“Her ölçekte firma savunma sanayine çözümler üretebilir”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma sanayinde “tam bağımsız Türkiye” yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceklerini belirtti. Doğru strateji ve Ar-Ge çalışmalarıyla yakın gelecekte dünyayla rekabetin önünde hiçbir engel olmayacağına dikkat çeken Demir, “Her ölçekte firma savunma sanayine çözümler üretebilir” dedi.
17.10.2022 16:53 GÜNCELLEME : 19.10.2022 00:01

PARA RÖPORTAJ/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Prof. Dr. İsmail Demir, "Küresel Güç Türkiye Vizyonu" ile belirledikleri yol haritasında savunma sanayiinde "tam bağımsız Türkiye" yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ettiklerini vurgulayarak, muhtelif teknolojilerde 100'den fazla Ar-Ge projesi yürüterek kritik ve stratejik teknolojileri millileştirdiklerini kaydetti. Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlarda yaptıkları doğru strateji belirleme ve Ar-Ge çalışmalarıyla yakın gelecekte Türk savunma sanayinin dünyayla rekabetinin önünde hiçbir engel bulunmadığına dikkat çeken Demir, "Bizler sahip olduğumuz en büyük güç olan genç ve dinamik insan kaynağımızla bu işin üstesinden geleceğimize inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Türk savunma sanayinin bugün, bin 500'e yakın firma ve 80 bin kişilik çalışanıyla Türkiye ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline geldiğine değinen Demir, bu kapsamda yürütülen 750'yi aşkın sayıda proje ve diğer ilgili faaliyetlerin sonucunda gelinen noktada yıllık 10 milyar dolar sektör cirosu ve yıllık 3 milyar 224 milyon dolarlık rekor ihracat tutarına ulaşıldığını kaydetti. Dost ve müttefik ülkelerin envanterlerinde yerlerini alan ürünlerin, dünyanın dört bir yanına ihraç edilirken, özellikle Türk SİHA'larının (silahlı insansız hava araçlarının) oyun değiştiren konseptinin dünyanın da gündemine girdiğini vurgulayan Demir, hâlihazırda Muharip İHA (insansız hava aracı) sisteminin geliştirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Mikro, mini, taktik, operatif ve stratejik İHA'lar ile elde edilen birikim, altyapı ve teknolojik kabiliyetler kullanılarak küçük sınıfta İHA'ların kısa zamanda envantere kazandırılmasının planlandığını dile getiren Demir, diğer ülkeler tarafından ihracat kısıtlaması uygulanabilen kritik birimlerin yerli olarak geliştirilmesine yönelik çalışmaların hız kazandığını kaydetti. İhracata yönelik sistematik olarak kullanılabilecek bir kredi mekanizması oluşturulmasına ve teşviklerin artırılmasına odaklanacaklarını belirten Demir ile Türk savunma sanayinin uzun vadeli hedeflerini, izlenecek yol haritasını, kritik ve stratejik savunma sanayii projelerini konuştuk.

Türk savunma sanayii "küresel oyuncu" olma noktasında nasıl bir yol aldı?

Türk savunma sanayii bugün; Başkanlığımız koordinasyonunda tasarımdan seri üretime, Ar-Ge ve inovasyondan sanayileşmeye, yürüttüğü proje faaliyetleriyle tüm güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını, yerli ve milli imkânlarla en etkin biçimde karşılamak için çalışıyor. 2002'de sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 750'yi geçmiş olup bu projelerin yaklaşık yarısı son 5 yılda başlatıldı. 2002'de yaklaşık 5.5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken geldiğimiz noktada yaklaşık 11 katlık bir artış ile yaklaşık 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaşıldı. İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında 75 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldı. İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. Bayraktar TB2, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR SİHA'lar Türkiye'yi oyun değiştirici hale getirdi. Şimdi sırada Bayraktar TB3, Kızılelma MİUS var. MİLGEM'ler, amfibi gemiler, sismik araştırma gemisi, çeşitli seviyede gemi ve botları mavi vatanda önemli görevler ifa etmeye başladı. ATAK Helikopterleri güvenlik güçlerinin gücüne güç kattı. Çeşitli menzillere sahip füzelerimiz ATMACA, BORA, TRLG füze teknolojisinde çağ atlamamızı sağladı. Kara araçlarımız, sahada güvenlik güçlerimizin güven içerisinde operasyon yapmasına olanak sağladı. Taşınabilir mühimmat sistemleri, ergonomik el bombası ekipmanları, yüksek kapasiteli şarjör, katlanabilir mayın dedektörü, el yapımı patlayıcılara karşı etkili karıştırıcı-köreltici sistemleri sahada Mehmetçik'e pratik çözümler sağladı. Uzun vadeli hedefler ile paralel önümüzdeki dönemde yenilikçi, kritik ve stratejik teknolojiler ile ilgili çalışmalar yürüteceğiz. Yerli ve milli ürünlerimiz, güvenlik güçlerimizin terörle mücadele operasyonlarında, yurtiçi ve yurtdışındaki harekatlarında başarıyla kullanılmakta. Dost ve müttefik ülkelerimizin envanterlerinde yerlerini alan ürünler, dünyanın dört bir yanına ihraç edilirken, özellikle Türk SİHA'larının oyun değiştiren konsepti dünyanın da gündemine girdi. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170'e; İHA ve SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi yaklaşık 230'a çıktı ve Türk savunma sanayii ürünleri küresel ligde ön planda yer almaya başladı. Hedefini her geçen gün büyüten SSB ve savunma sanayii önümüzdeki yıllarda çok daha büyük projelerin ve gerçekleşmiş hayallerin konuşulduğu günlere sabırsızlıkla hazırlanıyor.

Küresel ve ulusal savunma sanayii pazarı büyüklüğü nedir? Bu noktada hedefleriniz nedir?

Küresel ölçekte incelendiğinde ülkelerin yıllık toplam savunma harcamasının 2021'de ilk kez 2 trilyon dolar eşiğini geçerek 2.1 trilyon dolar seviyesine ulaştığını gördük. Amerika toplam küresel savunma harcamalarının yüzde 42'sini, Asya ve Okyanusya yüzde 28'ini, Avrupa yüzde 20'sini, Orta Doğu yüzde 9'unu ve Afrika ise yüzde 2'sini gerçekleştirmekte. Savunma ve havacılık sanayi ihracatı son yedi yılda, pandemi koşullarının sektörü olumsuz etkilediği 2020 yılı haricinde düzenli olarak artış gösterdi. Yıllardır dışa bağımlı bir Türkiye vardı. Ancak biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye devam ediyoruz. Bunu da ihracatımızla gösteriyoruz. Bugün ülkemiz İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen üç ülkesinden biri. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden biri olan ülkemiz, bu ürünleri üretmenin yanında dünyanın dört bir yanına ihracat da yapar hale geldi.

Türk savunma sanayiinin küresel pazardaki hedeflerini gerçekleştirmesine yönelik olarak önümüzdeki dönemde; personel ve organizasyon konusunda imkânların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmaya, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerin yenilikçi yaklaşımlarla ele alınmasına ve yurtdışı teşkilat ve modellerinin belirlenmesine ve hayata geçirilmesine odaklanacağız. İhracata yönelik sistematik olarak kullanılabilecek bir kredi mekanizması oluşturulmasına ve teşviklerin artırılmasına odaklanacağız.

Türk savunma sanayinin 2053 veya 2071 gibi uzun vadeli hedefleri nedir? Nasıl bir yol haritası izlenecek?

Ülkemizin "Küresel Güç Vizyonu'na" uygun olarak lider ve yol gösterici bir Türkiye için; yüksek kabiliyetli sanayi altyapısını oluşturmak, tasarım ve geliştirme faaliyetlerini destekleyerek yerli ve milli üretimde öncü olmak Savunma Sanayii Başkanlığı olarak başlıca hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda, Silahlı Kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin gerek mevcut gerekse gelecek ihtiyaçlarını eksiksiz bir biçimde karşılayabilmek adına yapılacak çalışmaların gerektirdiği tüm imkanları sağlayarak güçlü bir savunma sanayii yapısı tesis etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Bu süreçte savunma sanayii paydaşlarının ortak bir vizyon etrafında yüksek verimliliğe odaklanarak hizmet verebilmesini, imkan ve kabiliyetlerini aynı amaç etrafında seferber etmesini sağlamak adına yeni bir gelecek tasarımı üzerine kurgulanacak bütüncül bir savunma sanayii stratejisi oluşturmamız kaçınılmaz. Ortaya konan kararlı ve istikrarlı ilkeler doğrultusunda; harekat sahalarındaki ihtiyaçların karşılanmasında yerli imkanlardan ve milli teknolojilerden azami ölçüde faydalanılması ve bunların sürekli gelişiminin sağlanması temel hedeflerimizden.

Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlarda yaptığımız doğru strateji belirleme ve Ar-Ge çalışmalarımızla yakın gelecekte dünyayla rekabet edebilmemizin önünde hiçbir engel bulunmuyor. Bizler sahip olduğumuz en büyük güç olan genç ve dinamik insan kaynağımızla bu işin üstesinden geleceğimize inanıyoruz ve "Küresel Güç Türkiye Vizyonu" ile belirlediğimiz yol haritamızla savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz.

SSB'nın destek verdiği Ar-Ge projelerinden bahseder misiniz?

Gerek güvenlik birimlerimizin ihtiyaçları gerekse gelişmekte olan pazarların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak etkin bir teknoloji yönetimi politikasının izlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, ihtiyaç duyulan sistem/alt sistem/bileşen/teknoloji altyapısı için yol haritalarının güncellenmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Başkanlığımızın stratejik hedeflerinden biri de "Ar-Ge Yol Haritası" kapsamında doğrudan alt sistem ve bileşen ürünlerine yönelik teknoloji projelerinin hayata geçirilme oranını artırmak. Bu kapsamda, Ar-Ge projeleri mevcut veya gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak, SSB alt sistem ve platform projeleri ile ilişkilendirilerek başlatıyoruz. Ar-Ge ve teknoloji yönetimi faaliyetlerimiz ile ülkemizin güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan savunma sistemlerimizdeki kritik bileşenlerin yerlileşmesi ve ileri/çığır açıcı teknolojilerin ülkemize kazandırılması amaçlarıyla teknolojide tam bağımsızlığı hedefliyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalar son yıllarda yoğunlaşmış olup Ar-Ge panelleri ve OTAĞ'lar ile sistematik hale getirildi. Ar-Ge verilerine baktığımızda, savunma sanayii sektöründe, 464 milyon doları öz kaynaklardan olmak üzere Ar-Ge alanında toplam 1 milyar 639 milyon dolar harcandığını görüyoruz. Bu rakam, toplam sektör cirosunun yaklaşık yüzde 16'sına tekabül ediyor. 2002'de 49 milyon dolar mertebesinde olan savunma sanayii sektör Ar-Ge harcamalarının günümüzde 34 kat arttığı gözüküyor.

Savunma sanayii ürünlerinin ileri teknoloji alanlarında yerlilik oranının artırılması, ihtiyaç duyulan kritik sistem ve alt sistemlerin teknolojilerinin yerlileştirilmesi amacıyla yürütülmekte olan Ar-Ge faaliyetleri kapsamında; katmanlı imalat teknolojileri, kızılötesi teknolojileri, lazer ve elektromanyetik, elektro optik ve kameralar, yapay zeka ve otonomi, geniş bant mobil haberleşme ve harp sistemleri, enerjik malzemeler ve KBRN teknolojileri gibi alanlarda çalışmalar sürdürüyoruz. Savunma sanayiimizde muhtelif teknolojilerde 100'den fazla Ar-Ge projesi yürüterek kritik ve stratejik teknolojileri millileştiriyoruz.

Türkiye'nin, İHA üretim, ihracat ve yerli üretim noktasında geldiği düzey nedir? Bu alanda yeni hedefler nedir?

Türkiye, günümüzde İHA sistemlerinin tasarımı ve üretimi konusunda dünyada öncü ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Türkiye'nin diğer ülkelere göre en büyük avantajı üretilen sistemlerin operasyonel sahada denenerek geliştirilmesi. ANKA ve Bayraktar TB2 İHA/SİHA sistemleri kullanılarak güvenlik güçlerimizce birçok terörle mücadele operasyonunda büyük başarılar elde edilmiş olup, bahse konu sistemler gerçek harp ortamında da kendini kanıtlayarak güvenlik güçlerimiz için vazgeçilmez stratejik bir unsur ve savunma sanayiimizin önemli ihraç kalemleri haline geldi. Söz konusu İHA/SİHA sistemleri ile elde edilen tasarım, geliştirme, üretim ve test altyapıları kullanılarak kısa sürelerde AKINCI ve AKSUNGUR İHA/SİHA sistemlerinin geliştirme faaliyetleri tamamlandı ve güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuldu. Hâlihazırda Muharip İHA sisteminin geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Bununla birlikte; taktik, operatif ve stratejik İHA sistemlerinin yanı sıra mikro ve mini sınıfta yer alan İHA sistemleri operasyonel sahada başarı ile kullanılıyor.

Mikro, mini, taktik, operatif ve stratejik İHA'lar ile elde edilen birikim, altyapı ve teknolojik kabiliyetler kullanılarak küçük sınıfta İHA'ların kısa zaman içerisinde envantere kazandırılması planlanıyor. Faydalı yük kamera sistemleri ve motorlar, İHA sistemleri için kritik unsurların başında geliyor. Diğer ülkeler tarafından ihracat kısıtlaması uygulanabilen bahse konu birimlerin yerli olarak geliştirilmesine yönelik çalışmalar hız kazanmış olup, üretilen sistemler taktik ve daha üst sınıftaki İHA'larda kullanılmaya başlandı. Bu kapsamda, diğer İHA sınıfları için farklı ağırlık, ebat ve kabiliyetlere sahip kamera sistemleri ve üretilen içten yanmalı motorların yanı sıra geleceğin İHA sistemleri de göz önünde bulundurularak gaz türbinli motorların geliştirilmesi önem arz ediyor.

Buna ilaveten İHA/SİHA sistemlerinin küresel konumlandırma sistemi olmayan operasyonel ortamda seyrüsefer gerçekleştirebilmesine ilişkin teknolojik kabiliyetin kazanılmasına yönelik Başkanlığımız tarafından yürütülen çalışmalar yakından takip edilmekte ve firmalarımız nezdinde çalışmalar yürütülüyor. Son dönemde dünyada oldukça popüler olan yapay zekâ kabiliyetlerinin İHA/SİHA sistemlerine kazandırılmasına yönelik olarak, artırılmış otonomi, durumsal farkındalık, acil durum senaryoları ve veri analizleri konularında yeni dönem hedeflerimize yönelik olarak çalışmalar sürdürülüyor.

Kara ve deniz alanlarında insansız araçlar konusunda yerli savunma sanayiinin geldiği düzey nedir? Hedefler neler?

Otonom ve insansız sistemlerin önümüzdeki dönemde hem teknolojik hem de stratejik olarak büyük bir güç çarpanına dönüşeceğini, bilgi ile donatılmış sistemlerin etkin kullanımının, bilgiyi muazzam bir silaha dönüştürerek süreklilik, caydırıcılık ve etkinlik gibi temel faktörlerin en büyük destekçileri olacağını değerlendiriyoruz. Teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak hızlı bir gelişme gösteren insanız kara ve deniz araçlarının kullanımının ilerleyen dönemlerde daha da artmasını bekliyoruz. İnsansız sistemlerde hava araçlarında edindiğimiz tecrübe ve başarıyı kara ve deniz araçlarında da göstermeye kararlıyız. Hafif, orta ve ağır sınıf olmak üzere üç ayrı kategoride insansız kara araçları projelerimiz sürüyor. Yapılan çalışmaların ve uygulanan geliştirme faaliyetlerinin daha net görülmesi, kullanıcı makamlarda sistemlere/platformlara yönelik farkındalık oluşması, mevcut eksiklikler ile ürünlere yönelik geliştirme faaliyetlerinde ilerlenecek rotanın anlamlı bir şekilde tespit edilebilmesi maksadıyla firmalara farklı sınıfta ve özellikte insansız kara araçları ürettirmekte ve rekabet ortamı oluşturmaktayız. Otonom su üstü deniz araçları için farklı yapılarda üç ayrı prototip üretimi için Sefine-Aselsan İş Ortaklığı, Ares-Meteksan Ortak Girişimi ve Yonca Onuk-Havelsan İş Ortaklığı ile sözleşmesi imzaladık. İnsansız su üstü ve su altı araçlarına yönelik yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Günümüzde, otonom ve insansız deniz araçları gelişen batarya ve sensör teknolojileri sayesinde, aynı hacim ve ağırlıkla daha uzun süre görev yapabilir ve daha fazla yük taşıyabilir hale gelmiştir. Bu gelişimin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörüyoruz.

Türk savunma sanayiinin güçlü yanları, fırsat alanları hangileri?

Savunma sanayiimiz son yıllardaki atılımıyla platform ve silah sistemlerinin tasarımı, geliştirmesi ve üretilmesinde belli bir seviyeye geldi. Bazı alanlarda dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz, bazı alanlarda rekabetçi ürünler geliştiriyoruz. Ancak her zaman söylüyoruz. Bizim hedefimiz savunma sanayiinde tam bağımsızlık. Yani kritik ve stratejik ne teknoloji varsa, onu kazanmamız gerekiyor. Bugün geldiğimiz nokta ve elde ettiğimiz başarıların hepsi sistemli bir çalışmanın ürünü. İnanıyorum ki aynı azim ve kararlılıkla devam ettiğimiz sürece 10 yıl içerisinde savunma sanayii alanında dünyanın en önemli ülkelerinden biri olmamamız için bir sebep göremiyorum. Türkiye'nin en büyük gücü ve fırsatı, iyi eğitilmiş genç ve dinamik nüfusumuz ve sahip olduğumuz geniş ekosistemdir.

ZIRHLI MUHAREBE ARAÇLARININ İLK TESLİMATI 2022'DE

Ülkemizin modern ana muharebe tankı ihtiyacı doğrultusunda ortaya çıkan ALTAY Projesi'nde ilk yerli ana muharebe tankı tasarlandı ve geliştirildi. ALTAY tankının seri üretimi için sözleşme imzaladık. Hâlihazırda tankların üretimine yönelik altyapının kurulum faaliyetleri ve yurtdışı kaynaklı alt sistemlerin yerlileştirilmesi çalışmalarına devam ediliyor. Milli güç grubu geliştirilmesi çalışmalarını da eş zamanlı olarak yürütmekteyiz.

Askeri birlikler ile güvenlik güçlerinin meskûn mahal ve kırsal alanlar dâhil olmak üzere her türlü bölge ve arazi şartlarında harekât ihtiyaçlarına cevap veren, yüksek koruma ve hareket kabiliyetlerine sahip Kirpi, Kirpi II, Ejder Yalçın, Pars, Vuran gibi çeşitli konfigürasyonlardaki zırhlı araçları yerli ve milli olarak üretmekteyiz. Zırhlı Amfibi Hücum Aracı ZAHA'nın ilk teslimatı 2022'de gerçekleştirilecek. Modernize edilmiş Zırhlı Muharebe Araçları ZMA'ların ilk teslimatları 2022'de olacak. Yerli motora sahip VURAN araçlarının da ilk kez 2022'de envantere girmesi bekleniyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçlarını karşılamak için KAPLAN ve PARS Silah Taşıyıcı Araçların teslimatlarına başladık. Araçlar üzerinde yerli ve milli OMTAS tanksavar füzeleri ile envanterde yer alan tanksavar füzeleri için ihtiyaç duyulan kuleler de proje kapsamında geliştiriliyor. Sınıfında dünyanın en iyisi olacak PARS 6x6 Mayına Karşı Korumalı Araçların ilk teslimatları 2022 yılı içinde yapılacak.

"HER ÖLÇEKTE FİRMA SAVUNMA SANAYİNE ÇÖZÜMLER ÜRETEBİLİR"

Yerlileşme sürecinde temini zor, kritik olan ya da çoklu kullanım sayesinde ekonomik değeri olan irili ufaklı birçok malzeme ve parça odağımızda olabildiğinden, özellikle teknoloji yoğun Ar-Ge'ye dayalı üretim gerçekleştirebilen yenilikçi her ölçekte firma, savunma sanayiimize çözümler üretebilir bir potansiyele sahip. Sektöre yatırım yapmak isteyen sanayicilerimizin, savunma ürünlerinde kullanılacak alt sistem, bileşen ve malzeme konularında var olan boşluk alanlarına yatırım yapmasını, yatırım sürecinde özellikle çoklu kullanıma önem vererek diğer sektörlerdeki kullanım alanları ile sürdürülebilir yatırımlara öncelik vermelerini, yatırım konularını belirlerken Başkanlığımız ile sürekli temasta olmalarını ve YETEN kayıtlarını yapıp, sürekli güncel tutarak yeteneklerinin kayıt altında olmasını sağlayıp bilinirliklerini artırmalarını öğütleyebiliriz. Hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için proaktif davranarak doğru zamanda, doğru teknolojilere yatırım yapmak gerekmekte. Bu nedenle, Ar-Ge yol haritamızın bir ayağı ileri teknolojilere yapılan yatırımlardan oluşmakta. Son yıllarda savunma sanayiinde özellikle siber güvenlik, yazılım, yapay zeka, insansız ve otonom sistemler, kompozit ve katmanlı imalat konularında daha fazla ilgi ve yönelim olduğunu söyleyebiliriz.

300 MİLYON TL KREDİ KULLANDIRILDI

Başkanlık olarak, yüksek katma değer üreten KOBİ ve yan sanayimizin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Üzerinde önemle durduğumuz diğer bir konu ise projeler kapsamında yerli sanayimizin imkân ve kabiliyetlerinin maksimum ölçüde kullanılması. Bu amaçla projelerde ana sistemlerin kritik bileşenlerinin yerli imkânlarla temin edilmesine yönelik olarak "sanayi katılımı" faaliyetlerini takip ediyoruz. Başkanlığımızca "Savunma Sanayi Yetenek Envanteri (YETEN)" ve "Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme (EYDEP)" programları yürütüyoruz. Aynı zamanda "Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı"nı kurguladık. Program ile savunma, anayurt güvenliği, havacılık ve uzay sanayi alanlarında faaliyet gösteren yerli sanayi kuruluşlarının desteklenmesi maksadıyla ihtiyaç duyulan yatırım ve ihracatlarının finansmanı için TL üzerinden kredi kullandırıyoruz. Program kapsamında 2021 ve 2022'de 150'şer milyon TL olmak üzere toplam 300 milyon TL'lik kredi kullandırdık. Ayrıca Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Katılım Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile girişimcileri destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde de sektörde faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ'lerin geliştirilmesi, teknolojik derinliklerinin ve rekabet edilebilirliklerinin artırılması çalışmalarına devam edeceğiz.

"UYDU, UZAY SEKTÖRÜNE GEREKLİ DESTEKLERİ SAĞLAYACAĞIZ"

Havacılık ve uzay sanayiinde; Milli Muharip Uçak, Kızılelma, Hürjet, Hürkuş, Akıncı, Aksungur, Bayraktar TB2 SİHA; Bayraktar TB3 SİHA, Anka, Atak, Gökbey, MUFS, Göktürk, İmece, Kılıçsat Kerkes ve mini İHA projelerinin öncü projeler olarak öne çıktığını ifade edebiliriz. Uydu/uzay sektörünün sürdürülebilirliği ve uluslararası alanda rekabet edilebilmesinin, tarihçe kazandırılmış ürünlerin artırılması ile mümkün olacağını değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda sistem/alt sistem tasarımı, üretimi ve test faaliyetlerinin desteklenmesi, maliyeti etkin çözümlerle deneysel uyduların uzaya gönderilmesi süreçlerine yön vererek gerekli destekleri sağlayacağız. Yurtiçinde kazanılmış kabiliyetlerin devamlılığının sağlanması, yatırım tekrarı ve kaynak israfının önlenmesi amacıyla yurtiçinde tasarlanmış veya üretilmiş sistem/alt sistem/ekipmanların müteakip projelerde kullanılması ve yurtiçi firmaların yeni projelerde yer almasının sağlanması yönünde gerekli çalışmaları gerçekleştireceğiz.

HÜRJET'İN İLK UÇUŞU 2023'TE

Milli Muharip Uçak (MMU) çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Projeyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2030'lu yıllardan sonraki muharip uçak ihtiyacının yurtiçinde özgün tasarım modeli ile karşılanması amaçlanıyor. Yerli sanayinin azami düzeyde kullanılarak özgün tasarım faaliyetlerinin tamamlanması hedefleniyor. MMU'yu 2023'te hangardan çıkarıp bütün dünyaya göstermeyi hedefliyoruz.

HÜRJET Jet Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı, tek motorlu, tandem ve modern aviyonik suite sahip kokpiti ile üstün performans özelliklerini kullanarak kritik rol oynamak üzere tasarlanmış olup HÜRJET'in silahlı varyantının, geniş görev yelpazesi ve üstün faydalı yük kapasitesi ile muharebe alanlarında önemli bir güç unsuru olacağını değerlendiriyoruz. Jet eğitim ve hafif taarruz uçağı kapsamında başlatılan HÜRJET projesinde üretime başlandı. HÜRJET'in ilk uçuşunun 2023'te yapılmasını planlıyoruz.

"FÜZE VE ROKETLERİ ARTIK YERLİ VE MİLLİ ÜRETİYORUZ"

Her türlü ihtiyaca yönelik mühimmat, füze ve roketleri artık yerli ve milli olarak üretiyoruz. Stratejik ve taktik düzeylerde satıhtan ve havadan, satha atılabilen füze ve roket sistemlerinin geliştirme ve seri üretimleri gerçekleştirdik. Havadan havaya ve deniz unsurlarından yine satha atılacak füze sistemlerinin geliştirme süreçleri devam ediyor. Orta ve alçak irtifalarda hava ve füze savunma amacıyla kullanılacak füze sistemlerinin geliştirme safhasında önemli mesafe kat edildi. Bunların yanı sıra insansız hava araçları başta olmak üzere faydalı yük taşıma kapasitesi kısıtlı olan platformlardan atılmak üzere mini akıllı mühimmatlar geliştirilerek seri üretime geçtik. Ayrıca, konvansiyonel bombaların, yüksek hassasiyetle hedeflerini bulmaları maksadıyla geliştirilen güdüm kitleri sahada etkin bir biçimde kullanılıyor. Bu kapsamda geliştirilen ve üretilen mühimmatlara örnek olarak Bora, TRLG-230, K+, SOM, SOM-J, Gökdoğan, Bozdoğan, Atmaca, AKYA, KARAOK, OMTAS, UMTAS, MAM-C, MAM-L, Bozok, Hassas Güdüm Kiti HGK, Kanatlı Güdüm Kiti KGK, Lazer Güdüm Kiti LGK, Teber, Nüfuz Edici Bomba ve Minyatür Bomba verilebilir. Kara, deniz ve hava platformlarından atılabilecek, bu alanda yeni bir konsept sunan yeni nesil seyir füzesi ÇAKIR projesini başlattık. Bu alanlarda yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, sektörel derinliğin artırılması ve sürdürülebilirliğin sağlanması için belirlemiş olduğumuz yol haritamızı ve stratejilerimizi hız kesmeden önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.

İNSANSIZ KARA ARAÇLARI (İKA)

Hafif sınıf:

ACROB; her türlü hava ve arazi şartlarında, değişik görüş koşullarında, keşif/gözetlemede güvenlik güçlerinin minik yardımcısı bir İKA. ACROB'un müdahalede zorluk yaşanan bölgelerde keşif ve gözetleme yapması hedefleniyor.

GEKO; arazi operasyonlarında, iç ve dış ortamlarda keşif ve gözetleme maksadıyla uzaktan kontrol birimi ile kullanılan iki tekerlekli insansız kara aracı. GEKO, ters döndüğünde kendini düzeltebildiği gibi, istikametini de muhafaza edebiliyor. Kaydedilen açıya dönme özelliği bulunuyor,

KOMODO; tekerlekli ve paletli yapısı ile üzerinde faydalı yük taşıyarak, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında keşif, gözetleme ve müdahale etme maksadıyla gece-gündüz kullanılan insansız kara aracı. KOMODO İKA, küçük, sınırlı ve ulaşılması zor alanlarda manevra kabiliyetine sahip.

EJDER HAFİF-İKA; joystick kontrolüne sahip uzaktan kontrol birimi ile komuta edilebiliyor. 17 cm genişlik, 25 cm derinlikteki yükseltileri aşabiliyor. Araç, yüzde 60 dik ve yüzde 30 yan eğimde sorunsuz hareket ediyor. Ters döndüğünde kendini düzeltebiliyor.

MERLIS FCR360; zemin üzerinde dönme ve tırmanma kabiliyetlerini sağlayan kafes koruma sistemi ile çevrelenmiş bir uçan İKA. MERLİS FCR360, keşif/gözetleme faaliyetlerini 20 dakikalık uçuş süresince, 3 km LOS menzilinde gerçekleştirebiliyor. Uçan İKA 1 kg'dan az kalkış ağırlığı ile 10 m/s rüzgârda uçabiliyor.

Orta sınıf:

BARKAN İKA; Barkan, sahip olduğu otonom devriye ve lider takibi gibi otonomi özelliklerine ek olarak robotik kol, silah sistemi gibi farklı faydalı yüklerin entegre edilebileceği modüler tasarımı sayesinde çok amaçlı görevlerde kullanılabiliyor. BARKAN, yük taşıma, yakın koruma sağlama, silahlı keşif gibi görevler için geliştirildi.

ASLAN İKA; keşif, gözetleme, hedef tespiti yapabilen ve üzerine SARP-L Silah Sistemi ile ihtiyaç duyulan başka faydalı yüklerin takılabildiği, otonom veya uzaktan komuta edilebilen insansız kara aracı. ASLAN İKA, zorlu çevre koşulları altında keşif, gözetleme ve ateş altına alma görevlerini başarı ile icra ediyor.

HANÇER İKA; her türlü araziye uyum sağlayan, ön ve arka bağımsız açı alabilen hareketli yürüyüş pal palet sistemine ve ayarlanabilir karın altı yüksekliğine sahip, silah sistemi ve farklı faydalı yüklerin takılabildiği, uzaktan kontrol paneli üzerinden manuel uzaktan sürüş özelliklerinin yanı sıra, yarı otonom kontrol edilebilen, yüksek hareket kabiliyetine sahip, hedef tanımlama, sınıflandırma ve önceliklendirme algoritmaları geliştirip tehditleri tespit ve takip etme yeteneklerine sahip.

FEDAİ İKA; 90 kg'lık ağırlığına, düşük geri tepme özelliğine ve hassas stabilizasyon kabiliyetine sahip., zorlu arazilerde ve özellikle meskûn mahallerde gerçekleştirilecek operasyonlarda, personelin önünden giderek keşif yapabilecek ve gerektiğinde, karşısına çıkan tehditleri nişancı ve sürücüyü tehlikeye sokmadan 7,62 mm mühimmatla gece ve gündüz bertaraf edebilecek bir araç olarak geliştirildi.

BİZE ULAŞIN