İş insanlarından ‘Süper Teşvik Bölgesi’ talebi -2-

İş insanları, deprem bölgesinin toparlanabilmesi için finansman erişimin kolaylaştırılmasını, teşvik ve desteklerin artırılarak devam etmesini talep ediyor. Süper teşvik bölgesi talebini dillendiren iş insanları, bölgede yatırımların canlandırılması için ilave teşviklere ihtiyaç olduğunun altını çiziyor. (İkinci Bölüm)
09.02.2024 11:49 GÜNCELLEME : 09.02.2024 11:49
PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Asrın felaketi olarak anılan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti.

2023'te deprem için sadece merkezi yönetim bütçesinden 950 milyar liralık harcama yapılırken, 2024 yılı bütçesinden deprem ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayrıldı. Son bir yılda depremin yaralarını sarmak için seferberlik ruhuyla topyekûn çalışıldı.

PARA Dergisi olarak biz de büyük bir üzüntüyle andığımız asrın felaketinin birinci yılında, depremin vurduğu Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ'dan oluşan 11 ildeki mevcut ekonomik tabloyu ortaya koyduk.

Bölgede yatırımları olan iş insanları, bölgenin nabzını tutan oda/borsa başkanları ile konuştuk. İş insanları yapılan yatırımlara, verilen desteklere rağmen, hala deprem öncesi günlere dönülemediğinin altını çiziyor. Finansmana erişimin kolaylaştırılması, destek ve teşviklerinin artırılarak devam etmesi, deprem bölgesine özel "süper teşvikler" getirilmesi taleplerini dile getiren iş insanları, istihdamın korunabilmesi, nitelikli iş gücünün bölgeye çekilmesi için teşvik edici uygulamaların hayata geçirilmesini bekliyor.

Mehmet Sait KANBUR / Mado Yönetim Kurulu Başkanı

"Şehrin sanayisini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz"

Kahramanmaraş olarak çok zor bir süreçten geçtik. Şehrimizdeki ekonomik durumun pek iyi olduğu söylenemez. Kira giderleri ve barınma konusunda insanlar bir hayli zorlanmakta. Hasarsız evlerin kiralanması oldukça yüksek maliyetli. Genel giderlerin ve gıda fiyatlarının orantısız bir şekilde artması da özellikle alt ve orta gelir grubunu olumsuz etkiliyor. Bu ekonomik buhran sadece bizim şehrimizde değil tüm Türkiye'de hatta dünyada da etkisini gösteriyor. Ancak bizim deprem gibi bir gerçeği yaşamamız sürecin daha da zor ilerlemesine neden oldu. Şehrin sanayisini hem devletimizin desteği ile hem de bireysel çabalarımızla ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Kahramanmaraş'ta birçok iş yeri ve fabrika hasar aldı. Hala tadilat ve onarımı devam eden, yeniden ayağa kalkmaya çalışan birçok işletme var. Ancak şehirde üretim ve ihracat faaliyetleri kaldığı yerden devam ediyor. Kahramanmaraş'ta tarımsal alanlar da elbette zarar gördü. Özellikle suların kesintiye uğraması, yakıt sorunu ve üreticinin şehir değiştirmek zorunda kalması tarımı da olumsuz etkiledi. Tarımda da üretici toparlanma sürecinde. Kahramanmaraş'tan iş gücü göçü oldu. Stratejik noktalarda çalışan kaybettiğimiz ekip arkadaşlarımız oldu. Mevcut kadromuzun devam edebilmesi için fabrikamız içerisinde barınma, yemek ve diğer sosyal ihtiyaçların karşılanabileceği alanlar oluşturduk. Şehir değiştiren çalışanlarımızın geri dönebilmesi ve bizimle devam edebilmesi için de her türlü imkanı sunduk. Şehrimiz ayağa kalktıkça göç eden insanlarımızın da kendi yurtlarına kesin dönüş yapacağı kanaatindeyim. Şehrimizin bir an önce eski haline dönebilmesi için çalışmaların hızlandırılması ve sosyal yaşamın canlandırılması hepimiz için çok önemli.

Şahin BALCIOĞLU / BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı

"Çalışan nüfusta ciddi oranda göç var"

Deprem bölgesinde hala ekonomide ve sanayide olumsuzluklar mevcut. Bu durum hem küresel ekonomideki daralma hem de deprem bölgesinin kendi iç dinamikleri ile alakalı. Hala belirsizliğini koruyan birçok konu başlığı var. İnsanlar tedirgin ve gelecek konusunda endişeli. Çalışan nüfustan ciddi oranda göçler yaşanıyor. Kalifiye eleman bulma konusunda her sektörde sıkıntılar var. Deprem bölgesinde sanayi anlamında en büyük sıkıntı iş gücü bulma ve istihdamı korumada yaşanıyor. Konut, iş yeri, sosyal imkanlar gibi birçok alt başlık bunun beraberinde geliyor. Bölgeyi terk eden çok sayıda profesyonel var. Bu insanları geri getirmek için barınma, hastane, okul, sosyal yaşam gibi birçok sorunu çözmüş olmamız gerekiyor. Aksi takdirde giden kişilere sürekli yeni ilaveler olacak ve bölgenin üretim kapasitesi günden güne azalacak. Öncelikle bölgedeki orta hasarlı binalar gibi belirsiz konuların bir an önce çözüme kavuşması gerekiyor. Sigorta şirketleri yıllardır aldıkları primlerin karşılığında ödeme yapmamak için her türlü olumsuzluğu karşımıza çıkarıyor. Nitelikli iş gücünün bölgeye çekilmesi için teşvik edici uygulamalar bekliyoruz. Ödediğimiz SGK primlerini işveren olarak yine ödeyelim fakat bu çalışanlarımıza doğrudan ödensin. Burada devletin bir zararı olmaz. Çünkü biz çalışırsak devlete daha çok kurumlar vergisi, daha çok KDV öderiz. Bir nevi bir verip üç-dört alacak tekliftir bu devletimiz adına da.

Ahmet ÖKSÜZ / İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı

"Bu yıl destek ve teşviklere daha çok ihtiyaç duyacağız"

Ülkemiz, 6 Şubat'ta yer kürede yaşanan en büyük afetlerden olan deprem felaketi ile karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş'ta depremin yaraları hala tam olarak sarılabilmiş değil. Vatandaşımız son bir yılda büyük bir fedakarlık örneği gösterdi. Dayanışma ruhu ile tüm Türkiye deprem bölgesine akın etti. Biz de TİM'in öncülüğünde konteyner kentler inşa ettik. Depremin ardından yaşanan süreçte devletimizin ve sektörümüzün el birliği ile Kahramanmaraş'ta üretimin büyük bir kısmı yeniden devreye alındı. Türk tekstil sektörü olarak modern üretim altyapımız ve entegre üretim gücümüzle dünyada sayılı ülkeler arasında yer alıyoruz. Sektörümüzün tüm alt ürün gruplarında güçlü üretim ve ihracat ağına sahibiz. Dünyanın en büyük beşinci, Avrupa'nın ise ikinci tekstil tedarikçiyiz. Ancak rakiplerimize karşı rekabet avantajımızı koruyabilmek için bu yıl destek ve teşviklere daha çok ihtiyaç duyacağımız bir sene olacak. Özellikle ithalat kaynaklı haksız rekabeti frenliyor olmamız lazım. Bu dönemde küresel piyasalarda birçok ülke daha milli bir politika izliyor. Bizim de bu konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Ülke şapkamızı takıp, ülke menfaatine olan politikaları uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere tüm Bakanlıklarımızla büyük bir iş birliği içerisinde çalışıyoruz.

Adil Sani KONUKOĞLU / SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı

"Bölge insanına çağrım: Kalıcı olarak gitmeyin"

120 yıldır bu bölgeye hizmet sunan bir grup olarak, bölgeye karşı sorumluluğumuzun ve vefa borcumuzun gereği SANKO Holding olarak, kenetlendik ve çok hızlı bir şekilde yardım seferberliği başlattık. Depremin ilk aylarında doğal olarak üretime belli noktalarda ara verdik ve insan öncelikli anlayışımızla acil ihtiyaçlara odaklandık. Bölgede çok sayıda üretim tesisimiz ve 8 bin civarında çalışma arkadaşımız var. Yaşamın normale dönmesi kolay olmasa da adım adım gerçekleşiyor. Acil ve temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından üretimin devam etmesi, yaraların sarılmasında önemli aşamalardan biri. Tüm imkanlarımızı seferber ederek acil ihtiyaçlar noktasında bölgemiz için hızlı çözümler ürettik. Ülkemizin geçirdiği bu zorlu afet sürecinin hafifletilmesine katkı sağlayabilmek için depremin ilk gününden itibaren SANKO Holding, Grup şirketlerimiz, Sani Konukoğlu Vakfı ve SANKO Üniversitesi Hastanesi ile birlikte tüm imkanlarımızı seferber ederek Bakanlıklar, Valilikler, AFAD, STK'lar ve tüm yetkili kurumlar ile iş birliği içinde yardım çalışmalarımızı yürüttük. Halen de devam ediyoruz. Bu süreçte SANKO Gönüllüleri oluşumunu başlattık. Bunun yanında, afet bölgesindeki tüm çalışma arkadaşlarımızın ihtiyaçlarına bir nebze destek olabilmek için bölgede bulunan 8 bin çalışanımızın her birine ayni ve nakdi afet yardımı da yapıldı. Depremin birinci yıldönümünde Gaziantep, tüm olumsuzluklara rağmen ihracattaki yerini korudu. Gözbebeği şehrimiz 2023'te 10 milyar 71 milyon 31 bin dolarlık ihracat gerçekleştirerek Türkiye'nin en çok ihracat yapan altıncı ili oldu. Özellikle ilk dönemlerde başka illere yapılan göçler tersine olarak yapılmaya başlandı. Bölge insanımıza çağrım; kalıcı olarak bölgeden gitmemeleri ve burada üretime, bölgenin kalkınmasına destek olmaları yönünde. Bu büyük felaketi birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla aşacağımıza ve yaraları birlikte saracağımıza inanıyorum.

Zeki KIVANÇ / Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Bölgenin ve ülkenin lokomotifi olmayı hedefliyoruz"

Depremlerin yol açtığı ekonomik fatura, tahmini olarak 2.3 trilyon lirayı (120 milyar doları) aştı. Bu, gelişmiş ekonomileri dahi zorlayacak bir tutar. Bu zararı atlatmak için devlet ve millet olarak her zamankinden daha fazla dayanışma içinde olmalıyız. Ancak yardımlaşarak bu zorlu dönemleri geride bırakabiliriz. Adana'mız da depremden herhangi bir işletme zarar görmedi. Firmalar, üretimlerine 10-15 gün ara verdiler. Akabinde, kaldıkları yerden çalışmalarına devam etti. Yaşamış olduğumuz bu büyük depremler, geçtiğimiz yıl ihracatımızda 7 milyar dolara yakın bir kayba neden oldu. Fakat buna rağmen Türkiye'miz ihracatını yüzde 0.6 artışla 255.8 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Adana'mız ise 2022'de tarihinin en yüksek yıllık ihracat rakamlarına ulaşarak 3 milyar 46 milyon dolarlık bir başarı elde etmişti. 2023 yılında ise 2 milyar 901 milyon dolara yakın ihracat gerçekleştirdi. Adana'nın bu zorlu süreçte gösterdiği performans, kentimizin potansiyelini ve dayanıklılığını gösteriyor. İhracat rakamlarını artırmak amacıyla 2024'te Adana'nın önemini vurguluyoruz. Gelecek beş yıl içinde, ülkemiz endüstrisinin nabzını tutacak olan Adana, beş yeni organize sanayi bölgesi ve bir dizi küçük sanayi sitesi kurarak, bölgenin ve ülkemizin lokomotifi olmayı hedefliyoruz. Bu yeni yatırım alanlarıyla birlikte, Adana'nın ihracat rakamlarını daha da yükselterek ülkemizin gelişimine önemli katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz.

Memiş KÜTÜKCÜ / Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı

"Üretim kayıpları telafi ediliyor"

6 Şubat'ta yaşanan deprem organize sanayi bölgelerini ve bölgenin sanayi üretimini de etkiledi. Deprem bölgesindeki organize sanayi bölgeleri (OSB) toparlanma sürecine devam ediyor. Depremden etkilenen 11 ilimizde toplam 37'si işletmede olmak üzere toplam 59 organize sanayi bölgemiz bulunuyor. Bu OSB'lerimizdeki 5 bin 185 firmamızda 559 bin 930 kişiye doğrudan istihdam sağlanıyor. Deprem bölgesindeki OSB'lerimizin toparlanma mücadelesi ise devletimizin ve milletimizin desteği ile devam ediyor. Deprem bölgesindeki her şehirde kendine özgü şartlar oluştu. Dolayısıyla her şehrin toparlanma süreci de farklı seyretti. Depremden en çok etkilenen beş şehrimiz olan Adıyaman'daki OSB'lerimizde depremin yaşandığı Şubat'ta üretim kaybı yıllık yüzde 70'lere ulaşmıştı. Geçtiğimiz yıl Aralık'ta bu oran yüzde 9.7'ye geriledi. Aynı dönemde Hatay'daki OSB'lerimizde üretim kaybı yüzde 74'ten yüzde 19'a, Malatya'daki OSB'lerimizde üretim kaybı yüzde 70'den yüzde 6.6'ya geriledi. Gaziantep ve Kahramanmaraş'taki OSB'lerimizdeki üretim kayıpları ise telafi edilerek, pozitif alana geçildi. Geçtiğimiz yıl Şubat'ta yıllık yüzde 37 üretim kaybı yaşayan Gaziantep'teki OSB'lerimiz, 2023 Aralık'ta üretimlerini yüzde 4.1 artırırken, aynı dönemde yüzde 74.5 üretim kaybı yaşadığımız Kahramanmaraş'taki OSB'lerimiz üretimlerini yüzde 0.69 artırdı. OSBÜK olarak deprem anından bu yana hep bölgenin yanındayız. Bölgedeki üretimin deprem öncesine geri dönmesi için barınma sorununun tamamen ortadan kaldırılması ve şehirlerden ayrılan iş gücünün yeniden dönmesini şart.

Mehmet TORUNOĞLU / Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Tarıma da ekstra teşvikler açılmalı"

Adıyaman'ın ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olmakla birlikte son yıllarda özelikle tekstil, gıda ve mermer sektörü yatırımlarında sanayileşme eğilimi görünüyor. Adıyaman OSB'de lokomotif sektör konfeksiyon. Deprem sonrasında çalışan sayımızda yüzde 40 azalma oldu. Organize Sanayi Bölgemizdeki 201 işletmeden 15'i yıkıldı, 30'u hasar aldı. Depremde çalışanların başka illere göç etmesi nedeniyle iş gücü kaybı yaşandı. Ticaret ve Sanayi Odası olarak depremin ilk anından itibaren şehrimizin ve iş dünyamızın sorunlarıyla ilgili çalışmaları yürütüyoruz. Adıyaman'da hububat tarımı başta olmak üzere meyvecilik alanında başta badem, Trabzon hurması, ceviz, zeytin, nar ve Antep fıstığıyla üretim desenimiz zenginleşiyor. Deprem dönemi ekilen tarlalarımız aldığı yağış miktarı ile verimlilik üst düzeyde oldu ve devlet kanalıyla hemen hemen tüm hububat iyi rakamlar ile satın alındı. Adıyaman'da susuz tarım olduğundan tarım sektörü kıt kanaat idare ediyor. Daha iyi seviyelere taşınması için bir an önce sulu tarıma geçmesi gerekiyor ve devlet eliyle zenginleşen tarım desenimizin kontrol altına alınması ve bir düzene koyulması gerekiyor. Tarımda depremin fiziken yaşatmış olduğu bir hasar görülmedi fakat artan girdi maliyetleri tarım sektörümüzü hayli zora soktu, tarımda yeni girişimleri geri atmaya itti. Tarıma da ekstra teşvikler açılmalı. Sulu tarıma geçilmesi için Adıyaman'da acilen sulama barajlarının bitirilmesi gerekiyor. Sulu tarım Adıyaman'ın bir anlamda kurtuluşu olacak. Bu barajlarımız Koçali, Gömükan ve Çetintepe. Barajların tamamlanıp sulama başladığında 1 milyon 750 bin dekar arazi sulanacak. İlimizde ürün deseni tamamen değişecek.

Mustafa BULUNTU / Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Küçük sanayi sitesi için yerinde dönüşüm projesi yapılacak"

Kahramanmaraş'ın bir sanayi kenti olması ve 30 bine yakın esnafın olması Kahramanmaraş'ı ekonomik olarak deprem bölgelerindeki en ağır hasarı alan il haline getirdi. Kentimizdeki OSB'lerin yüzde 60-70'inde çok ciddi hasarlar meydana gelmişti. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin özellikle küçük sanayi sitemizde 2 bin 500'e yakın işyerinin yaklaşık bin 200'e yakını ağır hasarlı ve yıkık bir vaziyetteydi. Küçük sanayi sitesi için yerinde dönüşüm projesi yapılacak. Bu noktada da şu an 184 iş yerinin ihalesi yapıldı ve inşaat faaliyetlerine başlandı. Kısa sürede mevcut yatırımları ayağa kaldırıp, yeni yatırımları bölgemize çekemezsek önemli bir sanayi şehri olan ve gelecek için büyük potansiyel arz eden Kahramanmaraş'ı hedeflerine ulaştıramayacağız. 6 Şubat depremlerinden çoğu sektör olumsuz etkilendi. Tekstil ihracatında yüzde 30'a varan gerileme yaşandı. Yıllık bazda iklimlendirme sanayi yüzde 37, elektrik-elektronik yüzde 7, çelik sektörlerinde ise yüzde 62'lik artışlar kaydedildi. Otomotiv, kuru meyve ve mamulleri, mücevher sektör ihracatları yüzde 100'ün üzerinde arttı. Olumsuzluklara rağmen Türkiye genelinde yüzde 6.5 pay oranı ile ilimiz tekstil ve hammaddeler sektörü iller arasında dördüncü sıradaki yerini korudu. Kahramanmaraş 2023 yılı itibarıyla demir ve demir dışı metaller sektör ihracatında 10'uncu, hazır giyim ve konfeksiyonunda 11'inci, mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinde 14'üncü, iklimlendirme sektöründe ise 20'nci sırada yer aldı.

Oğuzhan Ata SADIKOĞLU / Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Deprem bölgesi özel teşviki çıkarılmalı"

Mücbir sebep süresi üç ay sonra sone erecek. Bu süre, şehirlerimiz tam anlamıyla ayağa kalkana kadar devam etmeli. 2011 yılında Van'da meydana gelen deprem sonrası mücbir sebep beş yıl sürmüştü. Malatya'nın 13 ilçesi Altıncı Bölge teşviklerinden faydalanması için karar alındı. Elbette önemli bir adım, ancak özellikle çarşı esnafımız ve ekonominin temel taşları olan Özsan ve Yeni Sanayi sitesinde faaliyette bulunan imalatçı, esnaf ve tüccarımız için de teşvikler şart. Depremlerden en çok etkilenen Malatya, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illeri için 'Deprem Bölgesi Özel Teşviki' çıkarılmalı. Bu iller için en az beş yıl yatırım ortamı, kredilendirme, vergi, SGK ile imar ve kentsel dönüşüm mevzuatı yönünden kapsayıcı teşvik ve destekler sağlanmalı. Reel hasarı yok sayan, masa başında alınan kararlar deprem bölgesindeki sorunları çözmeye yeterli olmayacak. Özel teşviklerle bu şehri ayağa kaldırmazsak gidenleri geri getirme, kalanları da koruma gibi bir şansımız yok.

Adnan ÜNVERDİ / Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Bölgenin toparlanabilmesi için teşvikler devam etmeli"

Depremin olumsuz etkilerine rağmen Gaziantep, 10 milyar doların üzerinde ihracata ulaştı. Deprem nedeniyle başka şehirlere göç, bölgemizde ciddi iş kayıplarına neden oldu. Depremin ardından İskenderun Limanı'ndaki yangın sonrası Mersin Limanı'nda yaşanan yoğunluk devam ediyor ve şehrimizle birlikte bölgemizin dış ticaretinde çok büyük aksamalara neden oluyor. Bölgemizin toparlanabilmesi için finansman, teşvik ve destekler devam etmeli. Bu bağlamda, bölge ekonomisinin toparlanmasına katkıda bulunmak için TOBB tarafından 'Tedarikçim Deprem Bölgesinden' kampanyası kapsamında özellikle büyük ölçekli şirketleri, hammadde ve yarı mamul tedariklerini deprem bölgesindeki firmalardan karşılamaya davet ediyoruz. Alıcı kanalların aracılığı ile yurtdışından gelen alım heyetlerinin bu bölgeye yönlendirilerek firmalar ile bir araya getirilmesi de bölge ekonomisi ve ticaretin canlanmasına önemli katkıda bulunacak. Deprem sonrası üretim kapasitelerimizde düşüşler oldu. Vergi yükünün azaltılması ve kaybettiğimiz iş gücünün telafisi için istihdam teşvik edilmeli. Bu noktada sanayimizin ihtiyacı olan ara eleman ve teknik personel yetişmesi için mesleki eğitim konusuna ağırlık vermeliyiz. Geleceğimiz için mühendislik bölümleri ve meslek liselerinde yeşil dönüşüm, dijitalleşme, yalın üretim ve verimlilik konuları muhakkak müfredata alınmalı ve ders olarak okutulmalı. Kadınlarımızın da artık üretimde daha fazla yer almalarını istiyoruz. Özellikle Gaziantep gibi sanayi kentlerinde kendilerine verilecek devlet destekleri ile kadınların üretime katılımlarını teşvik edebiliriz. Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde atılan adımlar umut verici. OVP'de deprem bölgesine yönelik yatırım ve ticarete yönelik finansman desteklerinin etkin bir şekilde bölgemize ulaştırılması kredi maliyetlerinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde toparlanmaya önemli katkıda bulunacak.

Mehmet YETİM / Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"İstihdamımızı artırmak için çalışıyoruz"

Şanlıurfa da depremden etkilenen 11 ilin içerisinde. Hatta 31 Temmuz'a kadar deprem illeri adına ilan edilen Mücbir Sebep Hali kapsamında yer alıyordu. Tabii ki ilimizin bu kapsamdan çıkarılması, yaralarının tamamen sarıldığı anlamına gelmiyor. Malumunuz, Şanlıurfa 6 Şubat depremlerinden sonra büyük bir sel felaketine de maruz kaldı. Art arda gelen her iki doğal afet de ilimize büyük bir mali yük getirdi. İlimizin en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Bahçelievler semtinde sadece kurumumuz Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası'na (ŞUTSO) kayıtlı 900 civarında işletme zarar gördü ve yaralarını sarmaya, zararlarını telafi etmeye çalıştı. Biz de Oda olarak işletmelerimizin ihtiyacı ve en önemli sorunlarından olan finansmana erişim sorununu çözmek için çabaladık. Depremin sanayi ve tarımsal üretimde olumsuz etkisi olmakla birlikte, özellikle girdi maliyetlerinde yaşanan artış üretime ve istihdama olumsuz yansıyor. İlimiz ekonomisinde en fazla paya her ne kadar hizmet sektörü sahip olsa da imalat sektöründe de ciddi bir yatırım var. Özellikle komşu ilimiz Adıyaman'dan ilimize büyük bir göç oldu. Bu da beraberinde ciddi bir barınma sorunu getirdi. Şu an bu sorununun büyük oranda çözüldüğünü, hâlihazırda ilimizde 580'den fazla deprem konutunun yapımının devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak depremin etkisiyle konut ve kira fiyatlarında büyük bir artış oldu. Bu arada yürütülecek yeniden imar çalışmaları da ekonomimize büyük bir mali yük olacak. Deprem ilimizdeki istihdamı da etkiledi. Özellikle Adıyaman başta olmak üzere, komşu illerden gelen depremzedeleri burada istihdam etmeye çalıştık. İstihdamımızı artırmak, iş gücü piyasamızı güçlendirmek, nitelikli çalışan açığımızı kapatmak adına da çalışmalar sürdürüyoruz. Bu kapsamda çalışmaları yürüten Odamıza bağlı Şanlıurfa Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Merkezi (ŞUTGEM) var.

Devrim Murat AKSOY / Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Devletin sağladığı desteklerin devamı en büyük talebimiz"

Osmaniye, 6 Şubat'ta yaşanan depremden oldukça etkilenmiş olup, toplamda 10 bin bağımsız bina ve bin işyeri ağır hasarlı olarak kayıtlara geçti. İlimizdeki sanayi tesislerinin büyük bir bölümünün yer aldığı Osmaniye OSB'de, tesislerimizde çok fazla zarar olmadı. Ancak merkezde bulunan ticari işletmelerde ağır hasarlı ve yıkılmış işyeri sayısı çok fazla. Ticaret açısından bakıldığında zarar oldukça fazla. Tarımda da özellikle depremin yoğun olduğu bölgede yer alan yer fıstığı işletmeleri zarar gördü. Osmaniyemiz, devletimizin ilimize sağladığı desteklerle toparlanma sürecini çok iyi geçirdi. Deprem sonrasında ilimize yeni yatırımlar olmadı. Ancak ilimizde bu süreçte Kadirli ve Düziçi'nde olmak üzere iki tane OSB faaliyet geçti. Açılan bu OSB'lerimizle daha fazla yatırım ve ihracat en büyük beklentimiz. Toparlanma sürecinde devletimizin sağladığı desteklerin devam etmesi ise en büyük talebimiz. Devletimiz çeşitli alanlarda konteynır kent alanlarını kurarak vatandaşları mağdur etmedi. Evleri yıkılanlar için TOKİ konutlarının yapımı ve teslimi halen devam ediyor. İşyerleri yıkılanlar için de konteynır işyerleri açılmış olup, firmalar ticaretlerini orada sürdürüyor. Barınma konusunda istihdamın etkileneceği bir durum söz konusu olmadı. İlimizde ve diğer depremi yaşayan illerimizde yeniden yapılanma sürecinde en çok inşaat sektöründe iş gücü bulma sıkıntısı yaşandı. Onun dışında sanayi tesislerinde istihdam ile ilgili sıkıntı yok denecek kadar az oldu. Sanayi sektöründe üretim konusunda çok büyük sıkıntılar yaşanmadığından dolayı üretim ve ihracat olumsuz denecek ölçüde etkilenmedi. 2023 yılı ihracatı hemen hemen 2022 yılı ihracat seviyelerinde seyretti. Bu konuyu da depremden dolayı ulaşımda yaşanan sıkıntılar ve pazar kayıpları konusuyla bağlantılı olarak düşünmekteyiz.

Mehmet KAYA / Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Genç iş gücü yurtdışına yöneldi"

6 Şubat deprem felaketi pandemi ve son iki yıldır daha yoğun bir şekilde hissettiğimiz ekonomik sorunların üzerine yaşandı. Depremin etkilediği illerde ekonomi durma noktasına geldi. Diyarbakır'da Maraş, Hatay, Adıyaman illeri gibi organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri depremde hasar görmedi. Sanayide çalışan ve depremde hayatını kaybeden çalışanlarımız oldu. Barınma sorunu nedeniyle geçici bir iş gücü kaybı da yaşadık. Ama Diyarbakır, daha hızlı toparlanan bir il oldu. Tarım ve hizmet sektöründe de üretimin ve hizmet sunumunun devam ettiği bir il oldu ve hata diğer deprem bölgesindeki işletmelere destek vermeye çalıştı. Depremin ilimizdeki en büyük hasarı barınma sorunu. Ağır ve orta hasarlı konut sayısı 25 binin üzerinde. Bu da ortalama 150 binin insanın barınma sorunu yaşaması demek. Hala yıkılması gereken yapıların yıkımları devam ediyor kent içinde. Kentin bazı bölgeleri boşaltılan ve yıkılmayı bekleyen yapılar yüzünden karanlığa bürünmüş durumda. İnsanların çoğu akrabalarının yanında kalıyor ve ilçelere köylere gidiyor. Geçici barınma alanlarında sadece 7 bin 500 kişi kalıyor. Aileler daha çok kendi içinde birleşerek bu durumla baş etmeye çalışıyor. Tabii deprem sonrası kira fiyatları da çok fazla arttı ve mevcut ekonomik koşullarda ev kiralamak düzen oluşturmak da oldukça zor çalışan kesim için. İşletmelerde depremden sonra bir iş gücü kaybı yaşandı. Ancak daha sonra işletmeler kendi içlerinde geçici barınma alanları oluşturdular. Hem Türkiye'nin ekonomik sorunları hem de deprem nedeni ile ilimizdeki genç iş gücü yurtdışına yöneldi. Bizim için önemli bir yatırım avantajı olan genç iş gücünü kaybetme riskimiz var.

Hacı Mustafa CELKANLI / Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"İlave teşviklere ihtiyaç duyuluyor"

6 Şubat depremlerinin olumsuz etkileri henüz ortadan kaldırılamadı. Halen konteyner veya çadırlarda yaşam savaşı veren insanlarımız var. Deprem, yarattığı etki ile deprem bölgesi illerinin ekonomisinin çökmesine neden oldu, halen yeteri kadar toparlanma ve canlanma olmadı. Eğitim konusunda yaşanan olumsuzluklar çözülemedi. Deprem dolayısı ile okulların bir kısmı yıkılmış, bir kısmı ise ağır hasarlı olduğundan kontrollü olarak yıkılıyor. Mevcut okullar ise ihtiyacı karşılayamıyor. Yeni konut yapımı tamamen durdu, kiralar ise büyük şehirler ile yarışır hale geldi. Yaşanan depremler Kilis'te ihracatı da olumsuz etkiledi. 2022'de 94 milyon 553.8 bin dolar olan ihracat 2023'te 73 milyon 969.8 bin dolara geriledi. Mevcut istihdam durumu toplam bin 871 iş yerinde çalışan 26 bin 830 kişi. Deprem öncesi istihdama göre düşüş mevcut. Sadece OSB'de deprem öncesi 7 bin kişi çalışırken bugün bu sayı 5 bin kişiye düştü. Deprem sonrası bir kısım kapanan fabrikalar oldu. Yeni yatırım yapılmadı. Çalışan fabrikalarda küçülme yaşandı. Üretim miktarında ve istihdam sayısında düşüş oldu. Kilis bölgesel destekler açısından Beşinci Bölge destekleri kapsamında. OSB ise bir alt bölge desteğinden faydalandığından Altıncı Bölge desteği kapsamında. Deprem sonrası bu destekler yetersiz kaldı ve yeni yatırımların yapılması için yeterli cazibe oluşturamadı. Depremin yaralarının sarılması ve yatırımların yeniden canlanabilmesi için ilave teşviklere ihtiyaç duyuluyor. Deprem bölgesinde başta elektrik ve doğalgaz fiyatlarında indirimli tarife uygulanması; konut yapımını teşvik etmek amacı ile inşaatın ana girdilerinden oluşan demir ve betondan alınan tevkifatların kaldırılması gibi destekler uygulamaya konulmalı.

Mehmet KAYA / Şanlıurfa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

"Desteklerin artırılması yaraların hızla sarılmasını sağlayacak"

Şanlıurfa, Hatay ve Kahramanmaraş'a göre depremden daha az zarar gördü. Deprem bölgeleri göç verirken ilimiz göç aldı. Sanayi ve tarım alanlarında büyük kayıplar yaşamadık. Bu anlamda üretim süreçlerimizde yaşanan olumsuzlukların giderilmesi daha hızlı biçimde gerçekleşebildi. Özellikle tarım ekonomisinde Şanlıurfa oldukça önemli bir merkez. Ülkenin tarımsal hasılasının yüzde 15.3'ü depremden etkilenen illerde üretiliyor. Tarım sektörünün toplam üretim içindeki payı Şanlıurfa'da yüzde 20.8. Şehrimiz, tarımsal ham madde konusunda oldukça zengin. Bu açıdan ticari anlamda büyük bir potansiyeli bulunmuyor. Hedefimiz, ilimizin tarım ve hayvancılık potansiyelinin tanıtımı ve bölge için cazibe merkezi haline gelmesi. Yaşanan deprem sonrasında bölgede yaşanan sorunlar, devletimizin sağladığı destekler ve aldığı önlemler sayesinde ilimiz de artık olağan akışına dönüyor. Bu desteklerin artırılması, pek tabii yaraların daha hızlı sarılmasını sağlayacak. Şu anda çiftçi ve tüccarımız finansmana erişim noktasında sorunlar yaşıyor. Bitkisel üretim ve hayvancılık sektörlerinin deprem öncesi durumuna kısa sürede ulaştırılarak sürdürülebilir üretim ortamının sağlanması amacıyla deprem illerinde zarar gören tüm tarımsal altyapının rehabilite edilmesi veya yeniden inşası, canlı hayvan kayıplarının yerine konulmak suretiyle karşılanması, finansmana erişimde kamunun etkinliğinin artırılması, tarım işçisi istihdamının teşvik edilmesi ve çiftçilerin üretimden vazgeçmelerinin önlenmesini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınması, oldukça etkili bir yol haritası sağlayabilir.

Ahmet Bünyamin YAVUZ / Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Mavi ve beyaz yakalı sıkıntısı var"

Şehrimizin en önemli sorunlarından birisi göç. Deprem sonrası ilk dönemde şehrin çok büyük bir bölümü yaşam alanlarını terk ettiler. Şehrimizde özellikle eğitim ve sağlık gibi temel yaşam gereksinimlerindeki imkansızlıklar ailelerin bölünmesine sebep oldu. Aynı zamanda herhangi bir mesleki yeterliliğe sahip çalışanlara sahip olmanın maliyeti yükselirken hem şahıs şirketleri hem de büyük firmalar bu maliyet yükselişlerini hizmet bedellerine yansıtmak durumunda kaldıkları için ülke ortalamasının üstünde bir enflasyonla karşı karşıya kaldık. Şehirde ciddi bir mavi yakalı ve beyaz yakalı sıkıntısı var ki bu zaten yıkım sonrası beklenen bir sonuç. Bölgedeki imkansızlıklardan dolayı kalifiye çalışanlar kaybedilmeye devam ediyor. Sadece gittikleri yerlerde düzenini kuramayan, sermayesi tükenen, intibak sürecinde sorunlar yaşayan grupların kısmen de olsa geri döndüklerini gözlemleyebiliyoruz. Ancak bu tersine göç genel olarak son sermayesiyle memleketinde yaşama dönmeye çalışan esnaflardan oluşmakta. İşverene ve çalışana yönelik ciddi teşvikler olmadığı takdirde orta vadede tüm kalifiye çalışanları kaybetme riskimiz bulunuyor. Şehrimizin en büyük şanslarından birisi sahibi olduğumuz Antakya Organize Sanayi Bölgesi ve ilimizin amiral gemisi sektörlerinden mobilyacılık analında hizmet veren Antakya Mobilyacılar İhtisas Sanayi Sitesi'nin neredeyse hasarsız olması. Buralarda depremden kısa bir süre sonra üretim başladı. OSB'lerin yüzde 80 kapasiteyle çalıştığını söyleyebilirim. Genel olarak çalışanlarından hayatta kalanlar ve Hatay'da kalanlarla faaliyetlerini sürdürmeye çalışan işletmelerin maliyetleri ciddi anlamda arttı. Zira kalifiye personellerine astronomik ücretler öderken; konaklama imkanı sunması gerekliliği de baş gösterdi. Bu da işletmelerin karlılık oranlarını ciddi anlamda düşürdü.

İlkay ÜNAL / İGSAŞ Genel Müdürü

"Hatay'da fabrika yatırımımıza başladık"

İGSAŞ ve iştiraki olduğumuz Yıldızlar Yatırım Holding, 6 Şubat depremi yaşandıktan çok kısa bir süre sonra harekete geçerek, başta Malatya, Kahramanmaraş, Hatay olmak üzere ihtiyaç duyulan tüm yerlere hem arama kurtarma malzemeleri hem de insani yardımda bulundu. Enkaz altındaki vatandaşlarımızın çıkarılması, sokakta kalanların gıda, hijyen malzemeleri, giysi ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bölgeye çok sayıda yardım aracı gönderildi. Deprem bölgesinden göçün en önemli nedeni, sağlıklı barınma koşullarının ilk etapta olmayışı. Devletimiz pek çok kaynağını seferber ederek hızlıca oturum alanlarını tüm afetzedeler için inşa ediyor. Ancak ihtiyaç tamamen karşılanmadığı için İskenderun'da Yıldızlar Yatırım Holding olarak bir konteyner kent kurduk. Bu tür geçici barınma olanaklarının yaratılması göçü azaltacak, üretimin ve ticaretin sürmesini ve hayatın hızla normalleşmesini sağlayacak. Öte yandan depremin yarattığı tahribatın giderilmesi, bölgenin tekrar eski haline gelmesi için iş imkanları yaratılması, insanların yeniden evlerine ekmek götürmelerini sağlamak gerekiyor. Buradan yola çıkarak Hatay'da bir fabrika kurma ve istihdam yaratma kararı aldık. İlgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin koordinasyonunda yatırımımızla ilgili çalışmalarımızı tamamladık ve yatırımımıza başladık. Hatay'da hayata geçireceğimiz yıllık 250 bin tonluk kompoze gübre fabrikası, bölgenin sanayisine ve tarımına büyük katma değer sağlamasının yanı sıra ihracatta da ciddi fırsatlar yaratacak ve ekonomimize önemli katkı sağlayacak. Tesisimizin 2025 yılının ilk yarısında üretime geçmesini planlıyoruz.

İdris ALAN / Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"2024, Elazığ için yatırım ve kalkınma yılı olacak"

Depremden kaynaklı sorunlarımızın en önemlisi, şehir merkezinde yıkımı gerçekleştirilen binaların hala yapılamaması ve bu alanlarda faaliyet gösteren iş yerlerinin açılamaması. Hükümetimizin yerinde dönüşüm projelerine destek kapsamında hak sahiplerine vereceği 750 bin lira hibe, 750 bin lira faizsiz kredi imkânlarının bu konuda büyük bir itici güç olacağına ve şehrimizin kısa sürede yeniden inşa edileceğine inanıyoruz. Depremden sonra iş insanlarımıza ve esnaflarımıza yönelik vergi erteme ve teşviklerin önemli bir bölümü yapıldı ve iş dünyası bundan oldukça memnun kaldı. İlimizde 2024'te çok sayıda kamu yatırımı hedefleniyor. Özellikle ilimizin sulama projeleri, Fırat Üniversitemizin yapacağı yeni 800 yataklı hastane, tren yollarının rehabilite edilmesi, tarım ve hayvancılık alanındaki yatırımlar yanında özel sektörün de planladığı yatırımlar oldukça fazla. Bu amaçla oluşturduğumuz İkinci Organize Sanayi Bölgesi'ndeki arsalarımıza olan yoğun talep de gösteriyor ki 2024 yılı Elazığ için yatırım ve kalkınma yılı olacak. Elazığ'da yaşanan 24 Ocak 2020 depreminin ardından 26 bin konut TOKİ eliyle yapıldı ve hak sahiplerine teslim edildi. 6 Şubat depreminde ağır hasar gören binalar için de yapım işlemleri başladı ve 2 bin 936 konutun yapımı devam ediyor. Yeni yapılacak ihalelerle depremden kaynaklı hak sahiplikleri için tüm hemşerilerimiz güvenli konutlarına kavuşacak.

Mehmet Tuncay YILDIRIM / Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Desteğe ihtiyacımız var"

Depremin ardından bir yıl geçti. Gaziantep merkezde normale dönüşü sağladık ancak hasar alan Nurdağı ve İslahiye ilçelerimizde ticari hayatın normal seyrine döndüğünü söyleyemeyiz. İhracatımızı hızlı bir şekilde toparlamayı başardık. 2022 yılında Türkiye ihracatının yüzde 4.6'sını gerçekleştiren Gaziantep, 2023'te 10 milyar 71 bin dolar ihracat ile Türkiye ihracatına yüzde 4.5 katkı sundu. Ancak toplam ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 4.3 kayıp yaşadı. Depremin etkileri, ulusal ve küresel ekonominin içinde bulunduğu durumu düşününce Gaziantep başarılı bir iş çıkardı. Deprem elbette bölgenin iş gücü piyasasını da olumsuz etkiledi. Özellikle nitelikli iş gücü ve ara eleman konusu tüm iş insanlarımız için süregelen bir sorundu. Deprem dolayısıyla özellikle deprem bölgesi illerinden Hatay, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş başta olmak üzere diğer illere iş göçü oldu. Deprem öncesinde ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücüne bugünkü ihtiyaç daha fazla… Kabul etmek gerekir ki depremden dolayı ülkemiz de zor günler geçirdi. Fakat üretici, sanayici ve işverenin yükü giderek ağırlaşıyor. Asgari ücretin ve girdi maliyetlerinin artması, işletmelerimizin sürdürülebilirliğini riske atıyor. Dolayısıyla desteğe ihtiyacımız var.

Yücel BAYRAM / Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Bölge için atılacak adımlar hız kazanmalı"

6 Şubat depremi bölgemiz için ciddi bir yıkıma neden oldu. Can ve mal kayıplarımızın yanında ticari anlamda da kayıplarımız meydana geldi. Devletimizin acil eylem planlarına ek olarak bölge için atılacak adımların hız kazanması, en önemli faktörlerin başında geliyor. 6 Şubat sabahı, bölge olarak büyük bir felakete uyandık. İlk başta felaketin boyutunu kestirmek zordu. Ama saatler ve günler geçtikçe felaketin boyutu sanılandan daha büyüktü. Bölgedeki tüm havalimanları ve karayolu ulaşımı hasar görmüş, bir tek Adana Şakir Paşa Havalimanı faaliyet göstermekteydi. Lojistik, sadece Adana üzerinden bölge illere ulaştırılmaktaydı. Adana diğer illerimize göre daha az can kaybı ve yıkım yaşamış olduğu için biz acımızı unutarak diğer illerin yardımına koştuk. Adana Ticaret Odası olarak TOBB ve Adana Valiliğimiz öncülüğünde, büyük bir organizasyonla gıda, ısınma araçları, iş makineleri ile deprem bölgesine yetişmeye ve bir can dahi olsa kurtarma çabasına girdik. Seferberlikte 35 bin üyemiz adına bir nebze faydamız olmuşsa kendimizi mutlu hissederiz.

Halkbank deprem bölgesine 7 milyar lira nakdi destek sağladı

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren sahada olan Halkbank, bankacılık hizmetlerinin aksamadan devam etmesini sağlamanın yanı sıra gerek nakdi gerekse ayni yardımlarla yaraların sarılması için güçlü destek sundu. Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan'ın açıklamalarına göre; devlet kurumlarıyla koordinasyon halinde temel gıda, ilaç, barınma ve benzeri acil ihtiyaç malzemelerini içeren gerekli yardım ve desteği sağlayan Halkbank Finans Grubu, deprem bölgesine, 7 milyar lira nakdi ve 1 milyar lira da ayni katkıda bulundu. Halkbank tarafından, deprem bölgesindeki 184 bin müşteriye 85 milyar lira ilave kredi imkânı sunuldu. Bölgedeki 400 bin müşterinin yaklaşık 57 milyar lira kredisi ertelenirken, vefat eden 583 müşterinin de 68 milyon lira borcu silindi. 72 binin üzerinde esnafa 28 milyar lira kredi desteği sağlandı. Kredi Garanti Fonu (KGF) iş birliğiyle hayata geçirilen "6 Şubat Depremleri Destek Kredisi Paketi" kapsamında; işletme kredilerinde 60 ay vade ve yatırım kredilerinde ise; 120 aya kadar uzanan vade imkânlarıyla 6.7 milyar lira kredi kullandırıldı. Depremden zarar gören esnafın çalışma hayatına dönmesini kolaylaştırmak amacıyla 250 bin lira üst limitli, bir yıl ödemesiz dönem olmak üzere 60 ay vadeli 'Hayata Dönüş Kredisi' hayata geçirildi. Halkbank, depremden yoğun biçimde etkilenen 11 ilde 11 binden fazla kadın girişimciye 4.2 milyar lira destek sağladı. Depremde büyük yara alan Hatay ve Osmaniye'nin sosyoekonomik dinamiklerini daha güçlü biçimde harekete geçirerek, bölgeye katma değer sağlamak amacıyla 19'u Hatay'da, 4'ü Osmaniye'de olmak üzere toplam 23 şubeyi kapsayan Hatay Bölge Koordinatörlüğü, 2024'ün ilk günlerinde faaliyete geçti. Halkbank, Hatay Bölge Koordinatörlüğü'nün yanı sıra toplam 119 şube, 352 ATM ve 2 binden fazla çalışanıyla hizmetlerine devam ediyor. Halkbank, sosyal projelere de ağırlık verdi. Depremden en çok etkilenen beş ilde "Konteyner Çamaşırhane" ile "Konteyner Çocuk Kütüphanesi ve Kafe" projeleri hayata geçirildi. Ayrıca, Kahramanmaraş ve Hatay'ın İskenderun ilçesindeki depremzede kadınlara yönelik Halk Eğitim Merkezleri iş birliği ile ücretsiz el sanatları kursları da düzenlendi.

BİZE ULAŞIN