Petrol fiyatlarının seyrini ‘krizler’ belirleyecek

Kısa vadede petrol fiyatlarında düşüş eğilimin sürmesi bekleniyor. Tedarik problemi, enerji ve gıda krizi gibi faktörlerin etkisiyle düşüşün kalıcı olmayacağı ifade ediliyor.
28.08.2022 21:42 GÜNCELLEME : 29.08.2022 00:00

PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Çin ekonomisinde büyümenin yavaşlaması ve küresel resesyon endişelerinin artması, petrol fiyatlarını baskılamaya devam ediyor. ABD'nin rekor ham petrol ihracatı, Libya'da üretimin yeniden başlaması ve Rusya ile İran'dan az da olsa devam eden ihracat, küresel arz daralması endişelerini hafifleterek fiyatların yönünü aşağı çeviriyor. İran ile batılı ülkelerin uzlaşıp uzlaşmayacağı, petrol fiyatlarının seyri açısından yakından takip ediliyor. Libya Ulusal Petrol Şirketi, ülkedeki petrol üretiminin günlük 1 milyon 200 bin varilin üzerine çıktığını, İran ise nükleer müzakerelerin sonuçlandığını ve anlaşma sürecinin başladığını duyurmuştu. Öte yandan, ABD'nin petrol stoklarında geçen hafta beklenenden fazla düşüş olması, fiyatların aşağı yönlü hareketini kısıtlamıştı. Stoklar, ülkenin geçen hafta günde beş milyon varillik rekor petrol ihracatı yapmasıyla keskin bir şekilde düşmüştü. Uzmanlar, kısa vadede petrol fiyatlarında düşüş eğiliminin sürmesini, eşik değerler geçilmedikçe yukarı yönlü hareket eğilimin tepki mahiyetinde kalmasını bekliyor. Orta ve uzun vadede ise tedarik problemi, enerji ve gıda krizi gibi birçok faktörün petrol fiyatlarının yükselmesini destekleyebileceği ifade ediliyor. Geçen haftaya uluslararası piyasalarda 96.87 dolardan işlem görerek başlayan Brent petrolün varili, 19 Ağustos Cuma sabahı uluslararası piyasalarda 96.02 dolardan işlem görüyordu.

"TEPKİ MAHİYETİNDE KALACAK"

Dünya genelinde büyüme rakamlarının daralmaya işaret etmesinin petrol fiyatlarını baskılamaya devam ettiğini söyleyen İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, özellikle dünyanın en büyük petrol ithalatçılarından olan Çin'de beklentilerin altında gelen sanayi üretimi ve perakende satışlar verisinin küresel anlamda resesyon endişelerini gündemde tutmaya devam ettiğini vurguladı. Bununla birlikte Çin'de sıfır Covid politikasıyla zaman zaman katı kapanmaların ekonominin yavaşlamasına zemin hazırladığını ifade eden Özer, şimdilik ABD ekonomisine yönelik resesyon söylemlerinin azaldığına, ancak dünyada hala artan enflasyon dinamikleri olduğuna dikkat çekti. En son İngiltere'de açıklanan enflasyon verisinin 40 yılın en yüksek verisine işaret ettiğini belirten Özer, "Dolayısıyla enflasyonist ortamla baş etmek için uygulanan faiz artırım politikaları büyümeyi törpülüyor. Bu senaryonun sürmesini bekleriz. Özellikle Çin tarafı 2022 yılının ikinci çeyreğinde daha çok konuşulabilir. Bu da petrol fiyatlarını baskılamaya devam edebilecek unsurlar arasında bulunuyor" dedi.

NÜKLEER ANLAŞMA TAKİP EDİLİYOR

Petrol piyasasında bir yandan da İran ile devam eden nükleer müzakerelerdeki gelişmelerin takip edildiğini dile getiren Özer, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği (AB) yönetimi, İran nükleer müzakereleri sonucunda hazırlanan nihai anlaşma taslağına Tahran'ın verdiği yanıtın geçen hafta Brüksel'e iletildiğini, bunu incelediklerini bildirdi. Sonlanan müzakerelerin ardından AB bir anlaşma taslağı hazırlamış, geçen pazartesi İran ise buna yanıtını sunmuştu. Şimdilik bu konuda bir netlik yok. Tüm bunlarla birlikte petrol fiyatlarında genel kanı resesyon dolayısıyla arzın talebi aşacağı yönünde. Önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarında oluşabilecek yukarı yönlü hareket eğilimin eşik değerler geçilmedikçe tepki mahiyetinde kalacağını düşünmekteyiz" diye konuştu.

"RUS GAZI İTHALATI HÂLÂ MUAMMA"

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) petrol talebinin önümüzdeki dönemde enerji krizinden kaynaklı olarak artmasını beklediğine dikkat çeken İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, bu öngörünün temelinde enerji krizinin büyüyeceği beklentisinden kaynaklı olarak petrolün doğalgaza dönüştürebileceği ve bunun petrole yönelik talep artışı getirebileceğinin bulunduğunu kaydetti. Özer, "Buna karşın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nde (OPEC) böyle bir senaryo beklentisi yok. Üstelik petrol talebinde önümüzdeki günlerde azalma bekliyor. Bu konuda bir kararsızlık ve karışıklık olduğu açık gibi. Avrupa adım adım büyüyen enerji krizine giderken Rus enerji kaynaklarına karşı nasıl bir yaklaşım olacak, izleyeceğiz. AB, uzun müzakereler sonrası Rusya'dan ham petrol ve petrol ürünleri ithalatına kademeli yasak getirdi. Ancak Rus gaz ithalatı halen daha muamma. Sadece birkaç yıl boyunca tüketimi azaltmaya yönelik niyet beyanları açıklandı. Gaza yönelik bağımlılık oldukça fazla. Avrupa'nın Rus petrol ihracatını kısıtlama planı işe yararsa, dünyada enerji krizi boyutu büyür. Dolayısıyla yılın ikinci yarısında, özellikle kış aylarında nasıl bir eğilim olacak izleyeceğiz" dedi.

"ARZ ÇOK FAZLA ARTIRILAMAYACAK!"

OPEC ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun planlanan üretim artışı da fiyatları baskılıyor. Hatırlanacağı üzere OPEC + Grup, 3 Ağustos'taki toplantısında petrol üretimini eylülde günlük 100 bin varil artırma kararı almıştı. OPEC+ bir sonraki toplantısını 5 Eylül'de gerçekleştirecek.

Petrol arzı stratejik nitelikte sayıldığı için, ülkelerin potansiyel arz kapasitelerini açıklamadığına dikkat çeken Beykoz Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Alçın, şunları söyledi:

"Dolayısıyla Rusya Ukrayna savaşı öncesinde, bir şekilde gerektiğinde Suudi Arabistan başta olmak üzere petrol üreticisi ülkelerin gerektiği kadar arzı artırabileceği varsayımı ile hareket ediyorduk. Fakat Rusya Ukrayna savaşı, aslında ülkelerin mevcut arzları ile potansiyel arzlarının birbirine çok yakın olduğunu ortaya koydu. Yani risk durumunda arzın çok fazla artırılamayacağını bize göstermiş oldu. Bu durum, bu ülkelerin kazançlarında çok ciddi artış yarattı. En son Suudi şirket Aramco, petrol fiyatlarındaki artışın etkisiyle tarihsel olarak gelmiş geçmiş tüm şirketlerin erişemediği bir kar düzeyine ulaştı. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de petrol fiyatlarında gerileme olduğunda, bu doğrudan petrol üreticisi ülkelerin gelirinde nitelikli ölçüde geri çekilme yaratabilir."

"POMPA FİYATLARINA BİREBİR YANSIMIYOR"

Peki, petrol fiyatlarındaki düşüş pompa fiyatlarına nasıl yansıyacak? Prof. Dr. Sinan Alçın, ham petrol fiyatlarındaki seyrin akaryakıt fiyatlarında da etkili olduğunu, ancak akaryakıt fiyatlarının tamamen farklı bir dinamikle çalıştığını vurguladı. Normalde geleneksel olarak motorin fiyatının Türkiye'de benzin fiyatının gerisinde seyrettiğine dikkat çeken Alçın, "Dolayısıyla bu durum, dizel taşıt tercihinde önemli bir unsurdu. Rusya Ukrayna savaşı sürecinde, özellikle Ukrayna'daki Rus tanklarının motorinle çalışması, günlük olarak akaryakıt fiyatlarının belirlendiği Cenova'daki borsada motorin fiyatlarının daha hızlı yükseldiği, benzin fiyatlarının üzerine çıktığı bir durum yarattı. Özellikle son 1.5 aylık dönemde, Çin'deki talep gerilemesinin yarattığı petrol fiyatlarındaki gerileme, akaryakıt borsasını da olumlu etkilemiş oldu. Bizde tabi günlük Cenova'da belirlenen akaryakıt fiyatını dövizle aldığımız için, dövizin o dönemdeki değeri de etkili oluyor. Bütün ülkeler akaryakıt fiyatlarını eşit oranda kendisine yansıtmış olmuyor" dedi.

"PETROLDE DÜŞÜŞ EĞİLİMİ HAKİMİYETİNİ KORUYOR"

Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

Teknik olarak, Amerikan tipi ham petrolde yükseliş eğiliminin korunabiliyor olması için 85.50 seviyesi üzerindeki yerleşik seyirlerin sürmesi şart. Bu güçlü desteğin aşağı yönde kırılması halinde teknik olarak tepki vermeye destek kılacak güçlü bir seviye bulunmuyor. Başka bir ifadeyle aşağıda güçlü destek alanı çok geride. Aşağısı yaklaşık 76 seviyesine kadar boş diyebiliriz. Dolayısıyla 85.50'nin altında bir hafta boyunca aşağı yönde eğilimin sürmesi ve bu seviyenin altına yerleşilmesi halinde yükseliş hızının yavaşlamasını bekleriz. Buna karşın 85.50 seviyesinden gelebilecek yukarı yönlü tepkilerin uzun soluklu olması beklenmeyebilir. Petrolde düşüş eğilimi hakimiyetini koruyor. Üstte yakın direnç olarak 22 günlük ortalama olan 92.70 seviyesinin üzerine yerleşilmekte başarılı olunamaması halinde yükseliş tepkisi burayla sınırlı kalabilir. Ayrıca haftalık grafikteki 50 haftalık ortalama 91.55 seviyesinden geçiyor ve bu seviyenin altında kalındıkça yükseliş hızının güçlenmesi zorlaşacak gibi. Özetle, düşüş eğilimi sürüyor. Yükselişler 92.670 üzerinde karşılanmadıkça tepki mahiyetinde kalabilir. Brent petrolde ise benzer bir durum söz konusu. 50 haftalık ortalama 94.50'den geçiyor. Brent petrolün teknik göstergelerindeki iyileşmenin olabilmesi için 94.50'nin üzerine yerleşilmesi şart. Teknik göstergeler şu an yatay, yönsüz ve zayıf. Kısa vadede yükselişin tepki olarak kalması beklenebilir.

"RUSYA ELİNDEKİ PETROL VARLIĞINI BİR KART OLARAK KULLANIYOR"

Prof. Dr. Abuzer PINAR / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

Petrol fiyatları iki temel nedenle yükselir ya da düşer. Ekonomik büyüme ile beraber petrol talebi arttığı zaman yükselen fiyatlar, tam tersine durgunluk dönemlerinde gevşer. Diğer önemli tarafı da petrol arzı ile ilgili. Petrol üreticisi ülkeler, fiyatları etkilemek üzere arzı artırıp azaltabiliyorlar. Bu ülkeler arasında en belirleyici olanlardan biri OPEC ülkeleri ile beraber Rusya. Gelen verilere bakılırsa önümüzdeki dönem ekonomik faaliyetlerin azaldığı bir dönem olacak. Bunun belirtileri hem Çin'de hem Avrupa'da var. ABD de o kadar rahat değil. Böyle bir ortamda petrol fiyatlarının düşmesini bekleriz. Ancak Rusya batı ile olan gerginliği ve Ukrayna krizi nedeniyle elindeki petrol varlığını bir kart olarak kullanıyor. Avrupa ülkelerini bu anlamda zor günler bekliyor. Buna Avrupa'nın lokomotif ekonomisi olan Almanya da dahil. Doğal gaz ve petrol tedarikinde bir sorun olduğu zaman enerji fiyatları üzerinde ciddi olumsuz etkisi olabilir. Rusya bunu sonuna kadar kullanacaktır. Diğer yandan Rusya'nın başka arayışları da var. Çin'de de bir daralma beklenirken farklı anlaşmalara gidebilir. Türkiye ile de görüşmeler oldu. Kendi parasını kısmi de olsa rezerv paraya dönüştürmek için gelişmekte olan ülkeler ve Asya ile farklı ilişkiler kurabilir. Bu anlamda bütün dünyada petrol fiyatlarının artması veya düşmesinden ziyade önümüzdeki dönemde yeni iş birliklerini izlemek lazım.

"PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞLER DEVAM EDER"

İslam MEMİŞ /Altın ve para piyasaları uzmanı

Emtia fiyatları genel itibarıyla son iki haftadır düşüş eğiliminde. Bunun iki sebebi var: Çin ve OPEC üyelerinin kararları. Rusya Ukrayna çatışmasından dolayı 130 dolara yükselen petrol fiyatlarının tekrar gerilediğini gördük. Bu düşüşler devam eder. Özellikle 90 dolar seviyesinin altına çarpmasıyla 80 seviyeleri konuşabiliriz. Petrol fiyatlarında kısa vadede bir geri çekilme mümkün olabilir ama kalıcı olmaz. Orta ve uzun vadede tekrar bu yükselişler devam eder. Enerji krizleri, tedarik problemi, gıda krizi gibi birçok faktör, petrol fiyatlarının yükselmesini destekleyebilir. Petrol fiyatlarında kalıcı düşüşleri görmek için Rusya Ukrayna çatışmasının bitmesi, Avrupa ve Amerika'nın Rusya'ya ambargoları tamamen kaldırması, OPEC üyelerinin üretimi biraz daha artırması gerekiyor. Eğer bunlar olmazsa, fiyat artışları kaldığı yerden devam eder. Dolarla petrol aldığımız için, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin içeride pompa fiyatlarına yansımasını çok beklemiyoruz. Zaten Merkez Bankası'nın faiz kararından sonra 18 TL seviyesi üzerinde atak gerçekleştiren dolar kuru pompa fiyatlarından ucuz yansımasını desteklemez.

"DÜŞÜŞ KALICI OLMAYABİLİR"

Prof. Dr. Emre ALKİN / İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü

Petrol fiyatlarındaki düşüşü, başlı başına petrol arzındaki gelişmelere ya da resesyon riskine bağlamıyorum. Her şeyden önce emtia hareketliliğine topluca bakmak gerekiyor. Daha önce hammadde ya da ara malı bulamayacağından dolayı, büyük bir endişe içinde mal stoklayanlar ile spekülatörler piyasada fiyatları şişirdi. Şimdilerde bu fiyatlar yavaş yavaş sakinleşmeye başladı. Hatta bazı emtialarda çok sert düşüşleri oldu. Eskisi kadar vesveseyle stoklama alışkanlığı kalmadı. Gıda emtia fiyatlarında da yavaş yavaş çözülme ve toparlanma var. Hatta bazı enerji kalemlerinde fiyat hareketleri sakinleşmeye başladı. Dolayısıyla petrol fiyatları da doğrudan etkilendi. İkincisi bir resesyon endişesi var dünyada. Bu da otomatik olarak enerji talebini değiştirecek. Şu an petrol arzı ile talebi arasında bir dengesizlik olacağı beklentisi oluştu. Dolayısıyla petrol fiyatları yükseldiği yerden hızlıca gevşedi. Velev ki, ülkeler enflasyonun belini kırarken, büyümeyi de çok incitmemeyi başarırlarsa, o zaman petrol fiyatlarında 50-60 dolarları göremeyiz. Zaten görmeyeceğimizi düşünüyorum. Petrol fiyatlarında düşüş kalıcı olmayabilir. Petrol fiyatları ne 140 dolar ne de 50-60 dolar olacak. Ortada bir yerde, orta vadede dengelenecek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye ekonomisine pozitif yansıması için dövizin de düşmesi gerekiyor. Ancak döviz düşmüyor. Ayrıca akaryakıt piyasası fiyat tavanı ile çalışıyor. Türkiye'de düzenleyici otorite tarafından zamlar veya fiyatlar belirlendiği için orada arz talep dengesine, arzın maliyetine, talebin iştahına göre piyasa çalışmıyor. Bu sebeple petrol fiyatları düşse de çıksa da maalesef pompa fiyatına aynı oranda yansımıyor.

"ENERJİ MALİYETLERİNİN DÜŞMESİ, DOLARA BAĞIMLILIĞI AZALTIR"

Prof. Dr. Sinan ALÇIN / Beykoz Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı

Mevcut durumda petrol fiyatları üzerinde etkili olan faktörler arasında ikisi öne çıkıyor. İlki Rusya Ukrayna arasındaki savaş ve bunun petrol arz güvenliğinde yarattığı risk. Diğer taraftan da Çin'deki sıfır Covid politikasına bağlı olarak, ortaya çıkan Çin ekonomisinde yavaşlamanın, küresel petrol talebinde ortaya çıkardığı düşüş etkisi. Burada hangi riskin daha fazla öne çıkacağı, petrol fiyatlarının seyrinde etkili olacak. Beklentim, Çin'deki yavaşlama eğiliminin gelecek yıl itibarıyla durgunluğa dönüşebileceği, durgunluk ve daralmayla beraber de küresel petrol talebindeki düşüşün hızlanabileceği yönünde. Bu senaryo geçerli olursa, Rusya Ukrayna arasındaki savaş devam ediyor olsa bile petrol fiyatlarında gerilemeyi görebiliriz. Petrol fiyatlarındaki geri çekilme, doğal olarak bizim gibi petrol bağımlısı ülkelerin enerji maliyetlerinde bir azalma yaratır. Enerji maliyetlerindeki azalma, enerjiyi de döviz cinsi, dolar karşılığında satın alındığı için, ülkenin dolara olan bağımlılığını belli ölçüde azaltır.

BİZE ULAŞIN