Enerji depolama sektörünün altın çağı başlıyor-2-

Enerji depolama faaliyetlerine ilişkin mevzuat altyapısını tamamlayan Türkiye enerji yarılarına hazır. EPDK’ya yapılan depolamalı RES ve GES başvurularının, yan sanayi ve teknoloji yatırımlarıyla sahaya 40-45 milyar dolarlık yatırım olarak yansıyacağı tahmin ediliyor. (İkinci Bölüm)
16.05.2023 19:39 GÜNCELLEME : 17.05.2023 00:00

PARA ENERJİ/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Enerji depolama yatırımları, yenilenebilir enerjide çığır açacak. Son yıllarda yatırımcının ilgi odağı olan enerji depolama yatırımlarında büyüme ivmesi, enerji teknolojilerinde küresel yarış içinde olan ülkelerin önemli açılımlara imza atmasıyla artarak devam edecek. Enerji depolama faaliyetlerine ilişkin mevzuat altyapısını tamamlayan Türkiye de bu yarışta yer alacak.

DÜZENLEMELER, YEŞİL ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNE MİHENK TAŞI OLACAK

Türkiye'de enerji depolama sistemlerinin kurulabilmesi için gerekli yasal mevzuatın ilk adımları Mayıs 2021'de yürürlüğe giren "Elektrik Piyasası Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği" ile atıldı. Bu mevzuat çerçevesinde elektrik depolama sistemleri üretim ile tüketim tesisine bütünleşik olarak, ayrıca müstakil olarak kurulabildiğini söyleyen Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Depolama Komisyonu Başkanı Can Tokcan, "Yönetmelikle ilk önce müstakil elektrik depolama tesislerinin tedarik lisansına sahip olmak ve 2 MW kurulu gücünden düşük olmamak kaydıyla, aynı tedarik lisansı kapsamında bir veya birden fazla müstakil elektrik depolama tesisi kurulma imkanı getirildi. Daha sonra elektrik depolama biriminin alt sınırı, TEİAŞ'ın yayınladığı teknik kriterler ile 10 MW'a çıkarıldı. 19 Kasım 2022'de EPDK tarafından yapılan değişikliklerle, depolamalı elektrik üretim tesislerine yönelik yönetmelikler de nihai haline ulaştı" dedi.

ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, 2022 yılı Temmuz'da Elektrik Piyasası Kanunu'nda elektrik depolama yatırımlarını teşvik etmek amacıyla çok önemli bir değişiklik yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Buna göre elektrik depolama yatırımı yapmayı taahhüt eden yatırımcılar, bu yatırımın kurulu gücüne eşit olacak şekilde rüzgâr ve/veya güneş enerjisi santrali yatırımları yapmak isterlerse doğrudan ön lisans alma hakkına sahip olacaklar. Yatırımcılara sağlanan bu avantaj, mevcut rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin kapasite artışları için de geçerli olacak. Bu yatırımlar yenilenebilir enerji kaynakları destekleme mekanizmasından (YEKDEM) da yararlanabilecek. Bu kararın Türkiye'de yeşil enerji dönüşümünün sağlanmasında mihenk taşlarından olduğunu değerlendiriyoruz."

10 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren bir diğer düzenlemeye göre ise, pompaj depolamalı hidroelektrik santraller rezervuar alanına bakılmaksızın YEKDEM ve yerli katkı fiyat desteğinden yararlanacak. Yerli katkı fiyatı desteği, rüzgâr veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisleri ile bütünleşik kurulan elektrik depolama tesisleri için de uygulanacak.

ASPİLSAN ENERJİ, AFETZEDELER İÇİN TURNA'YI TASARLADI

Lityum iyon pil üretim tesisini kuran ve 2022 yılı Haziran'da seri üretime başlayan ASPİLSAN Enerji'nin özellikle hudut karakollarında veya müstakil karakollarda kullanmak için savunma sanayisine yönelik olarak geçen yıl tasarladığı küçük enerji depolama sistemi 6 Şubat depremleri sonrasında afet bölgesinde kullanıldı. Afetlerin taşınabilir enerji kaynaklarının önemini gösterdiğini vurgulayan ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Ferhat Özsoy, şunları kaydetti:

"Tasarladığımız sistemi de Kilis'te bir karakolda deneyerek ihtiyaçları karşıladığını, karakolun tüm elektrik ihtiyacını karşılamanın yanında önemli bir enerji tasarrufu sağladığını da gördük. Test süresi bitiminde enerji depolama sistemimizi ASPİLSAN Enerji'ye getirmiştik. 6 Şubat depremleri sonrasında çadır kentlerdeki enerji ihtiyacını karşılayabileceğimizi düşünerek ivedi şekilde AFAD'la koordine edip sistemi hazır hale getirerek Kahramanmaraş'a gönderdik. 10 gün Kahramanmaraş'ta hizmet veren sistem, orada ihtiyaç kalmayınca AFAD'ın talebi doğrultusunda Hatay'a taşıdık. Hatay Narlıca Mahallesi'ndeki çadır kente kurulan 100 kWh gücündeki sistem 2 bin depremzedenin bireysel elektrik kullanımı ve o bölgenin aydınlanma ihtiyacını karşıladı. Buradaki çadır kentte herhangi bir ilave enerji sistemi kullanmadan, güneşten elde ettiğimiz enerjiyi depolamak suretiyle 200 çadırın telefon şarjlarından aydınlatmaya kadar elektrik ihtiyacını karşıladık. Bu ürün şu an için bir prototip; ancak ülkemizin bu zor günlerinde önemli bir ihtiyacı karşılıyor olması bizim için önemli. Gelecekte inşallah bu tür mobil enerji depolama sistemlerini her türlü ihtiyacı karşılayacak şekilde alternatifli olarak hazırlamış olacağız. Gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hatta afet döneminde Turna ismini verdiğimiz mini bir depolama cihazı geliştirdik. Şehir şebekesi gibi elektrik alabiliyorsunuz. Hem elektrikli ev aletlerini kullanırken hem de taşınabilir cihazlarınızı USB ile şarj ederken kullanabiliyorsunuz. Ayrıca bir ışıldak gibi de kullanabiliyorsunuz. Afet bölgesindeki vatandaşlarımızın istifade etmesi için özel olarak tasarlandı. Turna isimli ürünümüzü yaklaşık bir hafta içerisinde tasarlayıp bölgeye getirdik."

ENERJİ DEPOLAMA, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ AZALTMANIN ANAHTARI

Enerji depolamanın iklim değişikliğini azaltmanın anahtarı olarak tanımlandığını söyleyen Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, küresel olarak, güç kapasitesinin yalnızca yüzde 3'ünün depolandığının altını çizdi. Küresel ısınmayı 2°C'nin altında tutmak için enerji depolama kapasitesinin 2050 yılına kadar üç katına çıkması gerektiğini vurgulayan Dilek, "Bunu yapmak için süreci hızlandırmanın yenilikçi yollarına bakmamız gerekiyor. Araştırma şirketi BloombergNEF'in (BNEF) en son tahminine göre, dünyanın dört bir yanındaki enerji depolama tesislerinin 2030 yılı sonuna kadar kümülatif 411 GW'a ulaşacağı tahmin ediliyor" dedi.

AKFEN YENİLENEBİLİR ENERJİ, EPDK'DAN DÖRT ÖN LİSANS ALDI

İlk depolamalı elektrik üretim tesisi ön lisansını alan şirketlerden biri, sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan ve 700 MW'lık kurulu güce sahip Akfen Yenilenebilir Enerji oldu. Akfen Yenilenebilir Enerji'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yaptığı açıklamaya göre; şirket, EPDK'dan Türkiye'nin ilk depolamalı elektrik üretim tesisi lisanslarından olan Çanakkale Üçpınar'da 50 MW, Erzurum'da 30 MW, Amasya'da 30 MW ve Aydın'da 30 MW olmak üzere toplam 140 MW'lık ön lisans aldı. Şirket bu tesislerin yanlarına aynı kurulu güçlerde olmak üzere toplam 140 MW'lık da elektrik üretim tesisi kuracak. Bu arada Akfen Yenilenebilir Enerji, depolamalı üretim tesisi müracaatlarından iki projenin ise ön lisans süreçlerinin devam ettiğini duyurmuştu.

TÜRKİYE KENDİ BATARYA HÜCRESİNİ GELİŞTİRİP ÜRETECEK

Togg ve Farasis Enerji ortaklığında enerji depolama çözümleri geliştirmek üzere kurulan Siro Silgk Road Temiz Enerji Depolama Teknolojilerinin Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü'nün inşaatına geçen hafta Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapılan törenle başlandı. Gemlik'te Togg Teknoloji Kampüsü'nün yanındaki 607 bin metrekarelik arazide inşa edilecek kampüste, batarya hücresi de dahil 20 GWs kapasite hedefiyle yapılacak üretim, bölgedeki fırsatlarla birlikte 2035 yılına kadar 50 GWs üzerine çıkarılacak. Siro, otomotiv ve otomotiv dışı uygulamalarda Türkiye'nin yanında, bölgede 120 ülkeye de ihracat gerçekleştirecek. Bilindiği üzere Siro, Türkiye ve çevresindeki ülkelerde otomotiv ve otomotiv dışı uygulamalar için enerji depolama çözümleri geliştirmek üzere Togg ve Farasis Energy tarafından yüzde 50-50 ortak girişimle kurulmuştu. Siro Yönetim Kurulu Başkanı M. Gürcan Karakaş törende yaptığı açıklamada, Siro'nun 10 yılda GSYH'ye 30 milyar euro'nun üzerinde, cari açığın azaltılmasına 10 milyar euro'nun üzerinde, istihdama da 7 bin çalışanın üzerinde katkıda bulunacağını vurguladı. Karakaş, "Maden üretiminden e-mobiliteye, sabit enerji depolamadan mikromobiliteye Siro'nun etrafında ortaya çıkacak ekosistem sayesinde 12 milyar euro'nun üzerinde bir yatırım ve GSYH'ye 10 yılda 110 milyar euro'nun üzerinde toplam bir değer yaratılacak. Yüzde 80'i aşan bir yerlilik oranıyla 22 bin nitelikli istihdamın da önü açılacak" dedi.

300 ÇEŞİT BATARYA SİSTEMLERİNİN TASARIM VE ÜRETİMİ YAPILIYOR

ASPİLSAN Enerji'nin başlıca faaliyet alanları arasında pil üretim, telsiz, silah sistem, termal sistem, robotik, tıbbi cihaz ve İHA bataryaları, batarya blokları, uçak ve helikopter aküleri, elektrikli araç bataryaları, raylı sistem bataryaları, enerji depolama sistemleri, şarj cihazları, batarya koruma ve yönetim (BMS) devreleri yer alıyor. Şirket tarafından Li-iyon pil, Ni-CD akü hücresi ve yaklaşık 300 çeşit batarya sistemlerinin tasarım ve üretimi yapılıyor. Bunun yanı sıra, ASPİLSAN Enerji'nin Türkiye'de tek üreticisi olduğu nikel kadmiyum aküleri uçak ve helikopterler başta olmak üzere, raylı sistem araçlarında, deniz araçlarında, gemilerde kullanılıyor. ASPİLSAN Enerji, son dönemde şirket açısından önemli bir faaliyet alanı olarak ön plana çıkan enerji depolama sistemlerinin tasarımına ve üretimine de başladı. Konteyner EDS, mini EDS ve özel tasarım EDS'ler ile ayrıca üretimini yaptıkları batarya ve pil bloklarının şarj cihazlarının da üretimi gerçekleştiriliyor. ASPİLSAN Enerji Lityum İyon Pil Üretim Tesisi ise Haziran 2022'de seri üretime geçti. ASPİLSAN Enerji'nin ürettiği piller, telsiz, jammer, robotik sistem, silah sistemi, elektrikli el aletleri, medikal, hibrit araçlar (HEV), akıllı tekstil ürünleri bataryaları, E-bisiklet, E-scooter, forklift, UPS sistemleri (Mini EDS) ve enerji depolama sistemlerinde kullanılıyor.

"Enerji depolama teknolojileri girişimciler için büyük fırsat"

Halil DEMİRDAĞ / Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı

Enerji depolamalı GES/RES santralleri, baz yük olarak görülen kömür/doğalgaz yakıtlı santrallerin önümüzdeki dönemde en büyük alternatiflerinden biri olacak santral tipleri. Özellikle kömür/doğalgaz ithalatı sebebiyle ülkemizde cari açık oluşmasının başlıca sebebi olan bu santrallere, depolamalı tesis yatırımları sayesinde ihtiyaç azalacak ve cari açık günden güne azalacak. Bu sebeple depolamalı tesislere olan talep ve ilgi günden güne artacak ve yatırımcılar için devamlı bir fırsat alanı oluşturacak. İhalesiz, yarışmasız kapasite verilmesinden kaynaklı depolamalı RES-GES projeleri mevcut yatırım fırsatları arasında. Bu kadar uygun şartların sağlandığı bir yatırım modeli yerli ve yabancı yatırımcılar için global bazda da oldukça cazip durumda. Enerji depolama teknolojisi, yatırım yapmak isteyen girişimciler için de büyük fırsat olacak. Yerli üretim depolama teknolojileri, desteklerden dolayı ilk tercih olacak. Üretim teknolojilerinin yanında bütünleşik tesislerin elektriği depolama ve şebekeye verme optimizasyonu konusunda yazılım üreticileri gerekecek. Bu arada depolamanın tek başına istenilen etkiyi yaratamayacağını gören karar verici kurumlarımız depolamayla birlikte GES ve/veya RES teşvik ederek, depolamanın baz yük etkisi göstermesini sağladılar. Kesintili üretim yaptığı halde, üretimin ihtiyaçtan fazla olduğu saatlerde enerjiyi depolayabilen ve enerjinin değerli olduğu saatlerde onu satan bir sistem ile arz-talep dengesi sağlanması mümkün oldu. Toplam 27 bin 500 MW'lık depolamalı sistem öngörülüyor. Bu sistem üç saat çalıştırılırsa yaklaşık 9 bin 166 MW'lık bir kapasite olur. Piyasada bundan sonra beklenti, depolama tesisi maliyetlerinin düşmesi, yerli üretimin ve tedarikçi seçeneklerinin artması, proje geliştirme süreçleri açısından izinlerin hızlıca alınması olacak.

"2026'da sektör büyüklüğünün 11 milyar doları aşması öngörülüyor"

Murat DİLEK / Global Enerji Derneği Başkanı

Dünya karbondan arınma, net sıfır senaryolarını ve sürdürülebilir enerji politikalarını tartışırken, enerji depolama sistemlerinin önemi de giderek arttı. Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminleri konteyner tipi enerji depolama sistemlerinin (ESS) toplam kurulu kapasitesinin net sıfır senaryosunda 2030'a kadar 680 gigavat-saate (GWh) ulaşabileceğini gösterdi. Bu tahminlere göre 2022-2030 yılları arasında artış 42.5 kat olarak hesaplanırken, mevcut talebin karşılanması için dünya çapında kurulu ESS (enerji depolama sistemleri) kapasitesindeki yıllık artışın 80 GWh'ın üzerinde olması gerektiği belirtildi. Hükümetler, yalnızca enerji depolamaya önemli yatırımlarla mümkün olacak yenilenebilir penetrasyon için agresif hedefler belirledi. Bu nedenle, enerji depolamadaki büyüme devam edecek. Global Enerji Derneği olarak hazırladığımız 'Globalde Enerji Depolamanın On Yılı' raporumuzda belirttiğimiz gibi enerji depolamada süreç, koronavirüs pandemisi ve buna bağlı tedarik zinciri sorunlarının neden olduğu aksaklıklara rağmen talebi karşıladı. 2023 raporuna göre, küresel pil enerjisi depolama sistemi pazarının 2021'de 3.36 milyar dolardan 2022'de 4.34 milyar dolara yükselmesi ve yıldan yıla yaklaşık yüzde 29'luk bir büyümeyi temsil etmesi bekleniyordu. Enerji depolama sektöründeki büyümenin 2026'da 11 milyar doları aşmasının veya önümüzdeki dört yıl içinde toplam büyümenin yüzde 150 daha artmasının beklendiğini öngörüyoruz.

"Çinli şirket ile görüşüyoruz"

Burak GÜNAY / Win Solar Kurucu Ortağı

Win Solar olarak, güneş ve rüzgârın ardından depolama alanında da yatırımlarımıza hız verdik. Şu ara asıl heyecanımız depolama tarafındaki fırsatlar. EPDK lisanslı enerji depolama başvurularını almaya başladı. EPDK depolama yönetmeliği ile 250 bin megawatlık başvuru oldu ve ilk etapta 25 bin MW'ın hayata geçirilmesi planlanıyor. Enerji depolamada ilk etapta 25 MW depolamalı GES ile 40 milyon dolarlık bir yatırım için EPDK'ya başvurduk. Temel hedefimiz başvuruları 250 bin MW'ları bulan depolamalı GES alanında sektörün söz sahibi EPC şirketlerinden biri olmak. Enerji depolama alanında Çin merkezli bir teknoloji üreticisi ile görüşmelerde önemli yol kaydettik. Tüm dünya enerji arz güvenliği açısından da enerji depolamanın çok hassas bir konu olduğunun farkında. Girişimlerimizi rüzgâr ve depolama alanına da taşımayı planlıyoruz ve 'Win Solar' olarak 'Win Energy' şeklinde yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. 'Win Energy' grubu ile güneşte Win Solar, rüzgârda 'Win Wind', enerji depolama alanında ise 'Win Storage' markası adı altında hizmet vermeyi planlıyoruz ve yenilenebilir enerji çözümleri ile hızlı büyüme hedefliyoruz. Win Energy olarak güneş, rüzgâr ve enerji depolama teknolojisinin yer aldığı bir yenilebilir enerji grubuna dönüşüyoruz. Bu yılı 50 milyon dolar ciro ve 80 MW'lık yenilenebilir enerji santrali kurulumu yaparak kapatmayı planlıyoruz. Bu yıl güneş ve rüzgâr enerjisinde anahtar teslim santral kurulumlarıyla 80 KW'lık kurulu güç hedefindeyiz. 2023 hedefimiz sadece güneşte 50 MW ile yılı kapatmak.

"İkinci enerji depolama yatırımını ABD'ye yapacağız"

Sami ASLANHAN / Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı

Kontrolmatik olarak küresel pazarda da enerji alanında bir ihtiyaç olduğunu gördük ve ikinci enerji depolama yatırımını Amerika'da yapmaya karar verdik. Güney Carolina eyaletinde toplam 320 bin metrekare arazi üzerine kurulacak ve 'Pomega Energy Storage Technologies Inc.' adıyla hizmet verecek fabrika için toplam 279 milyon dolarlık yatırım başlattık. Bununla birlikte ABD'nin önde gelen bir enerji depolama sistem entegratörü ile lityum iyon (LiFEPO4) pil hücresi alımına yönelik çerçeve alım anlaşması imzaladık. Bu anlaşmaya göre, 2024'ün son çeyreğinden başlayarak 2028 sonuna kadar uzanan beş yıllık süre zarfında Kontrolmatik Technologies Inc. tarafından ABD'de lityum demir fosfat (LFP) teknolojisi ile üretilecek olan toplam 7.5 GWh büyüklüğünde pil hücresi tedarik edeceğiz.

"Depolamada 2030'a kadar 350 GW kurulu güce ulaşılması öngörülüyor"

Fahrettin Amir Arman / Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Kullanılan teknoloji ne olursa olsun enerji üretimi, artık enerji depolamadan ayrı düşünülemiyor. Son yıllarda batarya teknolojisindeki gelişmeler, depolama tesislerinin kurulum hızını ve yatırım kararlarını olumlu etkiliyor. Enerji depolama artık dünya genelinde enerji politikalarında da önemli bir bileşen haline geldi. Almanya, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerin tümü birleşik yenilenebilir enerji ve depolama projelerini ihaleye açmaya başladılar. Bunun yanında ABD ve Çin geçmişten süregelen büyük ölçeklerde depolama yatırımlarını sürdürüyor. İleriye baktığımızda, bugünden 2027 yılına kadar, yenilenebilir enerji sektörünün küresel olarak yaklaşık 2 bin 500 GW büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu paralelde depolama kapasitesi talebinin de aynı ölçekte olmasa da artacağı düşünülüyor. 2030'a kadar 350 GW enerji depolama tesisi gücüne ulaşılacağı sektör araştırmacıları tarafından tahmin ediliyor. Enerji depolama yatırımlarında ABD ve Çin başı çekiyor. ABD ve Çin 2030'a kadar küresel enerji depolama tesislerinin yarısından fazlasına sahip en büyük iki pazar olacak. Diğer en iyi pazarlar arasında Hindistan, Avustralya, Almanya, İngiltere ve Japonya yer alacak.

"Türkiye'nin rüzgâr potansiyeli daha verimli kullanılacak"

İbrahim ERDEN / Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı

Enerji depolama sektörünün hızla büyüyeceği aşikâr, rakamlar da bunu doğruluyor. Bu büyüme elbette ki ilgili regülasyonları da hızlandırıcı etki yapıyor. Enerji arz güvenliğinin yanı sıra ülkeler için önemli olan çok önemli bir başlık daha var: Karbon emisyonlarını indirmek zorunda oluşumuz! Bu artık hayati önemde bir zorunluluk. Daha fazla yenilenebilir için de daha çok depolama çözümü kullanmanız mümkün olmalı. Bunun da yolu depolama regülasyonlarını da hızlandırmaktan geçiyor. Dünyada da ülkemizde de gidişat farklı değil, hemen hemen aynı. Beklentiler net ve hükümetler de hem ülke emisyon hedefleri hem de kendi enerji arzlarını garantiye almak adına bu konuyu çok ciddiye alıyorlar. Halihazırda Türkiye'nin karasal ve deniz üstü toplam olmak üzere yaklaşık 200 bin MW'lık bir rüzgâr potansiyeli var. Depolama, bu potansiyelin çok daha verimli kullanılmasına imkân verecek.

"Hidrojen, depolamada çığır açan teknoloji getirecek"

Cem ÖZKÖK / Enerji Yatımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Enerji depolamanın hayatımıza daha fazla devreye girmeye başlamasıyla sorumlu ve yeşil enerji üretimi yapan yenilenebilir enerji santralleri artık baz santral görevi üstlenebilecek hale geliyor. Enerji sürekliliği ve enerji arz güvenliği, özellikle son birkaç yıllık dönemde gördük ki, hayatın devamlılığı açısından kritik önem taşıyor. Talebin doğası gereği değişkenliği enerjinin arzını da buna uygun olmaya mecbur kılıyor. Bu noktada farklı enerji depolama teknolojileri devreye giriyor. Bunların arasında farklı kimyasal, elektriksel, elektrokimyasal, mekanik ve ısıl enerji depolama sistemleri yer alıyor. Sanayinin, konutların ya da hastanelerin veya coğrafi olarak erişimin zor olduğu yerlerin enerji kullanım ya da depolama ihtiyaçları da farklı olabiliyor. Bugün yaygınlaştığını gördüğümüz teknolojiler arasında daha çok pil dediğimiz batarya üzerinden geliştirilen çözümler ön plana çıkıyor. Tabii bu piller farklı iletken maddelerle kullanılabiliyor. Depolama sistemlerinde şarj edilebilen pil sistemleri kullanmak gerekiyor, bu alanda da lityum iyon gibi, lityum polimer, nikel metal hidrür, nikel kadmiyum gibi farklı materyallerle oluşturulabilen piller olduğunu görüyoruz. Depolamada lityum iyon pil teknolojisi öne çıkıyor. Ayrıca depolamada öne çıkacak bir diğer yüksek potansiyelli alan da 'hidrojen' olacak. Hidrojen de depolamanın kendisi gibi çığır açan bir teknoloji getirecek.

"Kullanılacak sistem kaliteli ve güvenilir olmalı"

Alper KALAYCI / Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı

Enerji depolama sistemleri ve yenilenebilir enerji santrallerinin birlikte kullanılmasıyla kesintisiz ve yeşil bir enerji kaynağı devreye girmiş olacak. Bu noktada önerimiz, kullanılacak sistemlerin uluslararası yetkinliği kabul edilmiş yüksek teknoloji ürünü olmaları… Uygulamada hata yaparak ülkemizi batarya çöplüğüne çevirmeyelim. Kullanılan ekipmanın kalitesi, dayanıklılığı, bataryaların ömür ve döngü kapasiteleri bu noktada önem arz ediyor. Enerji ve batarya yönetim sistemlerinin düzgün ve doğru çalışması, ürünün çalışma modları, tepki süresi ürün seçiminde önemli faktörler arasında. Teknik şartname detaylarının da en kısa sürede yayınlanmasını bekliyoruz. Yan hizmetler, şebeke kontrolü arbitraj gibi ana başlıklara daha çok yöneleceğiz gelecek günlerde. Enerji depolamak ciddi bir iştir kullanacağınız sistem her anlamda kaliteli ve güvenilir olmalıdır.

"Hidrojen alternatif yakıtlar arasında öne çıkıyor"

Ferhat ÖZSOY / ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü

Alternatif enerji kaynağı arayışları önem kazanırken, hidrojen de alternatif yakıtlar arasında önemli avantajları ile öne çıkıyor. Hidrojen; amonyak/gübre, petrokimya/rafineri, cam gibi sanayi sektörlerinde, uzay ve savunma sistemlerinde kapsamlı bir şekilde kullanılıyor. Sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için hidrojen yalnızca bugünkü kullanımları ve elektrik için değil, aynı zamanda endüstride ısı için, ulaşımda yakıt olarak kullanılacak. Hidrojen ekonomisi; hidrojenin üretimi, depolanması, iletimi/dağıtımı ve kullanılması alanlarını kapsıyor. Bu bağlamda ASPİLSAN Enerji olarak hidrojen ekosistemi içinde; temiz (yeşil) hidrojenin üretimi (elektrolizör) ve tüketimi (yakıt pilleri) konularında İstanbul Ar-Ge birimimiz ile faaliyet gösteriyoruz. İstanbul Ar-Ge Merkezi'mizde, yüksek saflıkta (yüzde 99,999) hidrojen ve oksijen elde etmenin mümkün olması ve endüstriyel olarak kendini kanıtlamış bir sistem olması nedeniyle PEM tipindeki elektrolizörlerin geliştirilmesini hedefliyoruz. Yeşil hidrojen ekosisteminin tüketim bölümünde ise, yakıt pilleri bulunuyor. Geleneksel enerji üretim sistemleri, yakıt içindeki kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmek için birçok ara işleme ihtiyaç duyar ve her işlem sonucunda verimlilikleri düşer. ASPİLSAN Enerji İstanbul Ar-Ge Merkezimizde, PEM tipi yakıt pili geliştirme çalışmalarına devam ediyor.

"Türkiye'nin yüksek katma değerli ihracat potansiyeli ortaya çıkacak"

Can TOKCAN / GÜNDER Depolama Komisyonu Başkanı, İnovat Enerji Depolama Çözümleri Yönetici Ortağı

Türkiye'nin enerji sistemleri tedariki konusundaki pozisyonu düşünüldüğünde, enerji depolama sistemlerine yönelik hizmet ve ürün üretiminin hızlanması ile önemli bir ihracat potansiyeli ortaya çıkacak. Türkiye'de halihazırda bu bileşenlerin büyük bir kısmı üretilmekte olup, yerli üreticiler tarafından kapasitenin arttırılmasına devam ediliyor. Örnek vermek gerekirse enerji depolama sistemi üretim kapasitesinin 2024 yılı başında 2 GWh/yıl olacağı düşünülüyor. Halihazırda batarya hücre ve modül üretimi yapılmakta olup, söz konusu kapasitenin hızlı bir şekilde artacağı biliniyor. Güneş enerjisi sektöründe olduğu gibi teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve yurtiçinde üretilen sistemlerin kullanımının teşvik edilmesiyle Türkiye'nin özellikle Afrika, Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya'ya yönelik önemli ve yüksek katma değerli ihracat potansiyeli ortaya çıkacak.

"Afrika'nın en büyük depolama sistemini Sudan'da kurduk"

Umut GÜRBÜZ / ASUNIM Yönetim Kurulu Başkanı

Depolama sistemleri üretimi ve entegrasyonu alanında yatırımlarımız mevcut. Enerji depolama alanında dünyanın sayılı, Afrika'nın da en büyük depolama sistemini 2021'de 33 MWh kapasite ile Sudan'da hayata geçirdik. ASUNIM olarak, bu alanda yoğun aktivitelerimiz var. Kendi tasarımımız olan ve Türkiye'de ürettiğimiz enerji depolama sistemlerini başta ülkemizde olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerindeki projelerimizde de kullanıyoruz. Pazarın ivmesi için, depolamada kullanılan hammadde fiyatlarında sert düşüşün veya elektrik piyasasında serbest piyasa koşullarının sağlanmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bildiğiniz üzere ülkemizde Azami Uzlaştırma Fiyat (AUF) mekanizması söz konusu, bu mekanizma ile elektrik fiyatlarına kaynağa göre bir üst alım limiti getiriliyor, depolama sistemlerinin şebekeye entegrasyonundaki en büyük engel aslında bu mekanizma. Buna rağmen şebeke hizmeti verme, öztüketimde kullanma ve peakshaving amaçlı kurulacak depolama sistemleri hali hazırda fizıbıl fakat çok küçük bir kullanıcı grubuna hitap ediyor.

"Türkiye'yi enerji depolamada da üretim üssü yapacağız"

Fatih Serkan ALBAYRAK / OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi

OzEnergy olarak yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de ve Avrupa'da güneş enerjisi alanında birçok faaliyet gösterdik. 2017'ye kadar farklı kimliklerle güneş enerjisi alanında farklı yatırımlar yaptık. 2017'den itibaren de 'OzEnergy' kurumsal kimliği altında, Türkiye'de ve Avrupa'da güneş enerji santrali yatırımlarında EPC firması olarak yer almaya başladık. Bu anlamda Türkiye'de ve Avrupa'da 350 MW'a yakın güneş enerjisi kurulumunda aktif rol aldık. Malum, özellikle son dönemdeki pandemi dönemi ve Ukrayna'da yaşayanlardan sonra güneş enerjisi her zamandan daha fazla ilgi gören bir yatırım alanı haline geldi ve güneş enerjisinin yanına da depolama alanında çok iyi talep gelmeye başladı. Enerji depolama alanında hem globalde hem de dünyada üretim, hizmet ve ileri mühendislik hizmetlerine olan talebin hızla artacağını öngörerek adımlarımızı Türkiye'nin enerji depolamada da bir üretim üssü haline gelmesi için atıyoruz. OzEnergy ve Exide Technologies olarak enerji depolama alanında işbirliğimizi genişlettik. Ülkemizin artan enerji depolama ihtiyacını karşılamak ve yeşil enerji dönüşümünde lider bir konuma taşımak, öncelikli hedeflerimizin arasında yer alıyor.

"2023 seferberlik yılımız"

Arda YALI / ELİN Enerji Yönetim Kurulu Başkanı

ELİN Enerji olarak, üretim ve santral yatırım planımız var. Batarya üretmeyi planlıyoruz. 2023, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığına son vermek üzere yenilenebilir enerjide güneşin payını artırmak için bizim seferberlik yılımız. Dünyanın 2053 sıfır karbon emisyonu hedefinde Türkiye'de üretilen yenilenebilir enerji komponentlerinin rolü çok büyük olacak. Türkiye'de en yüksek yerlilik oranı ile üretilen fotovoltaik panellerimizi 100'ün üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. İleri teknolojili bir üretim üssü olan 'ELİN Enerji' olarak 7 kıtada 'Sirius' panellerimizle Türk bayrağını dalgalandırıyoruz. Bu arada hükümet politikaları tarafından yönlendirilmesi gereken düşük karbonlu enerji yatırımlarının iklim hedeflerine ulaşmamız için hızlı bir şekilde büyümesi gerekiyor. Tüm bölgelerde çok daha fazla yatırım görmemiz gerekiyor.

BİZE ULAŞIN