ONURCAN BAL/ İsrail son dönemde Lübnan'a yönelik hava saldırıları düzenlerken, İsrail'in saldırılarının daha geniş bir alana yayılması jeopolitik endişeleri gündemde tutuyordu. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 06.10.2024 tarihli sayısına aittir)
Geçen hafta başında İsrail'in Lübnan'a yönelik sınırlı olacağını ifade ettikleri bir kara operasyonu başlatması bölgedeki endişeleri artırırken, salı günü Beyaz Saray'dan yapılan bir açıklamada İran'ın İsrail'e füze saldırısı yapmaya hazırlandığının ifade edilmesi bölgedeki endişeleri hat safhaya çıkardı. Haber akışlarının etkisiyle salı günü küresel varlıklarda ve yurt içi piyasalarda jeopolitik risk fiyatlaması öne çıktı. Borsa İstanbul'da salı günü sert satışlar yaşanırken, ons altında güvenli liman talebiyle ve petrol fiyatlarında ise arz endişeleriyle yükselişler hız kazandı. Salı günü akşam saatlerinde İran'dan İsrail'e balistik füzelerin atıldığı ve Tel Aviv başta olmak üzere ülkenin genelinde sirenlerin çaldığı takip edildi. İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan yapılan açıklamada İsrail'e füze saldırısı başlatıldığı bildirildi. Açıklamada, onlarca füze fırlatıldığı ve misilleme yapılması halinde İsrail'in tekrar hedef alınacağı vurgulandı. İsrail ordusu ise yaptığı açıklamada ciddi bir saldırı olduğu ve bunun sonuçlarının olacağını, uygun şekilde yanıt verileceğini belirtti. İran'ın saldırısı, İsrail'den karşılık verileceğine dair açıklamalar Ortadoğu'da savaşın daha geniş bir alana yayılabileceğine dair korkuları ve jeopolitik endişeleri ciddi ölçüde artırdı. İsrail tarafından İran'a karşılık verileceğine dair yapılan açıklamalar öne çıkarken, İran'ın enerji altyapısının vurulabileceğine dair bazı kaynaklarca çıkan haberler petrol fiyatlarında yükseliş eğiliminin devam etmesine ve jeopolitik endişelerin yüksek seyretmesine neden oluyor. Önümüzdeki süreçte bölgedeki gelişmeler ve haber akışları yakından takip edilecek olup, küresel çapta ve yurt içinde fiyatlamalar üzerinde etkili olacaktır.
FED VE ECB BAŞKANLARININ MESAJLARI TAKİP EDİLDİ
Geçen hafta pazartesi günü Fed Başkanı Powell ve ECB Başkanı Lagarde'ın para politikalarına ilişkin mesajları piyasaların yakın takibinde yer aldı. ECB Başkanı Lagarde, enflasyonun kontrol altına alınacağı konusunda gittikçe iyimser olduklarını ve bunu ekim ayı faiz kararına da yansıtacaklarını söyledi. Bununla birlikte Lagarde, faizlerin enflasyon hedefine ulaşmak için gerektiği sürece yeterince kısıtlayıcı tutulacağını, veri odaklı yaklaşımın sürdürüleceğini ve faiz patikasına ilişkin önceden bir taahhütte bulunmadıklarını da vurguladı. Avrupa'da son açıklanan veriler, enflasyonun yavaşladığına işaret ediyor. Önceki hafta İspanya ve Fransa'nın ardından geçen hafta İtalya ve Almanya'da açıklanan veriler de enflasyonun yavaşladığını ve enflasyon riskinin kontrol altına alındığını gösterdi. Euro Bölgesi'nde salı günü açıklanan eylül ayı TÜFE rakamı %1,8 seviyesine gerileyerek 2021'den beri ilk kez ECB'nin %2'lik hedefinin altına indi. Avrupa ekonomilerindeki zayıflama, PMI verilerindeki daralma işaretleri, enflasyon verilerindeki iyileşme ve Fed'in eylül toplantısında 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesi, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ilerleyen süreçte faiz indirim hızını artırabileceğine dair piyasadaki beklentileri güçlendiriyor. ECB Başkanı Lagarde'ın da enflasyon tarafındaki iyileşme eğilimini ekim toplantısında dikkate alacaklarını söylemesi ekim ayına yönelik faiz indirim beklentileri canlı tutuyor. Halihazırda ECB'nin ekim toplantısında faiz indirimine gitmesi %90 civarında bir ihtimalle fiyatlanıyor.
Fed Başkanı Powell da pazartesi günü akşam saatlerinde gerçekleştirdiği konuşmasında, faiz oranını 50 baz puan düşürme kararının politika duruşunun uygun şekilde yeniden ayarlanmasıyla, ılımlı ekonomik büyüme ve enflasyonun sürdürülebilir şekilde yüzde 2'ye düşmesi bağlamında iş gücü piyasasındaki gücün korunabileceğine dair artan güveni yansıttığını yineledi. ABD ekonomisinin genel olarak güçlü olduğunu ve son 2 yılda maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşma yolunda önemli ilerleme kaydettiğini belirten Powell, iş gücü piyasası koşullarının sağlam ve daha önceki aşırı ısınmış durumuna kıyasla soğumuş durumda olduğunu belirtti. Powell, FOMC'nin faiz oranlarını hızla düşürmek için acele eden bir Komite olmadığını ifade ederek, gelen verilerin kararları yönlendireceğini vurguladı. Ekonominin öngörülenden daha fazla yavaşlaması durumunda faizlerin daha hızlı indirilebileceğini belirten Powell, ekonomi güçlü görünümünü korursa faizlerin daha yavaş indirilebileceğini de ifade etti. Hatırlanacak olursa, son aylarda enflasyon görünümdeki iyileşme ve istihdam piyasasında bozulan görünüm dolayısıyla Fed'in "enflasyon odaklı" yaklaşımdan biraz daha "istihdam odaklı" bir yaklaşıma geçtiğini belirtmiştik. Önümüzdeki süreçte elbette enflasyon rakamları önemli olmakta birlikte istihdam piyasasına ilişkin gelişmeler Fed'in faiz kararları üzerinde belirleyici olacaktır.
ABD'DE TARIM DIŞI İSTİHDAM BEKLENTİLERİ AŞTI
Geçen haftanın en önemli veri akışının oluşturan ABD'deki tarım dışı istihdam raporu ise cuma günü açıklandı. 4 Ekim Cuma günü açıklanan eylül ait tarım dışı istihdam verisi 254 bin kişi artış kaydederken, 150 bin olan piyasa beklentisinin oldukça üzerinde gerçekleşti. Bir önceki ay açıklanan ağustos ayına ait tarım dışı istihdam verisi de 142 binden 159 bine revize edildi. İşsizlik oranı eylül ayında %4,2'den %4,1'e geriledi. Enflasyon göstergeleri açısından izlenen saatlik kazançlarda da beklentileri aşan veriler dikkat çekti. Ortalama saatlik kazançlar eylülde %0,3 olan piyasa beklentisinin üzerinde aylık bazda %0,4 oranında artış kaydetti. Beklentilerin üzerinde gelen tarım dışı istihdam verisinin ardından piyasalar Fed'den kasım ayında 25 baz puan faiz indirimini %95 ihtimalle fiyatladı. Fed'in 18 Eylül'de gerçekleşen toplantısında yayınlanan projeksiyonlarda Fed üyeleri medyan beklentilere göre yılsonuna kadar kalan iki toplantıda 25'şer baz puanlık olmak üzere toplamda 50 baz puan faiz indirimi öngörüyor. Tarım dışı istihdam verisi öncesinde piyasalarda yılsonuna kadar 75 baz puan faiz indirimi olacağı fiyatlanırken, veri sonrasında hem kasım hem de aralık aylarında 25 baz puanlık faiz indirim beklentileri güç kazandı. Fed, eylül toplantısıyla birlikte faiz indirim döngüsüne başlarken, yılın son çeyreğinde ve 2025 yılında faiz indirimlerinin devamını bekliyoruz. Bu noktada faiz indirimlerinin boyutu ve hızı ABD ekonomisindeki gelişmelere bağlı olacaktır. Özellikle istihdam piyasasındaki gelişmeler Fed'in faiz kararları üzerinde ana belirleyici olacaktır. ABD cephesinde yeni haftada 10 Ekim Perşembe günü açıklanacak eylül ayı TÜFE rakamı ile 11 Ekim Cuma günkü ÜFE verisi piyasaların yakın takibinde yer alacaktır.
YURT İÇİNDE ENFLASYON RAKAMLARI AÇIKLANDI
Yurt içinde 3 Ekim Perşembe günü açıklanan eylül ayına ilişkin TÜFE verisi aylık bazda %2,97 oranında artış kaydetti ve yıllık TÜFE %51,97 seviyesinden %49,38 seviyesine geriledi. Piyasadaki medyan beklentiler TÜFE'nin aylık %2,2 oranında artış kaydedeceği yönündeydi. Manşet TÜFE'nin detaylarına baktığımızda en fazla odaklandığımız kalem olan hizmet enflasyonunda katılığın güçlü bir şekilde devam ettiği görüldü. Hizmet enflasyonu yıllık bazda baz etkilerinin yardımıyla %77,8'den %72,9'a gerilemiş olsa da aylık bazda geçen ayki %4,6'nın dahi üzerine çıkarak %4,9 seviyesinde gerçekleşti. Bu sonuçta bu aya mahsus olarak eğitim hizmetlerindeki %14,2'lik aylık enflasyonun önemli bir etkisi olsa da eğitim dışında da fiyat katılıklarının devam ettiği görüldü. Çekirdek TÜFE aylık bazda %3,57 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda %51,56'dan %49,10 seviyesine geriledi. ÜFE rakamı da aylık bazda %1,37 oranında artış gösterdi ve yıllık ÜFE %35,75'ten %33,09 seviyesine geri çekilme kaydetti. TCMB Başkanı Fatih Karahan, TBMM'de perşembe günü yaptığı sunumda aylık enflasyon ana eğilimi belirgin ve kalıcı bir düşüş gösterene ve enflasyon beklentileri iyileşene kadar sıkı duruşun korunacağını vurguladı. Açıklanan eylül ayı enflasyon rakamlarının beklentileri aşması, hizmet enflasyonunda katılığın sürmesi gibi nedenlerle TCMB'den faiz indirim beklentilerinin aralık, hatta ocak ayına ötelenebileceğini değerlendiriyoruz. Bu açıdan, ekim ve kasım enflasyonundaki alt detaylar, özellikle de hizmet enflasyonundaki katılığa ilişkin sinyaller, ilk faiz indiriminin zamanlaması konusunda temel belirleyici olacaktır.
BIST-100'DE SERT SATIŞLAR ETKİLİ OLDU
Ortadoğu'daki gelişmeler ve jeopolitik endişelerin artış kaydetmesine bağlı olarak salı gününden itibaren Borsa İstanbul'da bankacılık sektörü öncülüğünde genele yayılan sert satışların yaşandığı bir fiyatlama takip edildi. Hafta içerisinde etkili olan sert satışlarla BIST-100 Endeksi 9.700 seviyelerinden 8.850 seviyesine kadar sert bir düşüş kaydederken, cuma günü kapanışa doğru etkili olan alımlarla kayıplar bir miktar geri alındı. BIST-100 Endeksi haftayı %6,83 oranında sert bir düşüşle 9.109 puandan tamamladı. Psikolojik öneme sahip 9.000 altındaki seviyeleri test eden ve haftalık kapanışını 9.100 bölgesinden gerçekleştiren endekste jeopolitik gelişmeler ve haber akışları yakından takip edilecektir. Gün içi oynaklığın ciddi ölçüde artış kaydettiği ve sert fiyatlamaların yaşandığı endekste sene başından bu yana yaşanan yükselişlere çekilen fibonacci düzeltme seviyelerinin trend dönüş çizgisine denk gelen 9.228 seviyesi ile 50 haftalık üssel ortalama (9.237) ilk güçlü direnç noktalarıdır. Endekste toparlanma eğiliminin devamlılığı açısından 50 haftalık ortalama (9.237) üzerinde kapanışlara ihtiyaç olduğunu değerlendiriyoruz. Ortalama üzerindeki tutunmalarda 9.350 - 200 günlük üssel ortalama (9.438) ve 9.500 seviyesi direnç olarak önem kazanacaktır. Psikolojik öneme sahip 9.500 üzerindeki kapanışlarda 9.700 – 9.850 bölgesine doğru yükselişler yaşanabilir. Endekste 50 haftalık üssel ortalamanın (9.237) üzerinde kalıcılığın sağlanamaması ve satış baskısının etkisini sürdürmesi halinde ise 9.000 bölgesi kısa vadeli ilk destek noktası olup, devamında 8.850 ve 8.750 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. Fibonacci düzeltme seviyelerinin %61,8'lik kısmına denk gelen 8.750 altı kapanışlarda 8.600 – 8.500 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir.