Karabuğday üreticiyi cezbediyor

Küresel gıda ve su problemlerinin yaşandığı bugünlerde karabuğday, daha sık konuşulmaya başlandı. Buğdaya göre kolay ve masrafsız yetiştirilmesi, yastık, bitkisel çay ve yoga pedi gibi giderek çeşitlenen kullanımı, üretim alanlarına da yansıyor. Özellikle glütensiz olması nedeniyle çölyak hastalarından da ayrı bir talep var.
06.06.2022 10:59 GÜNCELLEME : 06.06.2022 10:59

PARA ARAŞTIRMA/ ÖZGE ÖZ Tarım üreticisinin son yıllarda ekimine yeni başladığı karabuğdaya, hem yurt içinden hem de yurt dışından talep giderek artıyor. Bu nedenle ekim yapmak isteyenlerin sayısında artış var. Ancak çiftçilerin ürünlerini satın alan az sayıda firma olduğu için, bu firmaların sayısının artması gerektiği belirtiliyor. Eğer firma sayısı artarsa ülkedeki karabuğday ekiminin daha da artacağına dikkat çekiliyor. Hatta karabuğdayın normal buğdaya bile alternatifi olabileceği, ama pazarın biraz daha büyümesi gerektiği ifade ediliyor. Çünkü karabuğdayın tüm buğdaylar içindeki payı bugün yüzde 5. Bazen talep yükseldiğinde karabuğday, karaborsaya bile düşüyor. Türkiye'nin karabuğday ihtiyacının 20 bin ton olduğu, ama şu anda yüzde birinin bile üretilemediği söyleniyor. Zaman zaman çiftçi ekecek karabuğday tohumu bile bulmakta güçlük çekiyor.

Toprak Mahsülleri Ofisi Eski Genel Müdürü ve İK Tarım Üssü Kurucusu İsmail Kemaloğlu, buğdayda dünya genelinde 775 milyon ton rekolte beklentisi olduğunu, ancak Hindistan'daki yağışlar nedeniyle yaşanan kayıplar, Ukrayna'daki savaş nedeniyle ekim yapılmaması ya da bitkisel mücadelenin yapılamaması nedeniyle yaşanan kayıplar gibi nedenlerle geçen yıla göre buğdayda azalma yaşanacağını belirtiyor.

Global pazardaki durum böyle olunca biz de Para Dergisi olarak son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan karabuğdayı ve Türkiye'deki üretimini her yönüyle araştırdık.

Karabuğday; ekonomik olması, kolay yetiştirilmesi ve pazar değerinin yüksek olmasıyla öne çıkıyor. Sahip olduğu katma değer ve birim alandan daha fazla gelir getirmesi, karabuğdayın cazibesini her geçen gün artırıyor. İçeriğinde B vitamini, magnezyum ve lif bulunmasının yanında yüksek düzeyde protein, antioksidan bulunan ve glüten içermediğinden çölyak hastaları ve glütensiz beslenenler için en iyi alternatiflerden olan karabuğday, çiçekli ve ballı bir bitki olması nedeniyle arıcılık için de ciddi bir nektar kaynağı olarak görülüyor. Ayrıca hayvan beslemede yem olarak, yeşil gübre ve toprak düzenleyicisi olarak, yabancı otlarla mücadelede ve tıbbi bitki olarak da kullanılıyor.

BİLECİK GÖLPAZARI ÖNE ÇIKIYOR

Özellikle çölyak hastalarının glütensiz beslenmesinde öne çıkan karabuğday, birçok ülkede yetişiyor; ancak Estonya, Litvanya ve Polonya, öne çıkıyor. Türkiye'de ise çeşitli illerde projeler olsa da özellikle Bilecik, bu konuda adından söz ettiriyor. Bilecik Ziraat Odası Başkanı Ahmet Sevinen, bölgede sadece Gölpazarı ilçesinde karabuğdayın ekili olduğunu söylüyor. Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu, Beşevler ve Bolatlı köylerinin, uygun toprak ve iklim yapısı nedeniyle karabuğday üretiminde önde olduğunu söyleyen Sevinen, "Bölgemizde sadece Gölpazarı'nda karabuğday var ve burada yaklaşık 3 bin dönümde mevcut. Ekim yapmak isteyenler var, ama şu an sadece 50 çiftçi karabuğday ekti" diyor. Ziraat Odası olarak Gölpazarı'ndaki çiftçilerin ürünlerini alan firmayı bulduklarını da belirten Sevinen, "Üreticiler için sözleşmeli üretim yapmak daha iyi oluyor. Böylece ürünleri elinde kalmıyor. Son zamanlarda ürüne ilgi arttığı için ekim yapmak isteyenlerin sayısında artış oldu" diyor. Çiftçilerin ürünlerini alan yalnızca birkaç firma olduğunu bu firmaların sayısının da artması gerektiğini söyleyen Sevinen, ürünleri alacak firmalar artarsa ekimin daha da artacağını belirtiyor. Ayrıca normal buğdayın daha masraflı olduğunu da söyleyen Sevinen, karabuğdayın hem daha masrafsız hem de verimli olduğunu vurguluyor. Ayrıca kıraç yerlerde dahi karabuğdayın yetişebileceğini de sözlerine ekliyor. Sevinen'e göre karabuğday, normal buğdayın alternatifi olabilir ama pazarın biraz daha büyümesi gerekiyor.

DERNEĞİ DE VAR

Karabuğday üretimi için arkadaşlarıyla Karabuğday Yetiştiricileri ve Sağlıklı Yaşam Derneği'ni (KARSADER) kuran Yasemin Sürmeli, aynı zamanda derneğin yönetim kurulu başkanı. Ziraat mühendisi olan ve tarımsal danışmanlık da yapan Sürmeli, Tarım Bakanlığı'nın çiftçilere karabuğday tohumları dağıttığını, ama o dönem için projenin zayıf kaldığını düşündüklerini belirtiyor. Sürmeli, "Bu sebeple biz de anlatalım, model oluşturalım diye düşündük. Bakanlık, STK, çiftçi örgütleri ve yerel yönetimlerle birlikte bir proje oluşturduk ve bu proje üç yıl sürdü. Buna ek olarak projemiz ödül de aldı. Böylece, insanlar karabuğdayı daha çok duydu ve ekim yaptı" diyor. 2016 yılında kurdukları dernekteki amaçlarının karabuğday gibi katma değeri yüksek ve insan sağlığı için son derece faydalı olan bir ürünün üretiminin çiftçiler arasında yayılması ve benimsenmesini sağlamak olduğunu söylüyor. Sürmeli, "Böylece hem sürdürülebilir kalkınmaya hem de kırsal ekonomiye katkı sağlamayı hedefliyoruz. Kadın çiftçilere ve ülke ekonomisine de katkıda bulunmak istiyoruz" diyor. Karabuğdayın çölyak hastaları için önemli olduğunu anlatan Sürmeli, "Karabuğday kuzukulağıgillerden bir ürün. Ürünün glüten oranı, insan sağlığına zarar vermeyecek oranda ve özellikle çölyak hastaları için çok önemli. Çünkü un yapılabilir tek ürün" diyor. Bu kapsamda da Çölyaklar Derneği ile paralel çalışıldığını belirtiyor.

KARABORSAYA DÜŞÜYOR

Proje kapsamında pilot bölge olarak Bilecik'i seçtiklerini anlatan Sürmeli, ikinci adım olarak Bursa'da çalışıldığını sonrasında ise birçok ilde çalışmalar yaptıklarını söylüyor. Sürmeli, "Karabuğdayın üretim ve geliştirme süreçleri için çeşitli çalışmalar yaptık. Bilecik, Bursa derken sonrasında birçok yerde çalışmalar yaptık ve başarılı da oldu çünkü karabuğday, kolay adapte olduğundan neredeyse her yerde yetişebilecek bir ürün. Yalnızca üçer aylık vejetasyon (bitkilerin tohumdan gelişip tekrar tohum verecek hale gelmesi) süreci var. Ayrıca kaliteli bir yem bitkisi" diyor.

Sürmeli, karabuğdayın Türkiye'de üretiminin artması gerektiğini düşünüyor. "Bu ürün Türkiye'de olmalı, çünkü su isteği çok az. Günümüzde de iklim ve su problemleri yaşanıyor. Bu yüzden önemli. Yüksek besin değeri var. Örneğin 100 gramı iki yumurtaya denk. Daha da önemlisi glüten içermemesi. Çiftçi açısından da kolay yetiştiriliyor ki bu da artı bir durum" diyor. Bu gibi durumlar nedeniyle karabuğdayın değerli olduğuna dikkat çeken Sürmeli, hatta talep olduğunda karabuğdayın karaborsaya düştüğünü söylüyor. Ayrıca çiftçilerin her ürününün sözleşmeli de olsa bir şekilde alındığını da belirten Sürmeli, "Şu anda karabuğdayda iyi bir yol kat ettik, çünkü tüm buğdaylar içindeki payı yüzde 5'i kapsıyor artık. Bu iyi bir oran çünkü talep artıyor. Dediğim gibi karabuğday değerli bir ürün" diyor.

TÜRKİYE'NİN İLK FABRİKASI

Gümüşhane'de deneme üretiminde başarılı olunca Kelkit ilçesine bağlı Öbektaş beldesinde Tam Tarım A.Ş tarafından 2018'de üç ortak, karabuğday un ve bulgur tesisi kurmuş. Günlük 35 ton ham madde üretim kapasitesine sahip tesis, 20 ton glütensiz un üretiyor. Tam Tarım A.Ş'de karabuğdaydan un, irmik ve bulgur üretiliyor. Tesisin yönetim kurulu başkanı Tayyar Gürsoy, "Sadece karabuğday ile çalışıyoruz. Ürünlerimizi sıfır glütenle üretiyoruz. Hatta Türkiye'nin ilk glütensiz un, bulgur ve irmik fabrikasını Gümüşhane açtık" diyor. Karabuğday üretimine başlamaları hakkında ise "Çevremizde çölyak hastaları var. Glütensiz tarafta ne var diye bakarken ya da Türkiye'de var mı, ne olur ne olmaz diye düşünüyorduk. Böylece karar aldık" diyor. Çiftçilerin karabuğdayı başlarda çok tanımadığını, zamanla öğrenildiğini ve böylece üretimin de arttığını söyleyen Gürsoy, "Deneme ekimleri sonucunda burada da yetiştiğini anladık. Türkiye'ye karabuğday, Rusya ve Ukrayna'dan geliyordu. Çiftçinin ürünü tanıması ve piyasada da talebi artınca burada da üretimi arttı" diyor.

147 çiftçiyle sözleşmeli tarım yaptıklarını anlatan Tayyar Gürsoy, 4 bin dekara yakın Bilecik'te, 2 bin 500 dekar Erzurum, 200 dekara yakın Diyarbakır'da, Gümüşhane dahil olmak üzere toplamda 22 ilde ekim olduğunu söylüyor. Gürsoy, "Bu 22 il içinde deneme ekimi yaptığımız iller de var. Tokat, Amasya ve Kars bu illerden bazıları. Şu anda 10 bin dekara karabuğday ekili, ama bize karabuğdaydan dolayı aşırı talep var. Hatta artık yurt dışından da talep var. Bu sebeple, 2023 sonunda itibariyle hem yurt dışına açılmak hem de 50 bin dekara ekim yapmayı düşünüyoruz" diyor. Gürsoy, ayrıca Türkiye'nin karabuğday ihtiyacının 20 bin ton olduğunu, ama şu anda yüzde birinin bile üretilemediğini söylüyor. Bu sebeple karabuğdayın önünün açık olduğunu da belirtiyor. 2022 yılı için tesislerinde yaklaşık 900 ton un ve bulgur üretimi planladıklarını da belirtiyor.

YASTIĞI VE ÇAYI VAR

Gürsoy, karabuğday yastığı olduğunu, baş ve boyun fıtığı için şu anda kullanıldığını da belirtiyor. Çin'de karabuğday yastığının kullanıldığını, ama konumu itibarıyla Türkiye'nin ön plana çıktığını söylüyor. Gürsoy, "Bir yıldır yastık üretimi yapıyoruz ama şimdilik talebi karşılamak için iç pazara öncelik veriyoruz. İngiltere'den de yastıkla ilgili talep aldık. Gelecek dönemlerde bu konuda da yurt dışına açılmayı düşünüyoruz" diyor. Gürsoy, ayrıca karabuğdayın yoga pedlerinde de kullanıldığını belirterek "Rahatlayıcı bir etki sağladığı için yoga pedlerinde kullanıyor. Yine aynı şekilde hem sağlık hem de rahatlatıcı etkisiyle karabuğday çayı da mevcut. O da oldukça tüketiliyor. Şu anda üretim yapmıyoruz, ama haziran sonu gibi üretmeyi planlıyoruz" diyor. Karabuğday üretimini artıracaklarını söyleyen Gürsoy, tesis yeni olduğu için şu anda 10 kişiye istihdam sağladıklarını, sene sonunda bu sayının 20'ye çıkacağını da belirtiyor.

DÖRT YILDIR KARABUĞDAY EKİYOR

Bilecik Gölpazarı'nda üretim yapan Muhammet Coşkun, dört yıldır karabuğday ektiğini belirtiyor. Uzun yıllardır normal buğday ve arpa ektiğini de söyleyen Coşkun, "200 dönüme karabuğday, 60 dönüme de normal buğday ektim. Normal buğdaya göre karabuğday daha karlı oluyor. Bu yüzden ekimimi artırmayı düşünüyorum" diyor. Karabuğdayın daha düşük maliyetli ve bakımının daha kolay olması, ayrıca su istememesi nedeniyle birçok kişinin de artık karabuğday ekmeyi tercih ettiğini söylüyor Coşkun. Ürünlerini verdiği sözleşmeli çalıştığı bir firma olduğundan bahseden üretici, bölgesindeki tüccarlara da karabuğday verdiğini belirtiyor. Karabuğdayın yetişme şartlarını da anlatan Coşkun, "Karabuğday, nisan ve mayıs aylarında genelde ekilir ve ağustos gibi toplanır. Tek yıllık bir bitkidir zaten. Özel bir bakımı veya masrafı yok. Daha çok biçtirme kısmı önemlidir. Bir de yetişme aşamasında otlara dikkat etmek gerekir" diyor.

Son yıllarda karabuğdaya talebin arttığını belirten Coşkun, hem yiyecek hem de yastık, çay ve rahatlatıcı olarak meditasyon ürünlerinde kullanıldığını ve bu sebeple çevresinde karabuğday ekmek isteyenlerin arttığını belirtiyor. Coşkun, "Ekim yapmak isteyenler çok oldu. Hatta bazı arkadaşlarımız Gölpazarı'nda tohum bulamadı" diyor. Karabuğday kabuğunun yastıklarda kullanıldığını belirten Coşkun, firmaların üreticilerinden aldıkları ürünleri işleyip kabuklarını çıkardıklarını ve bu kabuğun çay ve yastıkta kullanıldığını söyleyen Coşkun, karabuğday kabuğunun kilosunun 50 lira olduğunu söylüyor. Son olarak Coşkun, tek bir hasat döneminde masraflarını çıkardığını ve kara geçtiğini belirterek ekimini artıracağını söylüyor.

KOOPERATİF UN ÜRETMEK İSTİYOR

Karabuğdayın üretiminin olduğu illerden biri de Kastamonu. Sarıkonak Kadın Kooperatifi de bu bölgede faaliyet gösteriyor. Kooperatif Başkanı Mihriban Tüfekçi, 2021 yılında Tarım İl Müdürlüğü ile bir proje yaptıklarını belirtiyor. Söz konusu proje bir yıl süreli olup, İl Müdürlüğü Koordinatörlüğü'nde yürütülmesi kararlaştırılmış. Konuyla ilgili Tüfekçi, "Proje kapsamında bölgeye değirmen getirip, karabuğday unu yapmak istiyoruz. Elde edilen unları da ekmek yapıp satmak istiyoruz" diyor. Proje kapsamında şimdilik bir buçuk dönüme dememe amaçlı ekim yapıldığını, ekim alanını daha sonra artırmak istediklerini belirtiyor. Tüfekçi, ayrıca karabuğdayın sağlık için birçok faydası olduğundan üretiminin giderek önem kazanacağını düşündüğünü söylüyor.

1 DEKAR KARABUĞDAY TARLASININ MALİYETİ

Karabuğday, normal buğdaya göre daha masrafsız, bakım ve su istememesi nedeniyle daha cazip. Son yıllarda talebin de artmasıyla üretmek isteyenler de artıyor. Karabuğday üretimi sırasında ekstra bir bakıma ihtiyaç yok. Genel olarak tohum yeterli. Dekara yaklaşık altı kilo tohum gidebilir. Tohumun kilosu ortalama 60 TL'ye alınıyor. Bu da 360 TL ediyor. Dekarından ise iklime ve toprağa bağlı olarak 150-200 kilo arasında verim alınabiliyor. Yani çok cüzi bir fiyata karşılık 3 bin TL kazanç elde edebilirsiniz. Burada önemli olan; asıl gelirin çok ekim olunca kazanıldığı yönünde. Yani çok ekim yapınca, kazancınızı katlayabilirsiniz. Karabuğdayın tarlada kilosu 15-20 TL, markette ise kilosu yaklaşık 50 TL'yi buluyor. Karabuğdayın su ihtiyacının çok olmaması da üreticiler açısından ek bir maliyetten kurtulması anlamına geliyor. İsteyen kuru tarım yapabilir, isteyen ise az miktarda su verebilir. Bu değişiklik, arazi ve toprak yapısından kaynaklanıyor. Ayrıca karabuğdayda yılda iki kez ürün alınabilir. Gübre isteği neredeyse olmayan ya da çok az olan karabuğday, verimsiz topraklarda bile üç-üç buçuk ayda ürün verebilen bir bitki.

BİZE ULAŞIN