Küresel risk iştahı geçen hafta dalgalı bir seyir izledi

ABD’de açıklanan finansal sonuçların beklentilerin üzerinde gelmesi, geçen haftanın ilk yarısında risk iştahını ve küresel hisse piyasalarını destekleyen bir gelişme oldu. Ancak gündemdeki ana risk başlıklarına bağlı olarak risk iştahındaki toparlanmanın kalıcılık sağlayamadığı ve haftanın kalan bölümünde risk iştahının yeniden baskı altında kaldığı görüldü.
26.10.2022 21:53 GÜNCELLEME : 28.10.2022 00:00

ONURCAN BAL Küresel piyasalarda zaman zaman toparlanma gözlense de bu taraftaki iyimserliğin kısa vadeli kaldığı ve son aylarda ağırlıklı olarak satıcılı bir fiyatlamanın öne çıktığı takip ediliyor. Küresel çapta yüksek seyreden enflasyonu kontrol altına alabilmek için merkez bankaları 2022 yılında agresif faiz artırımlarını gündeme alırken, 2022 yılının son çeyreğinde de sıkılaşma sürecinin devam etmesi bekleniyor. FED'in kasım ayı toplantısında 75 baz puan faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılırken, aralık toplantısı için piyasadaki beklentiler 50 baz puan ile 75 baz puan arasında değişim gösteriyor. Aralık ayındaki faiz artırımının büyüklüğü konusunda ilerleyen süreçte açıklanacak enflasyon ve istihdam verileri belirleyici olacaktır. 2023 yılının ilk toplantısında da FED'in 25 baz puan faiz artırımına giderek faiz oranını yüzde 4.75 ya da yüzde 5 seviyesine getirdikten sonra güçlü sıkılaşmanın etkilerini görmek adına beklemeye geçeceği değerlendiriliyor. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da artan resesyon endişelerine rağmen bu yılın kalan bölümünde faiz artırımlarını sürdürmesi öngörülüyor. ECB eylül toplantısında tarihinde ilk kez 75 baz puan faiz artırımına giderken, ekim ve aralık toplantılarında da benzer adımların devamı bekleniyor.

KÜRESEL ÇAPTA RESESYONİST BİR SÜRECE DOĞRU

Merkez bankalarının bu yıl içerisinde attıkları güçlü faiz artırım adımlarına bağlı olarak sıkılaşan likidite koşulları, enflasyonist ortamda satın alma gücünün zayıflaması, Rusya-Ukrayna savaşının etkileri ve Avrupa'daki enerji krizine bağlı olarak küresel ekonomilerde yavaşlama gözlenirken, önümüzdeki süreçte küresel çapta resesyonist bir sürecin yaşanabileceğini değerlendiriyoruz. Avrupa'nın 2023 yılının ilk yarısında resesyona girmesine kesin gözüyle bakılıyor. Avrupa'da yaşanan enerji krizinin kış aylarında daha da derinden hissedileceğini dikkate aldığımızda bazı sektörlerde mevcut durumda gündeme gelen arz kesintilerinin derinleşme ihtimali Avrupa'da resesyonun düşünülenden daha sert gerçekleşmesine de neden olabilir. ABD cephesine baktığımızda özellikle konut piyasasında yaşanan yavaşlama dikkat çekerken, FED'in önümüzdeki aylarda da devam edeceği önden yüklemeli faiz artırımlarının ekonomik yavaşlamayı daha da hissedilir hale getireceğini değerlendiriyoruz. IMF ve Dünya Bankası Başkanları son dönemdeki açıklamalarında merkez bankalarının yüksek enflasyonu dizginlemek için yaptığı faiz artırımlarıyla beraber küresel resesyon riskinin de arttığı uyarısında bulunurken, resesyon beklentilerinin ve bu konudaki uyarıların her geçen gün daha ciddi bir şekilde dile getirildiğini görüyoruz.

İNGİLTERE'DEKİ GELİŞMELER PİYASALARIN TAKİBİNDE

İngiltere hükümetinin açıkladığı vergi indirim planı sonrasında geçtiğimiz haftalarda İngiliz sterlininde sert kayıplar yaşanırken, tahvil faizlerinde de sert yükselişler gündeme gelmişti. İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizlerdeki yükselişe karşın tahvil piyasasına kısa süreli müdahalede bulunurken, İngiliz hükümetinden vergi planı konusunda geri adımların geldiği takip edildi. Yakın zamanda İngiltere Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng görevden istifasını duyururken, Jeremy Hunt Maliye Bakanlığı görevine getirildi. İngiltere'nin yeni Maliye Bakanı Jeremy Hunt, gelir vergisini azaltma planının süresiz olarak kaldırılacağını belirtti. Tüm bu gelişmelerin ardından geçen hafta perşembe günü İngiltere Başbakanı Liz Truss istifa ettiğini açıkladı. İngiltere'de Boris Johnson'un istifa etmesi sonrası yapılan oylama ile göreve gelen Truss, sadece 44 gün görevde kalarak ülkenin en kısa süre görev yapan başbakanı oldu.

FİYATLAMALAR ÜZERİNDE ETKİSİNİ SÜRDÜRECEK

ABD'de açıklanan finansal sonuçlar küresel risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde etkili olurken, önümüzdeki haftalarda şirket kârlılıkları piyasaların yakın takibinde olacaktır. Şirket kârlarında zayıflama görülmesi resesyon endişelerini artırarak piyasalar üzerinde ek bir baskı oluşturabilir. Geçen hafta Aselsan ve Arçelik'in finansal sonuç açıklamalarıyla yurt içinde de 2022/3Ç finansal sonuç dönemi başlamış oldu. 9 Kasım'a kadar devam edecek olan finansal sonuç dönemi boyunca Borsa İstanbul'da hisse ve sektörel bazlı hareketlerin öne çıkabileceğini değerlendiriyoruz. Bu süreçte finansal sonuç beklentileri dikkate alınarak olumlu beklentilerin olduğu sektör ve hisselerin tercih edilmesi daha yararlı bir strateji olacaktır. Finansal sonuç beklentileri olumlu olan sektörlere baktığımızda ilk sırada havacılık ve gıda perakendeciliği sektörleri öne çıkarken, otomotiv, holding ve enerji sektörü de genel olarak beklentilerin güçlü olduğu sektörler arasında yer alıyor. Elbette sektör içerisinde şirket bazlı ayrışmalarının olabileceği ve finansallara ilişkin yayınlanan beklenti raporlarının iyi bir şekilde incelenip analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Finansal sonuç beklentilerinin zayıf olduğu sektörlere baktığımızda ise telekom, demir – çelik ve dayanıklı tüketim sektörleri sayılabilir.

150 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) geçen haftaki toplantısında 150 baz puan indirime giderek politika faizini yüzde 12,00 seviyesinden yüzde 10,50 seviyesine çekti. Açıklama metninde dış talepteki azalmaya dikkat çeken TCMB, küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz ettiğine vurgu yapıyor. TCMB takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesinin gündeme alındığını belirtiyor. Buna göre, politika faizinin kasım ayında yüzde 9.0-9.50 aralığına indirilmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Eylül başında açıklanan OVP hedefleri, önümüzdeki aylarda mali tarafta bir genişleme olabileceğine işaret ediyor Mali ve parasal genişlemenin birlikte yaşandığı böyle bir durumda, hızla yükselmeye devam eden cari açık ve yoğun dış borç geri ödeme takvimi de dikkate alındığında büyük merkez bankalarının faiz arttırdığı bir ortamda, TL üzerinde değer kaybı baskılarının önümüzdeki aylarda güçlenme ihtimalinin bulunduğunu düşünüyoruz

BIST-100 ENDEKSİ TARİHİ ZİRVELERİNİ YENİLEDİ

Geçen haftaya yurtdışı piyasalardaki toparlanma ve bankacılık sektöründeki sert yükselişlerin katkısıyla güçlü bir başlangıç yapan BIST-100 Endeksi, haftanın kalan bölümünde dalgalı bir görünüm ortaya koydu. Hafta içerisinde 3.900 üzerindeki seviyeleri test eden ve tarihi zirvesini 3.952,22 seviyesine taşıyan endekste 3.900 üzerinde tutunmanın korunması durumunda 4.000 seviyesi psikolojik bir direnç olarak önem kazanacaktır. Endekste 4.000 puan üzerinde kapanışların yaşanması durumunda alımların yeni bir ivme kazanabileceğini ve bu durumda 4.100 – 4.150 aralığının gündeme gelebileceğini değerlendiriyoruz. Finansal sonuç dönemi içerisinde güçlü gelecek şirket kârları Borsa İstanbul'da yeni bir yükseliş trendinin başlamasına neden olabilir. Finansal sonuç dönemi boyunca hisse ve sektörel bazlı hareketlerin ön plana çıkabileceği dikkate alınmalıdır. Yurt dışındaki zayıflamaya bağlı olarak endekste yaşanabilecek kâr satışlarında ise 3.900 seviyesi altında 3.845 – 3.800 ve önceki tarihi zirvenin bulunduğu 3.715 seviyeleri ilk önemli destek noktalarıdır. Bu seviyelere kadar yaşanabilecek geri çekilmeler kısa vadeli bir düzeltme hareketi olarak yorumlanabilir. Belirttiğimiz seviyeler kırılmadığı sürece mevcut pozisyonlar sürdürülebilir. Ancak 3.715 seviyesi altındaki kapanışlarda satışların hız kazandığı ve teknik görünümdeki bozulmanın derinleştiği görülebilir. 3.715 altında temkinli olunması ve hız kazanacak satışlarla 3.600 – 3.500 aralığının gündeme gelebileceğinin göz önünde bulundurulması yararlı olacaktır.

BİZE ULAŞIN