Meyveciliğe yatırımın tam zamanı!

Nisan ayındayız. Bu dönem meyvecilik yatırımı için en uygun zaman. Çünkü dikimler bu dönemde başlıyor. Hem iç piyasada, hem de ihracatta çok şansı olan meyvelere yatırım yapan kazanıyor. Ceviz, armut, nektarin, kiraz, vişne, üzüm, narenciye, muz, elma, kivi, kayısı, zeytin, kamkat ve lime meyvelerinde önemli fırsatlar var. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleri de cabası…
23.04.2024 12:10 GÜNCELLEME : 23.04.2024 12:10

PARA TARIM/ İDRİZ ÇOKAL Türkiye, meyvecilikte dünyanın en şanslı ülkelerinden biri desek abartmış olmayız. Çünkü dört mevsimi de hakkıyla yaşıyor ve hemen her bölgesinde her çeşit meyve üretilebiliyor. Kayısı, kiraz ve vişnede lider. Nar ve elmada da liderliği zorluyoruz, şeftalide 6'ncı sıradayız. Dünyada yenilebilir 150 çeşit meyvenin 90'ı Anadolu topraklarında yetişebiliyor. Türkiye toplam meyve üretimi 2023 yılı sonu itibariyle 27.3 milyon ton olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, meyveler grubunda, bir önceki yıla göre şeftali ve nektarin toplamında yüzde 6.8, kirazda yüzde 12.3, vişnede yüzde 19.5, cevizde yüzde 7.5 oranında üretim artarken, turunçgil meyvelerinden mandarinde yüzde 58.3, portakalda yüzde 74,8, limonda ise yüzde 75,8 oranında üretim artışı yaşandı. Toplam ağaç sayısı ise 1 milyar milyona ulaştı. Türkiye'de klasik meyveciliğin yanı sıra tropikal ve orman meyveleri alanında da önemli yatırımlar yapılıyor. Öyle ki güney bölgelerinde tropikal meyve üretiminde ciddi artışlar başladı. İç kesimlerde de orman meyvelerine yatırımlar sürüyor. Tüm bunlara rağmen meyvecilik sektöründe halen gidilecek çok yol var ve bu alan yatırımcılar için oldukça cazip.

Meyvecilik konusunda Türkiye'de son 20 yıldır profesyonel bahçe kurulumları yapılıyor. Sanayiciler, büyük sermaye grupları bu alana inanılmaz yatırımlar yapıyorlar. Anadolu Grubu Anadolu Etap ile Türkiye'nin en büyük meyve üreticisi olurken, Tekfen Holding, Öztürkler Grup (Opet) ve Gürmen Holding bu alana yatırım yaptılar. Ayrıca tarım sektörünün büyük şirketleri TİGEM çiftliklerini uzun vadeli kiralayarak büyük meyve bahçeleri kurdular, kurmaya da devam ediyorlar.

Malum meyve yılın iki döneminde araziye dikilir. İlk dikim ayı kasım, ancak Türkiye iklim şartlarına mart ve nisan ayları uygun. Birçok girişimci şu sıralar hangi meyve türüne yatırım yapsak diye araştırmalar yapıyor, yeni dikim dönemine hazırlık içinde. Biz de dergi olarak geleceğin işlerinin başında gelen meyvecilik konusunu detaylıca masaya yatıralım, girişimcilere seçenekler sunalım istedik. Meyveciliğin hem üretim, hem de satış konusundaki uzmanlarına hangi meyve türlerinin yatırıma uygun olduğunu sorduk. Aldığımız cevap çeşit açısından bir hayli uzun. Yaptığımız araştırmada, kiraz, vişne, nektarin, şeftali, elma, kayısı, üzüm, ceviz, badem, muz, zeytin, kivi, armut, deveci armudu, ayva, erik, siyah incir, Trabzon hurması gibi meyvelerin ticari şansı yüksek görünüyor. Ayrıca güney illerimizde tropikal meyve yatırımları da çok cazip. Bursa ve Yalova başta olmak üzere Marmara'da orman meyveleri öne çıkıyor. Yatırım yapacaklara adını saydığımız meyvelere yönelmelerini tavsiye ediyoruz…

MEYVECİLİK DESTEKLERİ

Meyve yatırımı yapacaklara devletin hem destekleri hem de cazip kredi seçenekleri bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan aldığımız bilgilere göre, meyve yetiştiren çiftçilere 107 TL/da mazot ve gübre desteği veriliyor. Geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu için 100 TL/dekar destek var. Bakanlık, fındık ürününe 170 TL/dekar alan bazlı gelir desteğinde bulunuyor. Dane zeytinde 15 Krş/kg, zeytinyağında 80 Krş/kg, yaş çayda 30 Krş/kg destek veriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, meyve üreticileri T.C. Ziraat Bankası, Ziraat Katılım Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından düşük faizli kredi uygulamalarından da yararlanabiliyor. Bu kredilerden 10 dekar yeni bahçe kuracak ya da bahçesini 10 dekar büyüklüğe çıkaracak üreticiler yararlanabiliyor. Bahçe tesislerine yönelik olarak 40 milyon lira üst limite kadar yüzde 75-100 indirimli yatırım ve işletme kredisi sunuluyor. Sözleşmeli meyve üretimi yapanlar/yaptıranlar da 40 milyon lira üst limite kadar yüzde 50-70 indirimli işletme kredisinden yararlanabiliyor. Ayrıca temel işletme kredisi olarak 300 bin TL üst limitli yüzde 100 indirimli kredilerden faydalanmak da mümkün.

HAVZALARA ÖZEL DESTEKLER

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın destekleri bununla da sınırlı değil. Ülkemizde iklimden kaynaklı olarak birçok meyve türünde doğal havzalar oluşmuş durumda. Fındık, kayısı, kurutmalık üzüm, incir, kestane, antepfıstığı, turunçgiller, muz gibi ürünlerin fizyolojik olarak belli iklim koşullarında ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılıyor. Ülkemizde yüzde 6 eğimin altında meyvecilik yapılmaması, bu alanların tarla bitkileri üretiminde kullanılması gerekiyor. Ürüne özel desteği bulunan fındık ve zeytinde desteklemeden yararlanılabilmesi için belirlenen havzasında yetiştirilmesi şartı aranıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ihracata dönük direkt bir destek veremiyor ama turunçgiller, fındık, elma, nar, incir, üzüm ve kayısıyı ihracat şansı yüksek meyveler olarak değerlendiriyor.

ORKÖY DESTEKLERİ ARTARAK DEVAM EDECEK

Orman Genel Müdürlüğü Orman ve Köy İlişkileri Dairesi Başkanlığı'nca orman köylülerine yönelik olarak ekonomik nitelikli destekler kapsamında meyve üretimine yönelik projeler uygulanıyor. Orman köylülerinin talepleri doğrultusunda 2024 yılında 5 dekar alan için 80 bin lira üst limitli Bağcılık Projesi, yine 5 dekar alan için 75 bin lira üst limitli Meyvecilik Projesi ve bin metrekare alanda 400 bin lira üst limitli Serada Erik Üretimi Projesi yapılabiliyor. Bu projeler ile orman köylüsü ailelere verilen destek tutarının yüzde 20'si hibe olup, geri kalan kısım ise faizsiz olarak yılda 1 taksit olacak şekilde geri ödeniyor. Taksit sayıları ise; Bağcılık ve Meyvecilik Projeleri için 4 yıl ödemesiz dönemin ardından 3 taksit, Serada Erik Üretimi Projesi için ise 5 taksit şeklinde.

2003-2023 yılları arasında, Bağcılık Projesi kapsamında 194 orman köylüsü aileye 28,6 Milyon TL, Meyvecilik Projesi kapsamında 257 orman köylüsü aileye 23,7 Milyon TL, Serada Erik Üretimi Projesi kapsamında 11 orman köylüsü aileye 3 Milyon TL ORKÖY desteği verildi. 2024 yılında da orman köylülerinin talepleri doğrultusunda meyve üretimine yönelik ORKÖY desteklerinin artarak devam etmesi hedefleniyor.

CEVİZ ÜRETİMİMİZ TÜKETİMİ KARŞILAMIYOR

Ceviz, son yıllarda yatırımcıların en çok tercih ettiği meyvelerin başında geliyor. Rakamlar da bunu destekliyor. Hem üretim, hem de tüketimi artıyor. Bu sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de böyle. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, son 15 yılda dünyada ceviz üretim alanları yüzde 65 artarak 645 bin hektardan, yaklaşık 1.3 milyon hektara çıktı. Üretim alanlarının çoğalması ve verimdeki artışla birlikte, toplam üretim miktarı yüzde 170 büyüyerek, 1 milyon 563 bin tondan 4.5 milyon tona yükseldi. Dünya ülkelerinin ceviz ihracatı toplamı ise 1 milyar doları kabuklu olmak üzere toplam 3.4 milyar doları buldu. Türkiye'de de durum farklı değil. Türkiye halen tükettiği kadar ceviz üretemiyor. Bu alanda müthiş bir boşluk var. Ceviz bahçesi kurmak en cazip yatırımlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Ceviz Üreticileri Derneği Başkanı Ömer Ergüder, yerli üretimin artması için çabalayan isimlerden biri. Ergüder, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük ceviz bahçeleri kuruyor. Manisa'da bin dönümün üzerinde, Portekiz'de bin 500 dönüm bahçeleri mevcut. Yeni bahçelerle birlikte 4 bin dönüm büyüklüğe ulaşmayı hedefliyor. Ömer Ergüder, ceviz bahçesi kuracaklara 100 dekarın altında bu işe girmemelerini hatta 500 dekar üzerinde bir ölçeğin daha iyi olacağını söylüyor.

LİDERLİK NARENCİYEDE

Meyve sektörünün lideri hiç kuşkusuz narenciye sektörü. Portakal, mandalina, limon ve greyfurttan oluşan narenciye sektörü 2 milyar dolarlık bir pazar. 1.1 milyar dolar seviyesinde ihracatı olan sektör, meyve yatırımı yapan kıyı şeridindeki girişimcilerin her zaman ilgi odağında. Narenciye Ege ve Akdeniz sahil şeridinde yoğun olarak üretiliyor. İklimin uygun olduğu bölgelerde narenciye bahçelerinin kurulması tavsiye ediliyor. Narenciyenin hem iç pazarda hem de ihracatta şansını çok yüksek bulan ihracatçılar, narenciyenin üreticiye her zaman kazandırdığını vurguluyorlar.

İHRACAT ŞANSI ÇOK YÜKSEK

Kiraz, Türkiye'nin dünya lideri olduğu meyve türlerinden biri. 500 bin tonun üzerinde kiraz üretiliyor. 2023 yılı ihracatı 214 milyon dolar. Tabi bu rakamın içinde vişnenin de olduğunu belirtelim. Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Kütahya, Ankara, Amasya, Tokat, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Denizli, Isparta, Konya, Antalya, Karaman, Niğde, Mersin, Adana, Malatya, Elazığ, Kahramanmaraş'ta kiraz üretimi yapılıyor. İhracat şansı yüksek bir ürün. Hatta kuzey yarımkürenin ilk hasadı İzmir Kemalpaşa'da yapılıyor. Birçok ilde hasat başlamadan nisan sonu ve mayıs başında toplanan ilk ürünler ihracata gidiyor. Hem de çok iyi fiyatlarla. Kiraz denince ilk akla gelen isim ise hiç kuşkusuz Alara ve Alanar şirketlerinin kurucusu Yavuz Taner. Bugün iki şirketini de satıp sektöre danışmanlık veren Yavuz Taner'in, kirazın Türkiye'de bu kadar yaygınlaşmasında katkısı yadsınamaz. Yavuz Taner, Türkiye'nin kiraz konusunda şanslı olduğunu, iyi ürün yetiştiren yatırımcıların hiç kaybetmediğini söylüyor. Taner, "Pazarın isteklerine göre üretim yapacak girişimciler her zaman para kazanır. Meyvecilik sektörüne yatırımları önemsiyorum" diyor.

ELMANIN ALTIN YILI

Türkiye tam bir elma cenneti. Hemen her bölgemiz elma yetiştiriciliği için uygun. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) kayıtlarına göre, 60 milyon adet dikili elma ağacımız var. Yıllık elma üretimimiz ise 4.8 milyon ton. 2023 verileri henüz yayınlanmadı ama 5 milyon ton seviyesinde bir rekolte bekleniyor. Elma üretiminde yıllık 1.2 milyon ton ile Isparta açık ara önde. Isparta'yı 700 bin ton ile Karaman, 225 bin ton ile Denizli Çivril takip ediyor. Geri kalan üretim ise ülke geneline yayılmış durumda. Türkiye'nin bu üretim rakamları ile dünya üçüncüsü olduğunu da belirtelim. Yıllık ihracat ise 370 bin ton seviyesinde. İhracat geliri ise 175 milyon dolara ulaşmış durumda. Bu arada Avrupa'nın en büyük tek parça (1500 dönüm) elma bahçesinin de Türkiye'de Engin Tarım tarafından kurulduğunu belirtelim. Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, Karaman'da ağaç sayısının 15 milyonu bulduğunu belirterek, elma üreticisinin altın bir yılı yaşadığını belirtiyor. Bayram, meyve suyu endüstrisine verilen elmaların bile kilogramının 4-6 lira arasında olduğunu belirtiyor.

NAR YATIRIMINDA DİKKATLİ OLUN

Nar, antioksidan özelliği ile en çok tercih edilen meyvelerden biri. Yatırımcının de tüketicinin de ilgisinin yoğun olduğu bir meyve türü. Bu üründe 650 bin ton üretimle dünya ikincisiyiz. 2023 yılı verilerine göre, 148 bin ton ihracat yapılarak 131 milyon dolar döviz geliri elde edildi. Bir dönem en çok tercih edilen meyve türünün başında geliyordu. Özellikle nar suyunun tüketiciler tarafından beğenilmesi ve meyve olarak da ciddi talep görmesi nedeniyle peş peşe nar bahçeleri kurulmaya başladı. Bu ilginin aynı hızla olmasa da devam ettiğini belirtelim. Nar konusunda bir uyarı yapmadan geçmeyelim. Kolay tanelenebilen türleri tercih etmelisiniz. Aksi halde yaptığınız yatırım hüsran olabilir. Ayrıca sofraya mı meyve suyu şirketine mi üretim yapacaksınız, ona göre fidan seçimi yapmalısınız. Geçmişte moda olan nar yatırımcılarından bazılarının bahçelerindeki ağaçları sökmek zorunda kaldıklarını belirtelim. Türkiye'nin hemen her bölgesinde nar yetişebiliyor. Ancak her yerde aynı verim alınamıyor. Ticari bir üretim yapmak ve yüksek verim almak istiyorsanız incir ve zeytinin yetiştiği bölgelerde bu ürünü dikmelisiniz. Nar üreticileri Çukurova, Akdeniz, Ege ve Marmara'nın bir bölümünde daha fazla verim alabilir.

KİVİDE BÜYÜK BAHÇELER KURULUYOR

Kivi tropikal bir meyve olmasına rağmen ülkemizde de üretilmeye başladı. Özellikle Doğu Karadeniz'de çaya alternatif olarak oldukça yoğun ilgi gördü. Türkiye'nin yıllık tüketimi 50 bin ton seviyesinde. C vitamini deposu olan kivi, tüketicilerden oldukça fazla ilgi görüyor. Türkiye'de kivi üretimi 100 bin tona yaklaşmış durumda. Kivi üretimi 30 bin ton ile en fazla Yalova'da gerçekleşiyor. Yalova'yı 12 bin ton ile Bursa ve 9 bin ton ile de Ordu takip ediyor. Başlangıçta Rize'de başlayan üretim hızla ilçelerine de yayılmaya başladı. İç talebe bağlı olarak Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyılarında da kivi bahçeleri giderek yaygınlaşıyor. Fiyatları da her zaman üreticisinin yüzünü güldüren bir ürün. Türkiye'nin en büyük kivi bahçesinin (1500 dekar) Sakarya Karasu'da Çekok Gıda tarafından kurulduğunu da belirtelim.

YERLİ MUZDA İHRACATÇI OLDUK

Türkiye'de muzun ticari olarak üretimi cumhuriyetin ilk yıllarında yapılıyor. Tropikal bir meyve olan muz sınırlı bir bölgede yetişiyor. Türkiye'nin iklim koşulları, muzun sadece Mersin'e bağlı Anamur ve Bozyazı ile Antalya'ya bağlı Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde üretilmesine imkan tanıyor. Ancak modern büyük seralarla üretim alanları genişledi. Bugün Antalya, Mersin, Adana ve Hatay bölgelerinde muz üretimi var. Türkiye daha 10 yıl önceye kadar 200 bin ton muz üretebiliyordu. Son yıllarda yapılan yatırımlarla bu rakam 700 bin tonun üzerine çıktı. Yıllık tüketim ise 650 bin ton seviyesinde. Yani Türkiye muzda tükettiğinden fazlasını üretir hale geldi. Hatta küçük çapta da olsa ihracatçı bir ülke oldu.

ZENGİN ETTİĞİ KÖYLER VAR

Deveci Armudu, Samsunlu girişimci Lütfi Deveci tarafından geliştirilmiş. Kış aylarına karşı dayanıklı bir tür. Görüntüsü, iriliği ve lezzeti ile tüm diğer armut çeşitlerinden farklı. Lezzetli ve çok sulu bir cins. İrice, tanesinin ortalama ağırlığı 200 - 350 gram. Bugüne kadar rastlanan en irisi, 2 kilo 867 gram olarak literatüre girmiş. Bu ürünün zengin ettiği köyler bile var. Bunlardan biri Bursa'nın Ağaköy'ü. Son zamanlarda hangi manav reyonuna uğrasak mutlaka bu meyveye rastlarız. Yoğun bir talep görüyor. Armut yatırımı yapacaklara önce Ağaköy'ü görmelerini tavsiye ediyoruz. Bir meyvenin bir köyü nasıl zenginleştirdiğini gördüğünüzde hemen bu meyveye yöneleceğinizden emin olabilirsiniz. Yetişkin bir santa - maria ağacı, yılda 200 - 300 kilo armut verirken, Deveci ağacı 350 - 400 kiloya kadar ürün verebiliyor. Bir dönüm araziye 40 Deveci armudu dikiliyor. Yetişkin bir bahçeden ağaç başına 150 kilodan hesaplasak dönümde 6 ton armut alınıyor. Ancak Deveci, maalesef her yerde yetişmiyor, yetişse de belirgin özelliklerini ortaya çıkaramıyor. Deveci armudu bahçelerinde en iyi sonuçlar, Samsun ve Bursa ovalarında alınıyor. Ekim ayında hasat ediliyor ve yedi ay depolama ömrü olduğu için çok makbul sayılıyor. Samsun ve Bursa'da meyvecilik yapmak isteyenler için cazip bir meyve türü.

KAYISIDA DÜNYA LİDERİYİZ

Dünya kayısı üretiminde açık ara lider konumundayız. 3 milyon 700 bin tonluk dünya üretiminin 800 bin tonunu sadece Türkiye üretiyor. Yaş kayısıda yüzde 20, kuru kayısı da yüzde 90 pazar payına sahibiz. Kurutmalık kayısıda Malatya dışında Elazığ, Niğde ve Nevşehir de üretici. Sofralık kayısıda ise Mut, Iğdır ve Kars, Malatya ile birlikte önemli üretim yerleri olarak dikkat çekiyor. Türkiye'nin kayısı üretiminde söz sahibi şehri ise herkesin bildiği gibi Malatya. Şehir halkı, 'Mışmış ya da mişmiş' olarak adlandırdığı bu meyve ile önemli bir ekonomik güce hükmediyor. Bu sözcük, Arapça kayısı anlamına geliyor. Kayısı pazarının büyüklüğü 400 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Malatya'da 35 bin aile, bu işten geçimini sağlıyor. Şehirde 7 milyona yakın kayısı ağacı var. Her yıl 100 bin ağaç ilave oluyor. Yeni ağaçlar dikilmeye de devam edeceğe benziyor. Türkiye geneli toplam ağaç sayısı ise 20 milyonun üzerinde. Ancak Malatya dışındaki üretim sofralık. Kurutmalık sadece Malatya bölgesinde bulunuyor.

TÜRKİYE ÜZÜM CENNETİ

Türkiye üzüm konusunda da çok zengin bir ülke. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her ilimizde yetişen bir meyve. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 4 milyon tonun üzerinde üzüm üretimi gerçekleşiyor. Üzüm üretiminde önemli bir yere sahip olan Manisa 1,5 milyon tonla Türkiye üretiminin yüzde 37,7'sini gerçekleştiriyor. Denizli 441 bin tonluk üretimi ile ikinci sırada, 329 bin tonluk üretim ile Mersin üçüncü sırada yer alıyor. Üretilen üzümlerin 2.3 milyon tonu sofralık, 1.5 milyon tonu da kurutmalık, 700 bin tonu ise şaraplık olarak değerlendiriliyor. Yaş üzümün yüzde 30'unun da pekmez olarak değerlendirildiğini belirtelim. Türkiye bu rakamlarla dünya üzüm üretiminde beşinci sırada yer alıyor. Sofralarımızda artık sadece siyah ve yeşil üzüm görmüyoruz. Koyu mor, açık mor gibi rengarenk üzümler de sofralarımızı süslüyor.

ŞEFTALİ VE NEKTARİN

892 bin tonluk şeftali ve nektarin üretimiyle dünyanın dördüncü büyük üreticisiyiz. Genelde diğer ülkelerde üretimlerin yarısı şeftali ise diğer yarısı tüysüz şeftali olarak bilinen nektarinden oluşuyor. Türkiye'de ise üretimin yüzde 90'ı şeftali, sadece yüzde 10'u nektarinden oluşur. Ancak son zamanlarda nektarin bahçeleri de hızla artmaya başladı. Bursa, Çanakkale, İzmir bölgelerinde büyük bahçeler kuruldu. Bu konuda en ciddi hareketlilik ise Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde. Elmasıyla da ünlü olan bu ilçe son yıllarda nektarin üretimine ağırlık vermeye başladı. Hatta Bayramiç Ziraat Odası bölgeye haz özel bir tadı olan nektarini Bayramiç Beyazı diye tescillledi.

ZEYTİNDE DOĞRU ÇEŞİT ÖNEMLİ

Anadolu'nun dağı taşı zeytin ağacı oldu. Türkiye'de zeytincilik hızlı büyüyor. 10 yıl önce 90 milyon civarında olan zeytin ağacı sayısı şimdi 190 milyona yaklaştı. Özellikle Akhisar, Mut, Tarsus, Osmaniye, Kilis ve Şanlıurfa'da muazzam bir atak var. Manisa'nın Akhisar ilçesi bir zamanlar tütün ile anılırdı. Artık tütünün değil, zeytinin başkenti konumuna geldi. İlçe, 20 milyona yakın zeytin ağacıyla lider konumunda. 16 milyon ağaç ile Mersin'in Mut ilçesi onu takip ediyor. Son birkaç yıldır Denizli'nin güneyinde de zeytinlikler kuruluyor. Birkaç yıla kadar Denizli de önemli zeytin üretim merkezleri arasına girebilir. Zeytinde önemli bir uyarı yapmakta fayda var. Sofralık mı, yağlık mı üretmek istersiniz öncelikle bunun kararını vermeniz gerekiyor. Fidan seçimini de bu karara göre yapmalısınız.

RİSKİ SEVEN YATIRIMCILAR İÇİN KAMKAT VE LİME

Meyvecilik yatırımı yapacaklar için iki yeni alternatif daha mevcut. Lime ve kamkat. Bir tür limon çeşidi olan lime son zamanların trend meyvelerinden biri. Aynı zamanda üreticisine iyi kazandıran bir meyve. Üretimi çok zor ve sadece belli bir iklim kuşağında mümkün. Ancak pazarı hem yurtiçi hem de yurtdışında hazır. Kokteyllerde vazgeçilmez bir ürün. Dünya mutfaklarının birçoğunda yemeklerde ve tatlılarda da bolca kullanılıyor. Türkiye'de ise kullanımı her geçen yıl katlanarak artıyor. O kadar ki artık zincir marketlerin reyonlarında kendine özel bir yer de bulmaya başladı. Son zamanlarda semt pazarlarında bile görünüyor.

Minyatür portakal', 'süs portakalı', 'altın portakal' olarak da bilinen kamkata 10 yıl önce dikkat çekmiştik. Hobi bahçesi olarak başlayan girişimler profesyonel bahçelere dönüştü. Deneme üretimleri başarılı sonuç verdi. Öyle ki girişimciler için yeni bir kazanç kapısı oldu. Kamuoyu kamkatı daha çok süs portakalı olarak biliyor. Halbuki bu narenciye türü özellikle tropikal bölgelerde ticari olarak üretilip satılıyor. Avrupa'ya kilosu ortalama 2 euro'dan ihraç ediliyor. Narenciye ürünleri arasında en fazla C vitamini içerenin kamkat olduğu belirtiliyor. Ayrıca içinde protein bulunan tek meyve. İklim şartları açısından riskli ama denemeye değer.

HER MEVSİM ÇİLEK

Ağaç tipi meyvecilik dışında bir de bitki türü meyvelerimiz var. Bu konuda en öne çıkan meyvelerden biri çilek. Kış ortasında bile artık çilek bulmak mümkün. Bahar ayında açık alanda yapılan çilek üretimi, kış aylarında seralara taşınıyor. Hem yurt içinde hem de yurt dışında çok talep gören bir meyve çeşidi olduğu için yatırımcılara fırsatlar sunuyor. Pazar sıkıntısının yaşanmadığı bir ürün. Çilek konusunda Silifke öne çıkıyor. Türkiye çilek üretiminin neredeyse yarısını bu ilçe tek başına yapıyor. Ancak Uşak Sivaslı, Zonguldak Ereğli gibi üretim merkezlerinde de ciddi üretimler mevcut.

TİGEM çiftliklerinde neler üretiliyor?

TİGEM'in uzun süreli olarak kiraya verilen 20 işletmesinin 16'sında meyve üretimi yapılıyor. Bu işletmelerde 2023 yılında;

● Antalya/Boztepe Tarım İşletmesi'nin toplam 1.763 dekar bahçe arazisinde limon, mandalina, yeni dünya, portakal ve Trabzon Hurması,

● Hatay Tarım İşletmesi'nin, 4.982 dekar bahçe arazisinde kayısı, nar, nektarin, şeftali, Trabzon hurması, üzüm ve erik,

● Sakarya Tarım İşletmesi'nin, toplam 2.700 dekar bahçe arazisinde kivi, armut, ayva, Trabzon hurması, elma, fındık, ceviz, incir ve kestane,

● Balıkesir/Tahirova Tarım İşletmesi'nin, toplam 7.365 dekar bahçe arazisinde elma, kayısı, kiraz, şeftali, nektarin, Trabzon hurması, vişne, zeytin,

● Hatay/Turunçgiller Tarım İşletmesi'nin toplam 2.137 dekar bahçe arazisinde mandalina, limon ve portakal,

● Çanakkale/Kumkale Tarım İşletmesi'nin toplam 4.905 dekar bahçe arazisinde elma, kayısı, kiraz, şeftali, nektarin, vişne ve zeytin,

● Ankara/Bala Tarım İşletmesi'nin toplam 3.261 dekar bahçe arazisinde elma ve armut,

● Tokat/Kazova Tarım İşletmesi'nin toplam 4.905 dekar bahçe arazisinde elma, kiraz, vişne, şeftali, erik ve üzüm,

● Kahramanmaraş Tarım İşletmesi'nin toplam 250 dekar bahçe arazisinde zeytin, kayısı ve nektarin,

● Tekirdağ/İnanlı Tarım İşletmesi'nin toplam 675 dekar bahçe arazisinde ceviz olmak üzere toplam 32.944 dekar bahçe arazisinde 27.830 ton meyve üretimi gerçekleştirildi.

Sanayi tipi meyveciliği unutmayın

Meyve üreticileri genelde sofralık veya ihracata dönük üretim yapıyor. Türkiye'de meyve suyu üretimi ve tüketimi de ciddi boyutlarda. 1 milyon tonun üzerinde meyve, fabrikalarda işlenip şişeleniyor. Bu alana dönük de üretim yapmak cazip olabilir. Türkiye'de meyve suyu sanayi oldukça güçlü. Sadece sanayi tipi meyve üretenler de kazançlı olabilir. Sonuçta sanayici istikrarlı bir şekilde meyve tedarik etmek istiyor. Kendi meyve bahçeleri olanı bile var ama ihtiyacı olan meyvenin tamamını yetiştirmesi de mümkün değil. Sanayiciyle işbirliği içinde kontrata dayalı sözleşmeli üretimler yapılmalı. Sanayici, bahçe sahibini desteklemeli. Malını alma garantisi ve teknolojik destek vermeli. Sanayici üretici işbirliği olmalı.

Meyve bahçesi kurmanın maliyeti

Aslında meyve bahçesi kurmanın maliyeti oldukça makul seviyelerde. Son dönemlerde iki tip ağaç tavsiye ediliyor: Klasik anaç ya da bodur... 1 dönümlük bir araziye klasik anaç olarak, meyvenin türüne göre 20 fidan dikilebiliyor. Klasik anaç fidanlarının tanesi ortalama 150 lira. Bu durumda dönüm başına fidan maliyeti 100 TL oluyor. Bodur ağaçlarda ise durum biraz daha farklı. Bir dönüm araziye 60 ağaç dikebiliyorsunuz. Bodur fidan fiyatı ise 400 TL. Yani yaklaşık 24 bin lira maliyeti karşımıza çıkıyor. Bu maliyetlerin üzerine tarla kira, sulama, budama ve en az 4 yıllık ürün yetişme sürecini de eklemek gerekiyor. Uzmanlar, daha çabuk büyüyen ve çok meyve veren bodur ağaçları tavsiye ediyor. Görünüşte pahalı olsa da bodur ağaçların daha verimli olduğu vurgulanıyor. Fidanlar, genelde sonbaharda yaprak dökümü ile ilkbaharda ağaçlara su yürümesine kadar geçen devrede dikiliyor. Kısacası, 1 dönümlük arazi için fidan, sulama, bakım ve ilaçlama dahil arsa maliyeti hariç 25 bin liralık maliyet söz konusu. Tabii bu işin ekonomik ölçeklerde olabilmesi için uzmanlar en az 50 dönüm arazi tavsiye ediyor. Aksi halde para kazanmanın zor olduğu belirtiliyor. Sanayicilerse bin dönüm ve üzeri ölçeklerde üretim yapılmasını arzu ediyor.

Hayrettin UÇAK / Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı

"Raf ömrü uzun ürünlere her zaman pazar var"

Türkiye'nin yaş meyve sebze üretimi 55 milyon ton seviyesinde. Bunun yüzde 10'luk bölümü ihracata gidiyor. Dünyada kiraz, incir, kayısı ve ayva üretiminde birinci konumdayız. Vişne, salatalık, kavun ve karpuz üretiminde ikinci sırada, elma, biber, mandalina ve domates üretiminde ise üçüncü sırada bulunuyoruz. Meyve sebze üretiminde ilk 5'te olduğumuz toplam 15 ürün var. Türkiye'nin taze meyve sebze, meyve sebze mamulleri ve kuru meyve ihracatı 2023 yılında 7,5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Şu an meyve ihracatımızda kiraz, incir, üzüm ve turunçgiller ön planda. İyi bir üretim yaptığımız takdirde ürünlerimizin hepsinin pazarda yer alacağına inanıyorum. Yüksek üretim miktarı olan ve ülkemizde rakip ülkelere göre erken hasadı başlayan ürünler ihracatımızın önemli meyveleri arasında yer almakta. İncir, üzüm ve kirazda lider konumdayız ve bu meyvelerin ihracatında ilk sıralarda yer almaya devam edeceğiz. Dünyada tüketim tercihleri değişiyor olmakla birlikte, raf ömrü daha uzun, ülkelerin tüketim tercihlerine uygun kalibrede ve kalitede ürün yetiştirdiğimiz sürece dünya pazarında her zaman iyi bir konumda olacağız. Yaban mersini, ahududu, böğürtlen, frenk üzümü gibi ürünlerin hem üreticideki fiyatlarında hem de ihracat birim fiyatlarında bir miktar artış var. Şu an için bu tür meyveler özel pazarlarda yer alıyor, herkesin bu ürünleri tükettiğini söyleyemeyiz. Umarım ilerleyen zamanda herkesin tüketimine uygun, daha çok pazar payına sahip olur.

Melisa TOKGÖZ MUTLU / İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı

"Hangi bölgede hangi ürünü yetiştireceklerini iyi bilmeliler"

Bu işe yeni başlayacaklara tavsiyem, öncelikle hangi bölgede hangi ürünü yetiştireceklerini iyi bilmeliler. Hem iç piyasayı, hem de ihracatı düşünerek bunun planını yapmalılar. Büyük alanları da yönetmemiz lazım. Bu model hem maliyeti düşürür, hem üretimi artırır. Maalesef, miras bölünmesi ile çok küçük metrekarelerde üretimler gerçekleştiriyoruz. Bu da kilogram başına maliyeti artırıyor. Bu engeli aşmak için devlet, havza toplulaştırılması yapıyor ama henüz yeterli boyutta değil. Bir kooperatifçilik anlayışı ile bu maliyetlerin önüne geçmek mümkün. Yeni başlayanlara önerim, aslında kooperatifçilik modeli. Teknolojiyi, yapay zekayı, iklimsel değişiklikleri, mühendisliği, toprağı, bitkiyi aynı anda ele almak, yani multidisipliner bir tarımcılık sektörü yaratmak için gençleri içeriye dahil etmeye ve mevcut kesimde de farkındalık yaratmaya ihtiyacımız var. Ülkemizde hangi ürünün kaç ton tüketildiğini bilirsek; köylüyü, çiftçiyi buna göre sübvanse edersek ne iç ne de dış pazarda eksik kalmayız. Sektörümüzün küresel ekonomideki konumunun güçlendirilmesi ve yüksek potansiyel arz eden coğrafyalara yapılan ihracattan daha fazla pay almalı. Ana ihracat pazarlarımızı Avrupa ve Rusya oluşturuyor ama uzak pazarlara da girmek istiyoruz. Özellikle Amerika ve Uzak Doğu bizim için önemli pazarlar. Diğer yandan Orta Doğu da üzerinde durduğumuz bir başka pazar.

Cevdet ÇEKOK / Çekok Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

"Su sorunu nedeniyle yatırıma ara verdik"

Çekok Gıda olarak toplam 10 bin 600 dekar meyve bahçemiz var. Niğde'de 3 bin 100 dekarda elma, nektarin ve kiraz üretiyoruz. Sakarya Karasu'da 4 bin dekarda kivi, elma, armut, Trabzon hurması, ceviz ve fındık üretiyoruz. Antalya'da 2 bin 400 dekarda limon, portakal, mandalina ve greyfurt üretimimiz var. Mersin'de ise bin 100 dekarda limon, avokado ve portakal yetiştiriyoruz. Ürettiğimiz meyvelerin yüzde 90-95'i sofralık, yüzde 5-10'u da meyve suyu sanayiine veriyoruz. Toplamda üretimimizin yüzde 60 iç piyasaya, yüzde 40'ı ihracata gidiyor. En çok ihraç ettiğimiz ürünleri, narenciye başta olmak üzere elma, kivi, armut, nektarin olarak söyleyebiliriz. Rakamsal olarak yıllık ciromuzun yüzde 40'ı ihracattan geliyor. Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya, Irak, Hindistan, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ve Kanada en çok ihracat yaptığımız yerler. Son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri ve su sorunu nedeniyle, bu yatırıma ara verme kararı aldık. Bir süre bu değişimin etkilerini görüp, gözlemleyip daha sonra bu şartlara uygun bölge ve meyve çeşidi seçerek yatırımlarımızı devam ettireceğiz. Bu işe yeni gireceklere de bir tavsiyede bulunmak isterim. Kurulacak yeni bahçeler, makinalı tarım ve işletme maliyetlerini göz önünde bulundurursak minimum 250 dekar olmalı. Üretilecek çeşit seçiminde o bölgeye uygun adapte olmuş çeşitler seçilirse üretim aşamasında daha az problem yaşarlar.

Handan EREN / Anadolu Etap Plantasyon ve Taze Ürünler Genel Müdürü

"Sekiz farklı bahçede meyve yetiştiriyoruz"

Faaliyetlerimizi, toplam 25 bin dekarlık alana yayılan arazide sürdürüyoruz. 8 farklı bahçede elma, kayısı, şeftali, nektarin, yassı şeftali, kiraz, vişne, nar ve hurma gibi çeşitli meyveler yetiştiriyoruz. Ciromuzun yüzde 65'ini ihracattan elde ediyoruz. Taze meyve üretimimiz toplam üretimin yüzde 80'ini oluşturuyor. Yüzde 20'lik kısım ise meyve suyu endüstrisi için ayrılıyor. Anadolu Etap İçecek'in meyve suyu konsantresi fabrikalarına tedarik etmek üzere bahçelerimizde meyve suyu endüstrisine yönelik çeşitlerimiz bulunuyor. Anadolu Etap kurumsal markamızın yanı sıra Solemio ve Bolfruit markası ile faaliyet gösteriyoruz. Yurt içi pazarda ise ürünlerimizi Taptazem markasıyla müşterilerimize ulaştırıyoruz. Yatırım ve gelişim stratejimiz doğrultusunda, özellikle elma üretimine yönelik önemli adımlar atıyoruz. Elma üretim kapasitemizi artırmaya yönelik çeşitli yatırımlar gerçekleştirdik. Bu kapsamda, modern elma hasat makineleri edindik. Sürdürülebilir ve akıllı tarım uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Bitki sağlığını izlemek ve hastalık ile zararlılara karşı biyolojik mücadele yöntemlerini geliştirmek için yapay zeka ve veri analitiği gibi akıllı tarım araçlarından faydalanıyoruz.

Seyda ERTUĞ / Engin Tarım Yönetim Kurulu Başkanı

"Bu yıl 185 bin adet yeni elma fidanı yatırımımız olacak"

Engin Tarım olarak, Karaman ve Tekirdağ illerinde 8 bin 650 dekar alanda, 2.8 milyon adet tam bodur meyve ağaçlarıyla, yıllık 55 bin ton üretim kapasitesiyle elma ve kivi üretimi yapıyoruz. Üretimimizin yüzde 90'ı sofralık. Yüzde 10'u ise meyve suyu endüstrisine gidiyor. Üretimin yüzde 65' i ihracata gidiyor. Kendi ürettiğimiz elma ve kiviyi ihraç ediyoruz. Kendi üretimimizden ayrı ticari olarak dışarıdan tedarik ettiğimiz avokado, ananas ve zencefil ihracatı da yapıyoruz. Karfrut, Almalus, Eje, Fruti, Moti, IGET, Bebek markalarımızla yurt içi ve yurt dışı piyasalarda tanınır hale geldik. Ana odak noktamız elma. Bu yıl 185 bin adet yeni fidan yatırımımız olacak. Karaman'da bin 500 dekarlık elma bahçesi kurduk. Tek parçada Avrupa'nın en büyük elma bahçesi oldu burası. Bir aile işletmesi olarak bu işe girecek üreticilerin en az 100 dekar alana yatırım yapması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak üreticilerin yatırımı yapmayı planladıkları bölge ikliminin ve arazi toprak yapısının elma üretimi için uygun olup olmadığı, arazinin sulanabilir bir konumda olması gerektiği konularına özellikle dikkat etmelerini tavsiye ederiz.

Levent SARILGAN / Alova Farm Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı

"Yaban mersininde potansiyel çok yüksek"

Alova Farm olarak, Yalova Altınova'da süper gıdalar olarak adlandırılan yaban mersini başta olmak üzere çilek, böğürtlen, ahududu ve frenk üzümü yetiştiriciliği yapıyoruz. Ürünlerimizi özel tasarlanmış saksılarda, akıllı sulama ve gübreleme ile yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak üretiyoruz. Özellikle yaban mersini üretimine yoğunlaşarak yaban mersini fide sayımızı 60 bin 500 adede çıkardık. 10 bin adet frambuaz, 5 bin adet böğürtlen fidemiz bulunuyor. Türkiye yaban mersini yetiştiriciliğinde çok büyük bir potansiyele sahip. Yaban mersininin çeşitli türleri farklı iklimlerde yetiştirebiliyor. Türkiye'de yoğun olarak Akdeniz ve Marmara Bölgesi'nde yaban mersini yetiştiriciliği yapılıyor; ancak iklim koşulları Türkiye'nin neredeyse her bölgesinde yetiştirilmesine uygun. Ülkemiz mevcut durumda yıllık 5 bin 200 ton yaban mersini üretimi gerçekleştiriyor. Doğru adımlar atarsak bu tonajı Peru'nun gerçekleştirdiği 150 bin tonlara çıkarabiliriz. Bahçe kurma maliyetleri çok değişken. Topraklı tarım veya topraksız tarım yapmanız ile ilgili olarak da değişiyor. Topraksız tarım daha hızlı netice alabileceğiniz ve kontrollü üretim yapabileceğiniz metot. Topraklı tarımda ise toprağın uygunluğu çok önemli. Ayrıca örtü altı yetiştiricilik, kullandığınız ekipmanlar ve otomasyon sistemleri maliyeti etkiliyor. Dönüm başına 5 bin euroya da bahçe kurabilirsiniz; bu maliyet 20 bin eurolara kadar da çıkabilir.

İhracatın lokomotif meyveleri

Meyve adı ihracat miktarı (Milyon Dolar)

Mandalina 576

Limon 355

Kiraz/vişne 215

Şeftali 204

Elma 175

Üzüm 135

Nar 131

Portakal 112

İncir 69

Greyfurt 68

Kayısı 59

Armut 50

Çilek 37

Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi / 2023 sonu verileri

BİZE ULAŞIN