Bütçe maratonu başlıyor

GİRİŞ TARİHİ: 23.10.2025 GİRİŞ TARİHİ: 11:54 SON GÜNCELLEME: 23.10.2025 11:54
2026 yılı bütçesinden eğitime 2.9, sağlığa 3.3, savunma ve güvenliğe 2.16 trilyon lira kaynak ayrıldı. Reel kesim desteklerine ise 713 milyar lira tahsis edilecek. Türkiye’nin cari işlemler hesabı ağustosta, 5.46 milyar dolarla tarihinin en yüksek fazlasını verdi. Eylülde, 150 bin 657 konut satışı ile yılın en yüksek aylık satışına imza atıldı.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye'nin 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunuldu. 2026'da bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin 16 trilyon 216 milyar lira, bütçe açığının ise 2 trilyon 713 milyar lira olması öngörüldü. 2026'da gelir vergisi 3.5 trilyon, kurumlar vergisi 1.6 trilyon, özel tüketim vergisi 2.5 trilyon, katma değer vergisi 3.99 trilyon, diğer vergi gelirleri ise 2.13 trilyon lira ve vergi dışı gelirler ise 2.4 trilyon lira olarak hedeflendi. 2026 bütçesinde deprem hasarlarının giderilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için 653 milyar lira tutarında ödenek öngörüldü. 2026 yılında bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 3.5 gerçekleşeceği tahmin edildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "bütçe bağlama" töreninde yaptığı konuşmada; 2026 bütçesinden personel giderlerine 5.5 trilyon, mal ve hizmet alım giderlerine 1.25 trilyon, cari transferlere 6.8 trilyon, sermaye giderlerine 1.3 trilyon, sermaye transferlerine 525 milyar, borç verme giderlerine 397 milyar, yedek ödeneklere 375 milyar, faiz giderlerine de 2.74 trilyon lira ödenek ayrıldığını vurguladı.

EN BÜYÜK PAY EĞİTİM VE SAĞLIĞA

Milli Eğitim Bakanlığı'na 2026 yılı bütçesinde 1.94 trilyon lira ödenek ayrıldı. Yükseköğretim de dahil edildiğinde eğitim bütçesi 2026'da 2 trilyon 896 milyar liraya yükseltildi. Böylece merkezi yönetim bütçesinden eğitimin aldığı pay yüzde 15.3'e ulaştı. 2026 bütçesinden sağlık hizmetleri için 1.59 trilyon lira kaynak ayrıldı. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları ile Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında, sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 3.3 trilyon liraya ulaştı. Sosyal yardım ve destekler için ise 2026 bütçesinde 917 milyar lira kaynak ayrıldı.

2026 yılı bütçesinde tarıma 888.2 milyar lira kaynak tahsis edildi. Bu kapsamda, tarım sektörü vergi harcamaları için 262 milyar lira, tarımsal kredi desteği için 220 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal destek programları için 168 milyar lira, tarımsal KİT'lerin finansmanı, müdahale alımları ve ihracat destekleri için 48 milyar lira kaynak ayrıldı.

2026 bütçesinden savunma harcamaları için 1.2 trilyon lira, iç güvenlik harcamaları için 953 milyar lira olmak üzere savunma ve güvenlik sektörü için toplam 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörüldü.

REEL KESİME 713 MİLYAR LİRA KULLANDIRILACAK

Reel kesim destekleri için 2026 yılı bütçesinden 713 milyar lira ödenek öngörüldü. Bu desteklerin bütçedeki payı yüzde 3.8 oldu. Reel kesim desteklerinin detayına bakıldığında, Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim desteği ödemeleri için 283 milyar lira kaynak tahsis edildi. 2026 bütçesinden, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 220 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 70 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 50 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29 milyar lira kaynak ayrıldı.

Bu arada bütçe kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaklaşık bir ay sürecek görüşmeleri, 23 Ekim'de (bugün) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın sunumuyla başlayacak. Komisyon müzakerelerinin tamamlanmasının ardından süreç TBMM Genel Kurulu'nda devam edecek.

AĞUSTOS'TA TARİHİ CARİ FAZLA

Türkiye'nin cari işlemler hesabı temmuzun ardından ağustos ayında da fazla verdi. Ağustosta verilen 5 milyar 455 milyon dolarlık fazla, tüm zamanların aylık rekoru olarak kayda girdi. Temmuzda cari işlemler dengesi 1 milyar 705 milyon dolar fazla vermişti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 10 milyar 5 milyon dolar fazla kaydetti. Ağustosta ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 2 milyar 806 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler ağustosta 9 milyar 516 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş olup, bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 7 milyar 665 milyon dolar oldu.

Cari denge 2025'in ilk 8 ayında yıllık yüzde 98 oranında artışla 15 milyar 854 milyon dolar olurken, yıllıklandırılmış verilere göre, ağustos ayında cari açık yaklaşık 18.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Ağustos'ta doğrudan yatırımlar kaynaklı net girişler 986 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımlarında 662 milyon dolar tutarında net çıkış yaşandı. Resmi rezervlerde ağustosta 5 milyar 747 milyon dolar net artış oldu. Ağustos'ta net hata noksan kaleminde kaynağı belirsiz para çıkışı 1 milyar 543 milyon dolar oldu. Böylece yılın ilk 8 ayında kaynağı belirsiz para çıkışı 10.8 milyar dolara ulaştı. 2026-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da (OVP) 2025 yıl sonu cari işlemler açığı 22.6 milyar dolar olarak tahmin edildi.

"DIŞ FİNANSMAN İHTİYACI AZALDI"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda cari işlemler dengesindeki olumlu görünüm ve rezervlerdeki artışın, dezenflasyon sürecine katkı verdiğini vurguladı. Yılmaz, yıl sonu itibarıyla cari açığın milli gelire oranının OVP tahminleri ile uyumlu gerçekleşmesini; ödemeler dengesinin dış finansman, döviz kuru ve rezervler açısından enflasyonu destekleyici rolünün sürmesini beklediklerini dile getirdi. Yılmaz, azalan cari açık ve risk primlerinde düşüşün, dış borçlanma ihtiyacını miktar olarak azalttığını, kamu ve özel kesim için oran olarak borçlanma maliyetlerini düşürdüğünü kaydetti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, yaptığı paylaşımda cari açıktaki iyileşmenin Türkiye'nin dış finansman ihtiyacını azalttığını vurgulayarak, "Nitekim 2023 Haziran'da milli gelire oranla yüzde 23 olan brüt dış finansman ihtiyacının, 2025'te yaklaşık yüzde 17'ye gerileyeceğini öngörüyoruz. Azalan döviz ihtiyacı, artan dış finansmana erişim ve yüksek rezervlerimiz sayesinde makro finansal dayanıklılığımız güçleniyor" dedi.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat da, Bakanlığın tahminlerine göre eylülde de cari işlemler dengesinde bir milyar dolar civarında fazla verilmesinin beklendiğini dile getirdi.

BÜTÇE EYLÜL'DE 309.6 MİLYAR LİRA AÇIK VERDİ

Eylül ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 331 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 21.4 milyar lira ve bütçe açığı 309.6 milyar lira olarak gerçekleşti. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 94.4 milyar lira ve faiz dışı açık ise 73 milyar lira olarak gerçekleşti. Eylül'de faiz giderleri yıllık yüzde 59.2 artışla 236.6 milyar liraya ulaştı. 2025 yılı Ocak-Eylül döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 10.2 trilyon lira, bütçe gelirleri 9 trilyon 4.9 milyar lira ve bütçe açığı 1 trilyon 217.3 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 8 trilyon 559.8 milyar lira ve faiz dışı fazla ise 445.1 milyar lira olarak gerçekleşti. Yılın ilk 9 ayında faiz giderleri yüzde 82.1 artışla 1.66 trilyon lirayı aştı.

"OVP İLE UYUMLU"

Bütçe verilerini değerlendiren Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Öz, eylülde 309.6 milyar lira açık veren merkezi yönetim bütçesinin, Ocak-Eylül döneminde yıllık bazda genel anlamda olumlu bir performans sergilediğine işaret etti. Özellikle bir süredir devam eden faiz dışı dengedeki kontrollü iyileşmenin, bütçe dengesi üzerinde olumlu etkiler yarattığını vurgulayan Öz, "Bütçede faiz giderlerindeki artış eğiliminin devam etmesi, bütçe performansını sınırlayan başlıca unsurlardan biri olarak ön plana çıkıyor. Bütçede faiz giderlerindeki artış eğiliminin devam etmesi, bütçe performansını sınırlayan başlıca unsurlardan biri olarak ön plana çıkıyor. Diğer yandan yılın sonuna doğru ödemelerin yoğunlaşmasına bağlı olarak bütçe açığında artış eğilimi görülebileceğini ifade etmek gerekir. Gelirler tarafına baktığımızda ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla gelir vergisi tahsilatlarındaki artış eğiliminin eylülde de devam ettiği görülüyor. Bunun yanında BSMV'deki artış da bütçe gelirlerinin desteklenmesine katkı sağlayan gelir kalemleri arasında. KDV'de ise geçen yılın aynı ayına kıyasla artış görülmesi iç talepteki potansiyelin korunduğu sinyalini veriyor. Gelirlere ilişkin verilerde kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında atılan adımların ve düzenlemelerin vergi tahsilatını güçlendirici etkilerinin kademeli olarak bütçeye yansıdığı görülüyor. Mevcut rakamların OVP ile uyumlu bir görünüm sergilediği ifade edilebilir" diye konuştu.

KONUT SATIŞLARI YILIN ZİRVESİNDE

Türkiye genelinde eylülde 150 bin 657 konut satıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre konut satışları eylülde aylık yüzde 5.12, yıllık yüzde 6.9 oranında artış gösterdi. Konut satışları Ocak-Eylül döneminde yıllık yüzde 19.2 artışla 1 milyon 128 bin 727 düzeyinde gerçekleşti. Konut satışlarının bu performansıyla yılı rekorla kapatmasının beklendiğini hatırlatalım. Bilindiği üzere 2020'de 1 milyon 499 bin 316 ile konut satışlarında rekor kırılmıştı. Konut satışlarının yılın geri kalan 3 ayında, aylık 123 bin 530 ve üzerinde gerçekleşmesi durumunda, 2020 yılı rekorunun kırılması söz konusu olabilecek. TÜİK verilerine göre; ipotekli konut satışları eylülde yıllık yüzde 34.4 artışla 21 bin 266 olurken, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 14.1 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlar, yılın ilk 9 ayında yüzde 76 artışla 162 bin 493 oldu. Eylülde 4 bin 978; ilk 9 ayda ise 38 bin 571 ipotekli konut satışı ilk el olarak gerçekleşti. Diğer konut satışları eylülde yıllık yüzde 3.4 artarak 129 bin 391, 9 aylık dönemde yıllık yüzde 13 artışla 966 bin 234 oldu. İlk el konut satış sayısı eylülde yıllık yüzde 5 artarak 47 bin 117, 9 aylık dönemde yüzde 13.9 artarak 342 bin 641, ikinci el konut satışı eylülde yıllık yüzde 7.8 artarak 103 bin 540, 9 aylık dönemde yüzde 21.6 artarak 786 bin 86 olarak gerçekleşti. Yabancılara konut satışları eylülde yıllık yüzde 7.7 azalarak bin 867, Ocak-Eylül döneminde ise yıllık yüzde 12.6 azalarak 14 bin 944 oldu.

Bu arada, Türkiye'deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan konut fiyat endeksi (KFE), eylülde bir önceki aya göre yüzde 1.7 artışla 195.7 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık yüzde 32.2 artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 0.8 azaldı.

Geçen hafta inşaat üretim endeksi verileri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, inşaat üretimi ağustosta yıllık yüzde 25 artarken, aylık yüzde 0.9 azaldı.

Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı

"Göstergeler yıl sonu hedefiyle uyumlu"

Cari işlemler dengesinde olumlu görünüm devam ediyor. Bunda özellikle yaz dönemine bağlı olarak hizmet dengesinden gelen desteğin ve dış ticaret açığındaki daralmanın belirleyici olduğu görülüyor. Bunun yanında altın ve enerji hariç cari işlemler hesabındaki iyileşme ve doğrudan yatırımlar kaynaklı sermaye girişlerindeki artış dikkat çeken diğer göstergeler. Bu göstergeler döviz rezervlerindeki artışı sağlayacak ve dış finansman ihtiyacına yönelik baskıları azaltacak önemli faktörler. Ancak bunun kadar önemli olan bir diğer faktör ise bu iyileşmenin sürdürülebilirliği ve kalıcı hale gelmesi. OVP'de 2025 yıl sonu için cari açık 22.6 milyar dolar olarak öngörüldü. Mevcut göstergelerin yıl sonu hedefiyle uyumlu bir görünüm sergilediği ifade edilebilir. Önümüzdeki dönemde ise ödemeler dengesi üzerinde etkili olacak hem yurt içi hem de küresel düzeydeki gelişmeler önem arz ediyor. Öncelikle Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan Eylül ayına ilişkin öncü göstergeler, dış ticaret açığında yukarı yönlü bir eğilime işaret ediyor. Bu eğilim önümüzdeki aylarda cari açık üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşabileceğini ortaya koyuyor. Diğer yandan küresel ekonomide belirsizlikler ve altın fiyatlarındaki artış eğilimi cari açığa yönelik yukarı yönlü risk oluştururken küresel petrol piyasalarında düşüş eğilimini sürdürmesi ödemeler dengesine destek sağlayacak bir unsur olarak değerlendirilebilir.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Faiz yükünün dramatik etkisi devam ediyor"

Piyasa beklentilerine paralel olarak ağustosta kaydedilen 5.46 milyar dolarlık güçlü cari fazlada önemli etken turizm gelirleri oldu. Yıllıklandırılmış cari açığın gerilemesi yapısal iyileşmeye işaret ediyor. İlerleyen dönemde mevsimsel etki ağırlığını kaybedecek, cari fazla düzeyi azalacaktır ancak yine de sıkı para politikasının etkisiyle cari açıktaki daralma eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum. Eylül sonu itibarıyla faiz dışı dengede toplam 445 milyar liralık önemli bir fazla verilerek mali disiplin açısından olumlu bir görünüm sergilense de faiz harcamalarının ağırlığı nedeniyle toplam bütçe açığı 1.2 trilyon lirayı aştı. Dolayısıyla faiz yükünün dramatik etkisi devam ediyor. 2026 bütçesine bakıldığında ise kamu harcamalarında genişletici etkinin süreceği anlaşılıyor. Bütçe harcama yönüyle öne çıkıyor, mali disiplin hedefi, istikrar ve refah vurgusu ile yapılıyor ancak enflasyon ve bütçenin faiz yüküne ilişkin yapısal sorunların çözümüne katkı sunacağına ilişkin şüpheler taşıyor.

Konut satışlarında yılın rekoru kırılırken, bu artışta ipotekli satışlardaki yüzde 34.4'lük güçlü sıçrama belirleyici oldu. Konut fiyatlarındaki yıllık nominal artış ise yüksek enflasyon nedeniyle reel bazda düşüşün sürdüğünü gösteriyor. İnşaat üretim endeksinin yıllık yüzde 25 artışı, sektörün arz cephesinde güçlü bir büyüme kaydedildiğine işaret ediyor. Gayrimenkul piyasasının seyri, krediye erişimin ve faiz oranlarının seyrine, ayrıca inşaat maliyetlerindeki artışın fiyatlama üzerindeki baskısına bağlı olarak, nominal fiyat artışlarının yavaşlaması ve satış hacminin pozitif ivmeyi sürdürmesi yönünde olacaktır.

Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ / Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Başkanı

"Son çeyrekte ılımlı fiyat artışı, güçlü satış ivmesi bekleniyor"

İnşaat üretim endeksinin ağustosta yıllık yüzde 25.1 artarken aylık yüzde 0.9 azalması, sektörde kısa vadeli yavaşlama sinyali verdi. Özellikle bina inşaatında aylık yüzde 1.5'lik düşüş, mevsimsel etkilerin yanı sıra maliyet ve finansman koşullarındaki sıkılığın etkisine işaret etti. Konut satışları genel olarak güçlü seyrederken, ipotekli satışlardaki sıçrama iç talebin krediye duyarlı kesiminden gelen canlanmayı gösteriyor. Yabancılara satıştaki gerileme, döviz bazında fiyatların hala yüksek olduğunu ve Türkiye gayrimenkul pazarının yabancı yatırımcılar için cazibesinin gerilediğini düşündürüyor. Konut satışlarının artış eğiliminde olması, üretim endeksindeki yavaşlamaya rağmen piyasada stokların eridiğini ve alım talebinin sürdüğünü göstermekte ve sonuç olarak arz yetersizliğinin fiyatların yukarı yönlü ivmelenmesine neden olacağı açık. Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımları, gayrimenkul edinimi ve vatandaşlık-ikamet izni konularını yeniden formüle edilmesi gerekiyor. Konut fiyat endeksi (KFE), 2025 ortasında yıllık bazda yüzde 40 civarında artış gösteriyor. Ancak bu oran, 2023-2024 dönemindeki üç haneli artışlardan sonra belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor. Aylık değişimler düşük ve yatay seyrediyor. KFE'deki ılımlı artış, konut piyasasının aşırı ısınmadan dengelenme sürecine girdiğini gösteriyor. 2025 son çeyreğinde konut piyasasında ılımlı fiyat artışı, güçlü satış ivmesi ve istikrarlı üretim bekleniyor. Yıl sonuna kadar ipotekli satışlardaki yükseliş eğilimi devam ederse, sektörün yeniden 'dengeli büyüme evresine' girebilmesi mümkün. 2026 yılı için temel risk, finansman koşullarının sıkılaşması durumunda inşaat üretiminin yavaşlaması. Buna karşılık, sürdürülebilir yeşil konut yatırımları ve sosyal konut politikaları, piyasanın istikrarını güçlendirecek en önemli araçlar olarak öne çıkıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.