FED şahin bir duruş ortaya koydu

Başkan Powell’ın genel olarak şahin duruşunu koruması, FED’e ilişkin faiz artış endişelerini piyasalarda yeniden gündeme taşıdı. FED’e ilişkin artan endişeler, küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. FED toplantısının ardından daha fazla faiz artışı ve faizlerin uzun süre yüksek seyrini koruyacağına ilişkin beklentilerin etkisiyle küresel hisse piyasalarında satıcılı bir seyir kaydedildi
27.09.2023 12:12 GÜNCELLEME : 28.09.2023 00:01

ONURCAN BAL Küresel piyasaların odağında yer alan ve geçen hafta çarşamba günü sona eren FED toplantısında piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında bir değişime gidilmedi. FED, politika faizini yüzde 5.25 - 5.50 olarak korudu. Faiz kararı beklentiler paralelinde gelirken, yayınlanan ekonomik projeksiyonlar ve FED Başkanı Powell'ın mesajları piyasaların yakın takibinde yer aldı. Yayınlanan ekonomik projeksiyonlarda 2023 yılı büyüme tahmini yüzde 1'den yüzde 2.1'e ve 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 1.1'den yüzde 1.5'e yükseltti. 2023 işsizlik beklentisi yüzde 4.1'den yüzde 3.8'e, 2024 ve 2025 yılı işsizlik beklentileri de yüzde 4.5'ten yüzde 4.1'e revize edildi. Çekirdek TÜFE tahmini 2023 yılı için yüzde 3.9'dan yüzde 3.7'ye düşürüldü. 2024 beklentisi yüzde 2.6 seviyesinde korundu. Ekonomik tahminlerin yanında piyasaların merakla beklediği FOMC üyelerinin faiz tahminlerini içeren noktasal grafikler şahin bir görünüm ortaya koydu. 19 üyenin tahminlerini içeren noktasal grafiklerde, 12 üye bu yıl sonuna kadar bir faiz artışı daha öngörürken, yedi üye ise faizlerin mevcut seviyede korunacağına işaret etti. 2023 yılı için medyan faiz oranı haziran ayındaki tahminlerde işaret edilen yüzde 5.6 oranında korunurken, 2024 yılı için medyan faiz beklentisi yüzde 4.6'dan yüzde 5.1'e ve 2025 yılı faiz beklentisi yüzde 3.4'ten yüzde 3.9'a yükseldi. 2026 yılı için ilk kez açıklanan faiz tahmini ise yüzde 2.9 oldu. FED Başkanı Powell toplantı sonrasında gerçekleştirdiği basın toplantısında, FED'in enflasyonu yüzde 2'ye düşürme hedefine güçlü bir şekilde bağlı olduğunu ve enflasyonu hedefe getirmek için gidilecek uzun bir yol olduğunu belirtti. Ekonomik aktivitenin gülü seyrettiğini ve yumuşak inişin FED'in temel amaçlarından biri olduğu ifade etti. Powell, uygun olması halinde faiz oranlarını daha da artırmaya hazır olduklarını ve enflasyonun sürdürülebilir şekilde hedefe doğru indiğinden emin olana kadar para politikalarını kısıtlayıcı seviyede tutacaklarını vurguladı.

Daha önce FED'in faiz artırım döngüsünün sona erdiğini değerlendirirken, bu toplantının öngörümüzden daha şahin bir tonda gerçekleştiğini ve özellikle noktasal grafiklerdeki üyelerin faiz öngörülerinin beklenenin ötesinde güçlü bir duruşa işaret ettiğini söyleyebiliriz. Bu noktada son dönemde petrol fiyatlarındaki yükselişin enflasyonist riskleri artırmasının ve FED'in kendine olası sürprizlere karşı alan bırakma isteğinin daha şahin bir duruşu beraberinde getirdiği kanısındayız. Önümüzdeki süreçte çekirdek enflasyondaki iyileşme ile istihdam piyasasında yavaşlama eğilimi devam edecek olursa bu yıl ek bir faiz artışı gelmeyebileceği görüşümüzü sürdürmekle birlikte son bir 25 baz puanlık faiz artırım riskini de göz ardı etmiyoruz. Enflasyonda ek bir baskı görülecek olursa faiz artırım adımını FED cephesinde takip edeceğiz.

FED SONRASI KÜRESEL RİSK İŞTAHI ZAYIFLADI

Piyasalardaki genel kanı FED'in faiz artış döngüsünün sona erdiği yönünde şekillenirken, ekonomik projeksiyonların FED üyelerinin bu yıl bir kez daha 25 baz puanlık faiz artışı öngördüklerine ve faizlerin uzun bir süre yüksek seyrini sürdüreceğine işaret etmesi ile FED Başkanı Powell'ın genel olarak şahin duruşunu koruması, FED'e ilişkin faiz artış endişelerini yeniden gündeme taşıdı. FED'e ilişkin artan endişeler küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. FED toplantısı öncesinde piyasalarda ek bir faiz artış ihtimali yüzde 30 civarında seyrederken, FED sonrasında faiz artışı olabileceğine ilişkin beklentiler yüzde 45 seviyelerine yükseldi. Çarşamba günü sona eren FED toplantısının ardından daha fazla faiz artışı ve faizlerin uzun süre yüksek seyrini koruyacağına ilişkin beklentilerin etkisiyle küresel hisse piyasalarında satıcılı bir seyir kaydedildi. Dolar Endeksi (DXY) 105'li seviyelerin üzerine çıkarken, ons altında aşağı yönlü bir fiyatlama etkili oldu. Buna karşın ons altın 200 günlük üssel ortalamasının bulunduğu bin 910 dolar üzerinde tutunmasını korudu. ABD iki yıllık tahvil faizleri FED sonrasında yüzde 5.20'li seviyeleri, ABD 10 yıllık tahvil faizleri de 2007 yılından bu yana ki en yüksek seviyeler olan yüzde 4.50'leri test etti. Özellikle ABD 10 yıllık faizlerindeki yüksek seyir risk alma iştahı ve ABD borsalarına yönelik değerlemeler üzerinde baskı oluşturuyor. Toparlayacak olursak, enflasyon ve istihdam verileri başta olmak üzere ekonomik veriler ve merkez bankalarının adımları küresel risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. Küresel çapta merkez bankaları faiz artırım döngüsünün sonuna gelirken, önümüzdeki süreçte piyasaların dikkat kesileceği ana temanın faizlerin ne kadar uzun süre kısıtlayıcı seviyelerde tutulacağı olacağını değerlendiriyoruz. Bu noktada yapılan yönlendirmelere baktığımızda küresel çapta faiz oranları yüksek seviyelerdeki seyrini uzun süre koruyacak olup, küresel ekonomilerdeki yavaşlamanın ve enflasyonda sağlanan iyileşmenin boyutu faiz oranlarında önümüzdeki yılın ikinci yarısında başlayabilecek kademeli indirim sürecinin boyutu üzerinde belirleyici olacaktır.

İNGİLTERE VE JAPONYA MB'LERİ FAİZLERİ DEĞİŞTİRMEDİ

İngiltere Merkez Bankası (BoE), geçen perşembe günkü toplantısında piyasadaki 25 baz puan artış beklentisine karşın faiz oranlarında değişime gitmeyerek politika faizini yüzde 5.25 seviyesinde korudu ve böylece 2021 sonunda başlattığı sıkılaştırma adımlarına ilk kez ara vermiş oldu. BoE'nin bu kararında toplantıdan bir gün önce açıklanan ve yükseliş beklentisine karşın düşüş kaydederek yıllık bazda yüzde 6.7 olarak açıklanan ağustos ayı TÜFE verisinin etkili olduğunu değerlendiriyoruz. Bununla birlikte BOE, politikanın sadece duraksamada olduğunu ve yüzde 2'lik hedefin oldukça üzerinde seyreden enflasyonun beklendiği gibi düşmemesi halinde müdahale edileceğinin sinyalini verdi. Japonya Merkez Bankası (BoJ) cuma günkü toplantısında genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve negatif faiz politikasını sürdürdü. Japonya'da cuma günü açıklanan ağustos ayı TÜFE rakamı BoJ'un yüzde 2'lik enflasyon hedefinin üzerinde yıllık bazda yüzde 3.2 olarak gerçekleşti. Son 17 aydır açıklanan enflasyon rakamları yüzde 2'lik hedefin üzerinde seyrediyor. Japonya'da enflasyonun bir yılı aşkın bir süredir yüzde 2 olan hedefin üzerinde seyretmesi, önümüzdeki aylarda faiz artışına gidilebileceği ve negatif faiz döneminin sona ereceğine dair piyasadaki beklentilerin varlığını korumasına neden oluyor.

TCMB POLİTİKA FAİZİNİ YÜZDE 30'A ÇIKARDI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen perşembe günkü toplantısında piyasadaki medyan beklentilerle uyumlu olarak 500 baz puan faiz artışına gitti ve politika faizini yüzde 25 seviyesinden yüzde 30 oranına çıkardı. TCMB karar metninde, enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaşmanın devam edeceği ve parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararlarının sürdürüleceği yönlendirmesini korudu. Karar metninde önceki metinden farklı olarak, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdiği söylemi ile Türk lirası varlıklara yurtiçi ve yurtdışı talebin artmaya başlamasının fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağı ifadesi dikkat çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TCMB kararı sonrasında sosyal medyadan yaptığı açıklamada, fiyat istikrarını sağlamanın en büyük öncelikleri olduğunu vurguladı. TCMB'nin faiz kararı sonrasında Borsa İstanbul'da yükselişler güç kazandı. Piyasadaki genel beklentiler yıl sonunda TCMB'nin politika faizini yüzde 35-40 bandına çıkaracağı yönünde şekilleniyor.

BİZE ULAŞIN