Metaverse ve tüccarı bekleyen yeni sorunlar

Sahip olduğu şirketlerin yeniden yapılandırılma süreciyle ve “Meta” ile ilgili açıklamalarıyla Mark Zuckerberg, aslında malumun ilanını yaptı. Şimdi Metaverse’ün geleceğini biraz daha açalım.
12.11.2021 12:34 GÜNCELLEME : 12.11.2021 12:34
E-SPOR/ ALİ EFE İRALI Sahip olduğu şirketlerin yeniden yapılandırılma süreciyle ve "Meta" ile ilgili açıklamalarıyla Mark Zuckerberg, aslında malumun ilanını yaptı. Şimdi Metaverse'ün geleceğini biraz daha açalım. Dergimizi takip edenler bilir, bazı konferanslarda Metaverse'e dair fikirlerin olgunlaşmaya başladığını geçtiğimiz aylarda dile getirmiştik. Pek çok ismin yeni mesleklerin evreni olacağını söylediği şifreli bu evren, artık daha somut bir gerçekliğe oturmuş halde. Sayısal ortam üzerinden, ekonomi anlamında yeniden yapılandırılan ikinci bir gerçeklik evreninden bahsediyoruz. Yani iş, aslında oyun oynamak ya da rekabete dayalı e-spor mentalitesinden çok daha ötede. Perspektifimizi açmadan önce, yazıdan sonra Jonathan Mostow'un yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde Bruce Willis'in oynadığı Surrogates (Suretler) filmini izlemenizi önereceğim.

Sanal varlığın gücü veriden geliyor

Zuckerberg'ün yapmış olduğu tanıtım videosunun yankıları, tüm sosyal medya kanallarında sürüyor. Özellikle 2008 tarihli röportajı ile kıyaslandığında, nereden nereye gelindiğini çok daha açık biçimde yorumlayabiliyoruz. Verilerin kişilerin bilgisi dışında asla saklanmayacağı-paylaşılmayacağı sözlerinin ardından, bugün üç boyutlu bir evrende ticari işlem yapılacak sanal borsa evreninin inşasına giden uzun bir yol. Devler adına verinin saklanmasının, paylaşılmadığı sürece hiçbir anlamı olmadığını artık tüm dünyaca biliyoruz. Ama bugün verinin kimliği de önemli. Özellikle de oyun oynatarak bu veriye ulaşıyorsanız. Eğlence amacıyla üretilmiş bir sistem, size çarkını canlandıracağınız bir büyük ekonomi dişlisi üretiyor. Dişlilerin her biri farklı bir sosyal medya kanalının ayrı biçimde kodlanmış ve şifrelenmiş gerçeklik ağlarından oluşuyor. Eğlence ve gerçeklik iç içe giriyor. Bu da daha çok harcama, daha çok tüketim ve bu tüketim etrafında şekillenen yepyeni bir ekonomi anlayışı demek oluyor. Üç boyutlu baskı makinelerinde yakın bir gelecekte çok daha ucuzlayan ve şu an perakendede dev konumunda olan pek çok ev aletleri üreticisinin bu sektöre giriş yaptığını göreceğiz. Sadece baskı almak için değil, eldeki ürünü bu ikinci gerçekliğe aktarmak için kullanılacak tarama opsiyonlarında ucuzlamalar ve alternatifler göreceğiz. Ki, aslında görmeye başladık bile. Pek çok indirilebilir mobil uygulama, sahada yaşanan yazılımsal demokratikleşmelerle birlikte tarama teknolojisini son kullanıcının cebine taşıyabildi. Tabii bunun için Lidar, yani kızılötesi yüzey-alan tarama teknolojilerinin yeni iOS ve Android cihazlardaki gelişim sürecinin de etkileri var. Bunlardan da bahsetmiştik hatırlarsanız. Şimdi tüm bunları bir potaya koyun ve yarının ticari ürününe odaklanmaya çalışın. Metadata isimli etiket verilerle varlığı saklanıp; kriptolama sistemleriyle korunan bir ürün gamı sizleri bekliyor olacak. Çok mu yakında derseniz, metal ve plastik üreticilerinin kendilerini adapte edebilme süreleriyle orantılı olacak yanıtını verebiliriz. O zaman, sanayiciyi ve tüccarı bekleyen yepyeni sorunlar da geliyor demek yanlış olmayacak. Özellikle toptancılık sisteminin geçireceği çok yönlü değişimlerin yolda olduğu görülüyor. Belki 20 sene sonra, fiyatlandırmaların sanal ve fiziki ürün arasındaki şifreleme ağlarının güvenliği üzerinden yapılacağı bu gerçeklik evreni bizleri korkutmalı. Korkutmalı ki önlem alınabilsin. Bilgisayarın sadece oyun olmadığı, internet üzerindeki verilerin güvensiz olduğu algısının yıkılması gerektiğini söylemek bile vakit kaybı. Endüstriyel devrim, sandığımızdan çok daha büyük canlar yakacağa benziyor ve yeni nesil bundan en az hasarla çıkmak için mücadele edecek. Diğer yandan, yüzlerce yıllık sanayi devlerinin, kendi güçlerini muhafaza edebilmek adına, IoT'nin (Internet of Things-Nesnelerin İnterneti) toplantı arası sohbetlerinden fazlası olduğunu anlamaları gerekecek.

Metaverse'ü özetleyelim…

Bilim kurgu pasajımızdan sonra şimdi kısaca Metaverse'i özetleyelim. Üç boyutlu ve iki boyutlu yapıların, ses, metin ve görsel boyutta iç içe geçtiği, tüm sanal ortamların kesiştiği ve yeni bir gerçeklik düzlemi oluşturduğu "sanal varlık evreni" ya da simülasyon evrenleri olarak tanımlanabilir. Detaylı ve daha akademi odaklı tanımlamaları için Cory Ondrejka'nın 2004, Jeremy Kemp ve Daniel Livingstone'un 2006 tarihli araştırmalarını okuyabilirsiniz. Şimdi de Metaverse'ün geleceğine dair bir günümüz örneği verelim: Microsoft, Teams uygulamasındaki kamera görsellerini üç boyutlu avatarlara dönüştüreceğini açıklamış. Bu da herkesin kendisini istediği şekilde yayına koyabileceği ve sanal bir suretini oluşturabileceği anlamına geliyor.

Artık başlangıçta verdiğimiz film önerisini, iki düşünür ile sürdürebiliriz: Michel Foucault ve Jean Baudrillard...

BİZE ULAŞIN