five isimli bir başka ürün, artırılmış gerçeklikle bu deneyimi yayma telaşı güdüyordu. Oldukça önemli bir boşluğa hitap ediyordu çünkü, sadece gözlük ve kontrolör kullanmak suretiyle oturma odanızda üç boyutlu veya iki boyutlu bir oyunu kurup oynayabilmenize imkân sağlıyordu. New Atlas'tan Michael Irving'in bundan tam dört sene önce köşesinde incelediği ürün yine Kickstarter isimli fon platformundan çıkış göstermiş. Zeminine bir harita benzeri saha yerleştirilmesi ve cihazın ilgili alanı tanımlaması üzerine oluşturulmuş bir sistem. Şu an üç kişi beraber oynayalım derseniz, üç gözlük seti için belirlenen fiyat skalası 959 dolar. Yani fiyatlar biraz yukarıda. Ama bu tür eğlenceleri gelenekselden çok ayrı tecrübeler olarak tanımladığınızda fiyatların farklı olması da anlaşılabiliyor.
FARKLI ENDÜSTRİLER BİR ARAYA GELİYOR
Yukarıdaki örnekte gördüğümüz üzere, eğlence sektörü farklı noktalarda pek çok alternatif barındırıyor. Özellikle de geleneksel aile eğlencesine dönük olan çabalar, oyunun yayılım sahasını genişletirken; aynı zamanda satın alma davranışlarını da etkisi altına alıyor. Özellikle bir arkadaş grubu olduğunu düşündüğünüzde, dört kişinin bir araya gelmesi için yapılan harcama, doğrudan oyun ve eğlenceye kanalize olunmuş gibi görünse de farklı pek çok endüstri aynı anda besleniyor. Özellikle de yiyecek-içecek sektörü. Bu yüzden, reklam anlamında sadece tek yönlü bir tanıtım değil de hep iç içe geçmiş süreçleri izliyoruz. Bunun sebeplerinden biri de bu. Doğal anlamda birbirlerini besleyen ve süreci çok yönlü olarak, olabildiğince çok sayıda kullanıcıya aktarmaya çalışan bir mekanizma. Ve bu mekanizma oldukça canlı. Her şarkı türünden, her tekstil modasından, her spor müsabakasından durmadan usanmadan beslenmeyi sürdürüyor. Tat nereyi işaret ediyorsa, yöndeşilen yol da o mecra etrafında şekilleniyor. Dolayısıyla, geçtiğimiz haftalarda sürekli dile getirdiğimiz yapay zekâ bağlamında da olsa, geleneksel oyunun adaptasyon süreçlerinde de olsa, oyuna sadece oyun olarak değil milyarlarca dolarlık, kıymetli bir aparat gibi yaklaşmak gerekiyor.