Konut satışlarında canlanma sürüyor
HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye'nin cari işlemler hesabı Mart'ta 4 milyar 87 milyon dolar açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 1 milyar 471 milyon dolar fazla verdi. Mart'ta ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4.84 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler hesabı yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda 2.55 milyar dolar artışla 12 milyar 229 milyon dolar açık kaydetti. Mart itibarıyla yıllıklandırılmış cari işlemler açığı ise bir önceki aya göre 36 milyon dolar azalışla 12 milyar 610 milyon dolar oldu.
Mart'ta doğrudan yatırımlar kaynaklı 338 milyon dolar net giriş yaşanırken, portföy yatırımları kaynaklı 3 milyar 551 milyon dolar ve diğer yatırımlar kaynaklı 3 milyar 894 milyon dolar net çıkış kaydedildi. Resmi rezervlerde Mart'ta 15.1 milyar dolar net azalış yaşandı. Mart'ta seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 2.2 milyar dolar oldu. Net hata noksan kaleminde kaynağı belirsiz para çıkışı Mart'ta 3.9 milyar dolar, yılın ilk üç ayında 6.69 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Ödemeler dengesi verilerini değerlendiren ekonomi yönetimi, cari açığın yıl sonunda Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin altında kalacağına işaret etti. OVP'de 2025 yılı sonu cari işlemler açığı hedefi 2025 için 28.6 milyar dolar olarak öngörülmüştü.
YILSONU TÜFE ARTIŞI BEKLENTİSİ YÜZDE 30.35
TCMB'nin yayınladığı Mayıs ayı piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların 2025 yılı sonu cari açık beklentisi 19.2 milyar dolar olarak tahmin edildi. TCMB'nin reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 66 katılımcı tarafından yanıtlanan piyasa katılımcıları anketine göre, katılımcıların Mayıs ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi yüzde 2.36 oldu. Katılımcıların yılsonu TÜFE artışı beklentisi ise yüzde 29.98'ten yüzde 30.35'e yükseldi. Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 43.60 lira iken, bu anket döneminde 43.70 lira oldu. Katılımcıların GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3'ten yüzde 2.9'a geriledi.
NİSAN'DA 118 BİN 359 KONUT SATILDI
Konut satışları dört ayın zirvesine çıktı. Türkiye genelinde Nisan'da yıllık yüzde 56.6 artışla 118 bin 359 konut satıldı. Konut satışları aylık bazda yüzde 6.8 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre, 2025 yılı Ocak'ta 112 bin 173, Şubat'ta 112 bin 818, Mart'ta 110 bin 795 konut satıldı. Ocak-Nisan döneminde ise yıllık yüzde 27.9 artışla 454 bin 145 konut satışı gerçekleşti.
İpotekli konut satışları Nisan'da yıllık yüzde 147 artarak 17 bin 465, Ocak-Nisan döneminde yıllık yüzde 99.4 artarak 69 bin 194 oldu. Diğer satış türleri sonucunda Nisan'da yıllık yüzde 47.3 artışla 100 bin 894, yılın ilk dört ayda yıllık yüzde 20.1 artışla 384 bin 951 konut satıldı. İlk el konut satışları Nisan'da yıllık yüzde 43.8 artışla 34 bin 633, Ocak-Nisan döneminde yıllık yüzde 19.7 artışla 134 bin 509, ikinci el konut satışları Nisan'da yıllık yüzde 62.6 artışla 83 bin 726, Ocak-Nisan döneminde yıllık yüzde 31.6 artarak 319 bin 636 olarak gerçekleşti.
Yabancılara yapılan konut satışları ise Nisan'da yıllık yüzde 13.2 artarak bin 440, yılın ilk dört ayında yıllık yüzde 13.5 azalarak 6 bin 18 oldu. Nisan'da ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 276 ile Rusya Federasyonu, 128 ile İran ve 120 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.
EN FAZLA FİYAT ARTIŞI İZMİR'DE
TCMB, yılın ilk çeyreğine ilişkin ticari gayrimenkul fiyat endeksi (TGFE) verilerini açıkladı. Buna göre, 2025 yılı birinci çeyreğinde Türkiye genelinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 7.7 artan TGFE, 183.2 düzeyinde gerçekleşti. TGFE, yıllık bazda nominal olarak yüzde 32.4 arttı, reel olarak ise yüzde 5.2 azaldı. Yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre dükkan fiyat endeksi aylık yüzde 7.2, yıllık bazda nominal olarak yüzde 32.8 arttı, reel olarak ise yüzde 4.9 azaldı. Ocak-Mart döneminde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 10.2 artan ofis fiyat endeksi yıllık bazda nominal olarak yüzde 30.3 arttı, reel olarak yüzde 6.7 oranında azaldı. TGFE bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre İstanbul'da yüzde 5.1, Ankara'da yüzde 9.7, İzmir'de yüzde 9.8 arttı.
Geçen hafta inşaat üretim endeksi verileri de açıklandı. TÜİK verilerine inşaat üretimli Mart'ta aylık yüzde 2.5 azalırken, yıllık yüzde 10.5 arttı.
Bu arada TÜİK verilerine göre Mart'ta inşaat maliyet endeksi aylık yüzde 1.53, yıllık yüzde 23.23 artış gösterdi.
NİSAN'DA BÜTÇE AÇIĞI 174.7 MİLYAR LİRA
Merkezi yönetim bütçesi, Nisan'da 174.7 milyar lira açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Nisan'da bütçe gelirleri yıllık yüzde 60.7 artışla 957.4 milyar lira, bütçe giderleri yüzde 46.3 artışla 1 trilyon 132.1 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Faiz giderlerinin yıllık bazda yüzde 128.6 artışla 260.7 milyar liraya ulaştığı 2025 yılı Nisan'da, faiz hariç giderler ise yüzde 32.1 artışla 871.5 milyar lira oldu. Nisan'da faiz dışı denge 85 milyar 945 milyon lira fazla verdi. Yılın ilk dört ayında bütçe gelirleri yüzde 50.7 artışla 3 trilyon 364.2 milyar lira, bütçe giderleri yüzde 45.3 artış 4 trilyon 249.7 milyar lira düzeyinde gerçekleşirken, bu dönemde bütçe 885.5 milyar lira açık verdi. Ocak-Nisan döneminde faiz giderleri yıllık yüzde 98.8 artışla 724.6 milyar lira oldu. Faiz dışı denge ise 160.9 milyar lira açık verdi.
"REEL HARCAMALARIN SEYRİ ÖNEMLİ"
Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Demirhan, bütçe açığının kurumlar vergisi tahsilatlarına bağlı olarak Nisan'da hız kesse de dört aydır üst üste açık vermeye devam ettiğini vurguladı. 885.5 milyar liralık dört aylık kümülatif açık ile yıl sonu tahmininin yüzde 46'sına ulaşıldığına dikkat çeken Demirhan, "Faiz dışı denge Nisan'da pozitife dönmesine rağmen kümülatifte eksilerde kalmaya devam ediyor. İlk dört aylık süreç içinde faiz dışı harcamalar tarafında enflasyondan arındırdığımızda kısmi bir azalma söz konusu. Bu gelişmeler bütçe performansının mali disiplini güçlendirecek görünümden uzak olduğunu gösteriyor. Bundan sonraki aylarda özellikle reel harcamaların azalıp azalmadığına odaklanılacak. Önümüzdeki aylarda reel harcamalarda aşağı yönlü kayda değer bir gelişmenin olmaması enflasyon tahminlerine ulaşılamama riskini doğurur" diye konuştu.
İHRACAT BİRİM DEĞERİ YÜZDE 1.8 ARTIŞTA
Geçen hafta dış ticaret endeksleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, ihracat birim değer endeksi Mart'ta yıllık yüzde 1.8 artışla 116.1, ihracat miktar endeksi yıllık yüzde 1.5 artışla 160.3 oldu. Mart'ta ithalat birim değer endeksi yıllık yüzde 1.3 artarak 132.3, ithalat miktar endeksi yüzde 0.8 artarak 130 düzeyinde gerçekleşti. İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2024 yılı Mart'ta 87.3 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0.4 puan artarak, 2025 yılı Mart'ta 87.7 oldu.
Dış ticaret endekslerini değerlendiren Prof. Dr. Erdal Demirhan, Mart'ta dış ticaret haddindeki artışın çok küçük miktarda gerçekleştiğini vurgulayarak, genel dış ticaret haddinin hala 100'ün altında olması dış ticarette aleyhte gelişmenin devam ettiğini gösteriyor. Demirhan, "Alt kırılımlarına baktığımızda imalat tarafında lehte gıda tarafında ise aleyhte bir görünüm var. Kısa ve orta vadede reel olarak değerli TL'nin dış ticaret hadlerinde baskı oluşturması muhtemel gözüküyor. Önümüzdeki günlerde gümrük tarifelerine yönelik gelişmelerinde dış ticaret haddi üzerinde etkileri söz konusu olabilir" dedi.
TOPLAM CİRO YÜZDE 33.4 ARTTI
Geçen hafta Mart ayı ciro endeksi ve ticaret satış hacim endeksi verileri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi 2025 Mart'ta yıllık yüzde 33.4, aylık yüzde 4.2 artış gösterdi.
Ticaret satış hacmi Mart'ta aylık yüzde 5, yıllık yüzde 10.8 arttı. TÜİK verilerine göre, Mart'ta toptan ticaret satış hacmi aylık yüzde 8.1. yıllık yüzde 11.1 artarken, perakende ticaret satış hacmi ise aylık yüzde 1.4 azaldı, yıllık yüzde 9.2 arttı.
Hatırlanacağı üzere önceki hafta sanayi üretimi verileri de açıklanmıştı. TÜİK verilerine göre sanayi üretimi Mart'ta aylık yüzde 3.4, yıllık 2.5 artış göstermişti.
Ekonomik aktivitenin önemli göstergelerinden biri olan sanayi üretimine ilişkin Mart ayı verilerinin, aylık ve yıllık bazda artışa işaret ettiğine dikkat çeken Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Öz, "Ancak rakamlar çeyreklik bazda değerlendirildiğinde, yılın ilk çeyreğinde sanayi üretiminde daralma yaşandığını gösteriyor. Son dönemde özellikle kredi faizlerinin yüksek seviyelerde seyretmesi, krediye erişimdeki güçlükler ve küresel düzeydeki gelişmeler sanayi sektörü üzerinde baskı oluşturduğu ifade edilebilir. Diğer yandan ciro endeksleri ve ticaret satış hacmi endekslerinde ivme kaybı görülüyor. Öncü veriler dezenflasyon süreciyle uyumlu olarak daralmaya işaret etse de enflasyon görünümüne ilişkin yukarı yönlü riskler halen varlığını koruyor" dedi.
İLK ÇEYREKTE İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 8.2
Geçen hafta 2025 yılı ilk çeyrek işgücü istatistikleri ile Mart ayı ücretli çalışan istatistikleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre, ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0.4 puan azalışla yüzde 8.2, işsiz sayısı 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişi oldu. Bu dönemde istihdam 266 bin kişi azalarak 32 milyon 389 bin kişi, istihdam oranı 0.5 puanlık azalışla yüzde 48.9, işgücü 449 bin kişi azalarak 35 milyon 273 bin kişi oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 15 düzeyinde gerçekleşti.
Diğer yandan, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı Mart'ta yıllık yüzde 0.6 artarken, aylık yüzde 0.2 azaldı. Ücretli çalışan sayısı Mart'ta 15 milyon 320 bin 987 kişi düzeyinde gerçekleşti. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Mart'ta ücretli çalışan sayısı sanayi sektöründe yıllık yüzde 2.6, aylık yüzde 0.7 azaldı, inşaat sektöründe yıllık bazda aynı kalırken, aylık bazda yüzde 0.7 geriledi. Ticaret-hizmet sektöründe ise yıllık yüzde 2.7, aylık yüzde 0.1 arttı.
Prof. Dr. Erdal DEMİRHAN / Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Cari açığın finansmanı odak noktası olacak"
Ödemeler dengesi verilerine göre Mart ayı yoğun sermaye çıkışlarının yaşandığı bir ay olarak dikkati çekiyor. Sadece Mart'ta 15.1 milyar dolarlık bir rezerv azalışı söz konusu. Üç aylık veride de düşük kalan cari açığın finansmanının rezervler kullanılarak gerçekleştirildiği görülüyor. Cari açıkta görülen azalma ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamanın bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Yılın ilk çeyreğindeki net sermaye girişlerinin cari açığın finansmanına yetmediği görülmekte. Yurt dışına mevduat ve portföy yatırımı kaynaklı sermaye çıkışının bunda önemli bir etken. Öyle ki bu iki kalem kaynaklı çıkışın tutarı 11 milyar doları aşıyor. Kaynağı belli olmayan 6.7 milyar dolarlık bir sermaye çıkışı da söz konusu olunca resmi rezervlerde 11.6 milyar dolarlık bir azalış ortaya çıkmış. Yılın geri kalanında da cari açığın düşük seviyelerde kalması muhtemel. Ancak sermaye girişlerinin zayıf kalması ve yerleşiklerin yurt dışına sermaye çıkışına devam etmesi durumunda rezerv erimesi devam edebilir. Yılın geri kalanında cari açık tutarından ziyade finansman tarafı odak noktası olacak gibi görünüyor.
Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Faiz giderlerinin yüksekliği enflasyonist baskıları artırıyor"
TCMB'nin açıkladığı verilere göre cari denge Mart ayında 4.1 milyar dolar açık verdi. Kasım'dan bu yana ödemeler dengesine ilişkin verilerde sınırlı miktarda da olsa artış eğilimi görülüyordu. Ancak bu eğilimin Mart ayında, bir önceki aya kıyasla olumlu bir görünüme döndüğü gözleniyor. Cari dengedeki bu toparlanma eğiliminin Nisan ayı ve sonraki dönemlerde özellikle enerji fiyatları ve turizm gelirlerinin etkisiyle devam etmesi beklenebilir. Yılın ilk çeyreğinde cari açığa ilişkin rakamlar, OVP'de yıl sonu için öngörülen hedefin ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.
Merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerini değerlendirdiğimizde ise yılın ilk dört ayında bütçe açığının yüksek seyrettiği görülüyor. Gelirlerdeki artışa karşın harcamalardaki artışın daha yüksek seyretmesi bütçe dengesini olumsuz etkiliyor. Verilerde Nisan'da faiz dışı dengede tekrar artış eğiliminin görülmesi dikkat çekiyor. Buna ek olarak, alt kalemlerde öne çıkan bir diğer unsur faiz giderlerinin yüksek seviyesini korumasıdır. Bu durum enflasyonist baskıları artıran ve enflasyon beklentilerini yukarı yönlü etkileyen temel dinamiklerden biri olarak görülüyor. İhracatımızın teknolojik kompozisyonu göz önünde bulundurulduğunda yüksek teknolojili ürün ihracatına geçiş yönünde adımların atılması önem arz ediyor.
Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ /Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Başkanı
"İnşaat ve gayrimenkul sektöründe canlanma sürüyor"
Ülke genelinde Nisan'da konut satışları yıllık yüzde 56.6 artarak 118 bin 359 adede ulaştı. Bu artış, konut piyasasında talep yönlü bir canlanmayı gösteriyor. Mevsimsel etkiler, Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte gerçekleşen ertelenmiş talepler ve bazı bölgelerde uygulanan yerel teşvik politikaları bu yükselişi destekleyen başlıca unsurlar arasında sayılabilir. Ancak bu yükselişin sürdürülebilir olup olmadığı sorusu, kredi faiz oranları ve hane halkının alım gücüyle doğrudan ilişkili. Halen yüksek seyreden enflasyon ve kredi faiz oranları ile artan konut fiyatları, özellikle ilk kez konut edinecek kesimler için ciddi bir bariyer oluşturuyor. Bu bağlamda, konut kredisi piyasasında yapılacak seçici gevşemeler ya da sosyal konut projeleri, satışların seyrini belirleyecek. Mart ayı inşaat üretim endeksine göre, sektörde yıllık bazda yüzde 10.5 oranında bir artış kaydedildi. Bu durum, son dönemlerde uygulanan sıkı para politikasına ve yüksek finansman maliyetlerine rağmen inşaat sektörünün toparlanma eğilimini koruduğuna işaret etti. Özellikle kamu destekli kentsel dönüşüm projeleri, altyapı yatırımları ve büyükşehirlerde artan güvenli yapı ihtiyacı, sektördeki üretim ivmesini destekleyen temel unsurlar oldu. Özetle, Mart ayı inşaat üretimi ve Nisan ayı konut satış verileri, Türkiye'de inşaat ve gayrimenkul sektörlerinde bir canlanma eğiliminin devam ettiğini gösteriyor. Bu eğilimin sürdürülebilirliği, finansal koşulların iyileştirilmesine, maliyetlerin yönetilmesine ve sosyal adalete dayalı bir kentsel dönüşümün hayata geçirilmesine bağlı.
Prof. Dr. Abdulkadir DEVELİ / Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Konut finansman maliyetlerinde iyileşme bekliyoruz"
Reel kurdaki artışa rağmen cari açığın bu seviyeleri istikrar programının başarısını gösteriyor. Orta Vadeli Program hedeflerinin altında bir cari açık ve ithalat bekleniyor. Bütçe gelirlerindeki artışın gider artışından daha fazla olması, bu seneki mali istikrar ve sıkı duruşun bütçedeki yansıması olarak değerlendirilebilir. İstikrar programları ve enflasyonla mücadele uygulandığı dönemlerinde ithalatı ve iç tüketimi baskılamak çok zordur. Bütçe ve ödemeler dengesi rakamları bu zorun şimdiye kadar başarıldığını gösteriyor. Türkiye genelinde konut satışlarının Nisan'da yıllık yüzde 56.6 oranında artması ekonomiye olan güvene işaret ediyor. Özellikle finansman maliyetlerinde önümüzdeki dönemde bir iyileşme bekliyoruz. Bu iyileşme ile birlikte satışların ciddi artması, istihdam ve ekonomiye yansıması bekleniyor.