Parayı dörde katlayan fonlar!

Yatırımcı enflasyona karşı yeni rotalar çiziyor. Bu kez yelkenler, Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’na açıldı. Yeni girişimleri finanse eden bu fonların büyüklüğü iki yılda 14 katına çıktı. Yatırımcının parasını dörde katlayan bu fonlar, küçük yatırımcıya da açılmaya hazırlanıyor.
27.06.2022 12:56 GÜNCELLEME : 27.06.2022 12:56

PARA FİNANS/ BARIŞ ERGİN Altın, borsa, mevduat gibi klasik yatırım araçları dışında öyle hızlı gelişen bir alan var ki, herkesin dikkatini çekmeye başladı. Girişim Sermayesi Yatırım Fonları'ndan (GSYF) bahsediyoruz. Nitelikli yatırımcı için bu fonlar, artık küçük yatırımcıya da açılacak.

Türkiye'de sayıları 127'yi bulan GSYF'lerin yaklaşık bin 200 yatırımcısı var. Toplam büyüklüğü ise 24.2 milyar TL'ye kadar ulaştı. Yani kaba bir hesaplama ile yaklaşık 20 milyon liralık bir portföy büyüklüğü anlamına geliyor. Rakam aslında halen dünya ile karşılaştırıldığında küçük, ancak büyüme hızı muazzam.

2019 yılında toplam GSYF sayısı 19, yatırımcı sayısı 120 ve bunların toplam büyüklüğü 1.8 milyar TL seviyesindeydi. 2020 yılında ise GSYF sayısı 40'a, yatırımı sayısı 310'a, toplam büyüklük ise 3.2 milyar TL seviyesine yükseldi. Yani 2019 ile kıyaslandığında GSYF sayısı yaklaşık olarak yedi katına, toplam TL büyüklüğü ise 14 katına kadar çıkmış durumda.

Yıllık getiri anlamında bakınca sadece 13 fonun negatif bir seviyede olduğu görülüyor. 69 fonun getirisi ise yüzde 100'ün üzerinde. Yani fon getirileri anlamında piyasanın oldukça üstünde bir kazanç olduğunu söylemek mümkün.

YÜZDE İKİ BİN GETİRİSİ OLAN VAR

Bu artışta tabii en büyük pay, getirilerin yüksekliğinin vermiş olduğu cazibe. Enflasyona karşı getirilere bakıldığında 2021'de GSYF'lerin ortalama getirisi, yıllık ağırlıklandırılmış ortalamada yaklaşık yüzde 138 seviyesinde gerçekleştirdi. Yani reel anlamda yüzde 100'lerde bir getiri olduğunu söylemek mümkün. Yıllık yüzde iki bin getiri sağlayanlar da var, yüzde 100'leri aşan veya yaklaşanların oranı da azımsanamayacak düzeyde. Enflasyonun yüzde 70'lerde olduğu 2022'de bu fonlara yatırımın artacağına, tam da bu nedenle kesin gözüyle bakılıyor.

YATIRIM DEMOKRATİKLEŞİYOR

Nitelikli yatırımcılar için olan bu alan, halka da açılıyor. Artık sadece milyon TL üzerinde varlığı bulunan nitelikli yatırımcılar için bir enstrüman değil, aynı zamanda kenarda 10 bin ya da 20 bin lirası olan yatırımcı için de yeni girişimlere yatırım yapma fırsatı gelecek. Bir anlamda yatırımcının nitelikli ve niteliksiz olarak ayrımı yerine tüm yatırımcılara 'nitelikli' yatırımcı yapılan bir sürece doğru ilerliyoruz. Yatırım tarafında da finansın demokratikleşmesi anlamına gelen bu yeni trende ilk adım atacaklardan Re-Pie Portföy Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Ergin, "Nitelikli yatırımcı olduğu sürece küçük yatırımcılar da girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapabiliyor. Türkiye'de 1 milyon TL üzeri mevduat sahibi kişi sayısı 600 binin üzerindeyken GSYF payı edinmiş yatırımcı sayısı MKK verilerine göre bin 200 seviyesinde. Re-Pie'da 700'ün üzerinde bireysel yatırımcı GSYF fonlarına yatırım yapmış durumda. Gelecek beş yılda bireysel yatırımcı tabanını 100 bin seviyesine çıkarmak için yatırımcıya ulaşacağımız teknolojik kanallar geliştirmek üzerine çalışıyoruz" diyerek bu alanda yapacaklarını özetliyor.

ANA ODAK İHRACAT VE İNOVASYON

Rakamlara bakınca son iki yılda kurulan yeni girişim sermayesi fonlarının yüzde 40'ının teknoloji temalı olduğunu dile getiren Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı Göktürk Işıkpınar ise sektörel dağılımla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: "Bir diğer odaklanılan alan ise yenilenebilir enerji olarak karşımıza çıkıyor. GSYF yatırımlarında, ülke ekonomisine katma değerli üretim ve hizmetler ile destek olan ihracatçı şirketler ve sürdürülebilir bir iş modeli ve potansiyeli bulunan tüm sektörlere ilgi duyulmaktadır. Ak Portföy Girişim Sermayesi olarak bizim yatırımlarımız da ihracata ve inovasyona dönük üretim, teknoloji ve yenilenebilir enerji gibi geniş bir yelpazede gerçekleştirilmeye devam ediyor. Mevcut yatırımlarımız arasında güneş enerjisi santrallerinden elektrik, medikal kimyasallar, yüksek teknolojili kompozit ürünlerde kullanılan karbon kumaş, endüstriyel nesnelerin internetine ait yazılım ve donanımlar, bulut sistemleri entegrasyonu, finansal teknolojiler, dijital pazarlama otomasyonu yazılımları, esnek ambalaj çözümleri, inovatif gıda teknolojileri ile propolis ve ham bal gibi doğal arı ürünleri üreten firmalar bulunuyor."

TABANA YAYILMAYA YARAR

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, fon yatırımlarında ihraçlar ve talep toplamanın genelde nitelikli yatırımcı üzerinden gerçekleştiğini belirterek, "Nitelikli yatırımcı fon portföyündeki şirketleri izleme ve bu fonların yatırım kriterlerini sağlama yönünde hareket ederler ve fonların yatırım büyüklüklerine de katkıda bulunurlar. Küçük yatırımcı için, tabii fonun yapısına ve yatırım kriterlerine göre değişen bir durum olur. Yatırım kolaylığı elbette tabana yayılma noktasında olumlu olur. Küçük yatırımcı enflasyon üzeri getiri sağlama potansiyeli görürse ilgi gösterir, ancak fon yatırımı da finansal bilgi ve tecrübe gerektirir" dedi.

Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetim Şirketi Koordinatörü Selami Düz, Türkiye'de girişim sermayesi yatırım faaliyetlerinde yakalanmış ivmenin önümüzdeki dönemde de güçlenerek devam etmesini beklediklerini belirtti.

İLGİ ARTARAK DEVAM EDECEK

Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının sermaye piyasası mevzuatında özel olarak düzenlenmiş kurumlar olduğunu belirten Pardus GSYF Genel Müdürü Selim Tunçbilek ise bu kurumların ekonomiye olan faydasını şöyle anlatıyor: "Tanımlarından ve kuruluşlarından gelen vizyonları, büyüme potansiyeli olan, finansman ihtiyacı ve finansal kaynak yönetimi konularında destek verilmesi halinde hem paydaşlarına hem ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek nitelikte fikirle yola koyulmuş olan girişimlere stratejik yatırımlar yapılmasıdır. SPK düzenlemelerinin start-up yatırımlarının getirmiş olduğu risklerin bireysel yatırımcıdan en azından belli ölçüde uzak tutulmasıdır. Dolayısıyla girişim sermayesi yatırım ortaklıkları aynı zamanda yatırımcılar açısından çok önemli bir risk yönetim fonksiyonunu da yerine getirmektedir. Öte yandan piyasada yaşanan volatiliteden korunma isteğiyle alternatif yatırım araçlarındaki yüksek getiriler, bu alanı yatırımcılar açısından dikkat çekici hale getirmektedir. Dolayısıyla bu tür yatırım araçlarına karşı yatırımcıların ilgisinin önceki yıllara kıyasla daha da arttığını ve artmaya da devam edeceğini düşünüyorum."

ENERJİ EN POPÜLER ALANLARDAN

Tunçbilek, yatırımların büyük bir bölümününün yüksek katma değerli teknoloji odaklı firmalara yönelmiş durumda olduğunu belirterek, "Şirket olarak biz de yüksek katma değer yaratabilecek nitelikteki şirketlere ve geleceğin sektörlerine yatırım yapıyoruz. Bu vizyon çerçevesinde şirketimiz en büyük yatırımını geleceğin enerjisi olduğuna inandığımız yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptı. Enerji yatırımlarımız yalnızca güneş enerjisi ve bio kütle tesislerine yönelik oldu. İletişim teknolojisi alanında, biliyorsunuz oldukça iddialı bir büyüme çizgisi olan Turk.Net'e yatırım yaptık. Turk.Net'in iş modeli, sektördeki çizgisi ve geleceğe yönelik beklentileri bizi çok etkiledi. Bunun dışında dünyada ve Türkiye'de temel gıda ürünlerine her geçen gün artan ihtiyacı çerçevesinde DMR Unlu Mamüller'e yaptığımız yatırımın da yakın zamanda çok daha stratejik bir öneme sahip olacağını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"GIDA VE TARIM, GELECEĞİN ALANLARI"

Mehmet Ali ERGİN / Re-Pie Portföy Yönetim Kurulu Başkan Vekili

2021'de dolardaki sert yükselişle beraber doların yıllık getirisi yüzde 80, bununla paralel olarak altının getirisi de yüzde 72 civarında olmuştur. BIST-100 endeksinin getirisi yüzde 26, mevduat faizinin getirisi ise ortalama yüzde 16 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde GSYF'lerin yıllık ağırlıklandırılmış ortalama getirisi ise yaklaşık yüzde 138 seviyesindeyken Re-Pie olarak yönettiğimiz GSYF'lerde bu oran, yüzde 221 seviyesindeydi. 2022 ilk beş aylık dönemi için GSYF'ler, yüzde 37'lik ortalama ile benzer getiri oranına sahip BIST-100 endeksiyle beraber diğer yatırım araçlarının önüne geçmiş oldu. GSYF'lerin dinamikleri gereği yatırımlar büyüme potansiyeli olan şirketlere yapılmakta ve fonların yatırım süreleri ortalama olarak beş-yedi yıl aralığında sürmektedir. Türkiye'deki birçok GSYF'nin son iki yılda kurulmuş olması, göz önüne alındığında önümüzdeki dönemde bu getiri oranlarının agresif olarak artacağını ve diğer yatırım araçlarından pozitif olarak ayrışacağını beklemekteyiz.

Türkiye'de girişim sermayesi alanında lokomotif sektörlerinden olan oyun, e-ticaret ve fintech'ler yükselişine devam ediyor. Buna ek olarak sağlık teknolojileri ve well-being alanlarına da ilgi oldukça artıyor. Önümüzdeki dönemde gıdaya olan talebin artması ve gıda enflasyonu, dünyada su kıtlığının artıyor olması ve iklim değişikliği gibi problemlerden dolayı sürdürülebilirlik, gıda teknolojileri ve tarım teknolojileri konusundaki şirketler daha da dikkat çekici olacak.

"10 MİLYAR TL İLAVE POTANSİYEL VAR"

Göktürk IŞIKPINAR / Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı

Global piyasalarda alternatif yatırım araçlarına gösterilen yüksek ilgiyi takip eden yerel piyasalarda son iki yılda Girişim Sermayesi Yatırım Fonları'na (GSYF) yönelim önemli ölçüde arttı. Küresel piyasalarda girişim sermayesi 2002'den bu yana yedi kattan fazla büyüdü. Türkiye'de henüz yaklaşık 10 yıllık bir geçmişe sahip olan GSFY'ler, özellikle son yıllarda hızlı bir büyüme trendine girdi. Türkiye'de kurulu GSYF'ler, son iki yılda yüzde 221 bileşik büyüme ile 16.5 milyar TL'ye ulaştı. Sadece 2020'den 2021'e bir yıllık büyüme yüzde 410 olarak gerçekleşti. Aynı zamanda 2020 yılsonu itibarıyla toplam GSYF sayısı 18 iken, 2022 yılına gelindiğinde bu sayı 155'e çıktı. Dünyada 1990'lı yıllarda Amerikan borsalarında işlem gören şirket sayısı 13 bindi. Şu anda beş bin civarında şirket, sadece borsaya kote. Bu anlamda bakıldığında Girişim Sermayesi fonlarının finansmanı giderek önem ve ağırlık kazanıyor. Şirketler borsaya kote olmadan potansiyel değerlerinin çoğu aracılığıyla ortaya çıkmış oluyor. Türkiye'de emeklilik fonları ve otomatik katılım fonları toplam büyüklüğü yaklaşık 300 milyar TL seviyesinde. Bu varlık büyüklüğünün yüzde 1.7'si GSYF'lerde değerlendiriliyor. Dünyada ise emeklilik fonlarındaki varlıkların yüzde 5'i, girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmiş durumda. Küresel ölçekte gerçekleşen bu dağılım oranını ülkemizdeki kaynağa uyarladığımızda bu alanda yaklaşık 10 milyar TL'lik ek bir yatırım potansiyeli oluşturuyor. Ak Portföy olarak biz de Türkiye'nin ilk girişim sermayesi yatırım fonunu kurarak sektöre öncülük ediyoruz.

"TEKNOLOJİ DİKEYİNDE GİRİŞİMLERE PARA AKIYOR"

Selami DÜZ / Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetim Şirketi Koordinatörü

Araştırmalarımıza göre, Türkiye'de erken aşama girişimlere yatırım yapan fonların toplam büyüklüğünün yaklaşık 18 milyar TL olduğunu tahmin ediyoruz. Son yıllarda bu alana yoğun ilgi olduğunu gözlemliyoruz. İlgi artışının en büyük sebeplerinin ülkemizdeki ekosistemin gelişmesi ve başarılı çıkışların gerçekleşmesi olduğunu düşünüyoruz. Girişim sermayesi fonları uzun vadeli bir yatırım aracıdır. Girişim sermayesi yatırımları, ülkemizde halihazırda küçük yatırımcıya açılmış durumda. Ülkemizde sayıları artan kitle fonlama platformları aracılığıyla girişimler, küçük yatırımcılardan da yatırım alabilmektedir. Bu alanın büyümesini bekliyoruz. Son yıllarda fonların Türkiye'de ağırlıklı olarak oyun, yapay zeka, finansal teknoloji, sağlık ve derin teknoloji dikeylerindeki girişimlere yatırım yaptıklarını gözlemliyoruz.

"UNICORN'LARIN ÇIKIŞI İLGİYİ ARTIRDI"

Selim TUNÇBİLEK / Pardus GSYF Genel Müdürü

Hem ülkemizde hem de dünyada pandemi sonrası yaşanan ekonomik sıkıntılar neticesinde özellikle risk algısı yüksek küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansmana erişimi zorlaştı, kredi olanakları daraldı. Bu durum, yenilik üretme potansiyeline sahip olmakla birlikte projeleri hayata geçirecek finansal kaynağa çoğunlukla sahip olmayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin alternatif finansman yöntemlerine yönelmesine neden oluyor. Bu noktada girişim sermayesi yatırım fonları ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları devreye girmektedir. Son yıllarda özellikle ülkemizde kurulan ve 'unicorn' olan şirketlerin de yarattığı olumlu algıyla yatırımcının ilgisi, bu tür yüksek riskli ürünlere yöneldi. Bu tür yatırımların getirmiş olduğu riskleri bireysel yatırımcıdan en azından belli ölçüde uzak tutulabilmesi için; girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ve fon yöneticileri, yatırım yapacakları şirketleri yatırım öncesinde büyük bir finansal birikim ve analiz kabiliyetiyle inceleme ve değerlendirmeye tabi tutarlar. Riskli gördükleri noktalarda sağladıkları finansal ve yönetsel destek ile riskin profesyonel bir şekilde yönetilmesini sağlarlar. Yüksek risk içermesine rağmen, yüksek de getiri ve büyüme potansiyeline sahip erken aşama şirketlere yatırım yapıyor olmaları; girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ve girişim sermayesi yatırım fonlarını yatırımcı açısından cazip hale getirmektedir.

"UCUZ FONLAMA MALİYETİ SAĞLIYORLAR"

Enver ERKAN / Tera Yatırım Başekonomisti

Finansal piyasalardaki dalgalanmalara ve güncel risklere ek olarak, lokalde de yüksek enflasyon hesaplamasının ve negatif reel getirinin yatırımlar için gözetilmesi gerekliliği; varlık fiyatlamasında getiri elde etme ve sürdürülebilir yatırım yapma hesaplarında ilgiyi, yatırım fonlarına daha çok kaydırmış durumda. Bu noktada geleneksel hisse senedi yatırım fonlarından daha fazla öne çıkan ve temel perspektifi start-up ve erken evre girişimleri desteklemeye yönelik olan GSYF'ler daha yüksek performans ve yatırım hikayesi potansiyeline sahip. Özellikle kitle fonlaması (crowdfunding) ile destek alabilen ve erken proje aşamasında hızlı getiri sağlama potansiyeline sahip bu tip fonlar, aynı zamanda yüksek potansiyelli şirketler ve girişimlerin ucuz maliyet seviyelerinde desteklenmesi yönünde de cazip fırsatlar sunabilirler. Doğru yatırım ve doğru fiyat modelinde, başarılı projelerle ve yeni trendlerle uyumlu girişimlerle iyi yatırım yapma imkânı veriyorlar ve enflasyon ile klasik yatırım araçları getirilerinin üzerinde getiri de sağlayabiliyorlar.

BAŞARI HİKAYELERİ, GÖZLERİ BU ALANA ÇEVİRDİ

Son yıllarda Getir, Peak Games, Dream Games gibi girişimlerin aldığı büyük yatırımlar, start-up'lara yönelik ilgiyi doruğa çıkardı. Yeni nesil girişimlere yatırım yapanlar arasında holdinglerin sayısı da hızla artıyor. Girişim sermayesi şirketi kuran pek çok holding, özellikle bulundukları sektörlerdeki girişimlere yatırıma odaklanıyor. 2021'de 294 yatırım turunun 87'sinde bir kurum veya kurumsal yatırım fonu vardı. Kurumlar önceki yıllardan farklı olarak büyük yatırım turlarına da katılmaya başladı.

GSYF NEDİR?

Girişim sermayesi fonları; yenilikçi, hızlı büyüme potansiyeli bulunan girişimlere sağlanan uzun vadeli sermaye fonları. Yatırımcılarının ortalamada 8-10 sene sonunda geri dönüş alabildiği girişim sermayesi yatırımları da işin doğası gereği nispeten riskli olduklarından aynı zamanda yüksek getirili enstrümanlar. SPK lisanslı portföy yönetim şirketleri tarafından süreli şekilde kurulan GSYF'ler, yatırımcılar hesabına yönetilen ve tüzel kişiliği bulunmayan enstrümanlar olup, bu fonlara sadece nitelikli yatırımcılar yatırım yapabiliyor. Yatırımcı hakları, şeffaflık ve önemli raporlamalara ilişkin hususların ayrıntılı düzenlendiği GSYF'ler; ilgili kanun, tebliğ ve ihraç belgesi hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteriyor.

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIMLARINI KİMLER, NASIL YAPABİLİR?

Girişim sermayesi yatırımlarını, yüksek gelir veya servete sahip kişiler yapabileceği gibi şirketler de yapabilir. Ancak yakın zamanda bu alan tüm yatırımcılara açılacak. Bu yatırımlar genelde melek yatırımcı ağları aracılığıyla ya da sermaye piyasası kurumları üzerinden yapılıyor. Bunun dışında bireysel bir yatırım tercihi olarak da karşımıza çıkabilir. Her üç tercihin de kendine özgü avantajları olmakla birlikte sermaye piyasaları üzerinden bu yatırımların gerçekleştirilmesinin faydaları daha fazla. Sermaye piyasaları gibi regüle edilmiş bir piyasada, bu yatırımları yapmanın daha güvenli olduğu söylenebilir. Girişim sermayesi yatırımları, sermaye piyasasında girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da girişim sermayesi yatırım fonları üzerinden yapılıyor.

VERGİ AVANTAJI YÜKSEK

Bireysel yatırımcılar doğrudan halka arz ya da borsa üzerinden girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerini alıp değer artışı ya da temettü geliri elde edebiliyor. Bu şekilde alınan hisse senetleri bir yıl elde tutulup satılırsa vergi doğmuyor. Aksi halde yüzde 10 stopaj var. Temettüler için ise genel uygulamadaki stopaj oranı olan yüzde15 var. Bunun dışında bireysel yatırımcılar, girişim sermayesi yatırım fonlarının katılma belgelerini alıp fon portföyünün kazancına ortak olabiliyor. İki yıldan fazla elde tutulan girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar için stopaj oranı yüzde sıfıra indirildi. Kurumsal tarafta da vergi avantajları var. Bir sermaye şirketi (AŞ ya da limited fark etmiyor) 2020 yılı kazancından ayıracağı yüzde 10 fonu, 2021 yılı sonuna kadar herhangi bir girişim sermayesi yatırım ortaklığına yatırır ya da girişim sermayesi yatırım fonunun katılma belgelerini alırsa 2021 yılı beyannamesinde ödediği bu tutarın tamamını indirim olarak düşebiliyor. Böylece yatırdığı fonun yüzde 25'i kadar bir vergi avantajı elde etmiş oluyor.

PANDEMİDE LİKİDİTE BOLLUĞU OLUŞTU

Pandemi döneminin getirdiği en büyük problemden biri de bu süreçte oluşan likidite bolluğunun mevcut durumda dünya genelinde yarattığı yüksek enflasyonla mücadele etmek oldu. Türkiye ise kendisi hissettiren enflasyondan korunmak amaçlı yatırımcılar getirisi enflasyonun üzerinde olacak yatırımlara yönelmek istiyor. Yatırımcıların ilgisi, getiri potansiyeli yüksek olan bir yandan da riskleri profesyoneller tarafından yönetilen bu tür ürünlere yöneldi ve yönelmeye de devam edecek gibi.

BİZE ULAŞIN