PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Yıllık enflasyon yüksek bazın da etkisiyle 14 ay sonra yüzde 50'nin altına indi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Eylül'de aylık yüzde 2.97 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya göre 2.59 puan azalışla yüzde 49.38'e geriledi. Yıllık enflasyon 2021'den sonra ilk kez yüzde 50 düzeyinde sabit tutulan politika faizinin altında kaldı. TÜFE Eylül'de, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 35.86 artarken, 2024 yılı sonu için yüzde 41.5 olarak tahmin edilen Orta Vadeli Program (OVP) hedefinin 5.64 puan, orta noktası yüzde 38 olan enflasyon raporu tahmininin ise 2.14 puan altında kaldı. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon Kasım ayında yoğunlaşan politika faizi indirimi beklentilerini ötelerken, ağırlıklı olarak ekonomistlerin yıl sonu enflasyon beklentilerini de enflasyon raporunda sunulan tahmin aralığının üst noktası olan yüzde 42'nin üzerine çekti.
TÜİK verilerine göre, Eylül'de bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 14.21 ile eğitim oldu. Eğitimi yüzde 4.16 artışla alkollü içecekler ve tütün, yüzde 3.86 artışla konut, yüzde 3.63 artışla giyim ve ayakkabı izledi. Eylül'de bir önceki aya göre azalan tek ana harcama grubu haberleşme oldu. Eylül'de özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) aylık yüzde 3.22, yıllık yüzde 48.23 arttı. Yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Eylül'de aylık yüzde 1.37 artarken, yıllık enflasyonu 2.64 puan azalışla yüzde 33.09 oldu.
Bu arada enflasyon verisiyle birlikte konut ve işyeri kiralarında uygulanabilecek tavan zam oranı da belli oldu. Eylül'de 12 aylık ortalamalara göre TÜFE yüzde 63.47 arttı. Böylece kira kontrat süresi Eylül'de dolanlar için konut ve işyeri kira artış üst sınırı yüzde 63.47 oldu.
"AYLIK ENFLASYONUN ANA EĞİLİMİ DÜŞMEYE DEVAM EDECEK"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yıllık enflasyondaki gerilemenin sadece baz etkisinden değil, aynı zamanda aylık fiyat artışlarının daha düşük seyretmesinden de kaynaklandığını vurguladı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yapan ve milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Karahan, enflasyonun ana eğilimindeki ılımlı seyrin, yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen yönetilen ve yönlendirilen fiyat ayarlamalarındaki artışlara ve bunların dolaylı etkilerine rağmen sürdüğünü ifade etti. Karahan, son 12 ayda ortalama yüzde 3.1 olan ana eğilimin, son altı ayda yüzde 2.7'ye, son 3 aylık dönemde ise yüzde 2.6'ya gerilediğini kaydetti. Hizmet enflasyonunun yavaşlamaya devam ettiğini belirten Karahan, bu gruptaki fiyat artışlarının diğer bir çekirdek grup olan temel mallara kıyasla güçlü seyrettiğini ve manşet enflasyonu yukarıya çektiğini dile getirdi. Karahan, hizmet sektöründe daha yaygın olan zamana bağlı ve geriye dönük fiyatlama davranışlarının, hizmet enflasyonundaki zayıflamanın gecikmeli ve daha yavaş gerçekleşmesine neden olduğu değerlendirmesinde bulundu. Hizmet sektörü enflasyonunda ataleti besleyen en önemli grubun kira olduğunu bildiren Karahan, öncü göstergelerin bir süredir aşağı yönlü harekete işaret ettiğini vurgulayarak, verilerin önümüzdeki aylarda kira enflasyonunun zayıflayacağını ima ettiğini söyledi. Para politikasındaki kararlı duruş, yurt içi talepteki dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimin düşmeye devam edeceğini belirtti. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması dezenflasyon açısından kritik olduğunu dile getiren Karahan, sıkı para politikası duruşlarıyla beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlı olduklarını söyledi. Karahan, Haziran'da başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu belirledikleri ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini kaydetti.
KAYDA DEĞER BİR DEĞİŞİKLİK YOK!
TCMB'nin Eylül ayı aylık fiyat gelişmeleri raporuna göre, enflasyon yüksek bazın da etkisiyle ana gruplar genelinde düşmeye devam ederken, aylık fiyat artışı gıda grubu öncülüğünde önceki aya kıyasla zayıfladı. Gıda fiyatları uzun bir aradan sonra aylık bazda geriledi, bu gelişmeyi taze meyve ve sebze kalemi başta olmak üzere işlenmemiş gıda alt grubu sürükledi. Enerji fiyatlarındaki artışta doğal gaz mesken tarifelerinde yapılan düzenleme belirleyici oldu. Temel mal grubu aylık enflasyonu önceki aylara kıyasla bir miktar yükselse de görece ılımlı seyrini sürdürdü. Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetleri ile zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi güçlü eğitim gibi kalemler öncülüğünde, aylık fiyat artışları gücünü korudu. Üniversite eğitim ücretleri yüksek bir oranda artarken, bu yıl kayıt tarihlerine bağlı olarak söz konusu artışın kademeli bir şekilde Ağustos ayı itibarıyla endekse yansımaya başlaması, hizmet grubu aylık enflasyonunu yukarıya çeken bir unsur oldu. Üretici fiyatları artışı önceki aya kıyasla bir miktar yavaşladı, yıllık üretici enflasyonu yüksek bazın da etkisiyle düştü. Tüm göstergeler birlikte incelendiğinde, enflasyonun ana eğiliminin kayda değer bir değişiklik sergilemediği değerlendirildi.
H-ÜFE AYLIK YÜZDE 2.62 ARTTI
Belirli bir dönemde ülke içerisinde üretimi yapılan hizmetlerin üretici fiyat değişimlerini ölçmeyi amaçlayan hizmet üretici fiyat endeksi (H-ÜFE) Ağustos'ta aylık yüzde 2.62, yıllık yüzde 57.72 arttı. TÜİK verilerine göre H-ÜFE, Ağustos'ta bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 57.72, 12 aylık ortalamalar yüzde 76.54 artış gösterdi.
TÜİK geçen hafta 2023 devlet hesaplarını da açıkladı. Buna göre, genel devlet açığı 2023'te 1 trilyon 272.7 milyar lira olarak tahmin edildi ve bir önceki yıl yüzde 2.1 olan genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranı yüzde 4.8'e yükseldi. Açıktaki artışın temel nedeni hanehalkı ve iş yerlerine yönelik yapılan deprem yardımları oldu. Merkezi devlet ve mahalli idareler alt sektörleri 2023'te açık verirken sosyal güvenlik kurumları alt sektörü fazla verdi. Genel devlet konsolide brüt borç stokunun GSYH'ye oranı ise 2023 yılında yüzde 29.3'e düştü.
EYLÜL AYI İHRACATI 22 MİLYAR DOLAR
Türkiye'nin ihracatı Eylül'de yıllık yüzde 1.8 azalışla 22 milyar dolar olurken, ithalatı yüzde 1.4 azalışla 27.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ticaret Bakanlığı verilerine göre Eylül'de dış ticaret açığı yıllık yüzde 0.5 artışla 5.1 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 0.4 puan azalışla yüzde 81.1 düzeyinde gerçekleşti. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise, ihracatın ithalatı karşılama oranı 2.8 puan azalarak yüzde 98.1 oldu. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Eylül ayı ihracatındaki gerilemenin en önemli sebebini takvim etkisi olarak açıkladı. Altın ihracatında yüzde 66'lık bir gerileme olduğunu vurgulayan Bolat, altın ve enerji çıkarıldığında ihracatın Eylül'de yüzde 3.3 artışla 20.8 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Bolat, son 14 aylık dönemde dokuz ay, aylık ihracat rekorları kırıldığını dile getirdi.
HAMMADDE İHRACATI 10.8 MİLYAR DOLAR
Eylül'de geniş ekonomik grupların sınıflamasına göre en çok ihracat hammadde grubunda yaşandı. Eylül'de hammadde ihracatı yıllık yüzde 6.8 azalışla 10.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yıllık yüzde 1.6 artışla 7.85 milyar dolar ihracatın gerçekleştiği tüketim malları ikinci, yüzde 5.2 artışla 3.14 milyar dolar ihracatın gerçekleştiği yatırım malları üçüncü sırada yer aldı.
Eylül'de en çok ithalat 18.4 milyar dolarla (yüzde 6.2 azalış) hammadde grubunda yapılırken, bunu sırasıyla 4.37 milyar dolarla (yüzde 5.9 artış) yatırım malları, 4.23 milyar dolarla (yüzde 12.1 artış) tüketim malları grupları takip etti. Eylül'de sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; imalat sanayi sektörü yüzde 94.5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü yüzde 3.4, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yüzde 1.6 oldu. Eylül'de sektörlere göre ithalatın payı sırasıyla; imalat sanayinde yüzde 84, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 10.7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe yüzde 2.5 oldu.
DIŞ İCARET AÇIĞI YÜZDE 31.5 AZALDI
Ticaret Bakanlığı verilerine göre; Türkiye'nin ihracatı 2024 yılının ilk dokuz ayında yüzde 3.2 artışla 192.8 milyar dolara yükselirken, ithalatı yüzde 7.9 oranında azalışla, 252.9 milyar dolara geriledi. Bu dönemde dış ticaret açığı yüzde 31.5 oranında azalışla 60.1 milyar dolar oldu. Eylül itibarıyla son 12 aylık yıllıklandırılmış ihracat yüzde 3.4 oranında artışla, 261.6 milyar dolara yükselirken, son 12 aylık yıllıklandırılmış ithalat yüzde 7.3 oranında azalışla 340.3 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı ise 35 milyar dolar azalarak 78.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Murat SAĞMAN / Ekonomist, SAGAM Strateji Danışmanlık Kurucusu
"Faiz indirimi Aralık'ta olabilir"
Eylül ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde geldi. Ekim ayı enflasyonu da yüksek gelirse, Kasım'da politika faizi indirimi beklentisi ötelenir. İlk faiz indirimi, en erken Aralık'ta olabilir. Şu anda enflasyonla mücadele para politikasıyla devam ediyor. Maliye politikaları enflasyonla mücadeleyi yeterince desteklemiyor. Başta yargı alanı olmak üzere yapısal reformlara ve kamu tasarrufuna ağırlık verilmeli.
Prof. Dr. Üstün DİKEÇ / ekonomist
"Yİ-ÜFE'deki hızlı düşüş önemli bir gelişme"
14 ay sonra yüzde 50'nin altına düşen enflasyon, 2021 yılı sonrası ilk kez politika faizinin altına inerek düşüş sinyalleri verdi. Ancak, ana harcama gruplarından yüzde 50.70 artışla sağlık, yüzde 52.33 artışla alkollü içecekler ve tütün, yüzde 65.41 artışla lokanta ve oteller, yüzde 93.59 artışla eğitim, yüzde 97.87 artışla konut, Eylül ayı enflasyonunun üstünde kaldı. İlk kez enflasyonun ana faktörlerinden gıda ve alkolsüz içkiler yüzde 40.29 artışla enflasyonun altında gerçekleşti. Sektördeki üreticilerin yurtiçine sattıkları ürünlerin fiyat değişimini ifade eden ve de maliyet enflasyonunu tetikleyen Yİ-ÜFE'nin Eylül 2024'te hızlı bir düşüş göstermesi izleyen dönemler için olumlu bir gösterge ve gelişme. Eylül 2023'te yüzde 3.40 olan Yİ-ÜFE, 2024 Eylül'de yüzde 1.37'ye, yıllık olarak da yüzde 47.44'ten yüzde 33.09'a düştü.
Her iki göstergedeki zaman içindeki yurtiçi faktörler kadar, jeopolitik gelişmeler ile ABD ve Çin gibi ülkelerin uluslararası ekonomik ve siyasi kararlarının, -örneğin enerji ve sermaye mallarıyla ilgili- etkisinde kalındığını göz ardı etmemek gerekir.
Prof. Dr. Sinan ALÇIN / Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi
"İhracatta yüksek teknolojinin payı artırılmalı"
Aylık bazda ana harcama gruplarından eğitimde yükseliş dikkat çekiyor. Yıllık bazda eğitimle birlikte, konut, lokanta ve otel harcamalarında ciddi artış var. Bu tablo, yılsonunu yüzde 45 TÜFE artışıyla tamamlayabileceğimize işaret ediyor. Enflasyonun beklentilerin üzerine çıkması, TCMB'nin Kasım ve Aralık ayında yapması beklenen faiz indirimlerini etkileyebilecek bir sapma değil. Küresel risklerin, gerçeğe dönmeye başladığı bir döneme gidiyoruz. Özellikle İsrail'in Gazze Şeridine, Lübnan'a saldırması, İran'ın İsrail'e karşılık vermesi, Körfez ülkelerindeki petrol arz güvenliğini de tehdit edeceğini gösteriyor. Özellikle reel sektör açısından sanayideki yavaşlamayı, kapasite kullanım oranlarındaki gerilemeyi dikkate aldığınızda, küresel merkez bankalarının faiz indirim sürecine girdiğini düşündüğümüzde, TCMB'nin faiz indirim iştahının devam edeceğine inanıyorum. İhraç pazarlarımızdan Almanya başta olmak üzere Avrupa'da daralma riski var. Son 42 ayın en yüksek reel değerli Türk lirası ile karşı karşıyayız. Bu durum, hazır giyim ve tekstil başta olmak üzere ihracat potansiyelinde yavaşlama veya aşağı yönlü hareket yaratıyor. Dış ticarette en önemli problemimiz dış ticaret haddi. Bunun olumlu bir seviyeye gelmesi için ortalama ihraç ürünleri fiyatlarını artırmalıyız. Bu da yüksek teknolojinin payının artmasıyla olabilir.
Prof. Dr. Yusuf DİNÇ / İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Enflasyonda beklenen sonuçlar şimdilik alınamıyor"
Enflasyon güçlü seyrini sürdürüyor. Büyüme verilerinden de politikaların etkisinin sanayi kesimi üzerine olduğu görüldü. Oysa hizmetler tarafının politikanın gücüyle baskılanması gerekirdi. Politika yanlış vidayı sıktığından enflasyon üzerinde beklenen sonuçlar şimdilik alınamıyor. Önümüzdeki seyirde yurtiçi parametrelerin yönetilebileceğini değerlendirmek mümkün. Fakat jeopolitik risklerin enflasyonist etkileri tetiklemesi riski hem Türkiye hem de tüm dünya için var. Yalnız enerji fiyatlarındaki artış gibi etkiler jeopolitik risklerden beklenecekse Türkiye için sadece enflasyonist etkiden söz etmek zor olacak. Çünkü bu durumda Türkiye'nin cari açık sorunu da yeniden gündeme gelecek ve bu durum başka enflasyonist etkileri de harekete geçirebilecektir. 8 Kasım (enflasyon raporu) toplantısında artık ufkun mesafesi çok kısaldığından TCMB'nin doğru bir tahmin yapması gerekecek. Buna göre tahmin yüzde 40'ın üzerine çıkabilir. Fakat raporun asıl önemli olacak kısmı jeopolitik risklere yapılacak muhtemel güçlü vurgular olacaktır. Faiz kararında ise politikaların sanayi kesimi üzerinde olumsuz etkileri belirleyici olabilir. Yahut selektif nitelikli adımlar atılabilir. Türkiye, pazarlardaki daralma riskine ve jeopolitik risklerin artan etkisine rağmen ihracat hedeflerine ilerliyor. Önümüzdeki dönemde İran İsrail arasındaki gerilimin tedarik zincirine etkileri Türkiye'yi dış pazarlarda destekleyecektir. İthalat tarafında ise tüketim malı talebinin artması beklenebilir. İç piyasadaki yavaşlamanın aksine dışarıda rekabetçi tüketim malı talebi arttı. Bu eğilimin önümüzdeki aylarda da devam etmesi beklenebilir.