İREM GÜL/ Kuru meyveler modern yaşamın hızlı temposunda doğallıktan sapmadan beslenmek isteyenler için ideal. Kolay taşınabilir, uzun ömürlü ve lezzetli olmaları sayesinde gün boyu sağlıklı bir atıştırmalık seçeneği sunuyor. Bütün bu özelliklerinin yanı sıra enerji verici nitelikleriyle de sporcular tarafından tercih ediliyor. Sosyal medya ünlülerinin son yıllarda sıklıkla paylaştığı bir atıştırmalık olan kurutulmuş meyvelerin kullanıcılar arasında da hızla yaygınlaştığını yapılan paylaşımlar aracılığıyla görüyoruz. Bu artan popülerlik sektördeki büyümeyi de hızlandırarak, ülkemizin kuru meyve üretimi ve ihracatındaki güçlü konumunu pekiştiriyor.
ÜRETİM VE İHRACATTA LİDER
Ülkemiz, dünya genelinde meyve üretimi ve dış ticaretinde önemli bir yere sahip. Güncel verilere baktığımızda, Türkiye'nin toplam meyve üretimi 2024 yılında 28 milyon 353 bin 741 ton olarak gerçekleşmiş olup üretim miktarı 2002 yılına göre yüzde 100; 2023 yılına göre ise yüzde 3.5 oranında arttı. Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan aldığımız bilgiye göre, Türkiye meyve üretiminde dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Meyveler özelinde baktığımızda ise fındık, incir, kayısı, ayva ve kiraz üretiminde dünya birincisi konumundayken, vişne üretiminde ikinci; antepfıstığı, mandarin, altıntop, elma ve zeytin üretiminde ise üçüncü sırada yer alıyor. Ayrıca, fındık ve ayva ihracatında da dünya birinciliğini elde eden Türkiye, taze kayısı, mandarin, şeftali, kiraz ve limon ihracatında ikinci, antepfıstığı ihracatında ise üçüncü sırada yer alıyor. Kuru meyve sektöründe ise üzüm, kayısı ve incir üretimi öne çıkıyor ve bu ürünler, ihracatta da birinci sırada bulunuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM), meyve sektörüyle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: "Ülkemizde hem açıkta hem de örtü altında meyvecilik yapılmaktadır. Ilıman iklimde bulunan ülkemizde tropik ve subtropik meyvelerin üretimi de giderek yaygınlaşmaktadır. Mevcut meyvecilik alanları hariç olmak üzere, bakanlığımızca hayata geçirilen 'Tarımsal Üretim Planlaması' kapsamında tarım arazilerimizin daha etkin kullanılması için meyve yetiştiriciliğinin yüzde 6 eğimin üzerindeki arazilerde yapılmasına yönelik tedbir alınmıştır."
20 YILA KADAR RAF ÖMRÜ
Dokuru Kurucu Ortağı Ensar Düşkün, dondurularak kurutulmuş meyve üretiminin son yıllarda devlet destekleri sayesinde yerli yatırımcıların odağına oturduğunu ve büyük ilgi gördüğünü belirtiyor. Bu alanda önemli yatırımlar yapıldığını vurgulayan Düşkün, Dokuru olarak hem üretim hem de pazarlama süreçlerinde "freeze-dry" (dondurarak kurutma) teknolojisini benimsediklerini ifade ediyor. Dondurarak kurutma yönteminin, geleneksel kurutma tekniklerine kıyasla pek çok avantaj sunduğunu söyleyen Düşkün, "Meyvelerin kurutulduktan sonra uygun koşulların sağlanması halinde 20 yıla kadar raf ömrü kazanabiliyor" diyor. Bu sayede gıda israfının önlenmesinde önemli bir adım atıldığını kaydeden Düşkün, dondurularak kurutulmuş meyvelerin besin değerlerinin korunduğuna da dikkat çekiyor.
Kurutma sonrasında meyvelerin çıtır bir dokuya kavuşmasının, tüketici deneyimini geleneksel yöntemlerle kurutulan meyvelere göre çok daha keyifli hale getirdiğini aktaran Düşkün, bu özelliklerin talebi artırdığını ifade ediyor. Düşkün, "Türkiye'de kuru meyve tüketimi yükselirken, yakın coğrafyalardan da Türkiye menşeli dondurularak kurutulmuş meyvelere yönelik talepler artıyor" diyor. Tüketicilerin en çok çileği tercih ettiğini vurgulayan Düşkün, diğer popüler kuru meyveleri ise şu şekilde sıralıyor: Şeftali, ananas, mango, muz, ahududu, incir ve kayısı.
MAALİYET KALEMLERİ FAZLA
Kuru meyvelerin fiyatlandırmasının taze meyve üretim piyasasındaki arz miktarıyla doğru orantılı olduğuna değinen Düşkün, "Meyve rekoltesindeki fazlalık veya azlık; taze meyve fiyatlarının haftalık, hatta günlük olarak dalgalanmasına yol açıyor. Birçok kuru meyve üreticisi sözleşmeli tarımla bu sorunun önüne geçmeye çalışsa da talep ve arz dengesini sağlamakta çok büyük zorluklar yaşanıyor" diyor. Meyvenin bol olduğu dönemlerin hem üretici hem de tüketici açısından karlı geçtiğini söyleyen Düşkün, geçtiğimiz haftalarda yaşanan zirai don felaketinin önümüzdeki dönemde kârlılık ve fiyatlama üzerinde üreticileri zorlayacağını öngördüklerine dikkat çekiyor. Dondurarak kurutma teknolojisine dayanan üretimde maliyet kalemleri oldukça fazla olduğunu aktaran Düşkün, en büyük gider kaleminin hammadde yani meyve olduğunu belirtiyor. Ardından diğer gider kalemlerini şöyle sıralıyor: "Yüksek enerji harcayan dondurucular, soğuk hava depoları, laboratuvar, ayıklama, kalibrasyon, temizleme, dilimleme, paketleme, işçilik, depolama, satış, pazarlama, dağıtım."
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ
Dokuru olarak sosyal medya trendlerine hâkim bir pazarlama ekiplerinin olduğunu anlatan Düşkün, dijital pazarlama ve kreatif içerik üretimi noktasında özel çalışmalar gerçekleştirdiklerini ve kuru meyvelerin sosyal medyada popülerleşmesine katkıda bulunduklarını söylüyor. Markalarının gücünü sosyal medyadan aldığına vurgu yapan Düşkün, satışlarının büyük bir kısmının da internet üzerinden gerçekleştirdiklerini de söylüyor. Sosyal medyanın gücüne inandıklarını aktaran Düşkün, gelecekte de yatırımlarını bu doğrultuda arttıracaklarını vurguluyor. Düşkün, dijital pazarlama ile yalnızca Türkiye'de değil tüm dünyaya markalarına ait ürünlerin tanıtımını ve satışını gerçekleştirebildiklerini de ekliyor. Bu doğrultuda Trendyol'da 2024 yılının en çok mikro ihracat yapan firma olduklarını söyleyen Düşkün, "İhracatta dijital perakende satış haricinde birçok ülkeye toptan olarak markalı ürünlerimizin ihracatını gerçekleştirmekteyiz" diyor.
Tüm tüketicilere erişmek istediklerini dile getiren Düşkün, genç ve orta yaşlıların dondurularak kurutulmuş meyvelere daha çok ilgi gösterdiğini söylüyor. Yalnızca marka olarak değil sektör olarak da büyüme hedeflerinin olduğunu aktaran Düşkün, "Kaliteli Türk malının itibarının artmasını sağlamak ve hemen hemen her meyvenin yetiştiği ülkemizin coğrafi avantajlarından faydalanarak dünyada kuru meyve denildiğinde herkesin aklına Türkiye'nin geldiği bir geleceği inşa etmek istiyoruz" diyor.
LEZZET VE GÖRSELLİK KATIYOR
Aşçılık mezunu influencer Nefel Bulut'a göre, kuru meyveler taze meyvelere kıyasla çok daha yoğun aromaya sahip. Tariflerinde lezzet ve sunum açısından kuru meyvelere sıkça yer veren Bulut, en çok çilek, kayısı ve inciri tercih ettiğini söylüyor. Kurutulmuş meyvelerin dondurma yapımında da yaygın olarak kullanıldığını aktaran Bulut, uzun süre saklanabilir özelliği sayesinde el altında bulundurulabilir bir malzeme olan kuru meyvelerin bu özelliğinden dolayı çok severek tercih ettiğini ekliyor.
Defne Kadın Kooperatifi Başkanı Nesrin Burç Deli ise, son zamanlarda kuru meyve talebinin arttığını belirtiyor. Bu artışın, sağlıklı beslenmeye yönelen bireyler ve çocuklarına sağlıklı atıştırmalıklar sunmak isteyen ailelerden kaynaklandığını vurguluyor. Ayrıca, sosyal medyadaki kuru meyve trendinin de satışları arttırdığını insanların bu akımdan sonra daha çok satın alım yaptığını ekliyor. Nesrin Burç Deli, kuru meyvenin hedef kitlesinin ise genellikle kadınlardan oluştuğunu ama her yaşa hitap eden bir ürün olduğunu söylüyor. Portakal cipsi, cennet hurması cipsi, greyfurt kurusu, kuru kayısı ve çilek kurusu ürettiklerini ifade eden Nesrin Burç Deli, en çok tercih edilen ürünün portakal cipsi olduğunu, ardından ise cennet hurmasının ilgi gördüğünü aktarıyor.
ENERJİ MALİYETİNE DİKKAT
Nesrin Burç Deli, ürün fiyatlarını belirlerken çalışanların emeği ve maliyetleri göz önünde bulundurduklarını açıklıyor. Ona göre en yüksek maliyet kalemi elektrik; çünkü meyveleri kurutan fırınlar büyük miktarda enerji tüketiyor. Bu nedenle, bu işe atılmak isteyenlere elektrik ihtiyaçlarını karşılamak üzere güneş panelleri kurmalarını öneriyor.
Kooperatifte kuru meyve üretiminin adımlarını anlatan Nesrin Burç Deli, sürecin çiftçilerin meyve hasadı yapmasıyla başladığını söylüyor. Çiftçilerin tüccar olmaması sayesinde ürünlerin organik, ilaçsız ve koruyucusuz olduğunun altını çiziyor ve böylece "zehirsiz gıda" üretildiğini vurguluyor. Nesrin Burç Deli'nin anlatımına göre, hasat edilen meyveler, kooperatif işletmesine ulaştığında önce yıkanıyor, ardından dilimlenip fırına veriliyor. Dilimleme genellikle makinelerle yapılsa da makinelerin meyveyi ezerek ziyan edebildiğini söyleyen Nesrin Burç Deli, bu nedenle çoğunlukla emekçi kadınların el emeğine güvendiklerini aktarıyor. Nesrin Burç Deli'nin açıklamasına göre, makinede ezilen parçalar ziyan olmaması için toz haline getirilip değerlendirilerek atık miktarı sıfıra indiriliyor. Meyveler, kurutma makinelerinde kurumaya bırakılırken, eşit pişmeme gibi sorunlar olduğunda ürünlerin yeniden fırına verildiğini söyleyen Nesrin Burç Deli, kuru meyvelerin tamamının kaliteli ve yüzde 100 atıksız olarak hazırlandığını ifade ediyor. Son aşamada ise ürünlerin, organik oldukları için böceklenmelerinin önüne geçmek amacıyla soğuk hava depolarında saklandığını belirtiyor.
DOĞAL BESİN DEPOSU
Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Gözde Dumlu Bilgin de, kurutulmuş meyvelerin taze meyvelere göre daha yüksek besin değerine sahip olduğunu belirtiyor. Bunun nedeninin, kurutulmuş meyvelerin daha konsantre bir formda olmaları olduğunu ifade eden Bilgin, özellikle potasyum, magnezyum, kalsiyum, çinko ve fosfor gibi mineraller ile A, D, B6, K1 ve E vitaminleri bakımından oldukça zengin olduklarını vurguluyor. Bilgin, içerdikleri biyoaktif bileşenler ve fitokimyasallar sayesinde antiinflamatuar etkiler göstererek bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduklarını aktarıyor. Ayrıca, yüksek lif içerikleri sayesinde sağlıklı bir bağırsak sisteminin korunmasına da katkı sağladığını ekliyor.
"TÜKETİMDE ÇEŞİTLİLİK SAĞLANMALI"
Bilgin, her kuru meyvenin besin profillerinin farklı olduğunu belirterek, tüketimde çeşitlilik sağlanmasının önemine değiniyor. Kuru kayısının A vitamini ve karotenoidler açısından zengin olduğunu, kuru üzümün ise demir ve potasyum içeriğiyle öne çıktığını ifade ediyor. Ayrıca, kuru incirin sindirim sistemi için faydalı diyet lifleri sunduğunu ve kuru hurmanın doğal şeker ve magnezyum kaynağı olarak enerji verici bir atıştırmalık olarak tercih edildiğini belirtiyor. Bilgin, insülin direnci veya diyabet gibi durumları olan bireyler için daha düşük şeker ve glisemik indekse sahip (örneğin kuru elma, kuru kayısı, kuru yaban mersini gibi) meyvelerin; sindirim problemleri yaşayanlar için ise yüksek lif içeriği bulunan kuru erik, kuru incir gibi meyvelerin tercih edilmesinin daha faydalı olabileceğini aktarıyor.
GÜNLÜK TÜKETİM PORSİYONU
KURUTMA TEKNİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ
Dışarıdan alınan paketli kuru meyvelerin yanı sıra evde de kurutma yapılabileceğine dikkat çeken Bilgin, son yıllarda gıda teknolojisinin hızla ilerlediğini ve geleneksel yöntemlerin yerini yenilikçi tekniklerin aldığını belirtiyor. Bu tekniklere örnek olarak ise vakumlu kurutma (freze-drying), mikrodalga destekli kurutma, infrared kurutmayı gösteriyor. Böylece, besinlerin gelişmiş kurutma ve ambalajlama yöntemleriyle daha uzun ömürlü, hijyenik ve besin değerleri korunmuş bir şekilde tüketicilere sunulduğunu vurguluyor. Bilgin, ayrıca bu yöntemlerin sağladığı bir diğer fayda olarak, geleneksel kuru meyvelerin yanı sıra kuru ananas, çilek, mango ve kivi gibi alternatif meyvelerin de üründe yer alarak çeşitliliğin arttığını ifade ediyor.
MEYVE İSRAFINI DA ÖNLÜYOR
Paketli kuru meyvelerde koruyucu, tatlandırıcı veya renklendirici gibi katkı maddelerinin bulunabileceğini belirten Bilgin, eklenti şeker kullanmadan yapılan ev yapımı kuru meyvelerin ilave şeker alımını azaltmak adına güvenli bir alternatif olabileceğini dile getiriyor. Ev yapımı kuru meyvelerin bu fırsatının yanı sıra mevsimsel meyvelerin yoğun olduğu dönemlerde düşük fiyatlara temin edilebildiğini veya fazla gelenlerin kurutularak uzun süre saklanabildiğine de değinen Bilgin, bu yöntem sayesinde hem gıda israfının önüne geçilebildiğinin hem de meyve tüketiminin yıl boyunca devam etmesine olanak tanıdığına da vurgu yapıyor.
Mioji E-ticaret Sorumlusu Caner Gül, meyve kurutma makinelerinin oldukça basit bir çalışma prensibine sahip olduğunu belirterek sistemlerini şöyle açıklıyor: "Gıdaları düşük ısıda ve sabit hava dolaşımıyla yavaş yavaş kurutarak içlerindeki nemi alıyor." Bu sayede gıdaların bozulmasının önlendiğini vurgulayan Gül, homojen bir şekilde kurutulan meyvelerin uzun süre saklanabilir hale geldiğini ifade ediyor. Makinelerinin 35 ila 70 derece arasında ayarlanabilir sıcaklıkta çalıştığını belirten Gül, hangi ürün kurutulacaksa ona en uygun koşulları sağlama imkânı sunduklarını söylüyor. Kullanıcı beklentilerine göre kurutma makinelerine yeni özellikler eklediklerini dile getiren Gül, "Örneğin Mioji Mio FD5 modelimizde paslanmaz çelik tepsiler sunuyoruz" diyor. Ayrıca şeffaf gövde yapısına da değinen Gül, kullanıcıların içeride olup biteni izleyebilmesinin onlara hem keyif hem de kontrol sunduğunu belirtiyor. Sosyal medyada paylaşılan kuru meyve içeriklerinin satışlara olumlu yansıdığını ifade eden Gül, artık yalnızca sağlıklı yaşamla ilgilenenlerin değil; evcil hayvanı için doğal mama hazırlamak isteyenlerin, çocukları için katkısız meyve kurusu yapanların ve spor sonrası doğal enerji kaynakları arayanların da bu ürünü tercih ettiğini söylüyor.
KURUTMA MAKİNELERİ GELİŞMİŞ DURUMDA
Fareffect Kurucusu ve Genel Müdürü Mustafa Güngör ise, kurutma makinelerinde kullandıkları teknolojinin tüm meyve türlerinde kurutma yapabilme imkânı sunduğunu belirtiyor. Güngör, özel olarak geliştirilmiş yazılım sayesinde makinelerinde 598 farklı kurutma reçetesi oluşturulabildiğini ve meyveye göre kurutma süresinin ayarlanabildiğini ifade ediyor. Bazı meyvelerin 3 saat, bazılarının ise 8-10 saat süresince kurutulması gerektiğini aktaran Güngör, makinelerde istenilen süre, ısı ve nem ayarlarının yapılabildiğini vurguluyor. Ayrıca makinelerinin uzaktan erişimle kontrol edilebildiğini de ekliyor. Güngör, kurutma makinelerinin sağladığı bir diğer avantajı ise şu şekilde açıklıyor: "Enerji verimliliği konusunda sahip olduğumuz teknoloji, en düşük enerji tüketimine sahip sistemdir. En küçük kapasiteli makinemizle kıyasladığımızda, piyasadaki diğer endüstriyel meyve kurutma makineleri saatte 45 kilowatt enerji tüketirken, Fareffect teknolojisiyle bu değer ortalama 3-4 kilowatt civarına düşmektedir. Bu da on katı kadar bir tasarruf sağlayarak enerji verimliliğini daha sürdürülebilir bir seviyeye taşımaktadır."
Bakanlıktan meyve üreticilerine verilen destekler
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, Çiftçi Kayıt Sisteminde kaydı bulunan meyve üreticilerine 2025 yılında verdiği destekler şunlar:
Mehmet Ali IŞIK / Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı
"İhracatta güçlü bir ülke olarak öne çıkıyoruz"
Ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünleri arasında yer alan kuru meyvelerin ihracatında, üyelerimizin yoğun çalışmaları sayesinde 2024 yılında Türkiye genelinde 417 bin ton ürün ihraç edilerek, 1 milyar 855 milyon dolar elde edilmiştir. Türkiye geneli kuru meyve ihracatında birliğimizin payına baktığımızda ise ihracatımızın yüzde 68'i miktar, yüzde 60'ı ise değer bazında gerçekleşmiştir. 5 Nisan itibarıyla 2024-2025 sezonunun verilerine bakıldığında; kuru üzüm ihracatımızda bir önceki sezonun aynı dönemine göre miktarda yüzde 34 azalma yaşanırken, değerde yüzde 9'luk artışla, toplam 101 bin ton ürün karşılığında 361 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Kuru incirde ise 44 bin tonla miktar bazında yüzde 7 azalma, ancak değer bazında yüzde 23 artışla 301 milyon dolarlık ihracat gerçekleşmiştir. Kuru kayısıda 63 bin tonla miktarda yüzde 18 artış kaydedilirken, toplam gelir yüzde 5 azalarak 319 milyon dolar olmuştur. Türk kuru meyvesini bugün Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, Birleşik Krallık, Çin, Japonya, Avustralya, Kanada, ABD, Güney Kore, Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri dahil olmak üzere 150'den fazla ülkeye ulaştırmaktayız. Ayrıca ABD, Çin, Hindistan ve Rusya'ya olan ihracatımızı arttırmayı hedefliyoruz. Kuru meyve ihracatında özellikle kuru incir, kuru kayısı ve kuru üzüm gibi ürünlerde dünyada öncü konumdayız. Başlıca rakipler arasında ABD, İran, Şili ve Özbekistan yer almakta. Türkiye'nin bu alandaki en büyük avantajları arasında elverişli iklim koşulları, doğal kurutma imkânı, yüksek ürün kalitesi, organik üretim kapasitesi ve stratejik coğrafi konum öne çıkıyor. Gelişmiş lojistik altyapısı ve devlet destekleri de ihracatçıların uluslararası pazarda rekabet gücünü arttırıyor. Bu avantajlar sayesinde, Türkiye, kuru meyve sektöründe güçlü bir ihracatçı ülke olarak öne çıkıyor. Kuru meyve ihracatında 2025 yılı ihracat hedefi, 2 milyar dolardır. Ancak iklim değişikliği, çevre kirliliği ve toprak yapısındaki bozulmalar gibi küresel tehditler tarıma dayalı sektörümüzü etkilemektedir.
Oğuzhan Ata SADIKOĞLU / Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı
"Malatya kayısısında zirai don felaketi"
Kemal KILIÇ / Tofin Food Teknik Koordinatör
"Fiyatları düşük kaliteli ürünler belirliyor"
Maria EKMEKÇİOĞLU / Şef
Kuru meyveli tavuk yemeği
Malzemeler:
Yapılışı:
Tavukları geniş bir tavada soteleyin, ardından soğan ve sarımsağı ekleyin. Baharatları, tuzu, karabiberi ve biraz su ekleyerek 10 dakika pişirin. Kuru meyveleri ekleyip 30 dakika daha pişirin. Lazım olursa biraz daha su veya sebze suyu ekleyerek yemeğin kıvamına gelmesini sağlayın.
Bonus: Tatlılara kuru üzüm, hurma, yaban mersini, kızılcık, sarı ve siyah kuru kayısı çok yakışır. Tuzlulara ise kuru mürdüm eriği ve kuru incir yakışır.
Uzman Diyetisyen Nihan YAKUT / Memorial Bahçelievler Hastanesi
Kuru meyveler hakkında genel uyarı ve öneriler
Evde kuru meyve yapmak için;
Öncelikle kurutulmak istenen meyveler iyice yıkandıktan ve isteğe bağlı olarak kabukları soyulduktan sonra ince dilimler halinde, yağlı kâğıt serili fırın tepsisine, dilimler birbirine değmeyecek şekilde yerleştirilir. Ardından, 60-90°C arasında bir sıcaklıkta kurutmaya bırakılır. Kuruma süresi, kullanılan meyveye göre değişiklik gösterse de genellikle 4-12 saat arasında sürebilir. Fırında oluşabilecek nemin dışarı çıkabilmesi için, fırın kapağı bir tahta kaşık yardımıyla hafifçe aralık tutulmalıdır. Ev yapımı yöntemlerde, meyvelerin iyice yıkanarak hijyenik koşulların sağlanması ve kurutma işlemi sırasında çok yüksek sıcaklıkların kullanılmaması oldukça önemlidir. Kurutma işlemi tamamlandıktan sonra, meyveler hava almayan serin bir yerde saklanmalıdır.
Eliya ALHARAL/ Ege Kuru Meyve Mamulleri İhracatçıları Birliği Eski Başkanı/ Selçuk Gıda Kurucusu
"En büyük kayıp kayısıda"
İncirde yaşanan zirai don zararı yaklaşık yüzde 10 civarında. Kuru üzümde ise son yağışlar ve dolu nedeniyle büyük zarar oluştu. Rekoltede çok ciddi kayıplar olmasını bekliyoruz. Ancak hem bu yıldan yaklaşık 30-40 bin tonluk bir devren stokumuzun olması, hem de yeni sezon üretiminin 200 bin tonun altına düşmeyeceği öngörüsüyle toplamda 240-250 bin ton ürün ihracat için yeterli olacak. Kuru kayısıda ise durum çok vahim. Üretim bölgelerinin tamamı don olayından etkilendi. Bu yüzden rekoltede çok büyük oranda kayıp olacak. Maksimum yüzde 10-15 oranında ürün kalmış gibi görünüyor. Bu da yaklaşık 15-20 bin ton üretim anlamına geliyor. Buna ek olarak 30-40 bin ton civarında bir devir stoku mevcut. Fiyatların yükselmesi satışları zorlaştırırken, ihracatçı kesim bu zorlu yılda diğer üretici ülkelerden ürün ithalatı için izin talebinde bulundu.