Yapay zeka kimin yerini alamaz?

GİRİŞ TARİHİ: 01.09.2025 GİRİŞ TARİHİ: 10:28 SON GÜNCELLEME: 01.09.2025 10:28
Günümüzde yapay zekanın neredeyse hemen her işi insanın elinden alabileceği, hatta süper insan özellikleriyle insana olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırılabileceği konusu tartışılıyor. Fakat İK uzmanları insana olan ihtiyacın sona ereceğini düşünmüyor. Hatta yapay zekanın insanın yerini asla alamayacağı alanlar olduğu konusunda hemfikirler.

ÜRÜN DİRİER/ Sanayi Devrimi'nde buhar gücü fabrikaları doldurduğunda, pek çok insan işini kaybetmekten korktu. Elektrik hayatımıza girdiğinde, sonra bilgisayarlar, internet, mobil teknoloji… Her dönüşüm döneminde aynı soru yeniden soruldu: "İnsanların yerini makineler mi alacak?"

Bugün bu sorunun en güncel ve en keskin haliyle karşı karşıyayız. Artık üretim bantlarında değil, beyaz yakalı dünyada; ekran başlarında, toplantı odalarında, veri merkezlerinde yaşanıyor bu dönüşüm. Yapay zeka yalnızca hesap yapan, verileri analiz eden değil; yazı yazan, tasarım yapan, kararlar alan, hatta empati kurabilen yeni nesil bir zihin iş hayatının merkezine yerleşiyor.

Bir yandan büyüleyici bir verimlilik ve hız vadediyor. Saatler süren analizleri saniyelere indiriyor, binlerce veriyi tek seferde tarayıp en uygun çözümü önerebiliyor. Yaratıcılık bile, artık sadece insana ait bir alan olmaktan çıkmış gibi görünüyor. Metin yazarlığından müşteri hizmetlerine, hukuktan pazarlamaya kadar birçok meslekte yapay zekâ sistemleri aktif olarak kullanılıyor. Hatta bazı yerlerde performansları, insanları bile geride bırakıyor.

Ama tüm bu gelişmelerin ortasında hâlâ temel bir soru varlığını koruyor: Yapay zekâ insanın yerini alabilir mi?

Bu soru ilk bakışta basit gibi görünebilir; ama aslında derininde bir korkuyu, bir merakı ve belki de bir gerçeğin kıyısında olmanın ağırlığını taşıyor. Sanayi Devrimi buharlı makineleriyle kas gücünü nasıl dönüştürdüyse, içinde bulunduğumuz çağ da algoritmalarla, veriyle ve öğrenen makinelerle zihin gücünü dönüştürüyor. Ancak bu kez mesele sadece üretim araçları değil; mesele, insanın kendisi.

Artık yalnızca fiziksel işler değil, muhasebeden hukuka, tasarımdan gazeteciliğe kadar birçok entelektüel meslek de otomasyonla karşı karşıya. Yapay zekâ, verileri saniyeler içinde analiz edebiliyor, rapor yazabiliyor, müşteri sorularına yanıt verebiliyor, hatta yaratıcılık gerektiren içerikler bile üretebiliyor. Peki bu durumda insanın benzersizliği nerede başlıyor ve nerede bitiyor?

Bazıları için bu gelişmeler bir devrim; verimlilikte patlama, hata oranında azalma ve daha düşük maliyetler anlamına geliyor. Diğerleri içinse bu, mesleki kimliklerin, yıllarca biriktirilen becerilerin ve iş güvencesinin erozyona uğraması demek. Bir yanda "Yapay zekayla çalışan insan, çalışmayan insandan daha değerli olacak" görüşü hakimken, diğer yanda "Her şeyin otomatikleştirildiği bir dünyada insan neyle tanımlanacak?" sorusu yankılanıyor.

Yalnızca teknolojinin değil, sosyolojinin, psikolojinin ve etik soruların da merkezde olduğu bu tartışma, gelecekte nasıl çalışacağımız kadar, kim olarak çalışacağımızı da belirleyecek…

Ekipler performansla değil, duygularla yönetilir

Ergene Consulting Kurucusu ve Boyden Türkiye Ülke Lideri Murat Ergene'ye göre, yapay zeka insanların yerine geçmeyecek ancak yapay zekayı iyi kullanan insanlar, yapay zekayı kullanmayanların önüne geçecek. Yapay zeka her işi elimizden alacak mı sorusu bugün sadece bir teknoloji sorusu değil, aynı zamanda insanın iş hayatındaki yerini yeniden tanımlama sorusudur. Evet, yapay zeka veri işleme, analiz, otomasyon gibi birçok teknik alanda olağanüstü hız ve doğrulukla çalışıyor olabilir ancak halen insana özgü kalacak alanlar var. Aslında insan yalnızca üretim yapan değil yöneten, ilham veren, ilişki kuran, değer yaratan bir varlık. Bu nedenle yapay zekaya rağmen insana daima ihtiyaç duyulacaktır. Örneğin empati kuran liderlik ve insan yönetimi ekipleri sadece performansla değil, duygularla yönetilir. Çünkü bir liderin mesela bir kriz zamanında güven vermesi, ekip motivasyonunu koruması ve kültür inşa etmesi sadece algoritmalarla mümkün değildir. Nitekim yaratıcılık ve inovasyon da insana ihtiyaç duyan bir konudur. Elbette yapay zeka bugünü optimize eder. Ancak radikal sıçramaları, ezber bozan fikirleri, sezgisel atılımları insan yaratır. Gerçek inovasyonun kaynağı hâlâ insandır.

İkna, müzakere ve güven için insana ihtiyaç var

Stratejik karar alma konusunun da aynı şekilde insana ihtiyaç duyan bir başka konu olduğu görüşünde olan Ergene, "Çünkü veri bir araçtır. Ama kararlar sadece rakamlarla değil; etikle, sezgiyle, bağlamla ve tecrübeyle alınır. Hele ki karmaşık ve belirsiz ortamlarda bu unsurlar çok daha önemli bir özellik olarak öne çıkar. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Örneklere devam etmek gerekirse; ikna, müzakere ve güven inşası da yine insana ihtiyaç duyar. Yapay zeka argüman sunabilir ancak güven oluşturamaz. Bir satışın kapanmasında ya da bir yatırımcının ikna edilmesinde hâlâ duygusal zeka belirleyicidir. Bir şirketin kurumsal kültür ve değerler yönetimini düşünün. Mutlak insana ihtiyaç olan bir başka konudur. Çünkü şirketleri başarılı kılan sadece teknoloji değil, onu kullanan insanların değer sistemidir. Bir kurumun nasıl bir dünya istediği sorusunu ancak insanlar yanıtlayabilir" diyor.

Bazı roller değişirken, yeni pozisyonlar ortaya çıkıyor

Great Place To Work CEO'su Eyüp Toprak, yapay zekanın pek çok alanda insan performansını aşabilecek yetkinliklere ulaştığının artık bir gerçek olduğunun altını çizerek, "Bu yükseliş, iş dünyası liderlerine büyük fırsatlar sunarken aynı zamanda önemli riskleri de beraberinde getiriyor. En kritik risklerden biri, bazı mevcut rollerin yapay zeka tarafından üstlenilecek olması. Ancak bu, artık insana ihtiyaç kalmayacak anlamına gelmiyor. Çünkü aslında yapay zeka iş dünyasında bir dönüşüm başlattı. Bazı roller değişirken, yeni yetkinlikler ve pozisyonlar ortaya çıkıyor. Bu süreçte, yapay zekayı bir tehdit değil, dönüşümün katalizörü olarak görmek ve stratejileri buna göre şekillendirmek büyük önem taşıyor" diyor.

Bu değişim sürecinde yapay zekanın asla tam olarak karşılayamayacağı başlıkların iderlik, ilham verme ve anlam yaratma gibi insani beceriler olduğunu ifade eden Toprak'a göre, özellikle çalışan bağlılığını artırmak, ekip dinamiklerini yönetmek veya karmaşık insan ihtiyaçlarını anlamak gibi ilişkisel alanlarda yapay zeka, veri analizinde etkili olsa da empati, özgün iletişim ve güven inşası gerektiren konularda insanın yerini alamaz. Çünkü güvene dayalı bir iş kültürü, yalnızca veriye değil, insana da dokunan bir bakış açısıyla şekilleniyor. Yapay zekanın yükselişi, insan becerilerinin tamamen göz ardı edilmesine değil, aksine onlara yatırım yapmaya ve güçlendirmeye odaklanmayı gerektiriyor. Bu da insan yeteneklerini ve yapay zekayı birleştiren hibrit bir geleceğe işaret ediyor.

İK yok olmayacak, tam aksine stratejik bir konuma yükselecek

Yapay zekanın geleceği hakkındaki tartışmaların, tarihteki her teknolojik devrimde olduğu gibi, bir miktar endişe barındırdığına işaret eden Kolay İK COO'su Tunca Üçer, "Ancak ben, teknolojinin insanı ikame ettiği değil, insanın potansiyelini açığa çıkardığı bir geleceğe inanıyorum. Yapay zeka, veri analizinde ve operasyonel işlerde ne kadar yetkinleşirse yetkinleşsin, bazı temel yetkinlikler nedeniyle asla insanın yerini alamayacak. Bunların başında empati geliyor. Çünkü bir çalışanın gözündeki parıltıyı veya endişeyi anlamak, yapay zekanın sahip olduğu bir yetkinlik değil. Krize giren bir ekibe liderlik etmek, karmaşık bir etik ikilemde doğru kararı vermek, yani vicdani muhakeme gücü daima insana özgü kalacak" açıklamasında bulunuyor.

"Bir kurum kültürü yaratmak, insanlara ilham vermek ve onları ortak bir vizyon etrafında birleştirmek; algoritmaların değil, liderlerin işidir" diyen Üçer sözlerini şöyle tamamlıyor:

"Bu yüzden İnsan Kaynakları departmanları yok olmayacak; aksine, en değerli 'insan' yetkinliklerini merkeze alarak evrilecek ve her zamankinden daha stratejik bir konuma yükselecek. İK profesyonelleri, operasyonel yüklerden kurtulup tam zamanlı olarak stratejik iş ortaklığına, mentörlüğe ve kurumun ruhunu şekillendirmeye odaklanacak. Bu yeni düzende, şirketlerin en çok güveneceği departmanların başında, insanı anlayan ve geliştiren İnsan Kaynakları gelecek. Çünkü günün sonunda, insanı ileriye taşıyacak olan yine insanın o eşsiz organik dokunuşudur."

Yapay zeka empatik yanıtlar verse de sahicilikten uzak

ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı'nın aktardıklarına göre, iş dünyasında bugün en çok ihtiyaç duyulan beceriler arasında duygusal zeka, yaratıcılık, etik muhakeme ve eleştirel düşünme öne çıkıyor. Bu beceriler, yalnızca teknik bilgiyle ya da algoritmalarla yönetilemeyecek kadar derinlikli ve insan merkezli. Örneğin insan kaynakları uzmanları, ekip liderleri ya da müşteri temsilcileri, empati kurabilmeden, güven inşa etmeden ve duyguları okuyamadan etkili olamaz. Yaratıcılığın, özellikle reklamcılık, ürün tasarımı ve girişimcilik gibi alanlarda, fark yaratan fikirlerin temeli olduğuna işaret eden Narlı, "Etik muhakeme, hukuk danışmanlarından doktorlara kadar pek çok profesyonelin karar alma süreçlerinde belirleyici olur. Eleştirel düşünme ise veri analistlerinden strateji uzmanlarına kadar sayısız rolde sağlıklı kararlar vermek için vazgeçilmezdir. Yapay zeka bu yetkinlikleri belli bir düzeyde taklit edebilir belki, ama içgörü, vicdan ve deneyim gerektiren durumlarda insanın yerini dolduramaz" diyor.

Örneğin satış temsilcileri, lojistik sektörü çalışanları, yazılım geliştiriciler ve inşaat çalışanları gibi rollerde yeni istihdam artışlarının beklendiğini ifade eden Narlı, "Dolayısıyla; lojistik ve e-ticaretin büyümesiyle 10 milyon yeni pozisyon, dijitalleşme ve altyapı yatırımlarıyla 5 milyonu aşkın yeni iş alanı doğacak. Tarım sektöründe ise Dünya Ekonomik Forumu'nun verilerine göre 35 milyonu aşkın yeni istihdam yaratılması öngörülüyor. Ayrıca, geleceğin meslekleri arasında makine öğrenimi mühendisleri, veri bilimciler, siber güvenlik uzmanları gibi yapay zeka odaklı rollerin hızla yükseldiğini görüyoruz" diye konuşuyor.

Dünya genelinde yapılan araştırmalar da yapay zekanın empatik yanıtlar verebilse bile, bu yanıtların sahicilikten uzak kaldığını gösteriyor. Narlı, şunları aktarıyor: "Gerçek empati, kişinin yaşam deneyimine, kültürel bağlamına ve duygusal sezgilerine dayanır; bu da bugün için sadece insana özgü bir yetidir. Tüm bu veriler ışığında, yapay zeka, iş dünyasında dönüşümün güçlü bir aracı; ama insan merkezli beceriler hâlâ işin kalbinde yer alıyor. Teknolojiyi doğru şekilde entegre etmek ve verimliliği artırmak kuşkusuz önemli. Ancak sürdürülebilir başarı için, duygusal bağ kurabilen, yaratıcı düşünebilen, etik ilkelere bağlı ve eleştirel akıl yürütebilen insan kaynağına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var."

Yüksek eğitimliler, yapay zeka konusunda kendini geliştirmeli

Kariyer.net CEO'su Fatih Uysal'a göre, yapay zekanın sadece insanın yerini alacağını konuşmak çok doğru değil. Yapay zekanın gelişmesiyle beraber yeni iş kollarının ortaya çıktığını belirten Uysal, "Üretken yapay zekanın pek çok sektörde otomasyon konusunda ciddi gelişmeler sağlayacağını da göz ardı etmek mümkün değil. The Network ve Boston Consulting Group ile yürüttüğümüz Global Yeteneklerin Şifresi araştırmamız, bugün bile bazı sektörlerde yapay zekanın büyük ölçüde benimsendiğini gösteriyor. Türkiye'de IT alanında çalışanların yüzde 79'u, Dijital Endüstrilerdeki yeteneklerin yüzde 76'sı ve Hukuk alanındakilerin yüzde 72'si iş süreçlerine yapay zekayı entegre ettiklerini belirtiyor. Globale baktığımızda ise başı çeken sektörler; Teknoloji, Medya ve Dijital Endüstriler şeklinde sıralanıyor. Ancak değerlendirmeyi direkt sektörler özelinden yapmak çok açıklayıcı olmayabilir" diyor.

Özellikle üretken yapay zeka öncesinde kabul edilen ve günümüzde değişen bir yargı olduğunun altını çizen Uysal, "Yapay zekanın daha çok mavi yaka pozisyonlarda otomasyonu geliştireceği düşünülürken bugün 'Üretken Yapay Zeka'nın zihinsel iş yapan uzmanları daha çok etkileyeceğini konuşuyoruz. McKinsey'in Üretken Yapay Zekanın Ekonomik Potansiyeli raporuna göre yüksek eğitim seviyesi gerektiren işler, üretken yapay zeka ile otomasyonu yapılma potansiyeli en yüksek olan işler oluyor. Lise düzeyi veya daha az eğitim gerektiren işlerin yüzde 54'ü üretken yapay zeka olmadan otomasyonu yapılabilirken üretken yapay zeka ile bu oran yüzde 63'e çıkıyor. Master-Doktora seviyesi işlerde ise bu oran yüzde 28'den yüzde 57'ye çıkıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönem, yüksek eğitimli adayların yapay zeka konusunda kendisini geliştirmesi gereken bir süreç olacak. Diğer yandan nitelikli mavi yakanın adayların bu konuda daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün" diye konuşuyor.

Dünya Ekonomik Forumu'nun Future of Jobs 2025 raporuna göre 2030'a kadar mevcut işlerin yüzde 22'si değişime uğrayacak. 170 milyon yeni iş yaratılacağını, 92 milyon işin ise kaybedileceğini anlatan bu veri, adaylar ve işe alım uzmanları için kritik bir gösterge niteliği taşıyor. Bu dönüşüm, yetenek yönetiminin daha komplike hale geleceğini ve işgücü piyasasında büyük bir değişim yaşanacağını işaret ediyor. "Adayların gelecekteki iş fırsatlarına kendilerini hazırlayabilmeleri için yetkinliklerini geliştirmeleri, dijital becerilerini artırmaları ve sektörel değişimlere uyum sağlamaları gerekecek" diyen Uysal şu bilgileri aktarıyor:

"Üretken yapay zekanın iş süreçlerine entegre olmasıyla ve gelişmesiyle mevcut işler dönüşüyor, yeni iş kolları da ortaya çıkıyor. Prompt Engineering, Data Etiketleme, Data Temizleme, Yapay Zeka Hukuki Uyum Uzmanı, AI Trainer, Sağlık ve Müşteri İlişkileri alanlarında Yapay Zeka Destekli Çözüm Uzmanları ve tabii birçok bot/asistan hizmetinin ortaya çıkacağını söylemek mümkün. Future of Jobs 2025 raporuna göre Türkiye'de şirketlerin yüzde 78'i, yapay zeka becerilerine sahip yeni çalışanlar işe almayı planlıyor. Dolayısıyla yapay zekanın insanın yerini almasından ziyade, yapay zekayı kullanabilen insanların kullanamayanların yerini alacağı bir dönem bizi bekliyor diyebiliriz."

Yapay zeka merak etmiyor

Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal'ın aktardıklarına göre, yapay zeka hızla gelişiyor ve bir çok alanda insan emeğini destekliyor, hatta bazı süreçlerde otomasyonla öne geçiyor. Ancak tüm bu ilerlemelere rağmen, insan deneyimini, içgörüsünü ve duygusal zekasını taklit etmesi mümkün değil. "Gerçek deneyim" dediğimiz, kişinin yıllar içinde kazandığı tecrübeleri yapay zeka hiçbir zaman tam olarak anlayamaz. Kriz anlarında verdiği kararlar, başarısızlıklardan çıkardığı dersler ve zamanla geliştirdiği sezgisel yaklaşımlar yapay zekanın analiz edebileceği verilerin ötesindedir. "Özellikle işe alım süreçlerinde, bir adayı gerçekten anlamak sadece özgeçmişindeki bilgilerle değil, o bilginin ardındaki hikayeye ulaşmakla mümkündür. Bunu da ancak deneyimi olan bir insan değerlendirebilir" diyen Bal, "Yapay zekanın eksik kaldığı bir diğer alan ise merak ve etik algısıdır. Merak, insanı yeni sorular sormaya ve bilinmeyene yönelmeye iter. Yapay zeka mevcut verilerle çalışır. Oysa merak duygusu, verinin dışında kalan yeni alanların keşfini sağlar. Aynı şekilde, etik kararlar da yalnızca mantıkla değil değerlerle şekillenir. Bir çalışan hakkında elde edilen bilginin nasıl kullanılacağı, liderin hangi durumda neyi savunacağı gibi kararlar yalnızca deneyimle verilir. Yapay zeka bu tür çok katmanlı insani değerlendirmelerde yetersiz kalır. Liderlikte empati kurmak, güven inşa etmek, kriz anlarında takımı duygusal olarak desteklemek insan dokunuşuna ihtiyaç duyan süreçlerdir. Bu yönüyle yapay zeka, liderin yerini asla alamaz" açıklamasında bulunuyor.

"Kültürel uyum da benzer şekilde, yapay zekanın insanın yerini dolduramayacağı alanlardan biridir" diyen Bal'ın aktardıklarına göre, 2025 yılında yayınlanan Deloitte'un Küresel İnsan Sermayesi Trendleri araştırmasında, yüksek kültürel uyum gösteren ekiplerde çalışan bağlılığı yüzde 30 artarken, performans yüzde 50'ye kadar yükseliyor. Bu veriler de, bir adayın şirket kültürüne ne kadar uyum sağlayabileceğini anlamanın yalnızca teknik yetkinlikleriyle ölçülemeyeceğini gösteriyor. "Kültürel uyum, adayın değerleriyle, kurumun değerleri arasında kurulan görünmeyen bir köprüdür" diyen Bal, "Bu köprünün kurulup kurulamayacağını ise yalnızca karşısındaki insanın sezgisi, deneyimi ve gözlem yeteneği anlayabilir. Yapay zeka, kültürü veri olarak değerlendirebilir ama onu hissedemez. Bu yüzden, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insana olan ihtiyaç bir çok alanda her zaman varlığını sürdürecektir" diye konuşuyor.

Yapay zeka lider olamaz

MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, "Yapay zeka teknolojilerinin her geçen gün daha da gelişmesiyle birlikte, yöneticilerin ve liderlerin rollerinin nasıl dönüşeceği konusu iş dünyasında sıklıkla gündeme geliyor. Üretken yapay zekanın; stratejik planlamadan finansal analizlere, müşteri deneyiminden karar destek sistemlerine kadar birçok alanda sağladığı katkı, her geçen gün daha da artıyor. Ancak özellikle üst düzey liderlik rollerinde, verinin ötesinde, insani sezgilere, vicdani yaklaşımlara ve duygusal zekaya duyulan ihtiyaç hâlâ belirleyici olmaya devam ediyor. Bir lider, ekip arkadaşının sessizliğindeki yorgunluğu fark edebilir, gözlerinden duygularını, endişelerini anlayabilir. Bunlar yapay zeka tarafından en azından şimdilik taklit edilemez" diyor.

İnsanlar, anlaşıldıklarını ve görüldüklerini hissetmeye ihtiyaç duyduklarının altını çizen Yalçın, "Liderlerin ekipleriyle kurduğu samimi ilişkiler, onların performansında belirleyici rol oynar. Bu nedenle yapay zekadan gelen öneriler ne kadar isabetli olursa olsun, liderin gösterdiği insani özellikleri; duyguları okuma ve gerçek bağ kurma yeteneği, yapay zekanın girmeyeceği alanlar arasındadır. Ayrıca liderliğin sadece bilgi değil, aynı zamanda ilham verme, güven yaratma ve belirsizlik anlarında yön gösterme sorumluluğu olduğunu da hatırlatmak isterim. İnsanların kalbine dokunan, onları zor zamanlarda ayakta tutan şey tutkulu bir vizyondur. Vizyonu ortaya koymak da ekiplerin onu sahiplenmesi sağlamak da liderlerin yapabileceği ve yapay zekanın giremeyeceği bir başka alan. Yapay zeka, liderin yerine geçemez; ancak iyi bir liderin yanında, doğru kullanıldığında çok güçlü bir yardımcı olabilir. Yüksek empati becerileri, vizyoner bakış açısı ve değer temelli karar alma becerisi, lideri lider yapan yetkinlikler olmaya devam ediyor. Geleceğin başarılı liderlerinin, yapay zekanın sunduğu büyük avantajları doğru değerlendirerek kendilerini güçlendirmek için kullanmalarını öneriyorum" diye konuşuyor.

Ali TUNCEL/ T4 People Analytics CEO'su

"İnsanı oyunun dışına atmak için değil, daha iyi anlamak için var"

Yapay zeka artık hayatımızın her alanında, bazı işler tamamen otomasyona geçti bile. Ancak biz T4 People Analytics'te hep şuna inanıyoruz: İnsan faktörü hiçbir zaman denklemden çıkmayacak. Bazı konular sadece insana özgüdür. İşte bu nedenle "yapay zeka asla insanın yerini alamaz" dediğimiz konular tartışma götürmez olarak kabul görür. Bunlardan biri örneğin; anlam verme becerisidir. Verilerin ne dediğine baktığımızda elbette algoritmalar bize birçok bilgiyi sunabiliyor. Ancak o verinin ne anlama geldiğini, kurum kültürüyle, insan ilişkileriyle birleştirip gerçekten anlamlandırmak hâlâ insanın işidir. Yapay zeka insanın yerini alamaz dediğimiz konulardan bir diğeri de elbette empati kurmak ve güven inşa etmek özelliğidir. Yapay zeka analiz yapar ancak bir çalışanın derdini hissetmek, onunla bağ kurmak, o güveni yaratmak gibi duygu ve yetiler teknoloji ile değil ancak insan yetileri ile mümkündür. Aynı şekilde adalet ve vicdani değerlendirmeler de insana özel duygulardır. Bazı kararlar sadece mantıkla değil, etik değerlerle de şekillenir. "Bu doğru mu?", "Bu adil mi?" diye sormak, yapay zekanın işi değildir. Bu sorumluluk ancak biz insanlarda vücut bulur. Kısaca özetlemek gerekirse; yapay zeka insanı oyunun dışına atmak için değil, insanı daha iyi anlamak ve desteklemek için var.

Canan DUMAN/ Yönetim Danışmanı

"İnsanın sezgisel zekasını taklit edemez"

Yapay zeka, duyguları analiz edebilir, hatta taklit edebilir. Ancak gerçek empatiyi hissedemez. Bir insanın acısını, korkusunu, heyecanını içtenlikle paylaşamaz. Psikolojik destek, terapi, duygusal liderlik gibi alanlarda insanın yerini alamaz. Yapay zeka resim çizebilir, müzik besteleyebilir, hatta roman yazabilir. Ama gerçek sanat, insanın iç dünyasının bir yansımasıdır. Sanat, edebiyat, müzik, şiir gibi alanlarda yapay zeka ilham verici olabilir ama yaratıcı özne olamaz. Yapay zeka verilere göre karar verir, ancak doğru ile yanlış arasındaki ince çizgiyi hissedemez. Hukuk, etik kararlar, adalet mekanizmaları gibi alanlarda insanın yerini alamaz. Yapay zeka verilere dayalı tahminler yapabilir, ancak insanın sezgisel zekasını taklit edemez. Liderlik, kriz yönetimi, müzakere, diplomasi gibi alanlarda insanın yerini alamaz. İnsan, sadece bilgi işleyen bir varlık değil. Hayatın anlamını sorgulayan, varoluşsal sorular soran bir bilinç. Yapay zeka, bu derinliği asla yakalayamaz. Felsefe, psikoloji, din, kişisel gelişim gibi alanlarda insanın yerini alamaz. Yapay zeka hızlı, güçlü ve etkili olabilir. Ama insanın ruhunu, sezgisini ve anlam arayışını taklit edemez. İnsana olan ihtiyaç asla sona ermeyecek görüşündeyim.

Erhan POLAT/ Link Bilgisayar Genel Müdür Yardımcısı

"İnsanın rolü işi yapan değil, işi yöneten olacak"

Yapay zeka günümüzde birçok iş sürecini dönüştürse de, sektörümüzde bazı alanlar insanın yerini uzak geleceğe kadar hiçbir zaman tamamen alamayacaktır. Özellikle ERP çözümlerinde; karmaşık mevzuatlara uyum, kurum kültürüyle şekillenen iş süreçlerinin yönetimi ve paydaşlar arası stratejik karar alma gibi konular halen insan deneyimi, durumsal farkındalığı ve ilişki yönetimi gerektirir. Yapay zeka bu alanlarda güçlü bir destekçi olabilir; ancak halen ahlaki sorumluluk, bağlamsal değerlendirme ve empati gibi nitelikler sadece insana özgüdür. Link Bilgisayar olarak biz, yapay zekayı bir "yönetenin yardımcısı" olarak konumlandırıyoruz. Zekice tasarlanmış algoritmalar, tekrar eden işleri devralabilir; ama sistemlerin anlamlı çalışabilmesi için yine insan rehberliği ve yorumuna ihtiyaç duyar. Örneğin OSB yazılımlarında bölgesel ihtiyaçların farkında olmak, insan kaynakları uygulamalarında çalışan psikolojisini okuyabilmek gibi yetkinlikler yalnızca insanla mümkündür. Gelecekte insanın rolü, işi yapan değil; işi yöneten, denetleyen ve geliştiren olacak. Bu dönüşümde insan her zaman olduğu gibi yapay zekanın da yol göstericisi olmaya devam edecektir.

Ahmet Ünal/ Beta Enerji İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü

"Riski omuzlayan hala insandır"

Yapay zeka, enerji sektöründe büyük bir dönüşüm başlattı. Beta Enerji olarak bu dönüşümün pasif bir takipçisi değil, aktif bir üreticisi olmayı seçtik. Bu kapsamda enerji sektöründe öncü olarak kurduğumuz Yapay Zeka Departmanımız, üretim optimizasyonundan bakım tahminine, tedarik planlamasından proje modellemesine kadar birçok süreçte verimliliği artıran çözümler geliştiriyor. Ancak biz, teknolojiyi insandan bağımsız değil, insanla birlikte çalışan bir zeka olarak konumlandırıyoruz. Saha ve üretim tecrübemizi, mühendislik reflekslerimizi, veri ve sistemlerle birleştirerek hem insan zekasını hem de yapay zekayı ortak bir paydada buluşturuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projelerde insan faktörünün yarattığı bağ, müşteriyle kurulan güven ilişkisi ve kriz anlarında gösterilen liderlik rollerinde yapay zekaya değil gerçek çalışanlarımıza güveniyoruz elbette. Sonuç olarak yapay zeka bizim için bir yardımcı, hızlandırıcı ve destekleyici. Ama enerji gibi insani sorumluluğu yüksek bir sektörde, nihai kararı veren, sahada duran, riski omuzlayan hâlâ insandır. Bu değişmeyecek.

Alper ÇOBAN/ Empa Elektronik Ar-Ge Direktörü

"Kullanıcı beklentilerini anlamak için insana ihtiyaç var"

Yapay zeka ne kadar ilerlerse ilerlesin, bazı alanlarda insan dokunuşunun yerinin kolayca doldurulamayacağını düşünüyoruz. Özellikle anlam kurma, değer üretme ve etik sorumluluk alma gibi konularda yapay zeka bugün için bir araç olarak öne çıksa da karar verici ya da yön belirleyici olma konusunda insana özgü bazı niteliklere her daim ihtiyaç duyulacaktır. Elektronik sektöründe yapay zeka; devre tasarımı, tedarik zinciri planlaması, üretim optimizasyonu, kalite kontrol, hata tespiti ve arıza kök neden analizi gibi birçok teknik alanda önemli katkılar sunuyor. Ancak bu süreçlerin arkasında hâlâ doğru problemi tanımlayan, kullanıcı beklentilerini anlayan ve uzun vadeli etkileri değerlendirebilen insanlara ihtiyaç olduğu görülüyor. Örneğin, bir elektronik ürünün sadece teknik olarak değil, kullanıcı deneyimi açısından da başarılı olabilmesi için sezgi, estetik anlayış ve empati gibi insani yetkinliklerin devreye girmesi gerekiyor. Ayrıca, geliştirilen teknolojilerin hangi amaçlarla ve nasıl kullanılacağına dair kararlar yalnızca algoritmalarla değil, toplumsal fayda ve etik değerlere göre şekillenmek durumunda. Bu da hâlâ insan merkezli bir bakış açısını gerekli kılıyor.

Esma FETTAHOĞLU/ Enterprise Müşteri Deneyimi ve Pazarlama Grup Müdürü

"Hizmetimizin merkezinde insan yer alıyor"

Araç kiralama sektörü merkezinde insan olan bir sektör. Müşteri memnuniyetini merkezine alan bir hizmet anlayışınız benimsiyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz hizmetin kalitesini ve verimliliğini artırmak, değişen ihtiyaçları zamanında karşılayabilmek için teknolojiden faydalanıyoruz. Yapay zeka ile talep tahmini, veri analizi ve rezervasyon yönetimi yaparak araçları doğru zamanda doğru yerde konumlandırıyor, operasyonel verimlilik sağlıyoruz. Tüm bu teknolojik gelişmeleri verimlilik için kullanmakla birlikte, hizmetimizin merkezinde insan ve iletişim yer alıyor. Seyahat, tatil veya acil ihtiyaçlar gibi durumlarda müşterilerimizin duygularını anlayarak güvene dayalı bir ilişki kurmak önceliğimiz. Yapay zeka operasyonel süreçleri kolaylaştırsa da, empati ve anlayış gibi insani becerilerin yerini tutamaz. Örneğin, uçağı rötar yapan ve aracını geç teslim alacak müşteriye sistem kurallarıyla değil, insanî yaklaşımla çözüm sunmak memnuniyeti artırır. Aynı şekilde, öngörülemeyen operasyonel durumlarda inisiyatif alma da yalnızca insan faktörüyle mümkündür.

Fatoş HÜSEYİNCA/Cevher Jant İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü

"Teknik bilgi kadar empati de vazgeçilmezdir"

Yapay zekanın yetenekleri her ne kadar etkileyici olsa da, bazı alanlarda insanın yeri hâlâ vazgeçilmezdir. Otomotiv ve otomotiv tedarik sektörlerinde; üretimden kalite kontrole, Ar-Ge'den lojistiğe kadar pek çok süreçte yapay zeka teknolojilerinden yararlanılıyor ve bu teknolojiler etkin şekilde entegre ediliyor. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, insanın üstlendiği rol kritik önemini korumaya devam ediyor. Özellikle insan kaynakları penceresinden bakıldığında; liderlik, empati, iletişim ve aidiyet gibi temel insan odaklı değerlerin yapay zeka tarafından tam anlamıyla sağlanabilmesi mümkün değil. Üretim süreçlerinde otomasyon ne kadar gelişirse gelişsin; çalışan motivasyonunu anlamak, ekipleri harekete geçirmek, kriz anlarında yön göstermek ve kurum kültürünü yaşatmak gibi konularda hâlâ insan deneyimine ve duygusal zekasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nitelikler, yapay zekanın henüz erişemediği ve kısa vadede de erişmesi beklenmeyen alanlar olarak önemini sürdürmektedir. Bu nedenle, otomotiv gibi ağır sanayi üretim firmalarında teknik bilgi kadar insani sezgi ve empati yeteneği de her zaman vazgeçilmez olacaktır.

Berna PEKTAŞ/ Oba Makarna İnsan Kaynakları Müdürü

"İnsan deneyimi vazgeçilmezdir"

Günümüzde yapay zekanın iş dünyasındaki etkisi hızla artmakta; birçok alanda verimliliği artırmakta ve insan gücüne olan ihtiyacı azaltmaktadır. Ancak üretim sektöründe, özellikle gıda sanayinde, insan faktörünün tamamen ortadan kalkması kısa vadede mümkün görünmemektedir. Otomasyon sistemleri ne kadar gelişirse gelişsin, belirli alanlarda insan dokunuşuna, bilgisine ve karar verme yetisine duyulan ihtiyaç devam etmektedir. Fabrikamız özelinde değerlendirdiğimizde, üretim hatlarında yapay zeka destekli sistemlerle iş süreçleri büyük ölçüde optimize edilmiş olsa da, Üretim Hatlarının Yönetimi, Arıza Müdahale ve Bakım, Temizlik ve Hijyen, Satış ve Pazarlama, Müşteri Hizmetleri, İnsan Kaynakları ve Kalite Kontrol ve Hammadde Yönetiminde insan ihtiyacı kritik önemdedir. Bu liste daha da genişletilebilir. Özetle, yapay zeka sektörde iş süreçlerini kolaylaştırmakta, zaman ve maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Ancak her alanda olduğu gibi gıda üretim sektöründe de insan dokunuşu, deneyimi ve sezgisi birçok alanda vazgeçilmezdir. Kısa vadede insan faktörünün tamamen devreden çıkması mümkün değildir; aksine yapay zeka ve insan iş birliğiyle daha verimli bir üretim süreci hedeflenmelidir.

Özer YILDIRIM/ Saytek Yönetim Kurulu Başkanı

"Rakip değil yardımcı olarak konumlandırıyoruz"

Yapay zeka, günümüz teknolojik gelişmeleriyle birlikte hayatımızın pek çok alanında etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı. Özellikle hız, doğruluk ve otomasyon konularında sunduğu katkılar, süreçleri daha verimli hâle getiriyor ve insan hatasını minimize etme konusunda önemli avantajlar sağlıyor. Bununla birlikte, yapay zekanın her ne kadar güçlü analiz ve işlem yetenekleri olsa da bazı insani nitelikleri henüz taklit etmesi mümkün değildir. Sezgi, ahlaki yargı, tecrübe ve kurumsal hafıza gibi insanı insan yapan derin ve karmaşık özellikler, yapay zekanın ötesinde birer değerdir. Bu noktada, biz yapay zekayı bir rakip ya da insanın yerini alacak bir unsur olarak değil; destek sağlayan bir yardımcı olarak konumlandırıyoruz. Onun sunduğu teknik kabiliyetleri, insanın sahip olduğu değerlerle birleştirdiğimizde, ortaya çok daha dengeli ve etkili sonuçlar çıkacağına inanıyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.